Peki Obama dönemi sonrası dünyada ve Ortadoğu da neler değişti ? Ana hatlarıyla aşağıda anlatmaya çalışalım.
Küresel gelişmelerin bölgesel sonuçları olmaktadır. Örneğin Obama dönemi ABD’nin siyasi tercihleri Ortadoğu’daki güç dengelerini değiştirmişti. Bu bağlamda ABD’nin ASYA politikasıyla birlikte dış politikada Çin’in yükselişine yönelik hamleleri Washington’ın Ortadoğu’dan göreceli uzak kalmasına; küresel, bölgesel ve yerel ölçeklerde güç boşluklarının oluşmasına neden olmuştu.
Bu dönemde, küresel anlamda Rusya ve Çin gibi aktörler güç artırımına gitti, hatta bu durum uluslararası sistemin tek kutupluluğunun sorgulanmasına yol açtı. Bölgesel anlamda İran nüfuz elde ederken; devlet dışı illegal silahlı gruplar (DAEŞ, PYD) uluslararası siyasette daha fazla etkinleşti. Bu minvalde güvenlik bağlamında ABD'ye bağımlı olan Körfez ülkeleri geleneksel güvenlik politikalarında bazı değişikliklere gittikleri görüldü. Suudi Arabistan, BAE gibi aktörler daha iddialı ve agresif politikalar izlemeye başladı. Kuveyt ve Katar gibi aktörler daha temkinli ittifak çeşitlendirmeye siyasetine gitti.
Bu anlamda; Türkiye birinci grup Körfez ülkeleri (S.Arabistan – BAE )açısından bölgesel düzen bağlamında tehdit olarak görülürken; ikinci grup Körfez ülkeleri (Katar –Kuveyt) açısından stratejik ortak olarak görüldü. 2010 sonrası küresel ve bölgesel gelişmelerin; Ortadoğu ve Körfez siyasetini ve güvenliğini bloklaştırdığını söyleyebiliriz.
Yine bu dönemde; Çin ve Rusya’nın küresel ve bölgesel yükselişlerine karşı Körfez ülkeleri olumlu yaklaşım sergiledi.
Şimdi ABD’de yeni bir yönetim göreve başlıyor. Donald Trump’tan görevi devralacak Biden ile dünyada taşlar yeniden dizilecek.
Türkiye’de bu dizilişte yerini alacak.