Yeni Dizayn

Türkiye’de siyasete yön verenler yeni bir diziliş için harekete geçmiş görünüyor. Yazın sıcak havası siyasetin yangın yerine dönen gündeminin yanında etkisizi eleman gibi dolaşıyor. Ancak bu diziliş tabi yalnızca iç aktörler tarafından hayata geçirilmiyor. Ortadoğudan Atlantiğe uzanan bir coğrafyada kendine taraftar buluyor.

01:40:59 | 2025-09-01
İlker Kaplan
İlker Kaplan      gazete.haber@gmail.com

Siyasette Yeni Dizilişin Gölgesi

Türkiye’de siyasete yön verenler, uzun süredir beklenen o “yeni diziliş” için harekete geçmiş görünüyor. Yazın kavurucu sıcakları gündelik hayatı bunaltırken, asıl hararet siyasetin sahnesinde yaşanıyor. Gündem öylesine yangın yerine dönmüş durumda ki mevsimsel değişimler bile etkisiz birer ayrıntı gibi kalıyor.

Bu yeni diziliş, yalnızca iç aktörlerin hamleleriyle açıklanabilecek bir süreç değil. Türkiye, artık sadece kendi iç dengeleriyle değil, aynı zamanda Ortadoğu’dan Atlantik’e uzanan geniş bir coğrafyanın hesaplarıyla da yeniden konumlandırılıyor.

İktidar cephesi, elindeki gücü konsolide ederken; muhalefet, parçalı yapısı ve kendi içindeki çekişmeler nedeniyle yeni dizilişin edilgen tarafı olmaktan kurtulamıyor. Siyaset sahnesinde yaşanan transferler, beklenmedik ittifak arayışları ve belediyelere yönelik müdahaleler, içerideki mühendisliğin görünen yüzü.

Ancak perde arkasında daha büyük bir tablo var: Ortadoğu’daki dengeler, Gazze krizi üzerinden şekillenen yeni bloklaşmalar, İran’ın sert çıkışları, Körfez’in denge arayışları, NATO ve ABD’nin Türkiye’ye biçtiği roller… Hepsi Ankara’nın önündeki satranç tahtasına taş olarak diziliyor.

Türkiye’nin yöneticileri bu satrançta hamle yaparken, yalnızca kendi seçmenlerini değil; Washington’dan Brüksel’e, Moskova’dan Tahran’a kadar pek çok başkentin beklentilerini de dikkate almak zorunda. İşte bu yüzden, iç siyasetteki her kayma aynı zamanda küresel dengelerin yansıması hâline geliyor.

Sıcak yaz günleri geçecek, serin rüzgârlar esecek. Ama siyasetin bu ateşi öyle görünüyor ki uzun süre sönmeyecek. Türkiye, yeni bir dizilişin eşiğinde; ve bu diziliş, sadece kimin iktidarda olacağını değil, ülkenin hangi yöne savrulacağını da belirleyecek.

Türkiye’de Yeni Diziliş: İçerden ve Dışardan Satranç

Türkiye siyaseti uzun zamandır sert dalgalara açık bir deniz gibi… Şimdi ise dalgalardan çok, yeni bir akıntıdan söz ediyoruz: Diziliş yeniden yapılıyor. Ve bu dizilişin satranç tahtasında taşlar hem içeride hem dışarıda yeniden diziliyor.

İçerideki taşlar:

AKP ve Cumhur İttifakı, iktidarını korumak için yalnızca klasik oy tabanına değil, farklı kesimlerden gelen yeni desteklere yaslanmaya çalışıyor. Bu bağlamda bazı CHP’li belediye başkanlarının AKP’ye geçişi ya da iktidarla uyumlu politikalar izlemesi “merkezileşme” stratejisinin parçası.

CHP’nin iç tartışmaları, özellikle parti içi hiziplerin güç kavgası, muhalefeti etkisiz hâle getiriyor. Bu durum, iktidarın mühendisliğini kolaylaştırıyor.

İYİ Parti’nin parçalanma süreci ve Zafer Partisi gibi aktörlerin yükselişi, milliyetçi tabanın yeniden dağılımına yol açıyor. Bu dağılım da ittifak senaryolarında yeni kombinasyonların önünü açıyor.

Yeniden Refah Partisi’nin büyümesi, iktidar cephesine “yeni ama riskli” bir ortaklık dayatıyor. Çünkü bu parti, hem muhafazakâr tabanı çekiyor hem de AKP’nin kendi alanını daraltıyor.

Dışarıdaki taşlar:

Ortadoğu: Gazze savaşı, İsrail–Hamas çatışması ve İran’ın bölgedeki sert tutumu, Türkiye’yi yeniden pozisyon almaya zorluyor. Ankara, bir yandan Filistin hassasiyetini yüksek tutuyor, öte yandan İsrail ve ABD ile ekonomik-diplomatik ilişkilerini koparmıyor.

Atlantik cephesi: ABD ve NATO, Türkiye’yi Rusya ile arasına mesafe koymaya zorluyor. Ukrayna savaşı bağlamında Ankara’ya biçilen “dengeleyici ülke” rolü, aslında bir baskı mekanizmasına dönüşüyor.

Rusya ve Avrasya hattı: Moskova ile enerji bağımlılığı ve Suriye sahasındaki işbirliği, Türkiye’nin Batı’dan tamamen kopmasını engellese de bağımsız hareket alanını daraltıyor.

Avrupa Birliği: Genişleme ve göç krizleri üzerinden Türkiye’yi yeniden gündemine almış gibi görünüyor. Fakat burada da “gümrük birliği güncellemesi” ve “mülteci kartı” öne çıkıyor, demokrasi ve hukuk tartışmaları ikinci planda.

Özetle; İktidar içeride muhalefeti zayıflatıp kendi güç dengelerini sağlamaya çalışırken, dışarıda Atlantik–Avrasya hattı arasında ip cambazı gibi dengede kalmaya zorlanıyor. “Yeni diziliş” sadece kimlerin hangi partide siyaset yapacağıyla sınırlı değil; ülkenin önümüzdeki yıllarda Batı’ya mı, Avrasya’ya mı daha fazla yaslanacağına dair büyük yönelim tartışmasının da adı.

İçeride transferler, kayyumlar, ittifak pazarlıkları… Dışarıda Gazze, Ukrayna, NATO, Rusya… Bütün bu gelişmeler Türkiye siyasetini sıradan bir seçim yarışından çok, büyük bir jeopolitik satrancın parçasına dönüştürüyor.

World Media Group (WMG) Haber Servisi




ETİKET :   yeni-dizayn

Tümü
G-E326TP51F5