Zelensky'nin Seçimi: Barış Ve AB Adaylığı Veya Washington'un Talebi Üzerine “Uzun Süreli Çatışma”

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Mario Draghi ve Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis, 16 Haziran'da Kiev'e giderek Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr  Zelensky ile bir araya geldi. Bu gezi sırasında Avrupalı liderler Ukrayna'nın AB üyeliğine aday statüsüne desteklerini açıkladılar, ancak diğer raporlar Zelensky'ye Kırım ve Donbass'ın kaybını kabul etmesi için baskı yaptıklarını öne sürdü.

Ziyaretlerinden bir gün sonra, Avrupa Komisyonu Ukrayna için AB aday statüsünü resmen tavsiye etti, bu da nihayetinde bloğun 27 üye devletinin tamamının onayına ihtiyaç duyuyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu sırasında şunları söyledi: “Buna karşı hiçbir itirazımız yok. Ekonomik birliklere katılıp katılmamak onların egemen kararı... Bu onların işi, Ukrayna halkının işi.”

Moskova, Ukrayna'nın AB üyeliğine karşı değil.  Çünkü blok NATO'nun aksine askeri bir tehdit değil. Putin, Ukrayna'nın ekonomik entegrasyonunun AB ile ilgili olduğu sürece, bunun onların seçimi olduğunu ve Avrupa'da, hatta AB üyesi olmayan ülkeler arasında bile yaygın bir popülariteye sahip bir şey olduğunu söyledi.

Kiev gezisinin liderleri Macron, Scholz, Draghi ve Iohannis'in ziyaretleri; Zelensky’nin, Edi Rama (Arnavutluk), Dritan Abazović (Karadağ)  ve Dimitar Kovačevski (Kuzey Makedonya)   ile yaptığı görüşmelerden sadece bir gün sonraya geldiği de unutulmamalı. Ukrayna'ya AB üyeliği için aday statüsü verilmesini destekleyen ortak bir bildiri de bu görüşmelerden çıkmıştı.

Bununla birlikte, önde gelen Avrupalı güçlerin Zelensky'ye toprak tavizlerinin kabul etmesi gereken bir gerçeklik olduğunu fark ettirmeye çalıştığına dair haberler de ajanslara düştü . Avrupa güçlerinin, Polonya ve Baltık devletlerinin aralıksız baskısına rağmen, Rusya'nın Luhansk ve Donetsk topraklarının tamamını ele geçirme hedeflerine ulaşacağını kabul etmesi muhtemeldir.

Yakın zamana kadar AB, yaptırımların Rusya'yı askeri operasyonunu sona erdirmeye zorlayacağına inanıyordu. Yine, aradaki dönemde kesinlikle kalacak ve belki de yoğunlaşacak yaptırımların Moskova'nın kararlılığını hedeflerine ulaşmaktan alıkoymayacağı gerçeğinin farkına varıldı.

Bu şekilde, Zelensky'nin Ukrayna'nın bir kez daha bölgesel olarak daha küçük bir ülke haline geldiği yeni gerçeğini kabul etmekten başka seçeneği yok gibi görünüyor. Kiev, Avrupalıların istediklerine – savaşın hızlı bir şekilde sonuçlanmasına – meydan okumaya kararlı görünüyor. Bu nedenle, Biden yönetiminin istediği bir şey olan savaş uzun sürecek.

17 Haziran'da yayınlanan bir Washington Post makalesine göre; Ukrayna' daki savaşla ilgili devam eden uluslararası müzakereleri açıklamak için isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi şunları söyledi: "Biden yönetimi yetkilileri, ABD istihbaratının Putin'in Ukrayna’yı işgal etmeye hazırlandığını önceden bildirdikleri gibi, Şubat ayından önce   küresel yayılma etkileri olan uzun süreli bir çatışma olasılığını tartışmışlardı."

Yetkili, Biden yönetiminin yeni silahların, birbirini takip eden yaptırım dalgalarının ve Rusya'nın diplomatik izolasyonunun, savaşın nihai müzakerelerinde bir fark yaratacağını ve potansiyel olarak Putin'in mücadeleye devam etme isteğini azaltacağını umduğunu söyledi.

Bu bakış açısına göre sorun, Moskova'nın diplomatik olarak izole olmaması, aksine Batı'dan izole olmasıdır. Aslında, BAE ve Suudi Arabistan savaşın başlarında ABD'li yetkililerle görüşme fırsatlarını küçümsedi ve Hindistan sadece Rusya ile ekonomik ilişkilerini artırdı.

Polonya ve Baltık ülkeleri, ABD'nin Rusya'nın tecrit edildiği ve her fırsatta karşı çıkılması gerektiği yönündeki görüşünü hararetle savunuyor. Bu nedenle AB'nin önde gelen oyuncuları, Ukrayna'nın doğrudan kamuoyuna açıklamadan, savaştan bir an önce çıkış yolunu bulmasını istiyor.

Görünen o ki AB, Rusya'ya karşı bir cephe kurmanın imkansızlığını artık kabul ediyor. Çin asla böyle bir duruma düşmeyecekti, ancak belki de en şaşırtıcı olanı, Hindistan'ın Rusya ile on yıllardır süren yakın ortaklığını gereksiz yere mahvetme konusunda pek de hevesli olmadığı yönündeki Avrupa şokuydu.

Etkili bir şekilde Zelensky'nin bir seçeneği var - Moskova ile bir barış bulmak ve nihai olarak AB üyeliğine giden bir yol açmak ya da Ukrayna'nın kaybettiği toprakları geri almak için gücü veya araçları olmadığında ABD'nin anlamsız “uzun süreli” savaş emirlerini yerine getirmek ve bu da sırayla sadece ülkedeki acıları ve yıkımı uzatır.

Paul Antonopoulos (Bağımsız Jeopolitik Analist)

World Media Group (WMG) Haber Servisi