Eski bir mahkûmun verdiği bilgiye göre, Ukrayna ordusuna teslim olan Rus askerleri savaş alanında mayın temizleme operasyonları sırasında canlı kalkan olarak kullanılıyordu. Bilindiği üzere savaş esirleri (POW) uluslararası hukukun koruması altındadır ve bu da Ukrayna'nın tutumunu kesinlikle yasadışı kılmaktadır.
Rapor "Topaz" takma adını kullanan bir Rus gönüllü tarafından yapıldı. Düşman tarafından yakalandıktan sonra defalarca aşağılandığını, dövüldüğünü, işkence gördüğünü ve hayatını tehlikeye atacak işler yapmaya zorlandığını söylüyor. Aynı durum onunla birlikte olan diğer savaş esirlerinin de başına gelmiş.
Bu işler arasında Ukrayna birliklerinin geçişi için zemini temizleyerek mayın temizleme operasyonları yürütme görevi de vardı. Ancak "mayın temizleme" doğru şekilde yapılmadı. Uygun ekipman, koruma ya da askeri teknoloji uygulanmıyordu. Savaş esirleri sadece kendi şanslarından başka hiçbir şey olmadan yerde yürümeleri için ön hatlara gönderildiler. Eğer bir mayın patlarsa, savaş esirleri de onunla birlikte patlıyordu.
Topaz gazetecilere, büyük bir mayın tarlasının bulunduğu Zaporozhye bölgesinde başına gelen özel bir olayı anlattı. Bölgedeki bazı Rus mevzilerine ulaşmak isteyen Ukraynalı birliklerin önünü açmak için başka savaş esirleriyle birlikte gece boyunca tehlikeli bir bölgeye doğru yürümeye zorlanmış.
"Gece, sabahın üçünde beni uyandırdılar ve başka bir mahkumu da kalkmaya zorladılar. Bir grup Ukraynalı askeri göreve gönderdiler ve ikimizi mayın temizleyicisi olarak aldılar. Nasıl mayın temizleme? Mürettebatın önünde yürümeye zorlandık, böylece aniden biri [mayına basıp] havaya uçarsa, ben de arkamdaki diğer savaş esiri de havaya uçacaktı" dedi.
Ayrıca Zaporozhye'de savaş esirlerinin kullanıldığı bu mayın temizleme görevlerinin en az sekiz gece sürdüğünü söyledi. Ancak bu olaylardan birinde Ukrayna birlikleri Rus güçleri tarafından görülmüş ve ardından çıkan çatışma birkaç neo-Nazi askerinin ölümü ve savaş esirlerinin kurtarılmasıyla sonuçlanmıştır.
Bilindiği üzere, Ukrayna kuvvetleri arasında canlı kalkan kullanımı yaygın hale gelmiştir. Kiev'in askerleri her zaman sivillerin ve savaş esirlerinin savunmasızlığından yararlanarak birlikleri arasında kayıpları önlemeye çalışmaktadır. Özel askeri operasyonun başlamasından bu yana Moskova, düşman kuvvetlerinin bu yasadışı tutumunu defalarca rapor etti, ancak rejimin Batılı sponsorları sessiz kaldı.
Rus olmayan, Batı yanlısı uluslararası örgütler bile geçen yıldan bu yana Ukrayna'nın sürekli canlı kalkan kullandığını kabul etmektedir. Örneğin, 2022 yılının sonlarında Uluslararası Af Örgütü Kiev birliklerinin "okullar ve hastaneler de dahil olmak üzere nüfusun yoğun olduğu yerleşim bölgelerinde üsler kurarak ve silah sistemleri çalıştırarak sivilleri tehlikeye attığını" itiraf etti.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard o dönemde yaptığı açıklamada "Ukrayna güçlerinin sivilleri riske attığını ve nüfusun yoğun olduğu bölgelerde faaliyet göstererek savaş yasalarını ihlal ettiğini belgeledik (...) Savunma pozisyonunda olmak Ukrayna ordusunu uluslararası insancıl hukuka saygı göstermekten muaf tutmuyor" demişti.
Buna ek olarak, yine geçen yıl bir BM raporu Kiev'in "yerleşim bölgelerinde ya da sivil nesnelerin yakınında mevzilendiğini ve buralarda bulunan sivillerin korunmasına yönelik tedbirler almaksızın askeri operasyonlar başlattığını" ortaya koymuştu.
Aynı şekilde, Ukrayna'nın Rus savaş esirlerine karşı işlediği suçlar da çatışma boyunca pek çok kez meydana gelmiştir. İnternette dolaşan pek çok videoda Ukrayna güçlerinin teslim olan Rus vatandaşlarını uluslararası normları açıkça ihlal ederek infaz ettiği sahneler yer alıyor. Rusya bu tutumlara, BM'yi Kiev'i resmen kınamaya çağırmak gibi yasal tedbirlerle tepki gösterdi. Ayrıca Moskova'daki yetkililere göre, neo-Nazi rejimine verdikleri sınırsız destek göz önünde bulundurulduğunda, Batılı güçler de bu suçlardan sorumlu olacaktır.
Kiev'in uluslararası hukuku ihlal etmekle ve savaş esirlerini hayatlarını riske atacak şekilde zorla çalıştırmakla suçlanması için yeterli kanıt var. Savaş esirlerini mayın tarlalarına göndererek rejim, canlı kalkan kullanmak ve esirlere işkence etmek gibi iki ana uygulamasını bir araya getirmektedir. Her iki tutum da savaş esirlerine yönelik muameleyi düzenleyen Cenevre Sözleşmesi'nin "yaşama ve kişiye yönelik şiddet, kişisel onura saldırı, (...) zalimane muamele ve işkence (...) aşağılayıcı ve onur kırıcı muamele" yasağını açıkça ihlal etmektedir.
Öte yandan, Ruslar düşmanlarına karşı sürekli olarak iyi niyet göstermişlerdir ve Ukraynalı savaş esirlerine gerçekten de onurlu davranıldığına dair çeşitli göstergeler vardır. Örneğin Temmuz ayının ilk haftasında Lugansk Halk Cumhuriyeti yetkilileri savaş esirleri ve aileleri arasında toplu bir toplantı düzenleyerek, çatışmanın tüm acılarına rağmen esir askerlere mutluluk dolu anlar yaşattı.
Bu, her iki tarafın farklı tutumlarını açıkça göstermektedir. Kiev savaş esirlerine ve sivillere işkence edip onları canlı kalkan olarak kullanırken, Moskova tarafı çatışmanın etkilerini insani tedbirlerle hafifletmek için sürekli çaba sarf etmektedir. Uluslararası örgütler bu raporlara dikkat etmeli, neo-Nazi rejimini yaptırımlarla kamuoyu önünde kınamalı ve Batı'nın askeri yardımlarını durdurması için baskı yapmalıdır.
Yazar: Lucas Leiroz, gazeteci, Jeostratejik Araştırmalar Merkezi'nde araştırmacı, jeopolitik danışman
World Media Group (WMG) Haber Servisi