Türkiye Siber Güvenliğini Nasıl Sağlayacak - 1 - 2 - 3 - 4

Yazar: Adli Bilimciler Derneği Başkanı Başkanı Prof.Dr.İ.Hamit HANCI -Adli Bilimciler Derneği Adli Yöneylem Komisyonu Başkanı Dr.Alp Aslan- Adli Bilimciler Derneği Adli İstihbarat Komisyonu Başkanı Mete Uzgur -

20:51:45 | 2024-09-19

Türkiye Siber Güvenliğini Nasıl Sağlayacak -1

Adli Bilimciler Derneği Başkanı Başkanı Prof.Dr.İ.Hamit HANCI -Adli Bilimciler Derneği Adli Yöneylem Komisyonu Başkanı Dr.Alp Aslan- Adli Bilimciler Derneği Adli İstihbarat Komisyonu Başkanı Mete Uzgur -

2018 ve 2020 de yazmıştık ve demiştik ki (Tam metin eklidir)

“Adli Bilimciler Uyarıyor!!

Yeni Nesil Terör Saldırılarına Hazır Olmalıyız…

 BİLİŞİM SİSTEMLERİ İLE SİBER SALDIRILARLA GERÇEKLEŞEBİLECEK TERÖR SALDIRILARINA

HAZIR MIYIZ!!

Bilgisayar sistemleri günümüzde tamamıyla hayatımızın içinde ve doğru şekilde ve insanlığın hizmetinde kullanıldığı sürece fayda da sağlıyorlar.

Ancak bu sistemlerde bulunan açıklar kullanılarak kötü amaçlı kullanılabilir mi?

Daha da ötesi bu yolla cinayet ya da terör saldırıları gerçekleşebilir mi?

Özellikle, tıbbi, otomotiv, havacılık sistemlerinde risk değerlendirmelerini yeterince yapabiliyor muyuz?

Öncelikle şu soruyu sormak gerekiyor gerçekten bilişim sistemi kullanılarak cinayet işlenebilir mi ?

İnternet ortamında varlık gösterebilecek şekilde teknik donanıma sahip olan ve sanal olarak tanımlanabilir nesnelerin oluşturduğu ağ yapısı kolaylığın yanı sıra tehlikelere de açık.

…..Diğer bir deyişle hayatımızın her alanında akıllı cihazlarla yaşayacağız.

Bu cihazlar art niyetli olarak kullanılırsa ne olur ? ABD güvenlik firması IID nin 2013 yılındaki raporuna dayanarak Europol’ün tehdit değerlendirme raporu, çevirim içi (on-line) cinayetlerin olabileceğini iddia etmiştir.

GERÇEKLEŞTİRİLMESİ VE OLASI SUİKAST VE SALDIRILAR

TIBBİ CİHAZLAR

Sağlık merkezleri siber saldırıların kurbanı OLMA RİSKİ TAŞIMAKTADIR.

Ünlü bilgisayar korsanı(Hacker)  Barnaby Jack Ekim 2011’ de düzenlenen McAfee FOCUS 11 konferansında insülin pompası aletlerine uzaktan saldırarak insülin miktarını değiştirmeyi başarmıştır. Şubat 2012 yılında ise San Francisco da RSA Güvenlik Konferansında transparan bir manken kullanarak doksan metre uzaklıktan yüksek kazançlı anten yardımıyla insülin pompasını kontrol etmiştir. Bu durumda şeker hastası olan bir kişi rahatlıkla suikast kurbanı olabilir.

Bir diğer saldırıya uğrayabilecek medikal cihaz ise uzaktan kontrollü kalp pilleridir (pacemaker).

ABD’de doktorun uyguladığı ilaçların takibi için kullanılan sistemdeki teknik hataları tespit eden Charles Cullen isimli hemşire sistemdeki açığı kullanarak 2006 yılında yakalanana kadar 16 yılda en az 40 hastayı ölümüne neden olduğunu kabul etmiştir.

2-Bir başka suikast yöntemi ise arabalar üzerinden olmaktadır.

Bu yöntemle ilgili en revaçtaki tartışma Rolling Stone and Buzzfeed gazetecisi Michael Hastings’in 18 Haziran 2013 te aracıyla hızla bir ağaca çarpması sonucu ölmesidir. Eski ABD Ulusal Güvenlik, Altyapı Koruma ve Terörle Mücadele Koordinatörü Richard Clarke, kazanın "bir otomobil siber saldırısıyla yapıldığını açıklamıştır.

Çinli Keen güvenlik laboratuarı araştırmacıları Samuel LV, Sen Nie, Ling Liu ve Wen Lu Bazı araçların modellerini fren sistemleri de dahil olmak üzere hackleyerek kontrol altına aldıklarını duyurmuşlardır.

3-AKILLI EV SİSTEMLERİ :Evlerinizde bulunan tüm aletler, havalandırma sistemleri ve kapı sistemlerinin bilgisayar sistemlerine bağlandığı ve bu sistemlerin ele geçirildiğini düşünürsek ölümcül sonuçlar doğurabilir.

Michigan Üniversitesinden profesör Atul PRAKASH ve çalışma ekibi Mayıs 2016 tarihinde yapılan bir araştırmayla akıllı ev sistemlerine bağlanarak evlere ait kapı sistemlerini açabildiklerini deney yaparak göstermişlerdir.Bu aynı zamanda bir saldırı da insanlar içerdeyken kapıların üstlerine kapatılmasını da sağlayabilir.

4-İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI:Texas Üniversitesinden Todd Humphreys ve ekibi Radionavigation Laboratuvarında Gps bağlantılı insansız hava araçlarının nasıl hacklendiğini göstererek durmun ciddiyetini göstermiştir (Şubat 2012 )

Bu haberler göz önüne alındığında, insansız hava araçları da bilişim yoluyla ele geçirilerek özellikle silahlandırılmış İHA lar terör ya da suikast amacıyla kullanılabilir.

Ya uçaklara , boru hatlarına, doğalgaz  ya da nükleer santrallere gerçekleştirilebilecek saldırlar. Düşünmek bile korkunç.  yerli yazılımlar şart”

Geçen süre maalesef bizi haklı çıkardı. Artık tüm dünya siber savaşların tehdidi altında.

Lübnan’da İlk gün Herhangi bir operasyona gerek kalmadan tek bir tuşla Çağrı cihazları patlatıldı, yüzlerce yaralı var.3000’e yakın kişi ölü, yaralı ya da sakat kaldı.

Hizbullah milislerinin iletişim için kullandığı Pager’lar aynı zamanda patladı

Lübnanlı Hizbullah grubu , savaşçılarının İsrail konum takibinden kaçınmak için Tayvan merkezli bir şirket tarafından üretilen düşük teknolojili cihazları kullanmaktaydı. Tayvanlı bu şirket ise  patlamalarda kullanılan cihazların Budapeşte merkezli başka bir şirket tarafından üretildiğini söyledi.

Lübnan'ın dört bir yanında Hizbullah üyelerinin taşıdığı çağrı cihazlarında oluşan patlamalarla birlikte hem bu cihazları taşıyan Hizbullah üyeleri deşifre oldu, hem de saldırı sırasında kimisinin eli, kimisinin kolu, kimisinin parmakları koparak ağır yaralandı veya öldü.

Saldırıda, çağrı cihazına bir mesaj geldi ve kısa süre sonra patlama gerçekleşti. Görüntülerde, çağrı cihazlarının sahiplerinin ellerinde ya da ceplerinde infilak ettiği fark ediliyor.

Çağrı cihazları genellikle şifreli bir mesaj alındıktan sonra okunur, bu da yüz ve elin yakınında ciddi yaralanmalara neden oldu.

ABD ve İsrail medyası, Hizbullah üyelerinin savaş zamanında telefonların yerini şifreli mesajlarla hızlı ve güvenli bir iletişim aracı olarak çağrı cihazlarını kullandığını yakın zamanda ortaya çıkardı. Bu çağrı cihazları sadece 3 ay önce Hizbullah'a teslim edilmişti. 

Yazılanlara göre, kullanılan eski ve  güvenliği ihlal edilmiş cihazların, yenileriyle değiştirilmesi için bu cihazların varlığı ifşa edildi ve Hizbullah'ın yeni cihazlar alması teşvik edildi. Ardından da bu cihazlar uzaktan patlamaya hazır versiyonları ile Hizbullah'a satıldı.

Tabi bu eylemlerin yapılması için öncelikle içeride ajanlarının olması gerekiyordu.

Patlama ile ilgili iki olasılık söz konusu

1- İlk olasılık, Çağrı cihazlarına PETN türü bir patlayıcı yerleştirilmiş ve   uzaktan sinyalle patlatılmış olması.

PETN'nin tek başına patlaması zor olduğu için tnt ve rdx ile birlikte kullanılması gerekiyormuş. 

Bazı İddialara göre, Avrupa'da çakma bir firma Tayvan patenti ile parçaları alıp, montajlıyor.
İçine 3 gr patlayıcıyı da monte ediyor
Tayvan malı gibi Hizbullah'a, ya da onun mal temininden sorumlu firmasına satıyor.

Pacer ların içi çok dar olduğu için ancak düşük miktarda patlayıcı yerleştirilebiliyor.

2- Diğer olasılık , bu cihazların hacklenip patlatılması ki bu durumda hepimiz ceplerimizde cep telefonu şeklinde birer bomba taşıyoruz.

Bu olasılıklar üzerinde durulurken bir gün sonra, Birleşmiş Milletlerin  Sivil Cihazların  silaha  dönüştürülmemesi uyarısının gelmesine yol açan diğer saldırılar geldi. Telsizler….

Türkiye Siber Güvenliğini Nasıl Sağlayacak-2

”Dijital Savaş” ta sıra telsizlere geldi. İlk saldırıdan sonraki gün, daha ağır bir tablo meydana geldi.,

9 ölü, 300 yaralı, 60 ev- dükkan yangını, 15 araç yangını. Bina üstünde Güneş Enerji Sistemleri patladı.  Sadece telsizler patlamadı , wi-fi,şifreli kapı kilitleri zilleri, elektrikli scooter ve elektrikli arabalar da var...

 İçerde bir kaç kaynak olmadan yapılamayacak operasyonlar.

Mobil cihazların suikastlarda kullanımında temel strateji, cihazların içine yerleştirilen patlayıcıların hedef kişinin cihazı kullanmasıyla ya da uzaktan bir sinyal gönderilmesiyle tetiklenmesidir. Bu cihazlar, suikastçıya uzaktan kontrol imkanı verirken, hedefin fark etmeden patlayıcıyı kullanmasını sağlar. Teknolojinin gelişmesiyle, bu tür suikastlar daha karmaşık hale gelmiş ve saldırganlar için yeni fırsatlar doğmuştur.

Bu tür bombalı telefon saldırılarında, suikastı gerçekleştirenler genellikle patlayıcıların telefonların içindeki elektronik devrelerle nasıl bağlantılı hale getirileceği konusunda uzmanlaşmış kişilerdir.

Patlayıcılar, telefonun açılması, bir tuşa basılması veya gelen bir aramanın cevaplanmasıyla tetiklenebilir.

Pandoranın kutusu açıldı. Sırada neler var… Bir "korku pandemisi" mi başlıyor.

 Sorular;

Daha önce rahatlıkla çıkarılan cep telefonları pilleri neden cihaza monte edildi?

Sıra araç akülerinde mi?

 Elektrikli arabaların özellikle  lityum bataryaları böyle bir operasyon ile uzaktan patlatılabilir mi?

Pentagon un mekanik arabaları satın alıp stokladığı doğru mu?

Powerbanlarin içine takip cihazlarının yerleştirilebildiği biliniyor, sıra patlayıcılarda mı?

Bu imkan ve kabiliyete sahip hangi ülkeler var?

Irak ve Suriye de bazı telefonların patladığı doğru mu?

Bir özel kanalda yakın zamanda yayımlanan filmde …. Elektirikli yapay zeka destekli arabaların hacklenmesi ve kendi kendini imha etmesi ,…araçların siber saldırı sebebiyle kontrolden çıkıp birbirine çarpması  bir mesaj mı?

Uçaklar ve İHA lar siber saldırı ile kontrol altına alıabilir mi?

Tarihte gördüğümüz  petrol boru hatları ve nükleer tesislere yapılan siber saldırılar tekrarlanabilir mi?

Sorular daha da arttırılabilir.

AMA ÇÖZÜM TEKTİR.

TEKNOLOJİLERİMİZİN VE YAZILIMLARIMIZIN MİLLİ OLMASI..

 Unutmayalım, 1994 yılında Aselsan’da 30 kişilik mühendis grubu yerli cep telefonu için çalışmaya başladı. 1910 marka %100 yerli telefonu ürettiler. O yıl da N.., E…. ve M… markaları vardı. S…. Ve I… yoktu.. Dünyada 9 telefon üreten ülkeden biri Türkiye idi. . 1997 yılına gelindiğinde ise çok daha gelişmiş ASELSAN 1919 piyasaya çıkarıldı.. Ve bir çok ayak oyunu sonucunda  ilgisizlikten ve yeterli destek bulamamasindan dolayı ASELSAN üretimi durdurmak zorunda kaldı ve piyasadan çekildi.. Türk istihbaratı tarafından da kullanılan ASELSAN telefonlarında bulunan bir diğer önemli özellik ise; başka kişilerin veya kurumların, bu telefonlar üzerinden dinleme erişimini sağlamasının imkansız olmasıydı.

ASELSAN mühendislerinin öldürülme iddialarına gelmiyoruz bile.

Aselsan'ın ürettiği %100 yerli telefon ne kadar önemliydi ve neden engellendi, günümüze yansıması nasıl oldu. Görüyoruz.

Ek-1

2020 de yazmistik...

Adli Bilimciler Uyarıyor!!

Yeni Nesil Terör Saldırılarına Hazır Olmalıyız…

 BİLİŞİM SİSTEMLERİ İLE SİBER SALDIRILARLA GERÇEKLEŞEBİLECEK TERÖR SALDIRILARINA

HAZIR MIYIZ!!

Bu çalışma Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof.Dr.İ.Hamit HANCI ve J.Gn.K  KOM Dairesi Bilişim Suçları Şube Müdürlüğünden Adli Bilişimci Özgür Çelik tarafından hazırlanmıştır.

 

Bilgisayar sistemleri günümüzde tamamıyla hayatımızın içinde ve doğru şekilde ve insanlığın hizmetinde kullanıldığı sürece fayda da sağlıyorlar.

Ancak bu sistemlerde bulunan açıklar kullanılarak kötü amaçlı kullanılabilir mi?

Daha da ötesi bu yolla cinayet ya da terör saldırıları gerçekleşebilir mi?

Özellikle, tıbbi, otomotiv, havacılık sistemlerinde risk değerlendirmelerini yeterince yapabiliyor muyuz?

Öncelikle şu soruyu sormak gerekiyor gerçekten bilişim sistemi kullanılarak cinayet işlenebilir mi ?

İnternet ortamında varlık gösterebilecek şekilde teknik donanıma sahip olan ve sanal olarak tanımlanabilir nesnelerin oluşturduğu ağ yapısı kolaylığın yanı sıra tehlikelere de açık.

Yapılan tahminlere göre 2020 yılında yaklaşık olarak 26 ya da 37 milyar nesne yani akıllı cihaz  bu şekilde internet ağında yer alacak.

Nesnelerin internet üzerinde var olabilmesiyle geliştirilebilecek olan yenilikler sayısızdır

-Bir mağazada ayakkabı reyonunu gezerken kişiye özel indirimleri ve tekliflerin aktarılması

-Evdeki klimanın eve gelmeden önce açılabilmesi ve eve gelindiğinde evin istenilen sıcaklıkta olması

-Sıkça kaybedilen veya nereye konulduğu unutulan eşyaların yerinin kolayca tespit edilebilmesi

-Evdeki ocağın veya fırının uzaktan istenilen bir zamanda açılıp yemek yapma zamanından tasarruf edilebilmesi.

-Arabanızla yolda giderken karşılaştığınız bir sorun ya da arızanın direkt olarak ilgililere aktarılarak sorunların çözülmesi.

- Tıbbi cihazlara uzaktan erişerek ayarlarının yapılması.

Diğer bir deyişle hayatımızın her alanında akıllı cihazlarla yaşayacağız.

Bu cihazlar art niyetli olarak kullanılırsa ne olur ? ABD güvenlik firması IID nin 2013 yılındaki raporuna dayanarak Europol’ün tehdit değerlendirme raporu, çevirim içi (on-line) cinayetlerin olabileceğini iddia etmiştir.

GERÇEKLEŞTİRİLMESİ VE OLASI SUİKAST VE SALDIRILAR

TIBBİ CİHAZLAR

Sağlık merkezleri siber saldırıların kurbanı OLMA RİSKİ TAŞIMAKTADIR.

Ünlü bilgisayar korsanı(Hacker)  Barnaby Jack Ekim 2011’ de düzenlenen McAfee FOCUS 11 konferansında insülin pompası aletlerine uzaktan saldırarak insülin miktarını değiştirmeyi başarmıştır. Şubat 2012 yılında ise San Francisco da RSA Güvenlik Konferansında transparan bir manken kullanarak doksan metre uzaklıktan yüksek kazançlı anten yardımıyla insülin pompasını kontrol etmiştir. Bu durumda şeker hastası olan bir kişi rahatlıkla suikast kurbanı olabilir.

Bir diğer saldırıya uğrayabilecek medikal cihaz ise uzaktan kontrollü kalp pilleridir (pacemaker). Barnaby Jack 2012 yılında kalp pili üzerinden nasıl suikast yapılacağını göstererk anlatmıştır. Bu durum ayrıca Homeland dizisinde de konu edinmiştir.

Jack blog sitesinde, filmdeki  suikast sahnesinin kendi yöntemine göre daha zor olduğunu, ayrıca kalp pillerine erişmek için seri numarasına ihtiyaç olmadığını belirtmiştir. Jack 2013 yılında ölmeden bir hafta önce Las Vegas’ ta düzenlenen Black Hat 2013 konferansında kalp implantları ile ilgili sunum yapmıştır.  Bu konferansta Jack 50 feet yarıçap alanında herhangi bir kalp pili takılı insanlara uzaktan elektro şok dalgaları göndermiştir. Ayrıca 300 feet uzaklıktan insülin pompalaraı taratmış ve c,hazların seri numarası olmaksızın cihazlara  bağlanmış ve bu cihazlar insülin miktarını ayarlayarak hastalar üzerine hypoglycemic veya ketoacidosis. şok göndermiştir. 

Amerika Bileşik Devletleri Gıda-İlaç İdaresinin 2015 yılında cihazlar üzerinde yaptığı bir araştırmada Hospira Life Care PCA3 ve PCA5 bilgisayarlı infüzyon pompa sistemlerine hackerlar tarafında kablolu veya  kablosuz ağ kullanılarak uzaktan erişilebileceğini ve verilen ilaç dozlarında değişim yapılabilineceğini belirtmiştir.

ABD’de doktorun uyguladığı ilaçların takibi için kullanılan sistemdeki teknik hataları tespit eden Charles Cullen isimli hemşire sistemdeki açığı kullanarak 2006 yılında yakalanana kadar 16 yılda en az 40 hastayı ölümüne neden olduğunu kabul etmiştir.

Dikkat çeken bir husus olarak 2007 yılında, dönemin Amerika Birleşik Devleti Başkan Yardımcısı olan Dick Chenney’in kalbine takılı kalp pilinin kablosuz erişim özelliğinin devreden çıkartılmasıdır.

Bu nedenle ilk olarak Cihazlardaki güvenlik boşlukları ortadan kaldırılmalı ve milli yazılımlar oluşturulmalıdır….

2 - OTOMOTİV

Bir başka suikast yöntemi ise arabalar üzerinden olmaktadır.

Bu yöntemle ilgili en revaçtaki tartışma Rolling Stone and Buzzfeed gazetecisi Michael Hastings’in 18 Haziran 2013 te aracıyla hızla bir ağaca çarpması sonucu ölmesidir. Eski ABD Ulusal Güvenlik, Altyapı Koruma ve Terörle Mücadele Koordinatörü Richard Clarke, kazanın "bir otomobil siber saldırısıyla yapıldığını açıklamıştır.

Çinli Keen güvenlik laboratuarı araştırmacıları Samuel LV, Sen Nie, Ling Liu ve Wen Lu Bazı araçların modellerini fren sistemleri de dahil olmak üzere hackleyerek kontrol altına aldıklarını duyurmuşlardır.

3-AKILLI EV SİSTEMLERİ

Evlerinizde bulunan tüm aletler, havalandırma sistemleri ve kapı sistemlerinin bilgisayar sistemlerine bağlandığı ve bu sistemlerin ele geçirildiğini düşünürsek ölümcül sonuçlar doğurabilir.

Michigan Üniversitesinden profesör Atul PRAKASH ve çalışma ekibi Mayıs 2016 tarihinde yapılan bir araştırmayla akıllı ev sistemlerine bağlanarak evlere ait kapı sistemlerini açabildiklerini deney yaparak göstermişlerdir.

Bu aynı zamanda bir saldırı da insanlar içerdeyken kapıların üstlerine kapatılmasını da sağlayabilir.

4-İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI

İnsansız hava araçları genel olarak drone ismiyle bilinirler Keşif  gözetleme, yangın söndürme amacının yanında silahlı olarak da kullanılabilirler.

Texas Üniversitesinden Todd Humphreys ve ekibi Radionavigation Laboratuvarında Gps bağlantılı insansız hava araçlarının nasıl hacklendiğini göstererek durmun ciddiyetini göstermiştir (Şubat 2012 )

2011 yılında İran ABD ne ait insansız hava aracını elektronik olarak kontrol ederek ele geçirdiğini duyurmuştur.

Bu haberler göz önüne alındığında, insansız hava araçları da bilişim yoluyla ele geçirilerek özellikle silahlandırılmış İHA lar terör ya da suikast amacıyla kullanılabilir.

Ya uçaklara , boru hatlarına, doğalgaz  ya da nükleer santrallere gerçekleştirilebilecek saldırlar. Düşünmek bile korkunç

Bilgisayar sistemleri sürekli olarak gelişmekte ve hayatımızın her alanında artık kullanılmaktadır. Bu durumdan kaçmak neredeyse imkânsızdır. Hayatımızın her alanına getirmiş olduğu kolaylıklar bakımından değerlendirildiğinde pozitif yönden katkısı muhakkaktır.

Ancak bu durumun bilgisayar korsanları tarafından da takip edildiğini ve kullanıldığını göz ardı etmemek gerekir.

Tıbbi cihazların, kablolu ya da kablosuz bağlantıları ve güvenlik denetlemeleri periyodik olarak yapılmalı,

kullanılacak taşıtların uzak bağlantı güvenliği konusunda yeterli bilgi sahibi olunmalı,

akılı ev sistemlerinde mevcut güvenlik denetlemeleri yapılmalı

güvenlikle ilgili şifreler standart halde bırakılmamalı,

insansız hava araçlarında güvenlik seviyesi üst seviyede olmalı,

yerli yazılımla desteklenmesi sağlanmalıdır..

Türkiye Siber Güvenliğini Nasıl Sağlayacak-3

Adli Bilimciler Derneği Başkanı Başkanı Prof.Dr.İ.Hamit HANCI -Adli Bilimciler Derneği Adli Yöneylem Komisyonu Başkanı Dr.Alp Aslan- Adli Bilimciler Derneği Adli İstihbarat Komisyonu Başkanı Mete Uzgur -

Şüphelenmezseniz Tanıyamazsınız.

Mobil İletişim Cihazlarının Suikastlarda Kullanımının Tarihçesi

Tarihte, bombalı telefonlarla gerçekleştirilen bazı dikkat çekici suikastlar şunlardır:

1. Yahya Ayyaş Suikastı (1996)

Hamas’ın üst düzey askeri komutanlarından Yahya Ayyaşkendisine bir arkadaşının verdiği cep telefonunu kullanırken telefona yerleştirilmiş patlayıcı infilak etti ve Ayyaş hayatını kaybetti. Bu suikast, modern teknolojinin suikast amaçlı kullanımına dair en bilinen ilkörneklerden biridir.

Ayyaş'ın telefonuna küçük bir patlayıcı yerleştirilmiş ve bu patlayıcı uzaktan bir sinyal ile tetiklenmiştir. Olay sonrası yapılan adli incelemeler, patlayıcının telefon içine ne kadar ustalıkla yerleştirildiğini ve tetikleme mekanizmasının nasıl çalıştığını ortaya koymuştur.

2. Pierre Gemayel Suikastı (1982)

Lübnan’ın önemli siyasi liderlerinden Pierre Gemayel, 1982 yılında bombalı bir telefonla suikasta uğradı. Gemayel’in telefonuna yerleştirilen patlayıcı, telefon açıldığında infilak etti. Bu olay, telefonların sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir tuzak olarak kullanılabileceğini gösterdi.

3. Daphne Caruana Galizia Suikastı (2017)

Malta'da yolsuzluk üzerine çalışan ünlü gazeteci Daphne Caruana Galizia, 16 Ekim 2017'de arabasına yerleştirilen bir bomba sonucu hayatını kaybetti. Bu suikastta patlayıcı, bir mobil cihaz aracılığıyla uzaktan tetiklendi. Galizia, aracıyla seyir halindeyken bombanın aktive edilmesiyle araç infilak etti.

Bu olay, suikastçıların mobil cihazlar aracılığıyla bombaları nasıl uzaktan tetikleyebildiğini ve bu tür saldırıların giderek daha sofistike hale geldiğini gözler önüne serdi. Adli bilimciler, patlayıcının tetiklenmesinde kullanılan cep telefonunu analiz ederek, suikastı gerçekleştiren kişilere dair önemli ipuçları elde ettiler. Bu olay, patlayıcıların uzaktan kontrol edilebilmesinin modern suikastlardaki rolünü ortaya koymaktadır.

4. İzzet el-Rıfai Suikastı (2008)

Suriyeli bir Hizbullah lideri olan İzzet el-Rıfai, 2008 yılında aracına yerleştirilen bombanın cep telefonuyla tetiklenmesi sonucu öldürüldü. Bu suikastta, bombanın uzaktan kontrolle patlatılması için cep telefonunun sinyali kullanıldı. El-Rıfai’nin aracına yerleştirilen patlayıcı, mobil cihaz aracılığıyla aktive edilerek saldırı gerçekleştirildi.

Bu tür suikastlar, özellikle cep telefonlarının ve diğer mobil cihazların izlenmesi ve sinyallerinin takip edilmesi açısından adli bilimciler için önemli bir inceleme alanı oluşturur. Adli bilişim uzmanları, mobil cihazların sinyal trafiğini analiz ederek, bombanın nasıl tetiklendiğini ve saldırganların bu süreci nasıl yönettiğini ortaya koymaya çalışır.

5. Kebede Tadesse Suikastı (2019)

Etiyopya'nın önde gelen siyasetçilerinden Kebede Tadesse, 2019 yılında cep telefonuna yerleştirilen bir bomba ile öldürüldü. Tadesse, telefonunu kullanmaya başladığında patlayıcı infilak etti ve hayatını kaybetti. Bu saldırı, suikastçılar tarafından ustaca hazırlanmış bir düzenekle gerçekleştirilmiş ve hedefin dikkatini çekmeden ölümcül bir tuzak kurulmuştur.

Bu olay, telefonlara yerleştirilen patlayıcıların ne kadar ölümcül olabileceğini ve suikastların teknolojik olarak nasıl bir evrime uğradığını göstermektedir. Adli bilimciler, bu tür olaylarda patlayıcının yapısını ve tetikleme mekanizmasını anlamak için hem cihazı hem de patlayıcının elektronik bileşenlerini dikkatle incelemek zorundadır.

Adli Bilimlerde Bombalı Telefon İncelemeleri

Bombalı telefon suikastlarında, adli bilimcilerin rolü oldukça kritiktir. Patlayıcı cihazların telefonlarla nasıl entegre edildiğini anlamak ve saldırı sonrası elde edilen kalıntıları analiz etmek, adli incelemenin en önemli parçalarındandır. Bombalı telefon incelemelerinde izlenen bazı temel adımlar şunlardır:

Patlayıcı Analizi: Telefonun içine yerleştirilen patlayıcıların türü ve bileşenleri incelenir. Patlayıcının ne kadar güçlü olduğu ve tetikleme mekanizmasının nasıl çalıştığı belirlenir.

Elektronik Devre İncelemesi: Patlayıcıların cep telefonlarının elektronik devreleri ile nasıl bağlantılı olduğu incelenir. Bu, patlayıcının hangi sinyal ya da eylemle tetiklendiğinin anlaşılmasına yardımcı olur.

Cep Telefonu Verilerinin Analizi: Telefonun sinyal kayıtları, son aramalar ve mesajlar incelenir. Patlayıcıyı tetikleyen sinyalin kaynağı ve tetikleme süreci hakkında bilgi toplanır.

Delil Toplama: Patlama sonrası kalan cihaz parçaları ve patlayıcı kalıntıları titizlikle toplanır ve incelenir. Bu incelemeler, suikastı gerçekleştiren kişi veya kişilere dair önemli ipuçları sağlar.

Tarihte bombalı telefonlar ve mobil iletişim cihazları kullanılarak gerçekleştirilen suikastlar, teknolojinin ne kadar ölümcül bir araca dönüştürülebileceğini gösteren örneklerdir.

Bu tür saldırılar, adli bilimciler için önemli zorluklar yaratırken, patlayıcıların tetiklenme mekanizmalarını anlamak ve suikastçıları yakalamak için kritik delil sağlar.

Mobil cihazların kötüye kullanımı, suikast planlamalarında yeni bir dönem başlatmış olup, gelecekte bu tür tehditlerle başa çıkmak için daha gelişmiş güvenlik ve analiz tekniklerine ihtiyaç duyulacaktır.

Türkiye Siber Güvenliğini Nasıl Sağlayacak-4

Şans Hazırlıklı Beyinlerden Yanadır.

Pager (Çağrı Cihazı) Teknolojisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Pager, Türkçe adıyla çağrı cihazı, 20. yüzyılın ikinci yarısında popüler hale gelmiş bir iletişim cihazıdır. Mobil telefonlar kadar gelişmiş olmasa da, pager'lar özellikle 1980'ler ve 1990'larda acil servis çalışanları, iş dünyası ve hastanelerde yaygın olarak kullanılmıştır. Pager'lar, kullanıcıya kısa mesajlar veya çağrılar ileterek, iletişimi hızlı ve kolay bir şekilde sağlamıştır.

İlk pager'lar 1920'li yılların sonlarında ortaya çıkmıştır. Ancak, 1949 yılında Motorola şirketi, ilk ticari kullanıma uygun çağrı cihazını piyasaya sürdü. Bu cihazlar, kullanıcının belirli bir frekans üzerinden çağrı almasını sağlayan radyo dalgalarıyla çalışıyordu. İlk modeller sadece bir sesli uyarı veriyordu ve kullanıcı, cihazını kontrol ederek kimin aradığını öğreniyordu.

1970'lerde ve 1980'lerde, pager'lar daha sofistike hale geldi. Dijital pager'lar metin mesajları alabilme yeteneği kazandı. Bu sayede bir kişinin telefon numarası ya da acil bir mesaj, cihazın ekranında görüntülenebiliyordu.

Pager Nasıl Çalışır?

Pager'lar, radyo dalgaları aracılığıyla mesaj ileten küçük, taşınabilir cihazlardır. Bir çağrı merkezine yapılan arama, radyo dalgaları aracılığıyla belirlenen pager cihazına gönderilir. Kullanıcı, cihaza gelen sinyalle birlikte bir uyarı sesi veya titreşim alır ve mesajını görür.

Pager sistemleri, genellikle VHF (Very High Frequency) ve UHF (Ultra High Frequency) bantlarında çalışır. Çağrı cihazlarının iletişim frekansları bölgesel düzenlemelere göre değişmekle birlikte, dünya genelinde en sık kullanılan frekans aralıkları şunlardır:

VHF Frekans Aralığı: 138-174 MHz arası

UHF Frekans Aralığı: 406-512 MHz arası

Bu frekanslar, radyo sinyallerinin uzun mesafeler kat etmesine imkan tanır ve böylece çağrı cihazlarının geniş bir alanda çalışabilmesi sağlanır. Özellikle yüksek frekanslar, bina içi ve yoğun yapılaşmış alanlarda daha iyi kapsama alanı sunarak cihazların etkili bir şekilde kullanılmasını sağlar.

Pager Türleri

Temel olarak iki tür pager bulunmaktadır:

Tek Yönlü Pager'lar: Bu cihazlar sadece çağrı veya mesaj alır, yanıt gönderemez.

Çift Yönlü Pager'lar: Bu cihazlar hem mesaj alabilir hem de yanıt verebilir. Ancak, mobil telefonlara kıyasla mesajlaşma kapasiteleri daha sınırlıdır.

Pager'lar, bazen cep telefonlarının çekmediği yerlerde bile çalışabilir, bu yüzden güvenilir bir iletişim aracı olarak tercih edilmiştir.

1990'ların sonlarına doğru cep telefonlarının gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte pager'ların popülerliği azalmaya başladı. Cep telefonları, sadece kısa mesajlar göndermekle kalmayıp, aynı zamanda sesli arama ve veri transferi gibi pek çok gelişmiş özellik sunuyordu. Bunun sonucunda, pager teknolojisi yavaş yavaş yerini daha işlevsel   mobil telefonlara bıraktı.

Mobil telefonların hayatımıza girmesiyle, pager'lar nostaljik bir cihaz olarak tarihteki yerini aldı. Bugün hala bazı özel alanlarda kullanılmaya devam etse de, geniş çapta kullanımı sona ermiştir.

Dijital Telsiz (DMR) Teknolojisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Dijital Mobil Radyo (DMR), iki yönlü radyo haberleşme sistemlerinde kullanılan bir dijital telsiz standardıdır. Avrupa Telekomünikasyon Standartları Enstitüsü (ETSI) tarafından geliştirilmiş olup, 2005 yılında dünya genelinde kabul edilmiştir. DMR, dijital radyo iletişiminde yüksek ses kalitesi, geniş kapsama alanı ve gelişmiş veri iletişim özellikleri sunar. Özellikle profesyonel iletişim alanında, polis, itfaiye, sağlık hizmetleri ve büyük işletmeler tarafından kullanılmaktadır.

DMR, analog telsiz sistemlerine alternatif olarak geliştirilmiştir. Analog telsizlerde, ses sinyalleri doğrudan radyo dalgalarına çevrilir ve bu dalgalar üzerinden iletilir. Ancak bu yöntem, ses kalitesinde kayıplara ve parazitlere neden olabilir. DMR ise dijital sinyalleri kullanarak bu sorunların üstesinden gelir. Dijital sinyaller, radyo dalgalarına dönüştürülmeden önce sayısal verilere çevrilir, bu da sinyalin daha net ve güvenilir bir şekilde iletilmesini sağlar.

DMR,

Lisans gerektirmeyen, genellikle amatör radyo operatörleri ve küçük işletmeler tarafından kullanılan düşük güçlü telsizler,

VHF ve UHF bantlarında çalışan, profesyonel kullanıcılar için lisans gerektiren telsizler,

Trunked telsiz sistemlerinde kullanılan ,büyük radyo ağı kullanıcıları için uygun olan gelişmiş bir DMR türü olarak 3 türdür.

DMR, zaman bölmeli çoklu erişim (TDMA) adı verilen bir teknoloji kullanır. Bu sistem, bir radyo frekansını iki farklı zaman dilimine böler, böylece iki farklı konuşma veya veri akışı aynı frekansta eşzamanlı olarak gerçekleşebilir. Bu, aynı spektrumda daha fazla veri ve ses iletilmesine olanak tanır, frekans kullanımını optimize eder ve aynı anda daha fazla kullanıcının iletişim kurmasını sağlar.

DMR’nin diğer önemli özelliklerinden biri de ses sıkıştırma teknolojisidir. Ses, telsize gelmeden önce sayısal verilere dönüştürülür ve sıkıştırılır. Alıcı telsizde ise veri tekrar sese dönüştürülür, bu da daha net ve gürültüsüz bir iletişim sağlar.

DMR teknolojisi, analog telsiz sistemlerine göre birçok avantaj sunar:

Yüksek Ses Kalitesi,Gelişmiş Güvenlik,daha Verimli Frekans Kullanımı,Veri ve Sesin Aynı Anda İletimi,Daha Uzun Batarya Ömrü

DMR, Polis, itfaiye ve ambulans gibi birçok farklı sektörde yaygın olarak kullanılmaktadır:

Amatör Radyo Operatörleri: Lisanslı amatör radyo kullanıcıları da, DMR'nin sunduğu dijital imkanlardan faydalanarak global iletişim kurabilirler.

PETN Patlayıcılarının K9 Bomba Köpekleri ile Tespiti Hakkında Bilinmesi Gerekenler

PETN (Pentaerythritol tetranitrate), yüksek patlayıcı bir madde olup, güçlü bir enerji yoğunluğuna sahiptir ve askeri mühimmatlarda, sivil mühendislikte,  ve terörist faaliyetlerde kullanılan patlayıcılar arasında yer alır. PETN, düşük buhar basıncı ve kimyasal özellikleri nedeniyle tespiti zor olan patlayıcılardan biridir.

Bu nedenle, geleneksel tespit yöntemlerine ek olarak K9 bomba köpekleri gibi biyolojik algılama araçları kullanılır. K9 köpekleri, gelişmiş koku alma duyuları sayesinde PETN gibi patlayıcıların tespitinde önemli bir rol oynamaktadır.

PETN, nitrat ester ailesine ait bir bileşik olup, oldukça güçlü bir patlayıcı özelliğe sahiptir. Renksiz, kokusuz ve kristal yapıda olan PETN, patlayıcı özellikleri nedeniyle güvenlik tehditlerine yol açabilir. Düşük buhar basıncına sahip olması ve kokusuz olması, bu maddenin geleneksel teknolojik cihazlarla tespit edilmesini zorlaştırmaktadır.

Köpekler, insanlardan çok daha gelişmiş bir koku alma duyusuna sahiptir. Köpeklerin burunlarında yaklaşık 300 milyon koku reseptörü bulunurken, insanlarda bu sayı yaklaşık 5 milyon civarındadır. Bu sayede köpekler, çok düşük konsantrasyonlardaki kimyasal bileşenleri bile algılayabilirler. K9/Detektör köpekleri, bu üstün koku alma yetenekleri sayesinde patlayıcı maddeleri tespit etmek için eğitilir.

K9 köpeklerinin eğitiminde, patlayıcı maddelerin buhar fazındaki bileşenleri tanımaları sağlanır. PETN gibi patlayıcılar, buhar fazında çok düşük yoğunlukta bile olsa, köpekler bu kimyasal sinyalleri algılayabilir ve ilgili sinyali eğitmenlerine iletirler. Eğitim süreci, köpeklerin patlayıcıyı tespit ettiğinde belirli bir işaret vermesi üzerine kurulur. Bu işaret, genellikle oturma, durma veya belirli bir noktaya odaklanma şeklinde olabilir.

PETN, düşük buhar basıncı nedeniyle havada düşük seviyede kimyasal bileşenler yayar. Bu da teknolojik algılama cihazları için bir zorluk oluşturur. Ancak K9 köpekleri, bu bileşenleri çok düşük seviyelerde bile tespit edebilir. Eğitimli K9 köpekleri, PETN'nin bu kimyasal sinyallerini ayırt edebilmekte ve bu sayede bagajlar, araçlar, binalar ve diğer alanlarda yapılan taramalar sırasında başarıyla tespit yapabilmektedir.

Katmanlı Dijital ve Analog Hibrit Güvenlik

Günümüz dünyasında güvenlik, dijital ve fiziksel tehditlerin karmaşık bir kombinasyonu haline gelmiştir. Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte güvenlik stratejileri de evrilmiş ve daha katmanlı bir yapıya ihtiyaç duyulmuştur. Katmanlı dijital ve analog hibrit güvenlik, bu iki dünyanın bir araya gelerek güvenliği daha etkili, bütüncül ve sağlam bir şekilde sağlama anlayışıdır.

Katmanlı güvenlik, güvenliği sağlamak için farklı seviyelerde ve yöntemlerde birden fazla bariyerin kullanıldığı bir stratejidir. Bu stratejinin amacı, bir katmanın zayıfladığı veya aşıldığı durumlarda, diğer katmanların devreye girerek güvenliği sürdürebilmesidir. Katmanlı güvenlik yaklaşımı, hem dijital hem de fiziksel tehditlere karşı etkin bir savunma sağlar ve tek bir güvenlik önlemiyle yetinmeyerek çok yönlü bir koruma sağlar.

Dijital Güvenlik Katmanları,

Ağ Güvenliği,Veri Güvenliği,Kullanıcı Erişim Yönetimi,Son Kullanıcı Güvenliği,Olay İzleme ve Yanıt Verme

Analog Güvenlik Katmanları ise daha fiziksel ve mekanik önlemleri içerir:

Fiziksel Güvenlik,Gözetim Sistemleri,Personel Güvenliği,Çevresel Güvenlik

Hibrit güvenlik anlayışı ise, dijital ve analog güvenlik katmanlarını entegre eden bir yaklaşımdır. Her iki sistemin avantajlarını birleştirerek daha kapsamlı bir koruma sağlar. Dijital güvenlik, siber tehditleri, veri sızıntılarını ve ağ saldırılarını engellemeye odaklanırken, analog güvenlik, fiziksel tehditlere ve izinsiz girişlere karşı savunma sağlar.

Hibrit Güvenliğin Temel Özellikleri:

 

Siber-Fiziksel Sistemlerin Korunması,Çok Yönlü Tehditlere Karşı Koruma,Kesintisiz İzleme ve Anlık Yanıt

 

Türkiye Siber Güvenliğini Nasıl Sağlayacak-4Adli Bilimciler Derneği Başkanı Başkanı Prof.Dr.İ.Hamit HANCI -Adli Bilimciler Derneği AdliYöneylem Komisyonu Başkanı Dr.Alp Aslan- Adli Bilimciler Derneği Adli İstihbarat
Komisyonu Başkanı Mete Uzgur -Şans Hazırlıklı Beyinlerden Yanadır.
Pager (Çağrı Cihazı) Teknolojisi Hakkında Bilinmesi GerekenlerPager, Türkçe adıyla çağrı cihazı, 20. yüzyılın ikinci yarısında popüler hale gelmiş bir iletişimcihazıdır. Mobil telefonlar kadar gelişmiş olmasa da, pager'lar özellikle 1980'ler ve 1990'lardaacil servis çalışanları, iş dünyası ve hastanelerde yaygın olarak kullanılmıştır. Pager'lar,kullanıcıya kısa mesajlar veya çağrılar ileterek, iletişimi hızlı ve kolay bir şekilde sağlamıştır.İlk pager'lar 1920'li yılların sonlarında ortaya çıkmıştır. Ancak, 1949 yılında Motorola şirketi,ilk ticari kullanıma uygun çağrı cihazını piyasaya sürdü. Bu cihazlar, kullanıcının belirli birfrekans üzerinden çağrı almasını sağlayan radyo dalgalarıyla çalışıyordu. İlk modellersadece bir sesli uyarı veriyordu ve kullanıcı, cihazını kontrol ederek kimin aradığınıöğreniyordu.1970'lerde ve 1980'lerde, pager'lar daha sofistike hale geldi. Dijital pager'lar metin mesajlarıalabilme yeteneği kazandı. Bu sayede bir kişinin telefon numarası ya da acil bir mesaj,cihazın ekranında görüntülenebiliyordu.Pager Nasıl Çalışır?Pager'lar, radyo dalgaları aracılığıyla mesaj ileten küçük, taşınabilir cihazlardır. Bir çağrımerkezine yapılan arama, radyo dalgaları aracılığıyla belirlenen pager cihazına gönderilir.Kullanıcı, cihaza gelen sinyalle birlikte bir uyarı sesi veya titreşim alır ve mesajını görür.Pager sistemleri, genellikle VHF (Very High Frequency) ve UHF (Ultra High Frequency)bantlarında çalışır. Çağrı cihazlarının iletişim frekansları bölgesel düzenlemelere göredeğişmekle birlikte, dünya genelinde en sık kullanılan frekans aralıkları şunlardır:VHF Frekans Aralığı: 138-174 MHz arasıUHF Frekans Aralığı: 406-512 MHz arasıBu frekanslar, radyo sinyallerinin uzun mesafeler kat etmesine imkan tanır ve böylece çağrıcihazlarının geniş bir alanda çalışabilmesi sağlanır. Özellikle yüksek frekanslar, bina içi veyoğun yapılaşmış alanlarda daha iyi kapsama alanı sunarak cihazların etkili bir şekildekullanılmasını sağlar.
Pager TürleriTemel olarak iki tür pager bulunmaktadır:Tek Yönlü Pager'lar: Bu cihazlar sadece çağrı veya mesaj alır, yanıt gönderemez.Çift Yönlü Pager'lar: Bu cihazlar hem mesaj alabilir hem de yanıt verebilir. Ancak, mobiltelefonlara kıyasla mesajlaşma kapasiteleri daha sınırlıdır.
Pager'lar, bazen cep telefonlarının çekmediği yerlerde bile çalışabilir, bu yüzden güvenilir biriletişim aracı olarak tercih edilmiştir.1990'ların sonlarına doğru cep telefonlarının gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla birliktepager'ların popülerliği azalmaya başladı. Cep telefonları, sadece kısa mesajlar göndermeklekalmayıp, aynı zamanda sesli arama ve veri transferi gibi pek çok gelişmiş özellik sunuyordu.Bunun sonucunda, pager teknolojisi yavaş yavaş yerini daha işlevsel mobil telefonlarabıraktı.Mobil telefonların hayatımıza girmesiyle, pager'lar nostaljik bir cihaz olarak tarihteki yerinialdı. Bugün hala bazı özel alanlarda kullanılmaya devam etse de, geniş çapta kullanımı sonaermiştir.
Dijital Telsiz (DMR) Teknolojisi Hakkında Bilinmesi GerekenlerDijital Mobil Radyo (DMR), iki yönlü radyo haberleşme sistemlerinde kullanılan bir dijital telsizstandardıdır. Avrupa Telekomünikasyon Standartları Enstitüsü (ETSI) tarafından geliştirilmişolup, 2005 yılında dünya genelinde kabul edilmiştir. DMR, dijital radyo iletişiminde yüksekses kalitesi, geniş kapsama alanı ve gelişmiş veri iletişim özellikleri sunar. Özellikleprofesyonel iletişim alanında, polis, itfaiye, sağlık hizmetleri ve büyük işletmeler tarafındankullanılmaktadır.DMR, analog telsiz sistemlerine alternatif olarak geliştirilmiştir. Analog telsizlerde, sessinyalleri doğrudan radyo dalgalarına çevrilir ve bu dalgalar üzerinden iletilir. Ancak buyöntem, ses kalitesinde kayıplara ve parazitlere neden olabilir. DMR ise dijital sinyallerikullanarak bu sorunların üstesinden gelir. Dijital sinyaller, radyo dalgalarına dönüştürülmedenönce sayısal verilere çevrilir, bu da sinyalin daha net ve güvenilir bir şekilde iletilmesinisağlar.
DMR,Lisans gerektirmeyen, genellikle amatör radyo operatörleri ve küçük işletmeler tarafındankullanılan düşük güçlü telsizler,VHF ve UHF bantlarında çalışan, profesyonel kullanıcılar için lisans gerektiren telsizler,Trunked telsiz sistemlerinde kullanılan ,büyük radyo ağı kullanıcıları için uygun olan gelişmişbir DMR türü olarak 3 türdür.
DMR, zaman bölmeli çoklu erişim (TDMA) adı verilen bir teknoloji kullanır. Bu sistem, birradyo frekansını iki farklı zaman dilimine böler, böylece iki farklı konuşma veya veri akışı aynıfrekansta eşzamanlı olarak gerçekleşebilir. Bu, aynı spektrumda daha fazla veri ve sesiletilmesine olanak tanır, frekans kullanımını optimize eder ve aynı anda daha fazlakullanıcının iletişim kurmasını sağlar.DMR’nin diğer önemli özelliklerinden biri de ses sıkıştırma teknolojisidir. Ses, telsizegelmeden önce sayısal verilere dönüştürülür ve sıkıştırılır. Alıcı telsizde ise veri tekrar sesedönüştürülür, bu da daha net ve gürültüsüz bir iletişim sağlar.
DMR teknolojisi, analog telsiz sistemlerine göre birçok avantaj sunar:Yüksek Ses Kalitesi,Gelişmiş Güvenlik,daha Verimli Frekans Kullanımı,Veri ve Sesin AynıAnda İletimi,Daha Uzun Batarya ÖmrüDMR, Polis, itfaiye ve ambulans gibi birçok farklı sektörde yaygın olarak kullanılmaktadır:Amatör Radyo Operatörleri: Lisanslı amatör radyo kullanıcıları da, DMR'nin sunduğu dijitalimkanlardan faydalanarak global iletişim kurabilirler.
PETN Patlayıcılarının K9 Bomba Köpekleri ile Tespiti Hakkında Bilinmesi GerekenlerPETN (Pentaerythritol tetranitrate), yüksek patlayıcı bir madde olup, güçlü bir enerjiyoğunluğuna sahiptir ve askeri mühimmatlarda, sivil mühendislikte, ve terörist faaliyetlerdekullanılan patlayıcılar arasında yer alır. PETN, düşük buhar basıncı ve kimyasal özelliklerinedeniyle tespiti zor olan patlayıcılardan biridir.Bu nedenle, geleneksel tespit yöntemlerine ek olarak K9 bomba köpekleri gibi biyolojikalgılama araçları kullanılır. K9 köpekleri, gelişmiş koku alma duyuları sayesinde PETN gibipatlayıcıların tespitinde önemli bir rol oynamaktadır.PETN, nitrat ester ailesine ait bir bileşik olup, oldukça güçlü bir patlayıcı özelliğe sahiptir.Renksiz, kokusuz ve kristal yapıda olan PETN, patlayıcı özellikleri nedeniyle güvenliktehditlerine yol açabilir. Düşük buhar basıncına sahip olması ve kokusuz olması, bumaddenin geleneksel teknolojik cihazlarla tespit edilmesini zorlaştırmaktadır.Köpekler, insanlardan çok daha gelişmiş bir koku alma duyusuna sahiptir. Köpeklerinburunlarında yaklaşık 300 milyon koku reseptörü bulunurken, insanlarda bu sayı yaklaşık 5milyon civarındadır. Bu sayede köpekler, çok düşük konsantrasyonlardaki kimyasalbileşenleri bile algılayabilirler. K9/Detektör köpekleri, bu üstün koku alma yeteneklerisayesinde patlayıcı maddeleri tespit etmek için eğitilir.K9 köpeklerinin eğitiminde, patlayıcı maddelerin buhar fazındaki bileşenleri tanımalarısağlanır. PETN gibi patlayıcılar, buhar fazında çok düşük yoğunlukta bile olsa, köpekler bukimyasal sinyalleri algılayabilir ve ilgili sinyali eğitmenlerine iletirler. Eğitim süreci, köpeklerinpatlayıcıyı tespit ettiğinde belirli bir işaret vermesi üzerine kurulur. Bu işaret, genellikleoturma, durma veya belirli bir noktaya odaklanma şeklinde olabilir.PETN, düşük buhar basıncı nedeniyle havada düşük seviyede kimyasal bileşenler yayar. Buda teknolojik algılama cihazları için bir zorluk oluşturur. Ancak K9 köpekleri, bu bileşenleriçok düşük seviyelerde bile tespit edebilir. Eğitimli K9 köpekleri, PETN'nin bu kimyasalsinyallerini ayırt edebilmekte ve bu sayede bagajlar, araçlar, binalar ve diğer alanlardayapılan taramalar sırasında başarıyla tespit yapabilmektedir.
Katmanlı Dijital ve Analog Hibrit GüvenlikGünümüz dünyasında güvenlik, dijital ve fiziksel tehditlerin karmaşık bir kombinasyonu halinegelmiştir. Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte güvenlik stratejileri de evrilmiş ve dahakatmanlı bir yapıya ihtiyaç duyulmuştur. Katmanlı dijital ve analog hibrit güvenlik, bu ikidünyanın bir araya gelerek güvenliği daha etkili, bütüncül ve sağlam bir şekilde sağlamaanlayışıdır.
Katmanlı güvenlik, güvenliği sağlamak için farklı seviyelerde ve yöntemlerde birden fazlabariyerin kullanıldığı bir stratejidir. Bu stratejinin amacı, bir katmanın zayıfladığı veya aşıldığıdurumlarda, diğer katmanların devreye girerek güvenliği sürdürebilmesidir. Katmanlı güvenlikyaklaşımı, hem dijital hem de fiziksel tehditlere karşı etkin bir savunma sağlar ve tek birgüvenlik önlemiyle yetinmeyerek çok yönlü bir koruma sağlar.Dijital Güvenlik Katmanları,Ağ Güvenliği,Veri Güvenliği,Kullanıcı Erişim Yönetimi,Son Kullanıcı Güvenliği,Olay İzleme veYanıt Verme
Analog Güvenlik Katmanları ise daha fiziksel ve mekanik önlemleri içerir:Fiziksel Güvenlik,Gözetim Sistemleri,Personel Güvenliği,Çevresel GüvenlikHibrit güvenlik anlayışı ise, dijital ve analog güvenlik katmanlarını entegre eden biryaklaşımdır. Her iki sistemin avantajlarını birleştirerek daha kapsamlı bir koruma sağlar.Dijital güvenlik, siber tehditleri, veri sızıntılarını ve ağ saldırılarını engellemeye odaklanırken,analog güvenlik, fiziksel tehditlere ve izinsiz girişlere karşı savunma sağlar.
Hibrit Güvenliğin Temel Özellikleri:Siber-Fiziksel Sistemlerin Korunması,Çok Yönlü Tehditlere Karşı Koruma,Kesintisiz İzlemeve Anlık Yanıt

World Media Group (WMG) Haber Servisi




ETİKET :   türkiye-siber-güvenlik

Tümü