Narin’in cansız şekilde bulunmasının ardından sosyal medyada yoğun şekilde, olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılması ve suçluların hak ettikleri cezayı almaları için paylaşımlar yapıldı. Narin’in ölüm sebebine ilişkin şu ana kadar resmi bir açıklama yapılmadı.
Ailesinin 6 çocuğundan biri olan Narin’in bir çuvala konmuş ve üzeri taşlarla kapatılmış cansız bedeni, Kuran kursu çıkışı kaybolduktan 19 gün sonra, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde yer alan Tavşantepe Mahallesi’ne bağlı Eğertutmaz Deresi’nin kenarında saat 08.45 sularında tespit edildi. Adli Tıp Kurumu’nun morguna götürülen Narin’i, abisi Baran Güran teşhis etti. Baran Güran daha sonra ailenin diğer üyeleriyle birlikte gözaltına alındı.
Halk TV muhabiri Ferit Demir, Narin’in cansız bedeninin, bir gizli tanığın ifadeleri sonucu bulunduğunu söyledi. Demir, gizli tanığın, can güvenliğinin sağlanması şartıyla cinayete ilişkin bilgiler verdiğini kaydetti.
Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, dün Narin’in bulunmasının hemen ardından yaptığı açıklamada, “Narin Güran kıyafetleriyle birlikte dere kenarında çuval içerisinde üzeri taşla gizlenmiş vaziyette 08.45 sıralarında ölü bulunmuştur. İlk bulgulara göre Güran'ın öldürüldükten sonra bir çuvalın içine konup dere kenarına getirildiği, burada derenin kenarında suyun içine yerleştirildiği, üzerinin ağaç dalları ve taşlarla doğal görüntü verilerek kapatıldığı anlaşılmıştır. Yeniden arama çalışması kapsamında bu bölge yeniden aranmış ve ekiplerce kayıp kızımızın cenazesine ulaşılmıştır” dedi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, “Narin’e ait eşyalar, Elif Ba’sı, çantası, terlikleri de torbadaydı. Bunların hepsi delil ve inceleniyor” bilgisini verdi. Eren, bir gazetecinin “Terliğinin ikisi de torbada mıydı?” sorusu üzerine “Evet” dedi.
Bölge daha önce de taranmış ancak Narin’den iz bulunamamıştı. Narin’in aramaların 19. gününde evine yakın bir yerde bulunması, soru işaretlerine neden oldu.
Kamuoyu, sosyal medyada yapılan paylaşımlarla, daha önce arama yapılan yerde bulunduğu belirtilen Narin'in neden geç bulunduğunu sordu.
Şüphelilerden biri ifadesinde, muhtarın (amca Salim Güran) araçla gelip Narin’in cesedini battaniyeye sarılı şekilde kendisine verdiğini söyledi.
Cenazeyi, muhtarla birlikte çuvala koyduklarını anlatan şüpheli, sonrasında muhtarın kendisinden ayrıldığını dile getirdi.
Aynı kişi, cenazeyi alıp bulunduğu yere koyduğunu itiraf etti.
Bununla birlikte dosyadaki gizli tanık, muhtarın, cesedi saklaması için kendisine 200 bin lira teklif ettiğini iddia etti.
Gizli tanık, Narin'in cesedini bir süre köy çevresinde dolaştırdığını söyledi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamasına göre, minik Narin’in otopsisi, Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'nda adli tıp uzmanlarınca dün sabah (8 Eylül) saat 10.30’da başladı ve akşam saat 21.40’ta son buldu. Bakan Tunç, “Uzman adli tıp heyeti tarafından gerçekleştirilen otopsi işleminde, alınan doku örnekleri üzerinde kimyasal, biyolojik, patolojik ve diğer bazı incelemelerin yapılması gerekmektedir” açıklamasında bulundu.
Otopsiye Adli Tıp Grup Başkanı, Morg İhtisas Daire Başkanı, Adli Tıp Şube Müdürü, dört Adli Tıp ve bir patoloji uzmanı, bir sağlıkçı, üç otopsi teknikeri, üç savcı ve Diyarbakır Barosu Başkanı katıldı.
Adli Tıp’ta dün akşam tamamlanan otopsideki ilk bulgulara göre Narin’in cansız bedeninin 15 gün suda kaldığının, boynunda boğulma izi ve ayağında kırık olduğunun tespit edildiği belirtildi.
Gazeteci İsmail Saymaz ise bugün (9 Eylül) halktv.com.tr’deki yazısında, Narin’in ön otopsi tutanağına göre çürümeden ötürü ölüm zamanına ilişkin belirleme yapılamadığını ve Narin'in sol bacağında diz kapağından itibaren kopma olduğunu belirtti. Saymaz yazısında, “İç kanama bulgusu tespit edilmedi. Cesetteki çürüme sebebiyle ölüm zamanına ilişkin bir beyanda bulunulamayacağı, kesin ölüm sebebinin Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılacak moleküler incelemeler, patolojik çalışmalar, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilen numuneler üzerinde yapılacak incelemelerle belirlenebileceği anlaşıldı” ifadelerini kullandı.
Narin’in kesin ölüm nedeni en erken 15 en geç 30 gün içerisinde tespit edilecek.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Narin Güran'ın öldürülmesine dair soruşturmada 24 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Gözaltına alınanlar arasında Narin'in annesi Yüksel, babası Arif, iki kardeşi, köydeki üç amcası, daha önce tutuklanan amcasının eşinin de bulunduğu öğrenildi.
Narin’in bir diğer amcası ve köyün eski muhtarı Salim Güran, 2 Eylül’de tutuklanmıştı. Öte yandan Narin’in tutuklanan amcasına ait olan ve Narin'e ait DNA'nın tespit edildiği otomobil de incelenmek üzere tekrar jandarma tarafından götürüldü.
Ayrıca tutuklu amcanın yanı sıra, gözaltına alınan diğer aile bireylerinden bazılarının da olay günü ile sonrasına ait arama ve mesaj kayıtlarını sildiği, bununla da yetinmeyip sim kart ve telefon değişikliği yaptıkları anlaşıldı.
Adalet Bakanı Tunç’un açıklamasına göre, soruşturma kapsamında 1 Cumhuriyet başsavcıvekili ile 3 Cumhuriyet savcısı daha görevlendirildi.
Narin Güran'ın cansız bedeni, bu sabah saatlerinde (9 Eylül) Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından yakınlarına teslim edildi.
Narin, katledildiği Tavşantepe Köyü'nde bugün toprağa verildi. Cenaze namazını kıldıran İl Müftüsü Celal Büyük, şöyle konuştu:
"İnsanlığımızdan, vicdanımızdan utandığımız bir andayız, bir gündeyiz. Bugün burada musallada yatan aslında vicdanımızdır, insanlığımızdır. Cenab-ı Hak bizleri vicdan ve ahlak sahibi insanlardan eylesin. İnşallah toplum olarak insanlığımızı yeniden gözden geçirir ve yeniden hatırlarız. Kur'an ve sünnetin bize öğrettiği çerçevede ahlaklı bir toplum, nesil olma yolunda ilerleriz. Narin'imiz cennettedir, masumdur. Emin olun cennette. Elbetteki bunun hesabını yapanlardan mutlaka hesabı sorulacaktır. Dünyaya ait olan şey budur. Ama benim korkum bu yavrumuzun cenazesini kılıyoruz, Allah'a nasıl hesap vereceğiz? Vicdanımızı, insanlığımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Cenab-ı Hak rahmetiyle muamele eylesin yavrumuza."
Halk TV’ye konuşan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kar, Narin’in ablasının da yıllar önce merdivenden düşerek öldüğünü söyledi:
“Narin’in ablasının yıllar önce bir merdivenden düşerek ölme durumu var. Bir ailede iki tane kız çocuğunun arka arkaya ölmesi bize ihmal ve istismar açısından bir sinyal verir. Önceki ölümün de soruşturmasının tekrar açılması gerekir.”
Kaynak : Birgün Gazetesi
World Media Group (WMG) Haber Servisi