Rusya'nın Avdeevka'yı Ele Geçirmesi Jeostratejik Değişimleri Hızlandıracak

Rusya'nın Avdeevka'yı ele geçirmesinin ardından Almanya'nın AB'de ABD'nin tercih ettiği "Arkadan Liderlik" ortağı rolü daha da öne çıkacak ve bu rol "Avrupa Kalesi "nin inşasını hızlandırmak için "askeri Schengen" ile yeniden canlandırılan Weimar Üçgenini birbirine bağlama şeklini alacaktır.

Rusya, Kiev'in kaotik bir şekilde geri çekilmesi ve yaralı birliklerini terk etmesiyle sonuçlanan uzun süreli bir savaşın ardından nihayet Ukrayna'nın kale kenti Avdeevka'yı ele geçirdi. Zamanlama, Batılı seçkinlerin bu yılki Münih Güvenlik Konferansı için hafta sonu Almanya'da bir araya geldiği ve bu vekalet savaşında bir sonraki hamlelerini planlamalarına uygun bir şekilde gerçekleşti. Ancak Ukrayna'nın Almanya ve Fransa ile yeni imzaladığı güvenlik anlaşmalarına rağmen kayda değer bir mali ya da askeri yardım beklenmiyor.

Daha ziyade, bu ayın başlarında Washington'daki son Biden-Scholz Zirvesini analiz ederken burada açıklandığı üzere, Batı'nın odak noktası Rusya'nın Avrupa'da eski Sovyet Cumhuriyeti sınırlarının ötesinde uzun vadeli olarak çevrelenmesi olacaktır. Bu amaçla, ABD'nin AB'de tercih ettiği "Arkadan Liderlik" ortağı olarak Almanya'nın rolü daha belirgin hale gelecek ve bu da "Kale Avrupası" inşasını hızlandırmak için "askeri Schengen" ile yeniden canlandırılan Weimar Üçgenini birbirine bağlama şeklini alacaktır.

Yukarıdaki üç hiperlinkli analiz bu kavramları ve aralarındaki ilişkiyi daha derinlemesine açıklıyor, ancak Almanya'nın Polonya'yı kapsamlı bir şekilde itaat altına almasını, yaklaşık sekiz on yıllık bir aradan sonra uzun süredir kayıp olan süper güç yörüngesine geri dönmek için kullanması olarak özetlenebilir. Batı'nın dikkatinin Avdeevka'dan sonra Ukrayna üzerinden Rusya'ya karşı yürüttüğü vekalet savaşına sarılmak yerine bu jeostratejik değişimi hızlandırmaya yönelmesinin nedeni, ikincisinin kaybedilmiş bir dava olduğunun artık netleşmiş olması.

Genel Sekreter Stoltenberg'in neredeyse tam bir yıl önce NATO ile ilan ettiği "lojistik yarışı"/"yıpratma savaşı "nı Rusya'nın çoktan kazandığı, karşı saldırının başarısızlığı ve ardından çatışmanın dinamiklerinin tersine dönmesiyle kanıtlandı; Ukrayna şimdi bir kez daha savunmada. Eski Başkomutan Zaluzhny'nin yerine gelen Syrsky, Kiev'in Donbas'taki son büyük kalesi olarak görülen Avdeevka'dan feci bir şekilde geri çekilmeden önce geçen hafta bunu açıkça itiraf etti.

Doğrusunu söylemek gerekirse, bu açıklama yanlıştı çünkü LOC kademeli olarak batıya doğru ilerlemeye devam ediyor ve Rusya'nın Avdeevka'yı ele geçirmesinden sonra bu hız artabilir. Başkan Putin, kısa bir süre önce özel operasyonun daha erken başlamasını emretmediğine pişman olduktan ve Pazar günü Ukrayna'nın kale kentinin düşmesinin ardından zaferin Rusya için "bir ölüm kalım meselesi" olduğunu söyledikten sonra, güvenlik garantisi talepleri askeri ya da diplomatik yollarla karşılanana kadar durmayacağının sinyallerini verdi bile.

Çatışmanın ne zaman ve hangi koşullarda sona ereceği belirsizliğini koruyor, ancak yazı duvarda asılı ve Rusya'nın güvenlik garantisi taleplerinin şu ya da bu ölçüde karşılanacağı açıkça okunuyor, bu nedenle Batı şimdi Stoltenberg'in kendi sözleriyle Rusya ile onlarca yıl sürecek bir "yüzleşme" planlıyor. Bu analizin başlarında Almanya'nın Avrupa'da Rusya'yı çevrelemek için ABD'nin en önemli "arkadan liderlik" ortağı olarak rolüne ilişkin tanımlanan jeostratejik değişimin önemi burada yatmaktadır.

Bu hedef doğrultusunda, NATO'nun kıta çapındaki "Steadfast Defender 2024" tatbikatı - Eski Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana en büyüğü - Almanya, Polonya ve Hollanda arasındaki "askeri Schengen "in kısmi uygulamasını optimize etmeyi amaçlayacak ve Fransa'nın da yakında katılması bekleniyor. Baltık ülkelerinin de sözde "Baltık Savunma Hattı "nın inşası için desteğe ihtiyaç duymaları nedeniyle katılmaları muhtemeldir; Finlandiya da beklendiği gibi katılırsa bu hat Kuzey Kutbu'na kadar uzanabilir.

Yeniden canlanan Weimar Üçgeni devreye giriyor çünkü Almanya'nın Fransa'nın desteğine ihtiyacı var çünkü Berlin tüm bunları gerçekçi bir şekilde tek başına yapamaz, bu da Polonya'nın yukarıda bahsedilen lojistik pakt aracılığıyla batı komşusuna askeri olarak tabi olmasını gerektiriyor. Dolayısıyla Fransa'dan Estonya'ya uzanan ve Danimarka-İsveç (ikincisi NATO'ya aday ve bu yeni "Schengen "e katılması bekleniyor) üzerinden Finlandiya'ya ulaşabilecek bir askeri koridor dünyanın gözleri önünde şekilleniyor.

Yazar : Andrew Korybko