Özel: "Erdoğan Kendi Geleceği İçin Ülkenin Geleceğini Satamaz"

Özgür Özel CHP grup toplantısında konuştu: Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz.

19:48:25 | 2025-10-07

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bu Meclis’i kapatıp kaçtığınızda 26 bin 400 lira olan açlık sınırı şu an 28 bin lira oldu. 89 bin lira olan yoksulluk sınırı 91 bin liraya ulaştı. 5 asgari ücretli ya da 6 emekli maaşlarını birleştirseler yoksulluktan 6’sı birden birini kurtarıyorlar. TÜİK enflasyonunu; onu da değil, planladığınız hedeflenen enflasyonu zam diye vermeye hazırlanıyorsunuz. Asgari ücreti utanmadan, sıkılmadan yüzde 20 arttırmaya niyetleniyorlar. Bu yılın sonunda asgari ücreti 26 bin 500 lira yapmaya, bir yıl boyunca da böyle tutmaya niyetleniyorlar. Asgari ücreti yüzde 44 enflasyon varken, geçen sene yüzde 30 artırıp milleti bu hale getirenler şimdi aynı kötü niyetle adım atmaya niyet ediyorlar" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 28. Dönem 4. Yasama Yılı'nın ilk grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, şunları kaydetti:

"Hak, hukuk, adalet diye bu işin bir tarafından nasıl tutabilirsin? Çağrıldığın meydanlara koşmak, o meydanları doldurmak -bu meydan Anadolu’nun her bir yerinde olabilir, İstanbul’un bir ilçesinde olabilir, bu pazar olacağı gibi Brüksel’de olabilir- gitmek, ahlaki üstünlüğü psikolojik üstünlüğe çevirmek, psikolojik üstünlükle birlikte çoğunluk enerjisini meydanlara taşımak, mücadeleyi desteklemek en önemli güç. Hiçbirini yapamayanlar ama ‘Bir şey yapmak istiyorum’ diyenlere de bir çağrım var. 19 Mart darbesinin nasıl geldiğini anlatan, Saraçhane’yi anlatan, o günden bugüne kadar yaşana her şeyi anlatan, önsözünü benim, sonsözünü Ekrem İmamoğlu’nun yazdığı, Yavuz Oğhan’ın emeğiyle kaleme alınmış, kimsenin üstünden 1 lira para kazanmayacağı bir kitabımız var. Bu kitabın geliri, 19 Mart darbesi kime zarar verdiyse, işsiz kalan bürokratımızın evladına sahip çıkmak için, ailelere sahip çıkmak için, yurttan atılan öğrencilerin yurt parası için, bursu kesilen öğrencilerin burs parası için ‘Ben ne yaparım’ diyorsan, 'Millete Emanet'. Bu kitabı hepinize emanet ediyorum.

"Meclis’i saygın, vatandaşı perişan olmaz"

Koca bir yaz, bu kadar hukuksuzluk, haksızlık, bu yaşananlar ama esas bir de yaşayamayanlar var. İşsizlikten dolayı evine ekmek götüremeyenler, aldığı maaşla geçinemeyenler, onurla hizmet ettiği memlekette emekli olunca unutulanlar ve büyüyen yoksulluk var. Genel Kurul’a yılda bir kez gelip konuşup giden Erdoğan’ın kimyası bozulunca ve edecek laf bulamayıp ‘Bu yapılanlar Meclis’e saygısızlıktır’ deyince bir baktım Meclis’in saygınlığı nasıl ölçülür. Saygınlığı onu seçenlerin memnuniyetiyle, onu oluşturanların sorunlarını çözme kapasitesiyle ölçülür. Bu üllkede 7 milyon asgari ücretli, en düşük maaş alan 4 milyon emekli ama hemen onun üstündeki dilimlerde 11 milyon emekli, ürünü para etmediği için topraktan kopan milyonlarca çiftçi, geleceğinden umutsuz gençler varken bu Meclis nasıl saygın olabilir? Meclis’i saygın, vatandaşı perişan olmaz. Vatandaş perişansa o Meclis’te saygınlık olmaz.

"Asgari ücreti utanmadan, sıkılmadan yüzde 20 arttırmaya niyetleniyorlar"

Yaz boyunca çalışan, direnen milletvekillerimin huzurunda 70 gün boyunca deniz, kum, güneş ile yaşayan, buna doyan iktidar milletvekillerine hatırlatmak gerekiyor. Bu Meclis’i kapatıp kaçtığınızda 26 bin 400 lira olan açlık sınırı şu an 28 bin lira oldu. 89 bin lira olan yoksulluk sınırı 91 bin liraya ulaştı. 5 asgari ücretli ya da 6 emekli maaşlarını birleştirseler yoksulluktan 6’sı birden birini kurtarıyorlar. 17 bin liralık asgari ücreti seçim döneminde, asgari ücret o zamanlar 14 bin liralardayken ‘Gerekirse enflasyon tek haneli rakamlara ulaşana kadar yılda 4 kez güncelleyeceğiz’ demiştiniz. Seçimden sonraki yıl, asgari ücreti sadece aralık ayında belirlediniz, bir yıl boyunca zam yapmadınız ve 17 bin liralık asgari ücreti, geçen sene 22 bin liraya çıkardınız. Şu anda asgari ücreti 17 bin liradan 22 bin liraya çıktığı güne göre alım gücü 16 bin 500 lira. 9 ayda buraya geldi ve 3 ay daha eriyecek. Geçen sene yaptığınızın bir benzerini yapmaya, yani gerçek enflasyonu değil, TÜİK enflasyonunu; onu da değil, planladığınız hedeflenen enflasyonu zam diye vermeye hazırlanıyorsunuz. Asgari ücreti utanmadan, sıkılmadan yüzde 20 arttırmaya niyetleniyorlar. Bu yılın sonunda asgari ücreti 26 bin 500 lira yapmaya, bir yıl boyunca da böyle tutmaya niyetleniyorlar. Asgari ücreti yüzde 44 enflasyon varken, geçen sene yüzde 30 artırıp milleti bu hale getirenler şimdi aynı kötü niyetle adım atmaya niyet ediyorlar ve utanmadan, sıkılmadan dün çıktı Erdoğan, diyor ki; ‘Kişi başına gelirimiz 17 bin dolara yükseldi. Bunu size müjdeliyorum.’

Asgari ücret 22 bin lira. Bir yıllık asgari ücret 6 bin 370 dolar. Erdoğan diyor ki ‘Kişi başına 17 bin dolarımız var.’ Emekli aylığı 16 bin 800 lira, yıllık 4 bin 860 dolar. Yetim aylığı yıllık 1200 dolar, yaşlılık aylığı 1550 dolar, engelli aylığı yıllık 1240 dolar. Erdoğan diyor ki, ‘17 bin dolar milli gelire ulaştık.’ Bir asgari ücretli, bir emekli, bir yetim, bir engelli, bir yaşlı bir araya gelseler 15 bin 220 dolar beşinin toplamı. Kişi başına 17 bin dolar diyor, bunların Türkiye’deki toplamı 30 milyon kişi. 5’i bir araya gelse, Erdoğan’ın dediğinden hala 2 bin dolar kaybı var bunların. 30 milyon kişiden 5’i birleşerek alabildikleri parayı herkesin aldığını söylüyor. Çarşı, pazar, market fiyatları her hafta değişiyor. Milyonlarca ücretlinin ise maaşı yılda bir kez artırılıyor.

"Garibanın sırtından bu keneleri söküp atacağız"

Vatandaşın 2,5 trilyon lirası kredi kartına borçlu, 650 milyar liralık kredili mevduat borcu, toplam borç 3.1 trilyon lira olmuş. Geçen sene 2 trilyonmuş, bir senede 3.1 trilyona çıkmış. Bunlara uygulanan faiz, kredi kartına ve kredili mevduata faiz aylık yüzde 4,5. Üstüne Banka ve Sigorta Muamele Vergisi; Kaynak Kullandırma Destekleme Fonu, yüzde 30 da vergi koyuyorlar. Vergi kazanandan alınır. Bu bitmiş, tükenmiş, artık eşten, dosttan geçici borç da bulamamış. Yüzde 4,5 çıplak, üstüne yüzde 30 faizle, yüzde 5,85’le bu kişilerden faiz kesiyorlar. Bileşik yılda yüzde 95. Kelimenin tam anlamıyla düşmeyegör. Faizler yüksek, firmalar kredi kullanmakta zorlanıyor, kredi faizleri yüksek ama hiç olmazsa enflasyonun biraz üzerinde bir yerlerde. Buradaki yüzde 95 neyin nesi vicdansızlar! O kartın borcunu buradan çekip kapatan uyguladığınız faiz, Çocuğuna tek muzu kredi kartından çektirip, onun da asgarisini ödeyebilene ödettiğiniz faiz.

Bu durumu her fırsatta ifşa edelim, anlatalım, kanun teklifleri verelim, araştırma önergeleri verelim. Asgari ücrete yüzde 20 zammın hedeflendiği yerde ödenemeyen kredi kartına, asgarisi ödenen kredi kartına, bankadan nakit çekilen paraya yüzde 95 faize savaş ilan ediyoruz. Bunu düşürtene kadar Meclis zemininde ve meydanlarda hep beraber mücadele edeceğiz, garibanın sırtından bu keneleri söküp atacağız.

"Çocuklar için her sene Ağustos ayının 15’inde ailelerinin hesabına 10 bin lira okula başlangıç desteği vereceğiz"

22 milyon çocuğumuz var. Bunların 8,5 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Neredeyse 10 çocuğumuzdan 4’ü yoksul ve sonra çıkıp ‘Türkiye Yüzyılı’ diyorlar. Açlık kalan çocukların yüzyılı mı? Genel Merkez’imizde çaycı arkadaşımızın kızı Defne’nin eline bir kağıt vermişler. Diyorlar ki Defne’ye, ‘Sandviç 70 lira, meyve suyu 20 lira, elma 20 lira, fındık, 50 lira, su 15 lira, toplamı 175 lira.’ İkinci sınıftaki Defne’nin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ‘Okula gelirken bunları getir’ diye eline verilen pusula, 175 liraya bu çantayı dolduruyor. Bunu yapmayalım, verelim Defne’ye, kantinden kendisi alsın. TÜİK’e söylüyorum, enflasyonu ‘Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu’ olarak belirliyorsunuz. Ona göre de zam verilmesini sağlıyorsunuz. Hedef enflasyona gidip daha da aşağısını veriyorlar. Geçen sene tost 45’miş, bu sene 80. Ayran, 10 liradan 20 lira olmuş. Simit, 15 liradan 20 lira olmuş. Şişe su, 10 liradan 15 lira olmuş. Bisküvi, 15 liradan 25 lira olmuş. Kantinin enflasyonu yüzde 68. Okullar bu ayın başında açıldı ve cebinde para olmayan, işi olmayan, asgari ücretle geçinmeye uğraşan insanların, hatta çocuğu işsiz diye toruna emekli maaşıyla harçlık veren insanların muhatap olduğu enflasyon, bu enflasyon. Bu yüzden bu ülkede bir çocuk kantine koşup çift kaşarlı tost yerken, öbürü öbür köşeden bakmasın diye, çocuğun bir tanesi kana kana temiz su içerken, öbürü tuvalet çeşmesine ağzını dayamasın diye, çocuğun birinin gözleri kıpır kıpırken, öbürü önüne bakarak kantinin önünden geçmesin diye bu ülkede bu zalim düzeni değiştirmek, halkın iktidarını kurmak lazım.

Dayanılacak iş değil bunlar ama kimse umutsuzluğa kapılmasın. Çocukları aç bırakan bu iktidarı göndereceğiz. CHP iktidarında her gün, her öğün dört kap sıcak yemekle çocuğun çorbasını, proteinini, tatlısını, meyvesini okuldaki okul yemeğiyle bütün çocuklara ayrımsız ve ücretsiz vereceğiz. Okula başlayan çocuklar için her sene Ağustos ayının 15’inde ailelerinin hesabına bugünkü parayla 10 bin lira okula başlangıç desteği vereceğiz. Bu rakam bazı sendikalarda 23 bin, bazılarında 25 bin lira diye hesaplanıyor."

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Meclis grup toplantısında güncel gelişmelere ilişkin konuştu. ABD ile sürdürülen nadir toprak element (NTE) pazarlığına karşı çıkan Özel, "Türkiye nadir elementle için ayağa kalkmalıdır. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz, sattırmamalıyız. AKP'lilere de MHP'lilere de sesleniyorum. Millete şikayet ediyorum, nadir elementler Türkiye'nin geleceğidir." ifadelerini kullandı.

Özel'in yeni yasama yılının ilk grup toplantısının gündeminde 1 Ekim’deki Meclis açılışı, Devlet Bahçeli’nin İBB operasyonlarıyla ilgili sözleri, asgari ücret ve Erdoğan'ın ABD ziyaretinde pazarlıkları ile 'meşruiyet' tartışması vardı.

Özel, konuşmasına 1 Ekim'de Meclis açılışını protesto etmeleri ile başladı. "İkiyüzlülüğe tanık olmamak" için katılmadık diyen Özel, kendilerine yöneltilen "Milli iradeye saygısızlık" eleştirilerine şöyle yanıt verdi: "Bu çatının altına gelip, bir açılış konuşması yapıp, birlikten beraberlikten söz edip, dönüp gidip zulme devam edecek olan ikiyüzlülüğüne tanıklık etmek istemedik. Namuslu Belediye Başkanları hapislerde yatarken birilerine 'Gel bakalım ya da sen, ya sen gel bize katıl ya da sende hapse atıl' deyip muhalefetin belediye başkanlarını hapis tehdidiyle, şantajla partisine katıp utanmadan rozet takma törenleri düzenlerken kimse bana Erdoğan'ı dinlemek milli iradeye saygıdır demesin. Muhalefete operasyon yapıp milli irade diyeceksin; halk bunu reddediyor."

Bahçeli'ye 'sessizlik' yanıtı

Özel, Devlet Bahçeli'nin bugünkü MHP grup toplantısında CHP'ye yönelik operasyonların "iç mesele" olduğunu savunup, "CHP’den hiçbir halt olmaz, olamaz. İtirafçı CHP’lidir, iddia sahibi CHP’lidir, müşteki CHP’lidir, fail CHP’lidir. Ne tuhaf, CHP’de kılıçlar çekilmiş, ortak akıl kaybolmuştur. CHP yönetiminin her önüne geleni suçlaması doğru ve omurgalı bir tavır değildir." sözlerini de gündem etti. Bahçeli'ye seslenen Özel, "Ankara'nın ortasında vurulan MHP'li, vuranlar MHP'li. Azmettirilenler, susturulanlar, susturanlar, azmettirenler MHP'li. Konuşmayan bir tek sensin MHP'li. Hak etmediğimi duyarsam, hak ettiğini duyarsın" dedi.

İddianamelerin hala yazılmamasına tepki gösteren Özel, "Devrin Zaman Gazetesi, Bugün Gazetesi, bugünün Yeni Şafak’ı, Sabah’ı, Zekeriya Öz’ün iddianamesine ‘Tuğla gibi iddiname’ demişler. Şimdi bugünün Zekeriya Özlerinin yazdığı iddianameyi aynı kelime oyunuyla söylemeye çalışanlara söylüyorum. Zekeriya Öz ‘Tuğla gibi iddianame’yi yazdı, sıçan gibi kaçtı. Dün tuğla gibi iddianame yazanlar kaçtılar, biz yargılamak için iddianameyi bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

'Utanmadan milli gelirimiz 17 bin dolara yükseldi diyor'

Asgari ücrete yüzde 20 zam verilmek istenmesini eleştiren Özel, "Asgari ücreti utanmadan yüzed 20 artırmaya, 26 bin-26 bin 500 TL yapmaya niyetleniyorlar. Erdoğan dün utanmadan sıkılmadan çıkıp diyor ki 'kişi başı milli gelirimiz 17 bin dolara yükseldi.' Bunların Türkiye'deki toplamı 30 milyon. Bu 30 milyon kişi beşi bir araya gelse emeklisi, asgari ücretlisi, dul yetimi, yaşlılık maaşı alanı Erdoğan'ın dediğinden halen daha 2.000 dolar kaybı var bunların. Ve utanmadan sıkılmadan 30 milyon kişinin beşi birleşerek alabildikleri bir parayı herkesin aldığını söylüyor. Neden? Hesap belli. Toplam parayı, bütün nüfusa bölüyorlar. Asgari ücrete yüzde 20 zammın hedeflendiği yerde ödenemeyen kredi kartına, asgarisi ödenen kredi kartına, bankadan nakit çekilen 3 bin liraya, 5 bin liraya, 10 bin liraya yüzde 95 faize savaş ilan ediyoruz. Bunu düşürtene kadar meclis zemininde ve meydanlarda hep beraber mücadele edeceğiz, garibanın sırtından bu keneleri söküp atacağız" diye konuştu.


Özel'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

'Okyanus ötesinde meşruiyet aramaya giriştiler'

"70 gün aradan sonra yeniden Meclis çatısı altındayız. Maalesef bu 70 günde 3 büyük krizi yaşamaya devam ettik; Demokrasi krizi, adalet krizi, ekonomik kriz. Yetmiş günde ülkenin sorunları büyürken bizler de mücadelemizi büyüttük. Onlar kumpasları büyüttüler. Yaptıklarıyla milletin gönlünden düşmüşlerdi, gözünden de düştüler. Okyanus ötesinde meşruiyet aramaya giriştiler. Trump'la beş dakika görüşme yapabilmek için akıl almaz tavizler verdiler."

'İkiyüzlülüğe tanıklık etmek istemedik'

"Yetmiş gün yan gelip yatıp milletin dertleriyle ilgilenmediler. Sonra 1 Ekim'de Meclis'e gelip buradan kameraların karşısında poz kestiler. Biz 1 Ekim öncesi bir karara vardık. Meclisi işine geldiğinde çalıştıran, işine gelmediğinde bypass eden, millet iradesine saygısızlık edip bir darbeye kalkışan, milletin payına değil varsa yoksa kendi payına çalışan bir iktidarın başındaki zatı bu çatının altına gelip bir açılış konuşması yapıp orada demokrasiden, iletişimden, anlayıştan, birlikten, beraberlikten söz edip dönüp gidip zulme devam edecek olan ikiyüzlülüğüne tanıklık etmek istemedik.

'İftiralarla suçlayıp sonra da çıkıp milli iradeden bahsedemezsiniz'

"Hem de bir yandan açılan mecliste Hatay halkının seçtiği Milletvekili Can Atalay'ın koltuğu boşken. Milli iradeye saygıdan bahsediyor. O meclisin yaptığı anayasayla, milletin onayladığı anayasayla AİHM kararları hepimizi bağlarken ve bu kararlara rağmen Kavala 9 yıldır içerideyken yine AYM kararlarına uymuyorum, saygı duymuyorum derken, kaybettiği ilk seçimden sonra demokrasi treninden inerken, CHP'li belediyeleri silkelerken milletin çöpü toplanmasın diye, milletin ayağına hizmet gitmesin diye belediyenin parasına çökerken, yani milletin zorluk çekmesinden siyasi rant beklerken Cumhurbaşkanı adayımızı iftiralarla suçlayıp sonra da çıkıp milli iradeden bahsedemezsiniz."

'Belediye Başkanları hapislerdeyken kimse bana milli iradeye saygı demesin'

"Esenyurt, Şişli, Ovacık belediyelerimiz seçtikleri başkanlar yerine kayyumlar tarafından yönetiliyorken, Dem Partili on belediyeye kayyum atanmışken ve Belediye Başkanları, namuslu Belediye Başkanları hapislerde yatarken birilerine "gel bakalım ya da sen, ya sen gel bize katıl ya da sende hapse atıl" deyip muhalefetin belediye başkanlarını hapis tehdidiyle, şantajla partisine katıp utanmadan rozet takma törenleri düzenlerken kimse bana Erdoğan'ı dinlemek milli iradeye saygıdır demesin. Buna kimse inanmaz."

"Sıkıştığında milli iradeye sarılıp 1. olunca milli iradeyi baş tacı yapıp İstanbul'u kaybedince mundar oldu diyeceksin. Mazbatayı iptal ettireceksin. 800.000 farkla gelecek, 5 yıl boyunca her kötülüğü yapacaksın, her iftirayı atacaksın. Yine kazanacak diplomasını iptal ettireceksin. Ondan sonra fotoğraf çektirmeye gelince milli iradenin tecelligahına geldim diyeceksin. Bu milletin iradesi bu ikiyüzlülüğü reddetmektedir artık."

"Beyefendi gelmiş, ana muhalefet koltuklarını boş görmüş, kimyası bozulmuş, nevri dönmüş. O günden beri ağzından çıkanı kulağı duymuyor"

Bahçeli'ye: Konuşmayan bir tek sensin MHP'li

"(Devlet Bahçeli'ye seslendi) Okuyor oradan. 'Şikayet eden CHP'li şikayet edilen CHP'li, itirafçılar CHP'li, rüşveti alan CHP'li, veren CHP'li.' Külliyen yalan. Soruyorum buradan hangi hangi şahitler CHP'liymiş? Gizli tanık dediği odun isimleriyle Ladinler, Çınarlar söylediği çocuk tacizcisi olan gizli tanık mı CHP'li? Ya da 3 kuşak babasından kalan malına, mülküne çökülüp de geçmişte AKP'den ihale alıyordu. Şimdi İBB'den almış diye malına çökülen, şimdi de imza atarsan sana bunları geri veririm deyince iftiralere imza atan iş adamları mı CHP'li? Ya da, ya da insanları çoluğuyla, çocuğuyla tehdit eden, 'Bu imzayı atmazsan evladının yüzünü 20 yıl göremezsin' diyen, 80 yaşında anasından 500 kilometre öteye evlatları yollayan hasta 26 yaşındaki çocuğu hücreye tıkıp babasına 'at artık imzayı, çıkar oğlunu' diyen, kendini itirafname imzalamaya çağırıp yoldayken karısını, eşini gözaltına alıp onun çıkması senin atacağın imzaya bağlı diyenlerin kurduğu kumpasın ne tarafı CHP'li? Ama Sayın Bahçeli, Sayın Bahçeli buraya kadar, buraya kadar geldi. Öyle, o CHP'li, bu CHP'li, hırsıza CHP'li, yolsuza CHP'li."

"Bakın, bütün Türkiye konuşuyor, birileri susuyor. Sayın Bahçeli, kimle konuştuğunuzu, nasıl konuştuğunuzu bileceksiniz. Ankara'nın ortasında vurulan MHP'li, vurup da yargılananlar MHP'li, azmettirilenler MHP'li, serbest bırakıldıktan hemen sonra susturulan MHP'li, susturan MHP'li. Konuşmayan bir tek sensin MHP'li. Ağzından tek söz çıkmayan sensin buna ne demeli? Hak etmediğimi duyarsam, hak ettiğini duyarsın!"

'Zekeriya Öz ‘Tuğla gibi iddianame’yi yazdı, sıçan gibi kaçtı'

"Devrin Zaman Gazetesi, Bugün Gazetesi, bugünün Yeni Şafak’ı, Sabah’ı, Zekeriya Öz’ün iddianamesine ‘Tuğla gibi iddiname’ demişler. Şimdi bugünün Zekeriya Özlerinin yazdığı iddianameyi aynı kelime oyunuyla söylemeye çalışanlara söylüyorum. Zekeriya Öz ‘Tuğla gibi iddianame’yi yazdı, sıçan gibi kaçtı. Dün tuğla gibi iddianame yazanlar kaçtılar, biz yargılamak için iddianameyi bekliyoruz"

Erdoğan'a asgari ücret yanıtı

"Bu meclisi kapatıp kaçtığınızda 26 bin 400 lira olan açlık sınırı şu an 28 bin lira oldu. 89 bin lira olan yoksulluk sınırı 91 bin liraya ulaştı.

Bugün 5 asgari ücretli ya da 6 emekli maaşlarını birleştirseler ancak yoksulluktan altısı birden birini kurtarabiliyorlar. Siz 17 bin liralık asgari ücreti seçim döneminde 'asgari ücret o zamanlar 14 bin liradayken gerekirse enflasyon tek haneli rakamlara ulaşana kadar yılda 4 kez güncelleyeceğiz' demiştiniz. Seçimden sonraki yıl asgari ücrete sadece aralık ayında belirlediniz. Bir yıl boyunca 1 kuruş zam yapmadınız ve 17 bin liralık asgari ücreti geçen sene 22 bin liraya çıkardınız. Şu anda asgari ücretin 17 bin liradan 22 bin çıktığı güne göre alım gücü 16 bin 500 lira. 9 ayda buraya geldi ve 3 ay daha eriyecek. Geçen sene yaptığınızın bir benzerini yapmaya, yani gerçek enflasyonu değil TÜİK enflasyonunu, onu da değil planladığınız, hedeflenen enflasyonu zam diye vermeye hazırlanıyorsunuz.

Asgari ücreti utanmadan sıkılmadan yüzde 20 arttırmaya niyetleniyorlar. Bu yılın sonunda asgari ücreti 26 bin lira, 26 bin500 lira yapmaya 1 yıl boyunca da böyle tutmaya niyetleniyorlar. Asgari ücreti yüzde 44 enflasyon varken geçen sene yüzde 30 arttırıp milleti bu hale getirenler şimdi aynı kötü niyetle adım atmaya niyet ediyorlar ve utanmadan sıkılmadan dün çıktı Erdoğan diyor ki; 'Kişi başına gelirimiz 17 bin dolara yükseldi. Bunu size müjdeliyorum' Erdoğan'ın müjdesine bir yakından bakalım.

Asgari ücret 22 bin lira 1 yıllık asgari ücret 6 bin 370 dolar. Erdoğan diyor ki; 'Kişi başına 17 bin dolarımız var'  Emekli aylığı 16 bin 800 lira yıllık 4 bin 860 dolar. Yetim aylığı yıllık bin 200 dolar. Yaşlılık aylığı bin 550 dolar. Engelli aylığı yıllık bin 240 dolar. Erdoğan diyor ki; '17.000 dolar milli gelire ulaştık.' Bakın 17 bin dolar milli gelir Erdoğan'ın söylediği. Bir asgari ücretli, bir emekli, bir yetim, bir engelli, bir yaşlı bir araya gelseler 15 bin 220 dolar beşinin toplamının ortaya koyabildiği. Kişi başına 17 bin dolar diyor. Bunların Türkiye'deki toplamı 30 milyon. Bu 30 milyon kişi beşi bir araya gelse emeklisi, asgari ücretlisi, dul yetimi, yaşlılık maaşı alanı Erdoğan'ın dediğinden halen daha 2.000 dolar kaybı var bunların. Ve utanmadan sıkılmadan 30 milyon kişinin beşi birleşerek alabildikleri bir parayı herkesin aldığını söylüyor. Neden? Hesap belli. Toplam parayı, bütün nüfusa bölüyorlar."

"Asgari ücrete yüzde 20 zammın hedeflendiği yerde ödenemeyen kredi kartına, asgarisi ödenen kredi kartına, bankadan nakit çekilen 3 bin liraya, 5 bin liraya, 10 bin liraya yüzde 95 faize savaş ilan ediyoruz. Bunu düşürtene kadar meclis zemininde ve meydanlarda hep beraber mücadele edeceğiz, garibanın sırtından bu keneleri söküp atacağız."

'Kırk haramilere çalıştı yetmedi şimdi de Trump'a çalışıyor'

"Zenginlere çalıştı yetmedi. Yandaşlara çalıştı yetmedi. Kırkharamilere çalıştı yetmedi. Şimdi Trump'a çalışıyor. Beş dakika görüşebilmek için ne hallere düştük. Trump diyor ki çok umutluyum görüşmeden. Ona meşruiyet vereceğim. Onda olmayan bir şeyi. Bak her şeyi alacağım. Bu görüşme, bu şartlarda normalde gelişmiş bir dünyada iki ülke arasındaki görüşmeleri, bu ifadeler en az bir yıl erteler. Bir yıl sürer bu laftan sonra bir araya girmek. Duymazdan geldi bizimkiler... İnsan hazmedemiyor. Gerçekten utanıyor. Ama bizimkiler buna rağmen gittiler. Dışişleri Bakanı'nla el sıkıştılar, gülüştüler. Barrack'ın kravatından çekiştirdiler, şakalaştılar."

"Hani hiç bu işlere girmesem, Manisa'da eczanemde otursam, televizyonu açsam Trump Erdoğan'a, bizim Cumhurbaşkanına bu kadar övgü yapıyorsa eyvah derim bir şey var."

Çok geçmeden ortaya çıktı. Bazılarını gitmeden söylemiştim. Hepsi doğrulandı. Ne dedi giderken yanımda mıymış. Nereden biliyormuş dedi. Sonra hepsi tek tek kanıtlandı. Trump'ın tweetiyle başladı. Şimdi hepsi ortaya saçıldı. Boeing 300 Boeing alacak dedim. 250 Boeing aldı. Haberler ilk çıktığında Türk Hava Yollarına sordular 250, 225 uçak alacağız ama markasına karar vermedik diyor. Airbus olur Boeing olur. Modellerine karar vermedik diyor. Belli ki pazarlık gücünü elinde tutuyor. Bizimki gitti, bir anonim şirket adına bağımsız, borsada işlem gören bir anonim şirket adına uçak siparişini verdi. Yetmedi. Normal boru hattıyla gelene göre çok daha pahalıya mal olacak, sıvı doğal gaz LNG paketi için söz verdi. 20 milyar dolar da oradan zarar ettirdi."

'Nadir elementler Türkiye'nin geleceğidir, Trump'a satılamaz'

"Türkiye nadir elementle için ayağa kalkmalıdır. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz. Sattırmamalıyız. AKP'lilere de çağrımdır, MHP'lilere de çağrımdır; nadir elementler Türkiye'nin geleceğidir. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz. Trump'a verilemez sahip çıkalım. Sattırmayalım, gençlerimizin geleceğini kurtaralım."

World Media Group (WMG) Haber Servisi




ETİKET :   ozgur-ozel-tbmm

Tümü
G-E326TP51F5