CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mart'ta gözaltına alınıp 23 Mart'ta tutuklanan İBB Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu 12’nci kez ziyaret etti. Saat 12.40 civarında Silivri'deki Marmara Cezaevi’ne giriş yapan Özgür Özel, gazeteci Fatih Altaylı ve tutuklu belediye başkanlarını da ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından açıklama yapan Özel, "Önemli olan milletin gönlünde butlan olmamak. Bir siyaset yaparsın, sana en güvendikleri butlan kararını çıkarsınlar, milletin gönlünde başında taç olursun. Öyle bir iş yaparsın, milletin gönlünde butlan olursun. Hiç kimseyi partililerin ve milletin gönlünde butlan olacak bir pozisyona Allah düşürmesin" dedi.
Özel, İmamoğlu'nun, "Ben bütün yükü tek başıma sırtıma almaya razıyım" mesajını aktardı. Özel'in açıklamasından öne çıkanlar şöyle;
"İnsanlara bunları yaşattırıyorlar. Ve bu şartlar altında milletin vicdanına seslenmek dışında başka yapacak hiçbir şey yok. Ama şunu söyleyeyim son olarak bu konuyla ilgili. Bu açtıkları yoldan yarın başkaları yürümeye kalkarsa dışarıda bir tane AK Partili belediye başkanı, AK Parti'de belediye başkanlığı yapmış bir kişi, bir tane AK Partili milletvekili kalmaz. Bırakın işin iftira boyutunu bu ortaya koydukları, ondan bas tutturdum, bundan bas çakıştırdım falan bu işler hele hele yani bizim dönemimizde asla olmayacak.
Özgür Özel böyle şeylerin olmamasının teminatıdır bakın. Biz hukuk önünde hesap soracağız. Bu alçaklıkları yapanları, bu iftiraları atanları, attıranları, tek tek yargılatacağız ama bunu yaparken kimsenin çoluğuna, çocuğuna, eşine, anasına, babasına ilişmeyeceğiz. Bunun teminatı benim. Bunu herkes bilsin. Ama bugün bunları yaptıranları o gizli tanıkları, gizli tanıklara azmettirenleri, ifade için tehdit ve şantaj yapanları küçücük evladı alıp da rehin tutanları, 26 yaşında gencecik ve rahatsızlıkları olan, sorunu olan, bugünlerde babasının durumu için görmeye, televizyon izlemeyen, evden uzak durmaya çalışan o atmosferden kaçan bir evladı alıp da babasına işkence edip zorla ifade ver, ifade ver, iftira at. Bunları unutturmayacağız. Milletimiz bizi anlıyor."
"Gün itibariyle, an itibariyle 12 Haziran'da sahadan dönen haziran ayının ilk anketi gelmiştir. Kararsızlar dağıtılmadan Cumhuriyet Halk Partisi AK Parti'nin 5,5 puan önündedir. İlk kez kararsızlar dağıtıldıktan sonra yüzde 40'ın üzerinde bir oranla Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde diyeceğim, 1977'de 41.4 var ama o zaman anket yok. Tarihte ilk kez ankette yüzde 40'ı görüyoruz. AK Parti ile 6 puan, 6,5 puan farkı görüyoruz kararsızlar dağıtıldıktan sonra. Dağıtılmadan öncesini söyledim. Ve milletimiz haklıyı haksızı ayırmış durumda. Bunu görmek lazım."
"Yarın Avrupa Sosyalist Partisi, Avrupa Birliği Konseyine hazırlık Liderler toplantısı var ve ülkelerinin cumhurbaşkanları, bakanları, başbakanları var… Avrupa birliğine üye ülkelerin sosyal demokrat partilerin toplantısına Avrupa birliği üyesi olmayıp toplantıya çağrılan ilk parti Cumhuriyet halk partisi ve ikinci kez çağırılıyoruz."
"Yani birileri bir fotoğraf çektirip de Türkiye'ye, efendim biz Trump'la iyiyiz. Bir kere Trump'la iyi olmak marifet değil. Trump'a haddini bildirmemek büyük bir eksiklik bugünlerde. Ama şunu şöyle görmek lazım. NATO'ya fotoğraf çektirmeye değil, NATO'nun ikinci büyük ordusunun personel sayısı olarak, asker olarak ikinci büyük ordusunun ne hale geldiğini görmek lazım."
"Ama tabii ki gittiğimizde karşımıza yine ne çıkacak? Eskiden ki büyük haksızlıktır. Sayın Kavala çıkıyordu. Sayın Demirtaş'ın, Yüksekdağ'ın durumu çıkıyordu. Şimdi yine karşımıza Ekrem Başkan'ın durumu, belediye başkanlarımızın durumu, gazetecilerin durumu çıkacak. Ne diyeceğim? Türkiye'nin geçmişte en yüksek reytingli tartışma programlarını yöneten, konvansiyonel medyayı bırakıp YouTube alanına geçince her gün Türkiye rekorları kıran ve sadece siyaset yorumlayan, zaman zaman beni, partimi eleştiren, herkesi eleştiren çok izlenen birisi, anketlerde AK Parti'nin düştüğü durum sorulunca 30'un altına düşmüşler, bu ülkenin tarihinde var bu. Ne padişahları indirdiler lafı. Bugün için mi diyor? Bugün için indirmiş zaten. Ankette indirmiş. Onu söylüyor. Efendim, cumhurbaşkanına saldırı, fiili saldırıdan içeride gazeteci tutuyorlar. Şimdi bunu nasıl anlatacağız?"
Çok meşhur bir manken, model, efendim siz belediye sizden kamulaştırma yapmış, dava açmamışsınız. Tehdit mi edildiniz, rüşvet mi verdiniz, bilmem ne mi yaptınız? Yok, hiçbiri yok, hiçbiri yok diyene "Ya ben sizi yakından izliyorum sosyal medyadan. Siz Silivri'de hiç rahat edemezsiniz." Böyle tehdit mi olur ya? Böyle tehdit mi olur? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına söylüyorum. Yapmadım de. Yapmadım de. Yapmadık de, yaptırmadım de."
"Defalarca söylüyorum. Bu söylediğimiz evlatla tehditleri, eşle tehditleri isim isim biliyorum. İsim isim biliyorum. Oradan SEGBİS'i açtırıp da hadi gel filtre kahve içelim. İfadeyi ver evine git yoksa beni de göremezsin, evladını da göremezsin. Yapmıyoruz deyin. Milletimize şikayet ediyorum. Yurt dışında da bunları anlatmaya devam edeceğiz. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. O eski konforlu siyaset kalmadı. Sen bana düşman hukuku uygula. Koskoca, dünyada Türkiye'nin adını bilmeyenin adını bildiği şehrin üç kere seni yenmiş belediye başkanını iftiralarla içeri at, sonra sus. Susmayacağız. Sonuna kadar mücadele. Her çarşamba İstanbul'da, her hafta sonu Türkiye'de, her fırsatta dünyada bu işi anlatmaya devam edeceğiz. Vallahi, bugün Ekrem İmamoğlu özgürlüğe dünden bir gün daha yakın. Yarın bir gün daha yakın olacak. Aynı şekilde CHP'de iktidarına bir gün daha az kaldı günden. Yarın bir gün daha azalacak. Size dert olsun."
Özel, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"30 Haziran'dan sonraki süreci nasıl yöneteceksiniz?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"30 Haziran tarihi Genel Başkan'ın yurda dönüşünün ertesi günü olarak anlamlı bir tarih olabilir. Yurt dışı temaslarımızdan döneceğiz. Onun dışında 30 Haziran tarihinin benim nazar-ı itibarımda bir anlamı yok. Sonuç değil, süreç odaklı bir davayla karşı karşıyayız. CHP'yi tartıştırmaya uğraşıyorlar. Ben, CHP'nin tartışılacak değil, şu anda CHP'lilerin dayanışmayla, kol kola mücadele edecekleri bir süreçteyiz. Ve buna da toplum olumlu reaksiyon veriyor, sahipleniyor, haksızlığa karşı sahipleniyor. Meseleye oradan bakıyorum. Butlan kelimesi bütün Türkiye'ye öğrettiler. Bir şeyin bütün olarak yok olması, yok sayılması, butlan olması.
Önemli olan milletin gönlünde butlan olmamak. Bir siyaset yaparsın, sana en en en güvendikleri butlan kararını çıkarsınlar, milletin gönlünde başında taç olursun. Öyle bir iş yaparsın, milletin gönlünde butlan olursun. Hiç kimseyi partililerin ve milletin gönlünde butlan olacak bir pozisyona Allah düşürmesin. Bütün siyasetçileri, bütün partililerimizi bundan sakınırım. Ben böyle bakarım meseleye.
Sonuçta milletin gönlünde olmak önemli, orada butlana düşmemek önemli. Cumhuriyet Halk Partisi tarihinin en yüksek oy oranını yaşadığı bir dönemde milletin gönlünde iyi bir yerdedir. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz."
Ziyaretin ana gündem maddesi, 30 Haziran’da görülecek kurultay davası ve CHP’nin önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tutumu.
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun daveti üzerine 12 Haziran’da cezaevine gitmiş ve iki isim dava sürecini konuşmuştu.
CHP PM Üyesi Engin Özkoç, Mersin Büyükşehir Başkanı Vahap Seçer ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da pazartesi günü 'mutlak butlan' kararı çıkması ihtimali üzerine Kılıçdaroğlu ile görüşmüştü.
Kılıçdaroğlu'nun Özel ile bir araya gelip mutlak butlana karşı açıklama yapması talebini reddettiği, "Böyle bir açıklama yapamam. Ben kabul etmesem kayyım gelecek. Kayyıma mı bırakayım? Karardan sonra Özgür Özel ile oturur konuşuruz" yanıtını verdiği basına yansımıştı.
Salı günü Kılıçdaroğlu'nun cevabını iletmek üzere İmamoğlu'nu ziyaret eden Seçer ve Özkoç, İmamoğlu'nun tepkisine dair, "Farklı bir cevap almak hoşuna gidecekti. Artık bundan sonraki gelişmelere göre biz de tavrımızı ortaya koyacağız" açıklmasını yapmıştı.
Gazeteci İsmail Saymaz, bugün katıldığı Halk TV yayınında, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol'un da 21 Haziran'da Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ettiğini aktarmış ve "Özel ile yan yana gelip karar alın, biz ne olursa olsun ona uyalım ama kararı beraber alın, biz de bu krizi atlatalım" dediğini söylemişti.
Saymaz, Kılıçdaroğlu'nun ise "Benim gelmemin size ne zararı var? Ben zaten partinin genel başkanıyım, ne zararım olacak ki" yanıtını verdiğini dile getirmişti. Saymaz ayrıca "Bu görüşme sırasında hatta duyduğum kadarıyla Kılıçdaroğlu, İmamoğlu için yapılan mitinleri doğru bulmadığını söylüyor" demişti.
World Media Group (WMG) Haber Servisi