Kültür şokuyla başa çıkmak: İlk 30 gün çok kritik 2030’da uluslararası öğrenci sayısı 8,5 milyona ulaşacak.
Yurt dışında eğitime adım atan öğrenciler, yeni bir ülkeye uyum sağlarken yalnızca derslere değil, barınma, bütçe yönetimi, dil ve gündelik yaşama da eşzamanlı odaklanmak zorunda. Yüksek öğretim araştırma şirketi QS’nin 2025 analizi, 2030’a dek uluslararası öğrenci sayısının yaklaşık 8,5 milyona ulaşacağını öngörüyor. Aynı analiz kapsamında ABD ve Kanada’da okuyan öğrenciler arasında yapılan ankete göre, 2024’te öğrencilerin %73’ü en büyük kaygısını yaşam maliyeti olarak belirtiyor. Bu kaygıyı burs ve finansman, güvenlik ve konaklama takip ediyor. Kaygıların büyük bölümü, ilk haftalarda çözülmesi gereken konaklama bulma, kayıt ve evrak işlemleri ile gündelik düzeni kurma gibi adımları kapsıyor. Bu nedenle, öğrencilerin yeni hayatını kurması ve bu süreci doğru yönetmesi için ilk 30 gün kritik önem taşıyor.
Yalnızlık ve stres sarmalı: Erken dönemde sinyaller
İngiltere’deki Russell Group üniversitelerinde 2025’te yapılan araştırma, uluslararası öğrencilerin yarısının eğitim sürecinde zihinsel sağlıklarının iyi olmadığını ortaya koyuyor. Beş öğrenciden üçü yalnız hissettiğini ifade ediyor; buna rağmen yalnızca %18’i üniversitelerin sunduğu destek hizmetlerinden yararlanıyor.
ABD’de Journal of International Students için 13.242 uluslararası öğrenciyle yapılan 2025 analizine göre ise, orta–yüksek stres yaşayan öğrencilerin %92,7’sinde depresyon görülüyor. Depresyon yaşayan öğrencilerin %52,2’sinde uyku sorunları depresyona eşlik ediyor. Ayrıca, akademik stres %82,7, anksiyete ise %79,8 oranında raporlanıyor. Bu veriler, zihinsel sağlık ve akademik başarının birbirine doğru orantılı olduğunu gösteriyor.
Neden ilk 30 gün kritik? Doğru başlangıç için ne yapmalı?
Frontiers in Psychiatry’de yayımlanan 2025 araştırması, üniversiteye ve yeni ülkeye geçişte bağımsız yaşam sorumlulukları, kültürel/dilsel uyum sorunları ve sosyal izolasyonun stresi artırdığını ortaya koyuyor. Çalışma, sosyal destek ağları, üniversite kulüpleri ve sosyal programların bu strese karşı en etkili koruyucular olduğunu vurguluyor.
Doğru başlangıç için öğrenciler, ilk haftalarda oryantasyon programlarıyla birlikte akran mentorluğu, kulüpler ve yerel arkadaşlık ağlarına yönlendirilmeli. Danışmanlık ve psikolojik destek hizmetlerine erken ve kolay erişim sağlanmalı; uyku ve zaman yönetimi planı netleştirilmeli; finans ve barınma düzeni baştan kurulmalı. Bu adımlar uyum sürecini hızlandırıyor ve stres seviyesini kontrol altına alıyor.
“Akademik başarıdan önce ‘uyum’ gelir.”
Uplife Academy Kurucusu Nilay Arslan şöyle değerlendiriyor: “Verilerin bize gösterdiği, yurt dışı eğitimin başarısı, ilk 30 günde kurulan yaşam düzeni ve sosyal bağlarla şekilleniyor. Bu dönemde öğrencinin yalnız kalmaması, bulunduğu şehirde yerel arkadaşlıklar kurması, uyku ve stres dengesini oturtması ve bir mentor ya da danışmana erken erişmesi çok önemli. Çünkü doğru başlangıç ve güçlü bir ruh sağlığı, dönem sonu notlarından önce gelir.”
World Media Group (WMG) Haber Servisi