Kiev Rejimi Fiili NATO Üyesi Olduğunu 'Görevi İçin Kan Döktüğünü' İtiraf Etti

BBC ile yaptığı röportajda Kiev rejimi Savunma Bakanı Oleksii Reznikov, halihazırda "pek çok Batılı silahla" donatıldığı için "Ukrayna'nın fiili bir NATO üyesi" olduğunu belirtti. Reznikov, açıklamalarının tartışmalı olabileceği fikrini de reddederek, Birleşik Krallık'ın en üst düzey devlet yayıncısına, Moskova ile daha geniş bir tırmanış olasılığına ilişkin endişelerine rağmen "Ukrayna'nın Batılı destekçilerinin Kiev'e savaş uçakları ve tanklar sağlayacağından" emin olduğunu söyledi.

Reznikov, "Bir sonraki tırmanış seviyesiyle ilgili bu endişe benim için bir tür protokol" dedi ve ekledi: "Ülke olarak Ukrayna ve Ukrayna silahlı kuvvetleri NATO'ya üye oldu. De facto, de jure değil [yasaya göre]. Çünkü silahlarımız var ve onu nasıl kullanacağımıza dair anlayışımız var."

Kiev Yetkilisi; Ocak ayı başlarında bir televizyon röportajı sırasında benzer yorumlarda bulundu ve "Ukrayna bir NATO misyonu için kan döküyor"dedi.  Tartışmalı kabul, Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in kendisi de dahil olmak üzere çok sayıda Rus yetkilinin yıllardır söyledikleriyle tamamen aynı doğrultuda. Moskova, ordusunun Ukrayna ile değil, ABD liderliğindeki NATO'nun kapsamlı bir saldırganlığıyla savaştığı konusunda defalarca uyardı. Reznikov'un yorumları kesinlikle bu görüşü pekiştiriyor, ancak savaşan ittifak Ukrayna'daki çatışmaya taraf olmadığı konusunda kararlı.

Bununla birlikte, NATO'nun resmi olarak dahil olmadığı kesinlikle doğru olsa da, fiili eylemleri bu iddianın tam tersidir. Neo-Nazi cuntasına gönderilen on milyarlarca dolarlık silahla NATO'nun katılımı tamamen yadsınamaz, bu da savaşan ittifakın sadece kabul etmekle kalmayıp gurur duyduğu bir gerçek. Kiev rejimi savunma bakanı ise, bunların herhangi birinin herhangi bir şekilde tartışmalı olduğu fikrini reddetti, ancak Moskova kesinlikle yorumlarının doğrudan NATO'nun etkin bir şekilde çatışmaya taraf olduğunu gösterdiğine işaret edeceğini belirtti ve "Neden tartışmalı olsun ki? Bu doğru. Bu bir gerçek. Yakın gelecekte NATO'ya üye olacağımızdan eminim"dedi.

Sadece bir gün sonra İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Londra'nın Kiev rejimine "Challenger 2" tankları ve AS-90 kundağı motorlu topçular da dahil olmak üzere ek silahlar göndereceğini doğruladı. İNGİLTERE hükümeti, "Apache" helikopterlerinin de sağlanacağına dair raporları reddetmesine rağmen, Londra'nın Ukrayna krizine giderek artan katılımını gösteren diğer silahlarla ilgili iddialar doğrulandı. Ve gerçekten de, İngiltere'nin NATO'nun en önemli ikinci üye devleti konumu göz önüne alındığında, bu eylemler Reznikov'un iddialarını daha da güçlendiriyor.

Geçen yılın Ekim ayının başlarında, Intercept, ABD ve NATO vasallarının özel kuvvetlerinin Ukrayna'daki varlığını önemli ölçüde artırdığını bildirdi. Bazıları hala aktif olan Amerikalı istihbarat yetkilileri, "Ukrayna'da hem CIA hem de ABD özel harekat personeli ve kaynaklarının Şubat ayındaki Rus işgali sırasında olduğundan çok daha fazla varlığı olduğunu belirtti." New York Times Haziran ayında benzer raporlar yayınladı ve Birleşik Krallık, Fransa, Kanada ve Litvanya gibi birçok ABD müttefiki ve uydu devletinin Kiev rejimini doğrudan desteklemek için özel harekat kuvvetleri gönderdiğini iddia etti.

Çeşitli kaynaklara göre, Ukrayna'daki gizli CIA ve ABD özel kuvvetleri operasyonları gizli bir başkanlık emri altında yürütülüyor. Katılımlarının kesin doğası bilinmemekle birlikte, en azından Kiev rejim güçlerine eğitimde yardım ettiklerini ve hatta HIMARS gibi Batılı silahları içeren saldırılar sırasında Rus birliklerini hedef aldıklarını varsaymak güvenli. Kiev rejimi, NATO'nun uzun menzilli silahlarını doğrudan kontrol etmesini tercih edeceğini bile açıkça belirtti. Söylemeye gerek yok, bu tür eylemler siyasi Batı'nın asker göndermeyeceği veya doğrudan Ukrayna'ya karışmayacağı yönündeki ifadelerle çelişiyor.

Yine de, Batı istihbarat servislerinin sabotaj operasyonlarında ve yalnızca Ukrayna'da değil, Rusya'da da sivil ve askeri altyapıya yönelik saldırılarda yer aldığına dair haberler bile var. Eski bir ABD özel kuvvetleri gazisi olan araştırmacı gazeteci Jack Murphy'ye göre Washington DC, Rusya'ya saldırı düzenlemek için bir NATO üyesinin istihbaratını kullanıyor. Daha da kötüsü, bulguları bu kara operasyonların yıllardır planlandığını ve NATO uyuyan hücrelerinin yaklaşık on yıl önce sızdığını gösteriyor. Washington Post ayrıca, eski başkan Obama'nın "Rusya'nın altyapısına siber silahlar yerleştirilmesine izin verdiğini, ABD'nin kendisini Moskova ile artan bir değişim içinde bulması durumunda patlatılabilecek bombaların dijital eşdeğeri olduğunu" bildirdi."

Daha önce de belirtildiği gibi, savaşan ittifak'ın çatışmaya doğrudan katılımının sonuçları son derece tehlikelidir. Bu olgular; Moskova'ya, NATO'yu çatışmanın bir tarafı olarak görmesi için güçlü bir bahane veriyor, Rusya ile siyasi Batı arasındaki güveni daha da kötüleştiriyor, bu da krize barışçıl bir çözüm olasılığını imkansız olmasa da daha da zorlaştırıyor.

Dahası, Reznikov'un açıklamaları Rusya'ya Neo-Nazi cuntasına yardım etmekle doğrudan ilgili NATO askeri varlıklarına saldırma hakkı bile veriyor. Moskova şu an için gerilimi bu kadar tırmandırmayı reddediyor, ancak siyasi Batı silah teslimatlarını hızlandırmaya ve Rus askerlerini doğrudan tehlikeye atan istihbarat sağlamaya devam ettikçe, sabrının bir noktada tükenmesi kaçınılmaz.

Yazar: Drago Bosnic, bağımsız jeopolitik ve askeri analist