İmamoğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutuklanmasıyla ilgili görüşlerini soran gazetecilere, “Bunu seyretmek, ‘Bana bir şey olmaz’ demek kadar, bir insanın kendini aldatması düşünülemez. Sakın hiç kimse, ‘Bu bana değil ki’ diye düşünmesin. Bugün yandaş gibi görünenler, yanında gibi duranlar dahi, öyle bir an gelir ki, çıkarına ters düşersin, bir gecede seni alabora eder; bir sabah vakti senin de kapını çalarlar” yanıtını verdi.
“Adaletli olmak görevimiz” diyen İmamoğlu, “Biz ise, bugün adaleti bu ülkede mumla arıyoruz. Ama inanın, bu kötülükleri yapan, kul hakkını yiyen herkes, hem bu dünyada hem öbür dünyada çok büyük hesap verecek. Yaradan'ın huzurunda dua ediyorum; Allah, bu ülkeyi adaletsiz uygulamalardan, hak, hukuk, adalet duygusunu kaybetmiş yöneticilerden korusun” şeklinde konuştu.
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cuma namazını kıldığı Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camii çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İmamoğlu, “Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın tutuklanmasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz” sorusuna şu yanıtı verdi:
AKPOLAT VE ÖZER’E YAPILAN MUAMELEYİ PAYLAŞTI
“Kötü bir hafta yaşadık aslında. Pazartesi sabah, günün doğmadığı bir şafak operasyonuyla, yine öyle ifade etmek zorundayız, ev basılarak, bir belediye başkanını evden almak istediler, bulamadılar. Sonra, Edremit'te babasının yanından gidip teslim almaya çalıştılar. Beklediler, aldılar. İşte sağlık kontrolü… Gösterilen muamele… Sonra 3 saat yol… Geldi, 72 saat nezarette tutuldu, tek bir ifadesi alınmadı. Daha sonra, yine ifadesi alınması adına adliyeye sevk edildi. Saatlerce bekletildi. Derken, işte bu gece sabaha karşı da tutuklama kararıyla nihayete erdi mesele. Ve bugün Paşakapısı Cezaevi’ne sevk edilecek. Benzer bir durum, Prof. Dr. Ahmet Özer… Hemen komşu ilçe burada, Esenyurt'ta. Ahmet Özer Hocamız da aynı şekilde gün doğmadan alındı, götürüldü, apar topar cezaevine kondu.”
“CEZAEVİNİ, ADLİYE KORİDORLARINI EN İYİ SAYIN CUMHURBAŞKANI BİLİR”
“Şimdi bu bahsettiğim zulüm, itibarsızlaştırma, yasanın, hukukun yerle bir edildiği meseleleri, cezaevini, adliye koridorlarını en iyi sayın Cumhurbaşkanı bilir. Sayın Cumhurbaşkanı, biliyorsunuz, 90’lı yıllarda yargılandı. Hep o günlerden şikayet eder, o günleri aşağılar, kötüler. Ama o kötü dediği zamanda… Hem de çok daha ağır bir suçla yargılandı o dönemde. Ama o dönemde, hem de Devlet Güvenlik Mahkemesi gibi, böyle üst yetkili mahkemelerde bu süreç yönetildi. Ama ona rağmen sayın Cumhurbaşkanı, duruşmalara elini kolunu sallaya sallaya gitti. Yine elini kolunu sallaya sallaya çıktı. Olması gerektiği gibi yani. Mahkemeye gitti. Hakkında karar verildi. Ceza verildi ama yine oradan elini kolunu sallaya sallaya ayrıldı. Ardından zaman geçti, itiraz etti. Ve tam iki yıl, yine görevini yaptı. Ardından ceza aldı, 4 ay hapis yattı. Ve ondan sonraki süreci, zaten malumunuz herkes biliyor. Ama baktığınızda yargılanma biçimine… Yargının o gün aldığı kararı konuşmuyorum. Yargılanma biçimine, mahkemeye gidişine… Yani kimse sabahın kör vakti evini basıp, onu evden almadı. Yani 25-30 yıl öncesini adalet olarak arar haldeysek, çok kötü durumdayız biz. Gerisini konuşmak boş. Başından beri anlattığımız mesele bu. Bakın ne diyorum? 2 yıl görevini yaptı yine.”
“SAKIN HİÇ KİMSE, ‘BU BANA DEĞİL Kİ’ DİYE DÜŞÜNMESİN”
“Şimdi apar topar hapse atılan Esenyurt Belediye Başkanı için, ‘Çok büyük şeyler var, bildiğiniz gibi değil…’ Yahu 80 günü aştı, 90 gün oldu neredeyse, iddianamesi yazılmadı daha. Bir iddianame yazılamadı. Hala arıyorlar. Hala bakıyorlar. Bu kadar hukuksuzluğun, itibarsızlaştırmanın, siyasetin yargıyı bu kadar alet olarak kullandığı bir dönemin, silah gibi kullandığı bir dönemin Türkiye'de var olduğunu ben düşünmüyorum. Çok kötü bir durum bu. Ve bunu seyretmek, inanınız ben bu sözü öyle boşuna söylemedim, bunu seyretmek, ‘Bana bir şey olmaz’ demek kadar, bir insanın kendini aldatması düşünülemez. Yani o bakımdan sakın hiç kimse, ‘Bu bana değil ki’ diye düşünmesin. Bugün yandaş gibi görünenler, yanında gibi duranlar dahi, öyle bir an gelir ki, çıkarına ters düşersin, bir gecede seni alabora eder; bir sabah vakti senin de kapını çalarlar. Birçok şey anlattık; İstanbul'un nasıl hedefe konduğunu, nasıl onların canını sıktığını, böyle bir iktidar döneminde dahi, tarihinde hiç olmamış kadar, 26 ilçeyi birden Cumhuriyet Halk Partisi'nin kazanmasını, kendini, bizzat kendini İstanbul'da üç kez yenen bu birlikteliğin, onun canını yakıp, İstanbul'a dair bu uygulamaların sahibi olduğunu düşünüyorum. Net. Başka hiçbir sahibi, adresi yoktur.”
ISPARTA’YI HATIRLATTI: “İŞ YAPTIĞI BİR BELEDİYEYE MAKAM ARACI OLARAK HEDİYE EDİLİYOR. O ZAMAN SOR BAKALIM, BUNUN VERİLEN İHALEYLE BİR İLGİSİ Mİ VAR ACABA?”
“Elbette biz, bu şekilde olan bir uygulamaya karşı mücadelemize devam edeceğiz. Bugün MYK toplantısı var. Genel Başkanımız ve partimizin üst yönetimi, çalışma içerisinde gündemine devam ediyor. Biz bir yandan işimizi yaparken, bir yandan Rıza Akpolat kardeşimize dair itirazlar yapılıyor, hukuki hazırlıklar yapılıyor. En üst seviyede savunması yerine getirilecektir. Bakın; sıraladım yani. Bu ülkenin en önemli kamu kurumlarına iş yapmış bir kişiye, çete kurmaktan suç isnat ediliyor. O çete kuran, kurduğunu düşündükleri kişinin şirketinin iş aldığı Türk Hava Yolları, Yargıtay ve birçok kamu kurumu… Bunlardan çıt yok. Bunlarla ilgili hiçbir hamle yok. Ama neymiş efendim; işte Beşiktaş Belediye Başkanı arabasını o isnat edilen kişiye çok pahalıya satmışmış. Yok efendim; binasını ucuza satmışmış. Bunların savunmaları yapılır. Bakın söylüyorum; kusuru, hatası olan varsa, cezasını çeksin. Kamuyu bir zarara uğratan kişi varsa, bununla ilgili hesabını millete versin. Vermek zorunda. Ama yargılamanın, uygulamanın bir biçimi var. Şimdi bütün bunlar ortadayken, bakın, Isparta Belediye Başkanı. Arabasını pahalı sattı diye, belediye başkanına suç isnat ediyorsun, milyonlarca liralık araç, yine ihaleyle iş yaptığı bir belediyeye makam aracı olarak hediye ediliyor. O zaman sor bakalım, bunun verilen ihaleyle bir ilgisi mi var acaba?”
“BUGÜN ADALETİ BU ÜLKEDE MUMLA ARIYORUZ”
“Mübarek Cuma gününde buradayız. Bu memleketin gerçekten derin inançları vardır insanlarının. Kökten inançları vardır. En önemli inanca bağlılığı da insanların, ‘Aman bu ülkede, bu memlekette kul hakkı yenmesin. Kimseye haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik yapılmasın. Herkes eşit olsun.’ Şurada 5-10 adımdan buraya gelene kadar, dakikalar geçti. Birçok insanın yine uğradığı haksızlığı, hukuksuzluğu, efendime söyleyeyim işe girememesinin şikayetlerini dinlediğim nice insanımız oldu. Şuradan buraya; caminin kapısından buraya. Ama ne mutlu bana ki, bir genç de liyakatiyle nasıl memur sınavından alınıp, İBB'de çalıştığı için bana minnet duygularını iletti. Bana adaletli olmak için minnet duygularıyla iletti. Ben, görevimi yaptım. Yani bu ülkede adaletli biri varsa, ona minnet duyuyoruz. Hayır; adaletli olmak görevimiz. Biz ise, bugün adaleti bu ülkede mumla arıyoruz. Ama inanın, bu kötülükleri yapan, kul hakkını yiyen herkes, hem bu dünyada hem öbür dünyada çok büyük hesap verecek. Yaradan'ın huzurunda dua ediyorum; Allah, bu ülkeyi adaletsiz uygulamalardan, hak, hukuk, adalet duygusunu kaybetmiş yöneticilerden korusun. Cumanız mübarek olsun.”
“ŞİMDİ VATANDAŞ SORDU BANA, ‘METROMUZ NE ZAMAN GELİYOR’ DİYE”
İmamoğlu, “2025 yılı Kamu Yatırım Planı Programı açıklandı. İBB'nin de aralarında Beylikdüzü metrosunun da bulunduğu pek çok başvurusu vardı…” hatırlatmasına ise, Evet, Beylikdüzü metrosunu da şimdi vatandaş sordu bana, ‘Metromuz ne zaman geliyor’ diye. Yanılmıyorsam 4. yılı bu sene, yine yatırım planına alınmadı. Yani günde neredeyse 600 bin yolcuyu taşıyacak. Buradan, Beylikdüzü'nden hemşehrilerimi alacak, Avcılar'dan, Küçükçekmece'den, Sefaköy'den geçip İncirli'ye gidecek bir metro hattı. Yani bugün imzalasa, yatırım planına alsa, izni çıkıyor bu işin. İzni olmadan, biz buna başlayamayız. İzni çıkıyor ve buna başlamak bile 1-1,5 sene. Yani hazırlığı, ihalesi, duyurusu, katılımı; 1-1,5 sene. Yani bize bugün imzayı verse, belki 2026’nın ortalarında ancak kazmayı vurabileceğiz” karşılığını verdi.
VATANDAŞLA İMAMOĞLU ARASINDA “EKSİK EVRAK” DİYALOGU
Bu soru sırasında araya giren bir vatandaşla İmamoğlu arasında şu ilginç diyalog gerçekleşti:
- Başkanım, ‘Evraklar tamam değil’ diyor Ulaştırma Bakanı.
- Bana mı inanıyorsun, ona mı?
- Ben inanmam ona zaten.
- O bile çaba gösterdi, ‘alınsın’ diye. Ulaştırma Bakanı bile çaba gösterdi. Ama kim buna engel oluyor, bilmiyorum yani.
*******
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN YARIYIL TATİLİNE ÖZEL ÜCRETSİZ ETKİNLİKLER
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), sömestr tatiline giren öğrenciler için dopdolu ve ücretsiz etkinliklerle keyifli bir tatil vadediyor. Spor aktivitelerinden sanat atölyelerine, su kullanım bilinci kazandıran etkinliklerden indirim kampanyalarına kadar birçok farklı program İBB’nin çeşitli iştirakleri tarafından hayata geçiriliyor.
SPOR İSTANBUL’DAN “KARNENİ GETİR, EĞLENCEYE KATIL”
Spor İstanbul’un düzenlediği ücretsiz etkinliklerde çocuklar hem eğlenecek hem sporla buluşacak.
• Deniz Küreği Deneyimi: 22, 23 ve 27 Ocak tarihlerinde İBB Haliç Su Sporları Merkezi’nde.
• Aqua Park Eğlencesi: 20-23 ve 27-30 Ocak tarihlerinde İBB Hidayet Türkoğlu Spor Kompleksi’nde.
• Buz Pateni Etkinliği: 20-24 ve 27-31 Ocak tarihlerinde İBB Silivrikapı Buz Pisti’nde.
Etkinliklere katılım tamamen ücretsiz olup, kayıtlar https://online.spor.istanbul/ adresi üzerinden yapılabiliyor.
KÜLTÜR DAİRE'DEN SÖMESTR ŞENLİĞİ
İBB Kültür Dairesi Başkanlığı; Artİstanbul Feshane, Bulgur Palas ve Çubuklu Silolar gibi miras alanlarında ve şehrin çeşitli kültür merkezlerinde sömestr şenliği gerçekleştirecek.
Etkinlikler kapsamında:
• Çocuk Oyunları: İBB kültür merkezlerinde sahnelenecek olan birçok çocuk oyunu arasında Küçük Prens Nerdesin?, Pinokyo, Bahar Şenliği, Shakespeare’in Perileri, Cırcır Böceği Durmadan Ötüyus gibi farklı ve eğlenceli yapımlar bulunuyor.
• Atölyeler: Çocuklar için ahşap topaç atölyesi, telden figürler, stop motion, bilim ve deney, kolaj, astronomi, uzay mekanları yapımı gibi yaratıcı ve eğitici atölyeler düzenlenecek.
Toplamda 85 çocuk atölyesi, 12 çocuk filmi ve 34 tiyatro gösterimi olmak üzere 131 etkinlik, tüm çocukların katılımına açık olacak. Bu etkinlikler tamamen ücretsiz olup, katılım için herhangi bir ücret talep edilmeyecek.
ŞEHİR HATLARI’NDAN ÖĞRENCİLERE VE ÖĞRETMENLERE YÜZDE 10 İNDİRİM
Şehir Hatları, 20 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında Vapur Kafeleri’nde hediyelik ürünlerde tüm öğrenci ve öğretmenlere yüzde 10 indirim sunuyor.
İSMEK’TEN EBEVEYN-ÇOCUK ATÖLYELERİ
İSMEK, yarıyıl tatilinde ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte katılabileceği yaratıcı atölyeler düzenliyor:
• Resim Atölyesi
• Ritim Atölyesi
• Masal Atölyesi
22-23 Ocak tarihlerinde Artİstanbul Feshane’de gerçekleşecek etkinliklere katılım ücretsiz.
İSKİ’DEN EĞLENCELİ VE ÖĞRETİCİ ETKİNLİKLER
İSKİ, çocuklara su kullanım bilinci kazandırmak amacıyla eğlenceli bir program sunuyor.
• Su Damlası Tiyatrosu
• Kukla ve Sihirbazlık Gösterileri
• Animasyon Film Gösterimi
24 Ocak’ta Yusuf Ziya Erdem Konferans Salonu’nda gerçekleşecek etkinlikler ücretsiz.
METRO İSTANBUL’DAN EĞİTİCİ VE EĞLENCELİ PROGRAMLAR
Metro İstanbul, 20-31 Ocak tarihlerinde 7-11 yaş grubu çocuklara yönelik etkinlikler düzenliyor. Esenler ve Esenkent yerleşkelerinde gerçekleşecek aktiviteler arasında:
• Bisiklet Eğitimi
• Origami ve Ebru Atölyeleri
• Bilim Deneyleri ve Film Gösterimleri
Katılımcılara etkinlik sonunda sertifikalar ve hediyeler verilecek. Kayıtlar 0850 252 88 00 numaralı telefondan yapılabiliyor.
AĞAÇ AŞ’DEN ATÖLYELER
Ağaç ve Peyzaj AŞ, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri için uygun fiyatlı teraryum ve minyatür bahçe atölyeleri düzenliyor. Atölyeler 21, 23 ve 29 Ocak tarihlerinde Bahçe Market Tasarım Atölyesi’nde gerçekleştirilecek.
PARK VE BAHÇELERDEN ÇOCUKLARA DOĞA DOSTU ETKİNLİKLER
Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, çocukları doğayla buluşturacak atölyeler düzenliyor. “Fidanlık Dedektifleri” ve “Botanik Baskı” gibi etkinlikler, Büyükdere Atatürk Fidanlığı Bahçıvanlık Okulu’nda yapılacak.
*******
İSKİ DÜZCE YATIRIMLARI HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI
15 Ocak 2025 tarihinde bazı basın yayın ve sosyal medya mecralarında İdaremizin su havzası içinde bulunan Düzce İline son beş yıldır yatırım yapmadığı ve içme suyuna atık suların karıştığı iddiaları yer almaktadır.
Öncelikle, İdaremizin Düzce’de yapmış olduğu ve önümüzdeki süreçlerde yapacağı yatırımlar planlandığı şekilde ilerlemektedir. Belirtilen iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.
İdaremiz, 2019 yılından itibaren Düzce il sınırları içerisinde yer alan ve güncel yatırım bedeli 1 Milyar 120 Milyon TL tutarında Kaynaşlı, Konuralp, Merkez, Çilimli, Pırpır, Cumayeri ve Gölyaka bölgelerinde toplam 45.831 metre atık su şebeke kolektör hatlarının imalatını tamamlamıştır.
Melen Havzası’nın ihtiyaçları doğrultusunda yatırımlarımız artarak devam etmektedir.
26.12.2024 karar tarihli “Melen Havzası Atık Su Şebekesi ve Kolektörleri İnşaat İhalesi” kapsamında ilgili firmaya yer teslimi yapılmış olup mevsim şartlarına göre çalışmalar devam edecektir. Bu İhalenin bedeli 2 Milyar 623 Milyon TL’dir. Malzeme bedeli ile birlikte yatırım bedeli toplam 4 Milyar 223 Milyon TL’dir. İhale kapsamında 50,5 kilometre atık su şebeke imalatı, Gölyaka terfi merkezi ve enerji nakil hattı, 4,4 kilometre uzunluğunda terfi hattı yapılacaktır.
Yine Cumayeri İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi İkmal İnşaatı için ihale onayı alınmış olup ihale süreci devam etmektedir. Ayrıca mevcut Düzce Arıtma Tesisinin ek inşaatı revizyonu, Yeni Yığılca İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi inşaatı, 1 adet terfi merkezi ve 3 adet terfi merkezi revizyonu ihale çalışmaları devam etmektedir. 13 kilometre uzunluğunda 2200 çapındaki Melen Atık Su Deşarj Tüneli’nin ihale çalışmalarına da başlanmıştır.
İstanbul ile Düzce ilinin su kardeşi ilan edilme girişimlerinin İBB tarafından engellendiği iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır.
4 Mayıs 2023 tarihinde 2023/9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle yürürlüğe giren "Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2033)" çalışmaları Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmektedir. Söz konusu çalışmalar kapsamında içme suyu sistemlerinde su kayıplarının azaltılması ve yerel yönetimlerin su verimliliği sağlayan hizmetleri hakkında belediyeler arasında işbirliği, bilgi ve tecrübe paylaşımı sağlanması maksadıyla Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün öneri ve tensipleriyle belirli yürürlük süreleri içeren “belediye su kardeşliği protokolleri” yapılmaktadır.
Bu kapsamda İdaremiz, 2024 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kars Belediyesi ve Artvin Belediyesi ile su kardeşliği protokolleri imzalayarak işbirliği, tecrübe ve bilgi paylaşımı sağlamıştır. İmzalanan protokollerin süreleri iki yıl olarak belirlenmiştir. Belediye Su Kardeşliği protokolleri sadece su kayıplarının azaltılarak su verimliliğinin sağlanması çalışmalarını kapsamakta olup diğer altyapı ile ilgili konulara yönelik çalışmalar su kardeşliği protokolü kapsamında yer almamaktadır. Bakanlığımızın uygun görmesi halinde alınan protokolün Düzce Belediyesi ile de imzalanması konusunda hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.
Ayrıca İstanbulluların içtiği içme suyuna atık su karışımı gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Vatandaşımıza sunduğumuz içme suyunun istisnasız her damlası, modern içme suyu arıtma tesislerimizde arıtılarak yerli ve yabancı tüm standartları sağlayarak şebekeye verilmektedir. Su kalitesi ile ilgili veriler iski.istanbul adresinde yer almaktadır.
İçme suyunun kalitesi, tesis çıkışlarında 24 saat online, depo ve şebekelerden ise İdaremiz ekiplerince günlük numuneler alınarak izlenmekte, Sağlık Bakanlığı’nca düzenli olarak denetimleri yapılmaktadır. Ham su kalitemizin bozulmaması ve iyileştirilmesi için içme suyu havzalarımızda gerekli denetimler ve yatırımlar da aralıksız devam etmektedir.
İSKİ olarak gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla temiz suyun ve çevrenin güvencesi olmaya devam ediyoruz. Vatandaşlarımızın asılsız, siyasi söylemlerle kamuoyunu yanıltmaya yönelik açıklamalara itibar etmemesini temenni ederiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
*********
HAZIRLIĞI 2 YIL, KURULUMU 30 GÜN SÜRDÜ
‘GÜNEŞTEKİN’İN KAYIP ALFABE SERGİSİ ARTİSTANBUL FESHANE’DE AÇILDI
İMAMOĞLU: BU ŞEHRİN VE BU ÜLKENİN HER YÖNÜYLE İYİLEŞMEYE İHTİYACI VAR
TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sanatçı Ahmet Güneştekin’in, Türk edebiyatının çınarı merhum Yaşar Kemal’den esinlendiği, hazırlığı 2 yıl, kurulumu 30 gün süren ‘Kayıp Alfabe Sergisi’ni Artİstanbul Feshane’de açtı. Sergiye ev sahipliği yapacak Artİstanbul Feshane’nin İstanbul’a çok yakıştığını belirten İmamoğlu, kente kazandırdıkları Moda İskelesi, Müze Gazhane, Çubuklu Siloları, Cendere Sanat Müzesi ve Bulgur Palas gibi yapılar ile Anadolu Hisar ve kara surları restorasyonlarını da bu kapsamda ele aldıklarını vurguladı. “Bizim insanımız iyileşmeye ne kadar hasret” diyen İmamoğlu, “İyileşen bir küçücük binaya dahi duyduğu o hasretin ve aynı zamanda tutkunun, ona sahiplenmenin, sahip çıkmanın olağanüstü etkisini yaşadık. Ve gerçekten bu şehrin ve bu ülkenin her yönüyle iyileşmeye, ihya olmaya, restore edilmeye, duygularını anlamaya, tamir etmeye, birbirimizi hissetmeye, birbirimizi telkin etmeye, iyileştirmeye çok ihtiyacı var” şeklinde konuştu. İmamoğlu, sanatçı Güneştekin’in, Türk edebiyatının çınarı merhum Yaşar Kemal’den esinlendiği, hazırlığı 2 yıl, kurulumu 30 gün süren, 17 Ocak-20 Temmuz 2025 tarihleri arasında ücretsiz gezilebilecek sergiye davet etti.
Sanatçı Ahmet Güneştekin’in, Türk edebiyatının çınarı merhum Yaşar Kemal’den esinlendiği, hazırlığı 2 yıl, kurulumu 30 gün süren “Kayıp Alfabe Sergisi”, Artİstanbul Feshane’de açıldı. 17 Ocak-20 Temmuz 2025 tarihleri arasında ücretsiz gezilebilecek serginin açılışı; Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ile Güneştekin’in katılımlarıyla gerçekleştirildi. Sanat ve siyaset dünyasından birçok ünlü ismi bir araya getiren açılışta, sırasıyla; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, sergi küratörü Cristoph Tannert, Güneştekin ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.
“ARTİSTANBUL FESHANE, İSTANBUL’A ÇOK YAKIŞTI”
Sergiye ev sahipliği yapan Artİstanbul Feshane’nin İstanbul’a çok yakıştığının altını çizen İmamoğlu, “Burası, çok ilginç anlara ev sahipliği yapıyordu. Bazen hemşehri günleri, bazen düğün, dernek ve biraz karman çorman bir hali vardı. Ama şu anda, bütün dünyaya hitap eden, 19. yüzyıldan bugüne gelen bir sanayi tesisinin yeniden inşasıyla birlikte, muhteşem bir esere dönüştü. Devamında, hemen bunun doğusuna düşen tarafta, yine bir başka sanayi tesisini de 19. yüzyıldan bugüne gelen izleriyle, projesini yeniden yaparak, muhteşem bir alanı daha buraya ekliyoruz” dedi. Haliç Tersanesi’nin biten ve devam eden restorasyonuyla, Haliç’in dünyanın en etkili sanat havzalarından birine dönüşmesini çok arzu ettiklerinin altını çizen İmamoğlu, bu anlayışı kentin geneline yayma gayretinde olduklarına vurgu yaptı.
“BU ŞEHRE KÖTÜLÜK YAPMAYI ENGELLEYİP, HER BİREYİN MUHAFIZ OLMASINI SAĞLADIĞIMIZDA…”
“İstanbul'un özü olan Fatih, bir yandan Eyüpsultan ve diğer tarafa döndüğünüzde tarihi Pera, yani Beyoğlu… Muhteşem bir coğrafya” diyen İmamoğlu, “Hak ettiği değeri yakaladığında, İstanbul'un bu bölümüne zaman içerisinde yaptığımız bir kısım kötülükleri arındırdığımızda ve bu süreçten sonra da bu şehre kötülük yapmayı engelleyip, her bireyin muhafız olmasını sağladığımızda, ‘dünyada eşi benzeri olmayan’ tarifinin lafta değil, gerçekten gelip gördüğünüzde, ‘o iş tam da burasıdır’ diyeceğiniz bir ortamı çok hızlı bir biçimde İstanbul'umuza ve bütün Türkiye'mize kazandırmak istiyoruz” şeklinde konuştu. İmamoğlu, kente kazandırdıkları Müze Gazhane, Çubuklu Siloları, Cendere Sanat Müzesi ve Bulgur Palas gibi yapılar ile Anadolu Hisar ve kara surları restorasyonlarına bu anlayışlarına örnek olarak gösterdi.
“İNSANLARIN AKIN AKIN MODA İSKELESİ’NE GELİŞİNİ GÖRDÜĞÜMDE ŞOK OLDUM”
Aynı süreci, Moda İskelesi restorasyonunda da yaşadıklarını aktaran İmamoğlu, “Bize kalan mirasın kötü halini, geçmişte yeme, içme, bir ara farklı müzikhol tarzında kullanımlar, şu, bu; böyle curcunaya dönmüş yapının, bir anda biblo gibi ortaya çıkışıyla birlikte, tanıtımına duyulan ilgiyi hayretle takip ettim. Gezememiştim açılış günü. ‘Hafta içi en sakin saatte gidelim. Sabah vakti ilk açıldığı anlarda kimse yoktur’ diye gittiğimizde, akın akın insanların oraya gelişini gördüğümde şok oldum. Bizim insanımız iyileşmeye ne kadar hasret. İyileşen bir küçücük binaya dahi duyduğu o hasretin ve aynı zamanda tutkunun, ona sahiplenmenin, sahip çıkmanın olağanüstü etkisini yaşadık. Ve gerçekten bu şehrin ve bu ülkenin her yönüyle iyileşmeye, ihya olmaya, restore edilmeye, duygularını anlamaya, tamir etmeye, birbirimizi hissetmeye, birbirimizi telkin etmeye, iyileştirmeye çok ihtiyacı var” dedi.
“ETKİLEYİCİ BİR BULUŞMANIN PARÇASI OLMAKTAN ÇOK GURUR DUYUYORUM”
Güneştekin Kayıp Alfabe Sergisi’nin de ziyaretçilerde aynı iyileşme duygusuna neden olacağına inandığını belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bu kapsamda bizi iyileştiren bir kültür-sanat etkinliğinde, Türkiye için, Türkiye'nin sanat tarihi adına, gerçekten uluslararası sanat adına da etkileyici bir buluşmanın bir parçası olmaktan çok gurur duyuyorum. Keyifliyim. Elbette hep keyifli olmak isterim. Ama ülkemizde o kadar boş mevzular, kendi kendimize ürettiğimiz ve yarattığımız üzücü, kırıcı, hani tabiri caizse, bu kadar yaratıcı unsurların olduğu bu güzel ülkede, yaratıcı ve iyi işler yapmaya gayretli milyonlarca insanın olduğu bu güzel cennet vatanda, her bireyinin değerli olduğu ve her bireyinin keyifle yaşaması için mücadele etmemiz gerekirken birbirini üzmeye, birbirini aşağı çekmeye, koşmak isteyeni durdurmaya çalışan bir takım çalışmalar, hayatımızı elbette biraz zora sokuyor. Derinden üzüyor. Bu bazen yüzümüze vurabiliyor ya da dilimizi biraz ısırarak konuşmamıza sebep oluyor. Ama ben yine de sadece bu hatırlatmayı yapıp, detayına girmeden bu mutluluğu, buradaki o sanatın verdiği huzuru ve sanatın verdiği derinliği ve onun mesajlarını içine çeke çeke yaşamak istiyorum.”
İSTANBULLULARI SERGİYE DAVET ETTİ: “İSTANBUL BÜYÜSÜN, TÜRKİYE BÜYÜSÜN”
“Ahmet Güneştekin, kendine ruhen, ebediyen yaşatsın diyerek eşleştirdiği Yaşar Kemal'i de burada fısıldarken, bizlerle olmasını ifade etti az önce. Muhteşem bu düeti, inşallah hep birlikte gezerken yaşar ve hissederiz. Bizim derdimiz birlikte düşünmek, birlikte üretmek. Birbirimize alanlar açmak, hep beraber büyümek. Birbirlerini ayıran, uzaklaştıran, birbirini, başkasını kayıran akılla değil, tam da ifade ettiğim bu akılla hareket edilsin istediğimiz bu ülkede, İstanbul büyüsün, Türkiye büyüsün… Sanat, işte bu birlikteliğe ve özgür düşünceye ortak duygu ve hedeflere emel olabilecek kıymetli bir alan. Bu yönüyle sayın Ahmet Güneştekin'e, Kayıp Alfabe Sergisi’ne emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ve Kayıp Alfabe Sergisi’ne bütün İstanbullu hemşehrilerimi davet ediyorum. Mutlaka gelin, Feshane’de Ahmet Güneştekin'le ve Yaşar Kemal'le buluşun.”
İmamoğlu çifti, Güneştekin ve diğer katılımcılar, konuşmanın ardından sergiyi gezdi.
World Media Group (WMG) Haber Servisi