Türk Ordusu'nun İzmir'e gelmesinden sonra Fahrettin Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu İtilaf resimlerinin kontrolünde bölgedeki bölgede doğru ilerlemeye başladı. Bunun üzerine Müttefik kuvvetlerde bulunan Fransız ve İtalyan birlikleri geri çekildi. Çanakkale'de bulunan İngiliz birlikleri General Harington'un emriyle savunma pozisyonlarında yer aldı.
İngiltere, Ankara Hükûmeti ile uzlaşma yolları başladı. Ankara Hükûmeti İstanbul ve Çanakkale boğazlarının denetimini istedi. İngiltere Başbakanı Lloyd George'un bu isteği reddedildi. Birliklere kaydetme pozisyonunu alma emrini verdi.[1] Ancak Harington'un ateşin açılmaması emrini verdi. Türk birlikleri, İngiliz direnişi ile karşılaşmadan başlayarak bölgesel olarak Çanakkale Boğazı'na doğru ilerlemeye başladı. Türklerle savaşmayı istemeyen Winston Churchill'in başını çekti bir grup bakandan istifa etti. (veya Çanakkale Krizi)
Diğer tarafta İzmir'in Kurtuluşu'ndan sonra Damat Ferit Paşa 21 Eylül 1922'de yolculuktan kaçtı. Mudanya Mütarekesi gereği Trakya topraklarının teslimi yapılırken Türkiye'yi temsil edecek kişi olarak Mustafa Kemal Paşa'nın isteği ile Refet Paşa; İstanbul komutanı olarak da Millî Müdafaa Umumi Katibi Selahattin Adil Paşa görevlendirildi. Refet Paşa, 19 Ekim tarihinde TBMM Muhafız Grubu'ndan 100 kişilik bir kuvvetle Gülnihal vapuru ile Mudanya'dan ayrılıp İstanbul'a geldi. Ardından "İstanbul Komutanı" sıfatıyla Selahattin Adil Paşa, 81. Alay ile İstanbul'a geldi. Refet Paşa ve Selahattin Adil Paşa'nın İstanbul'a gelmesine rağmen işgal sonlanmadı. Çünkü mütarekeye göre işgal kuvvetleri barış antlaşması imzalandıktan hemen sonra İstanbul'u boşaltacaktı.
24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra, 23 Ağustos 1923'te İtilaf kuvvetlerinden İstanbul'dan ayrılma başladı. Son İtilaf birliği ise 4 Ekim 1923 günü Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen bir törenle Türk bayrağını selamlayarak şehri terk etti.
6 Ekim 1923'te ise Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu İstanbul'a girdi ve işgal resmi olarak sona erdi. İşgal 4 yıl 10 ay 23 gün sürdü. Her yılın 6 Ekim'i dolayısıyla İstanbul'un kurtuluş günü olarak belirlendi ve kutlanmaya başlandı.
***
Geldikleri Gibi Giderler
Mustafa Kemal Paşa, Mondros Mütarekesi öncesi Birinci Dünya Savaşı içerisindeki Osmanlı’nın vahim durumuna müdahale etmek istemiştir. Bunun için kendisisin de içinde bulunduğu İttihatçı bir kadronun Hükümet’i kurması için isimler önermiştir. Atatürk’ün önerdiği hükümet kabul edildiği halde kendisine yer verilmemiştir. Fakat Atatürk’ün önerisiyle iş başına gelen bu hükümet istifa etmek zorunda kalmıştır. Mustafa Kemal Paşa, Mondros Mütarekesi sonrası Suriye’deki Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı birliklerini Halep’in kuzeyine çekmiştir. Yıldırım Ordular Grubunun lağv edilmesi üzerine İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Paşa Haydarpaşa Tren Garı’na geldiğinde işgal altındaki İstanbul ile karşılaşmıştır. Düşman gemileri Boğaz’da demirlidir. Bu elim manzara karşısında meşhur “Geldikleri gibi giderler” sözünü söylemiştir. Milli moralin en dip noktasındaki bir durumda, soğukkanlılıkla düşmanın “bir gün gideceği” tespitini o dönemde yapmak iyimserlikten öte bir yaklaşımdır. Mustafa Kemal Paşa bundan sonraki hayatında hep bu sözünün arkasına düşmüştür. İşte Atatürk’ün Şişli günleri bu ülküsünün peşinde sıkı sıkıya koştuğu ve düşünce alt yapısının oluştuğu ve kesinleştiği dönemdir. Mustafa Kemal Paşa İstanbul’dan hala umudunu kesmemiş vaziyette, siyasi çözümlerle yeni bir hükümet kurma çabaları içerisine girmiştir. Yeni deneyimi de sükût-u hayalle sona ermesinin ardından büyük bir strateji değişikliği ile artık çözümün İstanbul’da aranmayacağı fikrine ulaşmıştır. Kurtuluşun Anadolu’da aranması gerektiği sonucuna ulaşan Mustafa Kemal Paşa’nın Şişli’de, Aralık 1918’den Mayıs 1919’a kadar 5–6 ay sürecek fikri hazırlık safhası başlamıştır. Şişli’de -sonradan Tahsin Uzer’in satın aldığı ve müzeye dönüştürülen- Madam Kasapyan’ın evinde kalmıştır. Burada yakın arkadaşları ile toplantılar yaparak kurtuluşun Anadolu’da olduğu fikrine hepsini ulaştırmıştır. Mustafa Kemal Paşa Şişli’de -Samsun’a doğru yola çıktığı- 16 Mayıs 1919’a kadar kalmıştır. Bundan sonra Anadolu ve Milli Mücadele günleri başlamıştır.
World Media Group (WMG) Haber Servisi