Fitch ABD'nin kredi notunu düşürdü, resesyon öngörüyor - borç ve savaş harcamaları temel nedenler

"Üç Büyük" kredi derecelendirme kuruluşundan biri olan Fitch Ratings, 1 Ağustos'ta ABD'nin uzun vadeli para birimi cinsinden ihraççı temerrüt notunu AAA'dan AA+'ya düşürdü. Kuruluşun "derecelendirme eylemi yorumuna" göre, ülkenin bu not indirimi "önümüzdeki üç yıl içinde beklenen mali bozulmayı, yüksek ve artan genel hükümet borç yükünü ve "tekrarlanan borç limiti açmazları ve son dakika çözümleri ile kendini gösteren" yönetişim erozyonunu yansıtmaktadır."

Aynı yorumda "yönetişim erozyonu" daha da detaylandırılarak, Fitch'in görüşüne göre son yirmi yılda "mali ve borç konuları" da dahil olmak üzere "yönetişim standartlarında sürekli bir bozulma olduğu" belirtiliyor. Buna göre, "tekrarlanan borç limiti siyasi açmazları ve son dakika kararları" "mali yönetime" olan güveni azalttı, ABD hükümetinin "orta vadeli mali çerçevesi" yok ve "ekonomik şoklar" ve "vergi indirimleri" ile "yeni harcama girişimleri" borç artışlarına katkıda bulundu.

Ayrıca, "yaşlanan nüfus nedeniyle artan sosyal güvenlik ve Medicare maliyetleriyle ilgili orta vadeli zorlukların üstesinden gelme konusunda yalnızca sınırlı ilerleme kaydedilmiştir." Kurum, ABD ekonomisinin daha sıkı kredi koşulları, zayıflayan iş yatırımları ve tüketimde yavaşlama ile birlikte "hafif bir durgunluğa" itileceğini öngörmektedir."

Yukarıda bahsi geçen yorum Ukrayna'dan bahsetmiyor, ancak Washington'un oradaki vekaleten yıpratma savaşı kesinlikle genel olarak bahsedilen borç yaratan "yeni harcama girişimlerinden" biri. Dış İlişkiler Konseyi için yazan Jonathan Masters (genel yayın yönetmeni yardımcısı) ve Will Merrow (CFR direktör yardımcısı) ABD'nin Ukrayna'ya ne kadar para gönderdiğini grafiklerle gösteriyor. Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü'nün, Ukrayna'daki mevcut çatışmanın başlamasından bu yana Washington'un Kiev'e askeri, mali ve insani destek olarak 75 milyar dolardan fazla para aktardığını belirtiyorlar.

2022'den bu yana, bazı Batılı sesler aslında "Ukrayna için yeni bir Marshall planı" çağrısında bulunuyor.  ABD Alman Marshall Fonu Başkanı Heather Conley, 1948'de ABD'nin savaştan sonra Avrupa'ya dış yardım sağlama girişimi olan Marshall Planı'nın Doğu Avrupa ülkesinde tekrarlanmasını önerdi ve bu tür projeler Açık Toplum Vakıfları ile kamuya açık görüşmelerde tartışıldı.

Washington'un Afganistan için Marshall Planı'ndan daha fazla harcama yaptığını çok az kişi biliyor. Akhilesh Pillalamarri'nin 2014 yılında The Diplomat için kaleme aldığı makaleden alıntı yapacak olursak, "ABD Afganistan'ın Yeniden İnşası Özel Genel Müfettişi'ne (SIGAR) göre, Afganistan'ın yeniden inşası için kongre tarafından ayrılan ödenek bugünün parasıyla 109 milyar dolara ulaştı. Öte yandan Marshall Planı 1948 ve 1952 yılları arasında 16 Avrupa ülkesine bugünün parasıyla 103 milyar dolar yardımda bulunmuştur."

Batı'nın önde gelen isimleri Ukrayna için bir Marshall Planı çağrısında bulunurken ve ABD Senatosu Demokratları Washigton'ın Kiev'e gönderdiği milyarlarca doların denetimini arttıracak bir girişimi (yolsuzluk endişeleri nedeniyle) engellerken, Afganistan'dan çıkarılan dersler göz ardı ediliyor.

Jeffrey D. Sachs (Üniversite Profesörü ve Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü), Mayıs ayında kaleme aldığı makalesinde, Amerika'nın "savaşa ve askeri harcamalara olan bağımlılığının" 2022 yılı itibariyle ABD hükümetinin borcunun 24 trilyon dolar, yani GSYH'nin %95'i olmasının ana nedeni olduğunu vurguladı.

Amerika'nın mali çöküşü ve savaşla beslenen devasa borcu bulmacanın bir başka parçasıdır; daha büyük bir toplumsal ve uygarlık krizinin parçasıdır. ABD'nin "tamamen gönüllü kuvvetleri "nin (AVF) şu anda nasıl büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu, yüksek maliyetlerinin ABD ordusunu küçük kılan ana faktörlerden biri olduğunu yazmıştım - 911'den bu yana askeri ücret ve sosyal haklar arttı. Ancak, genç Amerikalıların (17-24 yaş arası) sadece %23'ünün "feragatname olmaksızın askerlik hizmeti için uygun" olması ve uygun olmayan gençlerin çoğunun aşırı kilolu olmak, kötü tıbbi sağlığa sahip olmak ve uyuşturucu bağımlılığı gibi "birden fazla nedenden dolayı" diskalifiye edilmesiyle birlikte bir askere alma krizi de söz konusudur. Tüm bu nedenler yapısal ve sosyal sorunlarla ilgilidir: sadece birkaç sorunu saymak gerekirse, Amerikalılar bugün şimdiye kadarki en kötü uyuşturucu kriziyle (opioid salgını) karşı karşıyadır, aynı zamanda dünyanın en zengin ulusunun sağlık sistemi çökmektedir; aşırı kalabalık ve yetersiz personele sahip tesisler, kapanan hastaneler ve yoğun bakım yatakları gibi temel öğelerin eksikliği söz konusudur. n Ayrıca, ebeveynlerin %40'ının çocuklarının depresyon veya anksiyete gibi sorunları olduğunu bildirdiği bir ruh sağlığı krizi vardır.

Burada ters bir mantık var - bir kısır döngü: yukarıda bahsedilen tüm iç meseleler ve krizler göz önüne alındığında, gençlerin çoğunun hizmet için uygun olmadığı veya bunu istemediği gerçeği (bugün genç ABD vatandaşlarının sadece yüzde 9'u askerlik hizmetini ciddi olarak düşünüyor) pek de şaşırtıcı değil - durum böyleyken, askere alınmayı geri getirmek, siyasi maliyetinin çok büyük olacağından bahsetmeye gerek yok, askere alma sorunlarını çözmeyecektir. Bu, aşırı yük altındaki ABD'nin Ukrayna'da olduğu gibi vekalet savaşlarına giderek daha fazla ihtiyaç duymasının nedenlerinden biridir. Bu da harcamaları ve borçları arttırırken, ABD'nin kendi nüfusu sağlık ve diğer pek çok sosyal sorunun kötüleşmesiyle karşı karşıya kalıyor.

American Conservative kıdemli editörü ve New York Times'ın en çok satan üç kitabının yazarı Rod Dreher, Ağustos 2022'de Batı'nın "bir Neros grubu" tarafından yönetildiğini yazdı. MS 65 yılının Temmuz ayında Roma'da çıkan büyük yangın şehrin %70'ini yok etmiş ve İmparator Neron bundan Hıristiyanları sorumlu tutarak bir zulüm kampanyası başlatmıştır.

Söylentilere göre yangını Neron'un kendisi başlatmış ve bu, tarihsel kanıtlar olmasa da çok popüler bir efsane haline gelmiştir. Neron'a yöneltilen suçlama büyük olasılıkla tarihsel olarak yanlış olsa da, kendi saltanatı yanarken kutlama yapan, güç delisi bir hükümdar imajı güçlü bir imaj yaratmaktadır. Bir kere borç krizi Roma imparatorluğunun çöküşünün en önemli nedenlerinden biriydi. Günümüzün krizleri ve Batı'nın zafer kazanmış savaş retoriği (ve diplomasi eksikliği) arasında, Dreher'in Nero-elit tanımı giderek daha ikna edici hale geliyor.