Dünya'yı “Kana Bulayan” Şirketler

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dünkü SADAT baskını ile bir gerçek daha ortaya çıktı. Küresel Sistemin yürüttüğü vekalet savaşlarında; SADAT tipi paramiliter yapılar önemli görevler alıyor.

17:16:57 | 2022-05-14

Küresel Sistemin yürüttüğü vekalet savaşlarında; SADAT tipi paramiliter yapılar önemli görevler alıyor. Burada sadece SADAT ülkemizi ilgilendirdiği için gündeme geldi.

Projeksiyonu küremizin geneline çevirdiğimizde ise şaşırtıcı  ve aynı zamanda  dehşet verici bir durumla karşılaşıyoruz. ABD menşeili bir çok "savaş şirketi" Latin Amerika, Ortadoğu - Balkanlar ve Uzakdoğu gibi ülkelerde; “operasyonel hizmetlerde” kullanılıyor. 

Özel askeri şirketlerin en fazla kurulduğu ve hükümetiyle en fazla ilişki geliştirdiği ülke ABD. Özel askeri şirketlerin, genellikle enerji ve savunma sanayindeki büyük şirketlerin yan kuruluşu olarak ortaya çıktıkları ve ülke ordularının giremediği ya da girmesinin sınırlandırıldığı bölgelere kolaylıkla sızabildikleri düşünüldüğünde, bu şaşırtıcı bir sonuç değil. Nitekim, Balkanlar ve Kolombiya gibi ABD ordusunun varlığının sınırlandırıldığı bölgelerde, Pentagon özel askeri şirketlerle sözleşme imzalayarak, onları stratejik amaçları doğrultusunda kullandı.

Savaş sırasında olduğu gibi savaş sonrasında da Irak, özel askeri şirketler için bir “altın madeni” haline gelmiş durumdaydı. The Guardian’ın yapmış olduğu bir araştırmaya göre, Irak’ta Pentagon’dan sonraki en büyük gücü bu özel şirketler oluşturuyordu. Resmi koalisyon kayıtlarına göre, İngiltere’nin askeri gücü 9.900 birlik civarındayken, özel askeri güçlerin toplamı 10.000’i buluyor ya da 10 ABD askerine karşılık 1 özel personel kullanılıyor. Birinci Körfez Savaşı ile kıyaslama yapıldığında, ateş hattında bulunan özel askeri personelin sayısının on kat artmış olduğu görülüyor.

Özel askeri şirketler, paralı asker ticaretinin, “evrim geçirmiş, globalleşmiş ve şirketleşmiş” modelini temsil ediyorlar. 

1990’larda özel askeri şirketlere yönelik uluslararası ilginin doğuşu, özel askeri şirketler içinde adı çokça geçen ve çokuluslu maden ve enerji şirketleriyle bağları bulunan Executive Outcomes’ın 1992’deki faaliyetleri ile birlikte gerçekleşti. Bu tarihten itibaren, akademisyenleri, hükümetleri ve uluslararası örgütleri içine alan geniş bir çevre bu yapılanmaların ulusal ve bölgesel güvenlikte yeri ve etkisi üzerine kafa yormaya başladılar. Irak’ta 30 Mart 2004’te Felluce’de dört Amerikan özel güvenlik şirketinin görevlisinin öldürülmesi, kamuoyunun ilgisinin daha yoğun bir biçimde bu şirketlere yönelmesine yol açtı. Yapılan çalışmalar, 1990’larda bu tür şirketlerin hem arttığını hem de dünyanın hemen hemen her bölgesinde çalıştıklarını gösteriyor. Birleşmiş Milletler’in askeri operasyonları için yeterli fon ve destek bulamamasını, bu şirketlerin varlığını güçlendiren bir neden olarak sunuluyor.

Bugün savaşlarda ya da çatışmalarda etkinlik gösteren özel askeri şirketler, savaş endüstrisindeki özel aktörlerin dönüşümünü temsil etmektedir. Bunların en önemli özelliği, modern bir şirket formu taşımalarıdır. Paralı askerlerden farklıdırlar; çünkü, herşeyden önce bir şirket olarak kurulmaktadırlar ve çok farklı türlerde askeri hizmet vermektedirler. Bir şirket oldukları için, kendi endüstrisinden ya da farklı endüstriden firmalarla finansal bağlar geliştirebilmektedir. Bugün en aktif olan firmalardan çoğu (MPRI, Armorgroup ve Vinnell) birçok büyük şirketin yan kuruluşudur.

MPRI, bir Amerikan şirketidir ve 1990’ların başlarındaki etkinliklerinden dolayı geniş çaplı bir ün kazanmıştır. Büyük ölçüde, daha önce Amerikan ordusunda yer alan görevlilerden oluşmaktadır. 1993-4 yıllarında Hırvatistan hükümetiyle imzaladığı bir sözleşme gereği, Hırvatistan ordusunun eğitiminde önemli bir rol yüklenmiştir. 1995’te Hırvatistan ordusunun, Sırpların elinde olan Karayina’yı ele geçirmesinde etkisi büyük olmuştur

Bir İngiliz şirketi olan Sandline de hükümetle ilişkisini iyi tutmaya çalışan şirketlerden biridir. 1997’de Papua Yeni Gine Başbakanı ile, Bougainville adasında çıkan uzun dönemli bir isyanı durdurmak üzere anlaşan Sandline, 1998’de Sierra Leone’deki gelişmelerle birlikte yeniden gündeme gelmiştir.

Başta ABD ve İngiltere olmak üzere  kapitalist ülkelerin çıkarları gereği asker göndermede ya da Birleşmiş Milletler’in müdahale etmede pek fazla istekli olmadıkları bölgelerde, uluslararası güvenlik şirketlerinin gittikçe daha fazla etkin olmaya başladıkları bir gerçek. Bu tür şirketlerin en fazla etkinlik gösterdiği ve tercih edildiği yerin ise Afrika olduğu biliniyor. Örneğin, Sierra Leone. Ordu ve isyancılar arasındaki çatışmalardan sonra, 1996 yılında seçimle iktidara gelen sivil hükümet, Güney Afrikalı askerler tarafından oluşturulan ve uluslararası güvenlik şirketlerinin en önemlilerinden biri olarak bilinen Executive Outcomes’a kontrolü verdi. Executive Outcomes (EO), daha önceki askeri rejim tarafından 1995 yılında, hükümet güçlerini eğitmek amacıyla getirilmişti. Bu şirket özellikle şehir merkezlerinden ve elmas çıkarılan bölgelerden isyancıları uzaklaştırmayı başarmıştı. Aynı zamanda, Sierro Leone askerlerinin niteliğini yükselttiği gibi RUF’la başarılı bir şekilde çatışacak bir milis güç örgütledi. Ocak 1996’da EO, RUF’un en büyük üslerinden birine saldırı düzenledi ve bunun sonucunda isyancılar hükümetle görüşmeyi kabul ettiler. EO’ın operasyonlarının sağladığı göreli istikrar koşulları içinde seçimler yapılabildi. EO’a “yardımlarından” dolayı 35 milyon dolar ödendiği ve bu miktarın Sierra Leone hükümetinden çok BM tarafından karşılandığı belirtiliyor. 21 aylık bir dönem için ödenen bu paranın görece düşük olduğu vurgulanıyor. Çünkü BM gözlemci güçlerinin sekiz aylık masrafları için belirlenen bütçe 47 milyon dolardı.

Sierra Leone olayı, bir gerçeği daha açığa çıkardı: Devletlerin özel askeri şirketlerle sözleşme yapmaları ya da paralı asker kiralamaları bir başka nedene daha dayanıyordu: Sıcak çatışmalarda kendi ordularını riske atmak istememek. Amerika’da kurulmuş özel bir güvenlik şirketi olan International Charter Incorporated of Oregon (ICI), tehlikeli bölgelere gitmek için devletle sözleşme imzalamış birçok şirketten yalnızca biriydi. Bu şirket Haiti ve Liberya’daki çatışmalarda da aktifti. ICI’ın Sierra Leone’deki rolü, Devrimci Birleşik Cephe’nin (RUF) isyanını bastırmak için yardıma gelen Nijerya ordusunu ülkesine geri götürmek, ulaşım ve tıbbi hizmetleri sağlamaktı. Aslında Amerika’nın Sierra Leone’den elde edeceği bir çıkarı yoktu. Ancak, RUF’un başarılı olması durumunda, Washington’un ittifak içinde olduğu, zengin bir petrol ülkesi olan ve Amerika’nın en fazla petrol aldığı beşinci ülke konumundaki Nijerya için tehlike çanları çalmaya başlayacaktı.

İşte 1990’larda dünyayı kana bulamak için bir yandan NATO genişlemesine öncülük eden; ABD ve İngiltere diğer yandan bu özel “savaş şirketlerinin” kurulmasıyla dünya üzerindeki savaşları başka bir boyuta evriltmiştir. SADAT ise bu küresel “savaş patronlarının” anca karikatürü olabilir. SADAT ile olduğu gibi bu küresel kötülükle mücadele etmek tüm dünya sakinlerinin birincil görevi olmalıdır. Yoksa sizi öldürmesi için “kapitalist savaş şirketleri” arasında tercih yapmak zorunda kalabilirsiniz.

World Media Group (WMG) Haber Servisi

World Media Group (WMG) Haber Servisi




ETİKET :   ozel-savas-sirketleri

Tümü