CHP’ye yönelik asimetrik saldırı birkaç kanaldan yürütülmektedir:
Yargı baskısı: Partinin üyelerine, belediye başkanlarına veya yöneticilerine yönelik hukuki süreçlerle sindirme girişimleri. Özellikle belediyelere yönelik temelsiz operasyonlarda bu durumu görüyoruz.
30 Ekim 2024'te Esenyurt Belediyesi, 13 Ocak 2025'te Beşiktaş Belediyesi, 15 Ocak 2025'te Büyükçekmece Belediyesi, 11 Şubat 2025'te Kartal ve Ataşehir belediyeleri, 19 Mart 2025’te ve 31 Mayıs 2025'te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlar yapıldı.
İtibar zedeleme kampanyaları: Medya yoluyla ya da sosyal medya üzerinden bilinçli olarak yayılan dezenformasyonlar. Belediyelere yönelik temelsiz operasyonlarda bu sık yapılan bir uygulamadır. Örneğin; İBB soruşturmasında 'etkin pişmanlıktan' yararlanarak ifade veren tutuklu Ahmet Çiçek, kendisine iPhone 16 Pro Max ile ödeme yapıldığını iddia ederek, "Bu telefonların CHP delegelerine dağıtılan ve fazla kalan telefonlar olduğunu tahmin ediyorum" dedi. iPhone 16 Pro Max telefonun ise CHP kurultayından 1 yıl sonra satışa sunulduğu ortaya çıktı. Soruşturmaya konu olan 38. CHP Kurultayı, 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde düzenlendi. Apple'ın resmi sitesinde yer alan bilgiye göre ise, iPhone 16 Pro ve iPhone 16 Pro Max için ön siparişler 13 Eylül 2024'te başladı ve bu telefonlar 20 Eylül 2024'te satışa sunuldu. Bu yalnızca bir örnek buna benzer bir çok çelişkili suçlama var.
Devlet kaynaklarının partizan şekilde kullanılması: Devlet olanaklarının, iktidar partisi lehine ve CHP aleyhine seferber edilmesi. Bu durum İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yakıcı şekilde görülmektedir. Devlet’ten alması gereken payı bile alamayan İzmir’de DİSK’e bağlı işçiler zam talepleri kabul edilmediği için greve çıktı. Belediye’nin teklifi 65 bin TL, DİSK’e bağlı işçiler 82 bin TL istiyor. Ancak bu durum ve DİSK İşçilerinin tutumu ülke gerçeklerinden kopuk. Bir çok AKP Belediyesinde asgari ücrete sesini çıkaramayan sendikaların CHP’li belediyelerden 4 katı ücret talebi ise; ya art niyetin ya da çifte standartın ürünüdür. DİSK’te bilerek ve ya bilmeyerek bu asimetrik saldırının figüranı olmaktadır.
Algı operasyonları: CHP’nin söylemlerinin çarpıtılması, iç tartışmalarının büyütülerek servis edilmesi gibi yöntemlerle parti içinde huzursuzluk yaratma çabaları.
Son dönemde Kemal Kılıçdaroğlu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde aktif bir muhalefet figürü haline gelmiş durumda, özellikle 2023 genel seçimleri sonrasında yaşanan gelişmeler bu durumu hazırladı. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mayıs 2025 tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ise, 20 Kasım 2023'te gerçekleştirilen 38. Olağan Kurultay sonrasında kendisine yönelik sistematik bir linç kampanyası yürütüldüğünü belirtti. Kılıçdaroğlu, bu süreçte kimliklerini gizleyen trol hesaplar üzerinden organize saldırılara maruz kaldığını ve can güvenliğine yönelik açık tehditler aldığını ifade etti. Ayrıca, partisi CHP'nin iç işlerine yönelik dış müdahalelere karşı sessiz kalmadığını vurgulayarak, "Sessizliğimiz suskunluk değil, sorumluluktur" dedi. Partisinin değerlerini ve bütünlüğünü koruma kararlılığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Herkes bilsin ki; bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harem-i ismetinde boğmaya muktediriz" ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin yürütülen soruşturma ve parti içindeki gelişmeler bağlamında önemli bir yer tutmaktadır. Asimetrik saldırının bir ayağı da Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Evet, 2024 yerel seçimlerinden sonra yapılan birçok kamuoyu araştırmasında CHP’nin birinci parti olarak öne çıkması, AKP (ve genel olarak Cumhur İttifakı) cephesinde ciddi bir tedirginlik ve strateji arayışı yarattı. Bu durum hem siyasi analizlerde hem de iktidara yakın medya organlarının tutumlarında kendini gösteriyor.
Bu durum, 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giden süreçte siyasi dengelerin değiştiğine işaret ediyor. CHP’nin yükselişi kalıcı hale gelirse, Türkiye siyasetinde çok uzun süredir görülmeyen bir iktidar değişimi olasılığı gündeme gelebilir. Bu da hem muhalefeti daha temkinli ve stratejik davranmaya zorluyor, hem de iktidarı daha savunmacı ve hamleci hale getiriyor.
AKP – MHP ittifakı bu durumu zor gücü kullanarak ve farklı hamlelerle lehine çevirmeye çalışıyor. Tüm tuşlara basıyor. Ancak çok büyük sosyolojik hatalar yapıyor. CHP bu saldırıyı savuşturur ve hareket halinde olursa iktidara güçlü şekilde gelir. Sokak CHP’yi çağırıyor. İktidar CHP’yi çağırıyor.
Bu saldırıları en önemlisi belediyelere yönelik temelsiz operasyonlardır. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyelere yönelik operasyonlar, 2024 yerel seçimlerinden sonra artış göstermiştir. CHP’nin bu seçimlerden birinci parti olarak çıkması ve her geçen gün arayı açması; AKP’nin koltuklarını kaybetme telaşına kapılmasına sebep oldu. AKP – MHP ellerindeki devlet olanaklarını da kullanarak operasyonlara başladı. Özellikle İstanbul'da, birçok CHP'li belediye bu tür operasyonların hedefi oldu.
Bu operasyonlar sırasıyla şu şekilde;
Esenyurt Belediyesi: 30 Ekim 2024'te, CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklandı ve yerine kayyum atandı.
Beşiktaş Belediyesi: 13 Ocak 2025'te, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat gözaltına alındı.
Büyükçekmece Belediyesi: 15 Ocak 2025'te, asılsız rüşvet iddiaları üzerine düzenlenen operasyonda, Belediye Başkan Yardımcısı Nuraydın Sak dahil 20 kişi gözaltına alındı.
9 İlçe Belediyesine Yönelik Operasyon: 11 Şubat 2025'te, İstanbul'da Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcıları ile diğer bazı belediyelerde görevli meclis üyelerinin de aralarında bulunduğu 10 kişi, "kent uzlaşısı" adı verilen bir operasyon kapsamında gözaltına alındı.
19 Mart 2025 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik geniş çaplı bir operasyon düzenlendi. Bu operasyon kapsamında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da dahil olmak üzere toplam 106 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. İki suçlama vardı.
Yolsuzluk ve Rüşvet İddiaları: İBB ve bağlı iştiraklerinde gerçekleştirilen ihalelerde usulsüzlük yapıldığı, rüşvet alındığı ve kamu zararına neden olunduğu iddiaları üzerine soruşturma başlatıldı.
'Kent Uzlaşısı' Projesi ve Terör Örgütüne Yardım Suçlaması: İBB'nin yürüttüğü 'Kent Uzlaşısı' adlı proje sebebiyle Ekrem İmamoğlu ve 7 kişi hakkında soruşturma açıldı.
Gözaltına Alınan Önemli İsimler:
Ekrem İmamoğlu – İBB Başkanı
Murat Ongun – İBB Basın Danışmanı
Mahir Polat – İBB Genel Sekreter Yardımcısı
Resul Emrah Şahan – Şişli Belediye Başkanı
Murat Çalık – Beylikdüzü Belediye Başkanı
Fatih Keleş – İBB Spor Kulübü Başkanı
Sabah saatlerinde İmamoğlu'nun Sarıyer'deki konutuna gelen polis ekipleri, evde arama yaptıktan sonra İmamoğlu'nu gözaltına aldı. Aynı zamanda, diğer şüphelilerin de ev ve iş yerlerinde aramalar yapılarak gözaltı işlemleri gerçekleştirildi.
Operasyon, siyasi çevrelerde geniş yankı uyandırdı. CHP yetkilileri ve bazı sivil toplum kuruluşları, bu adımın siyasi bir hamle olduğunu ve demokratik süreçlere müdahale niteliği taşıdığını ifade etti. Hükümet yetkilileri ise yargı süreçlerinin bağımsız olduğunu ve operasyonların hukuki gerekçelerle yapıldığını savundu.
Ekrem İmamoğlu ve diğer şüphelilerin gözaltı süreci devam ederken, soruşturmanın detayları ve sonuçları kamuoyu tarafından yakından takip edilmektedir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi: 31 Mayıs 2025'te, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik düzenlenen operasyonda, eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu ve bazı ilçe belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu 30 kişi gözaltına alındı.
Bu örnekler, CHP'li belediyelere yönelik operasyonların sayısının arttığını göstermektedir. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyelere yönelik son dönemde gerçekleştirilen operasyonlar ve suçlamalar, Türkiye'de önemli tartışmalara yol açmıştır. CHP yetkilileri ve bazı gözlemciler, bu suçlamaların siyasi amaçlı ve temelsiz olduğunu ifade etmektedirler.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kasım 2024'te yaptığı bir açıklamada, CHP'li belediyelere yönelik soruşturmaların siyasi baskı amacı taşıdığını belirtmiştir. Özel, "CHP'li belediyeleri itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar" diyerek, bu tür girişimlerin haksız olduğunu vurgulamıştır.
Ekrem İmamoğlu'nun Tepkisi: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şubat 2025'te İstanbul'daki bazı CHP'li belediyelere yönelik operasyonlara tepki göstermiştir. İmamoğlu, "Siyasi operasyonlarınızla bu milletin gözünü boyamanıza dün de izin vermedik bugün de vermeyeceğiz" ifadelerini kullanarak, bu tür operasyonların siyasi olduğunu ileri sürmüştür.
Yurttaşların büyük çoğunluğu ve CHP yetkilileri ile bazı muhalefet temsilcileri, bu suçlamaların siyasi amaçlı ve dayanaksız olduğunu savunurken, hükümet yetkilileri soruşturmaların hukuki gerekçelerle yapıldığını ifade etmektedir. Ancak hükümet yetkilileri yurtdışında ve yurtiçinde kitleleri inandıramamaktadır. Özellikle yurtdışında genel kanaat; Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin muhaliflerini susturmaya çalışan otokratlar olduğu yönündedir. Tüm anketlerde ülke nüfusunun yüzde 70’i bu davaların hukuki değil siyasi olduğuna inandığını belirtmektedir. Bu durum, Türkiye'deki siyasi ortamın gerginliğini artırmakta ve farklı kesimler arasında tartışmalara neden olmaktadır.
World Media Group (WMG) Haber Servisi