KONDA Araştırma ve Danışmanlık'ın aylık olarak Türkiye çapında yürüttüğü KONDA Barometresi araştırmasına Boğaziçi olayları ve yüksek öğrenimde rektör belirleme süreçlerine öğretim üyelerinin katılımına ilişkin kamuoyu görüşleri de dahil edildi. Araştırma modülü sonuçlarına göre, konuya ilişkin bilgi ve fikir sahibi olan kesimlerin yüzde 83'ü rektör belirleme sürecine üniversite öğretim üyelerinin katılımını desteklerken, Boğaziçi olaylarına dair fikri olan kesimlerin yüzde 80'i kendilerinden görüş alınmadan rektör atanmasına tepki gösteren öğretim üyelerini haklı buluyor.
KONDA Araştırma ve Danışmanlık tarafından, Türkiye'de halkın siyasal ve toplumsal konularda eğilim ve tercihlerini ölçmek amacıyla her ay düzenli olarak yapılan “KONDA Barometresi” araştırmasında kamuoyunun Boğaziçi Üniversitesi olaylarına bakışına yer verildi.
5-6 Şubat 2022 tarihlerinde gerçekleştirilen araştırma çalışması kapsamında Türkiye'deki 15 yaş üstü 3.506 kişi ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildi ve görüşmelerde araştırma katılımcılarına “rektör belirleme sürecine o üniversitenin öğretim üyelerinin katılımı” ve “bir yıldan fazla süredir ülke gündeminde olan Boğaziçi Üniversitesi olayları”na nasıl baktıkları soruldu. Araştırma modülünden elde edilen sonuçlar, Boğaziçi Üniversitesi'nden akademisyenler, Boğaziçi Üniversitesi mezunları ve KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır'ın katıldığı toplantıda paylaşıldı.
Yüksek öğrenimde rektör belirleme süreçlerine dair fikri olanların yüzde 83'ü öğretim üyelerinin rektör belirleme süreçlerine katılımını destekliyor
Moderatörlüğünü Siyasal İletişim Danışmanı Gülfem Saydan Sanver'in üstlendiği toplantıda araştırma sonuçlarına ilişkin bir sunum yapan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Adaman, “Araştırma modülü sonuçlarına göre rektör belirleme sürecine o üniversitenin öğretim üyelerinin katılımı konusunda kamuoyunun yüzde 49'unun bir fikir sahibi olmadığı görülüyor. Fikri olanların yüzde 83'ü ise rektör belirleme süreçlerine o üniversitenin öğretim üyelerinin katılmalarını tercih edeceklerini belirtiyor. Yüzde 17'lik bir kesim ise üniversite öğretim üyelerinin rektör seçimi süreçlerine katılımını desteklemediği anlaşılıyor. Yoğun ve sürekli değişen bir gündemde yüksek öğrenim konusunda fikir beyan edenlerin bu konuya hassas olduklarını değerlendirebiliriz. Araştırma sonuçları, söz konusu hassas kesim içerisinde ağırlıklı çoğunluğun rektör belirlenmesi konusunda günümüzde sergilenen uygulamanın karşısında olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.
Araştırma sonuçlarına göre, “bir yıldan fazla süredir ülke gündeminde olan Boğaziçi Üniversitesi olayları” konusunda ne düşündüğü sorusuna katılımcıların yüzde 52'si duymadığını ya da fikri olmadığını belirtiyor. Fikri olanların cevaplarına bakıldığında ise, yüzde 80'lik bir kesimin kendilerine danışılmadan rektör atanmasına tepki gösteren öğretim üyelerini haklı gördükleri yönünde tercih belirttikleri görülüyor. Geri kalan yüzde 20'lik kesim ise haklı görmedikleri yönünde tercih belirtiyor. Prof. Dr. Fikret Adaman, “Bir önceki sonuca benzer bir şekilde, burada da yoğun ve sürekli değişen bir gündemde Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayları izleyenlerin bu konuya hassas olan bir kesim olduğunu söyleyebiliriz. Bu hassas kesim içerisinde de ağırlıklı bir çoğunluğun rektör belirlenmesi konusunda tercihleri alınmayan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin tepkilerini haklı buldukları ortaya çıkıyor” diye ekledi.
Boğaziçi olaylarına ilişkin fikir sahibi olanlar arasında yapılan ekonometrik analize göre iktidar partilerine oy verme eğiliminde olanların öğretim üyelerini haklı görmedikleri yönünde tercih belirttiklerini ifade eden Prof. Dr. Fikret Adaman, “Parti tercihlerinin bu denli belirleyici olduğu bir durumda bile, katılım karşısında en yüksek oranda duran AK Parti seçmenleri arasında Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin tepkilerini haklı görenlerin oranının yüzde 35 civarında olması dikkati çekici” diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Adaman, son olarak şunları söyledi: “Boğaziçi Üniversitesi'nde 15 aydır devam eden süreci kamuoyunun nasıl gördüğünü anlamamız açısından KONDA araştırması bize önemli ipuçları veriyor. Boğaziçi Üniversitesi'nin tüm bileşenleri olarak mücadelemiz öncelikle Boğaziçi'nin özerk, özgür ve demokratik olması. Bununla birlikte tüm üniversitelerin özerk, özgür ve demokratik olmasını istiyoruz. Boğaziçi'nde olanların, sadece bizimle ilgili ve bizimle sınırlı kalmadığı, tüm gençlerin ve anne-babaların ve aslında memleketin geleceğinin meselesi olduğuna inanıyoruz.”
Toplumda Boğaziçi olaylarına yönelik farkındalık yüksek
Toplantıda araştırmanın kapsamına ilişkin bilgiler veren KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır şunları söyledi: “KONDA Barometresi'ni 13 yıldır kesintisiz olarak sürdürüyoruz. Bu memleketin insanları hangi ilkeler çerçevesinde iyi bir yaşam kurmak istiyor sorusuna yanıt vermeye çalışıyoruz. Boğaziçi olaylarını da toplumsal boyutta incelemeye çalıştık. Ülkemizde 15 yaş üzeri 65 milyon insan yaşıyor. Oransal olarak konuya dair haberdar olan ve olmayan kesimler yarı yarıya gibi görünse de bu oran, 32 milyon insanın bu olaylardan haberdar olduğunu, 26 milyonun üzerindeki insanın da öğretim üyelerinin tepkisini haklı bulduğunu gösteriyor. Bu oldukça yüksek bir oran.”
Türkiye toplumu çok hızlı değişiyor, kutuplaşma azalıyor
Bekir Ağırdır şu eklemeyi yaptı: “Günümüzle 12 yıl öncesini karşılaştırdığımızda görüyoruz ki, Türkiye toplumu çok hızlı bir biçimde değişiyor ve genel anlamda özgürleşmek istiyor. Dolayısıyla umutsuz olmak için bir sebep bulunmuyor. Kutuplaşma bile azalmış görünüyor. Yaşam tarzı ve gündelik hayat pratikleri giderek benzeşirken, bu durum farklı kutupta duran insanları yakınlaştırıyor. Pandemi ve ekonomik krizin etkisiyle kültürel kimliklere duyulan sadakat, sınıfsal sorunlar tarafından sınanıyor ve kesimlerin duygularına hitap eden soyut öyküler zayıflıyor. Sözün özü, toplumun büyük kesimi bir anlamda aracını emniyet şeridine çekmiş, hangi konvoyu takip edeceğine karar vermeyi bekliyor. Toplumdaki zihinsel dönüşümün reel hayata yansıması için yeni bir konvoy düzmek gerektiği açıkça ortaya çıkıyor.”
KONDA BAROMETRESİ Rektör Belirleme Süreçleri ve Boğaziçi Olayları Modülü'nde yer alan kilit bulgular şöyle sıralanıyor:
World Media Group (WMG) Haber Servisi