Boğaziçi direnişi 712'nci gününde

Boğaziçi Üniversitesi'nden 16 Aralık tarihinde yayımlanan bilgi notunda öne çıkan gelişmeler şöyle vurgulanıyor:

16:49:20 | 2022-12-17

Bugün 16 Aralık Cuma. Nöbetimizin 483., direnişimizin 712. günündeyiz. Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.

Bugün bültenimize mutluluk verici bir haberle başlıyoruz. Tüm kurum çalışanlarının, öğrencilerin ve mezunların güvenliğini korumak için Bilgi İşlem Merkezi kaynaklı veri skandalını ortaya çıkaran ve usulsüz bir uygulamayla haziran ayından beri kurumumuzdan uzaklaştırılmış olan Tuna Tuğcu hocamızın hakkındaki tedbir kararının kaldırıldığını ve kendisinin görevine devam edebileceğini öğrendik. Tuna hocamız ait olduğu yere, öğrencilerinin ve meslektaşlarının yanına geri dönüyor. Beklentimiz, bu yanlış ve mesnetsiz karardan dönüldüğü gibi hocamız hakkında açılmış olan asılsız soruşturmanın da bir an önce hakkaniyetle sonuçlandırılması. Süregiden tüm hukuksuzlukların durdurulmasını, haksızca işine son verilen veya görevlerinden uzaklaştırılan diğer tüm arkadaşlarımızın da bir an önce kampüslerimize dönmesini bekliyoruz.

Tuna Tuğcu'yu 6 ay araştırmalarından ve öğrencilerinden ayıran gayrimeşru rektörlük, merkeziyetçi, tepeden inme ve keyfî yönetim anlayışıyla kampüslerimize ve kampüs paydaşlarımıza zarar vermeye devam ediyor.

Bu hafta üniversitemiz personelini temsil eden sendikalardan Eğitim İş, Eğitim Sen ve Türk Eğitim Sen, Boğaziçi Üniversitesi Genel Sekreterliğine ortak bir dilekçe göndererek yönetimin yaratmış olduğu ve birçok kurum çalışanını mağdur eden lojman krizi konusunda eleştiri ve önerilerini paylaştı. Yönetim, büyük çoğunluğu Uçaksavar Lojmanlarında yaşayan 60'a yakın üniversite mensubuna ağustos ayı itibarıyla lojmanlarını boşaltmaları gerektiğini tebliğ etmişti. Ülkede ağır bir ekonomik kriz yaşanırken yeni lojman inşaatı gerekçesiyle alelacele evlerinden çıkarılan kurumdaşlarımızın kısa süreli uzatma talepleri yönetimce reddedilmiş, kapılarına defalarca polis ve jandarma gönderilmişti. İdari liyakatten yoksun Naci İnci yönetimi, lojmanların bir hafta içinde yıkılıp hızla yeni lojman inşaatına başlanacağını vadetmişken aradan 110 gün geçmesine rağmen lojmanlar olduğu gibi yerinde duruyor; binaların yalnızca kapı ve pencereleri sökülmüş durumda ve bu kozmetik müdahale dışında alanda uzun süredir bir çalışma yapılmadığı görülüyor. Geçen süre zarfında tüm bilgi edinme taleplerine rağmen üniversite paydaşlarına yönetim tarafından herhangi bir açıklama yapılmadı. Yetkili sendika temsilcisi ise temmuz ayından beri yönetimce yeniden yapılandırılan Konut Tahsis Komisyonunun toplantılarına davet edilmiyor. Kasıtlı olarak yürütülen bu gizlilik ve dışlama politikasına karşı sendikaların gayrimeşru yönetime yönelttikleri öneri ve talepleri destekliyoruz: Yönetimce kampüslerde hizmet bazında tahsis edilmekte olan lojmanların kimlere, hangi kriterlere göre verildiğinin şeffaflık ilkesi gereği tüm çalışanlarla paylaşılmasını talep ediyor, barınma sorununa kalıcı çözüm getirmek için Kilyos Sarıtepe Kampüsünde tüm çalışanların ihtiyacını karşılayacak lojman binaları inşasını öneriyoruz.

Kayyım yönetiminin Boğaziçi Üniversitesinin katılımcı yönetim anlayışına ne denli uzak, kampüs paydaşlarının hak ve gereksinimlerine ne denli duyarsız olduğunun bir diğer örneği de Güney Kampüsteki köpek barınaklarına dair bu hafta yaşanan olumsuz gelişmelerdi. Geçen hafta kayyım yönetiminin, kampüs hayvanları konusunda senelerdir emek veren gönüllülerle herhangi bir iletişim kurmadan Güney Kampüste yaşayan köpekleri daraltılmış kafeslere hapsettiğini ve kontrollü şekilde gezdirilmelerini bile yasakladığını öğrendik. Yönetimin kampüs hayvanlarıyla ilgili sorunları tespit ederek, bu konuda birikim ve deneyim sahibi paydaşlarla ortak ve yapıcı çözümler üretmek yerine böylesine acımasız uygulamalara tevessül etmesi, yani kampüsümüzde bir hayvan hapishanesi yaratması açık bir hayvan hakları ihlalidir, kabul edilemez. Bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesini, işlevsizleştirilmiş Doğal Hayatı Koruma Komisyonunun yeniden canlandırılmasını talep ediyoruz. Beklentimiz, kampüs gönüllülerinin de katılımıyla doğaya, tüm kampüs canlılarına, Boğaziçi imgesiyle bütünleşmiş ortak yaşam kültürüne saygılı, sağlıklı ve güvenli çözümlerin üretilmesidir.

Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an önce sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksek okul müdürü seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız ve enstitü müdürümüz bir an önce görevlerine iade edilmelidir. Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, bölüm, fakülte ve enstitülerin onayı alınmadan, tepeden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir. Gayrimeşru yönetim tarafından gerekçesiz şekilde el konulan İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi binası eski işlevine kavuşturulmalı, yeniden araştırmacıların kullanımına sunulmalıdır. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz. Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. 

Bizler her iş günü her öğlen bu meydanda toplanıyor, rektörlüğe sırtımızı dönüyor, gayrimeşru yönetimin demokratik olmayan uygulamalarının hiçbirini kabul etmediğimizi, ilkelerimizden vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz. Kamuoyuna ilkelerimizin arkasında olduğumuzu, insan haklarına, bilimsel düşünceye saygılı, demokratik bir üniversite ortamı kurulana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğimizi yeniden ve ilk günkü kararlılığımızla duyurur, bu mücadeleyi öğrencilerimize, mezunlarımıza, tüm topluma olan borcumuz olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz.

Türkiye'de özgür, özerk, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar,

Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz.

World Media Group (WMG) Haber Servisi 

World Media Group (WMG) Haber Servisi




ETİKET :   bogazici-eylem

Tümü