Almanya'da AfD Sürprizi

Almanya'da tarihi bir seçim geride kaldı. Katılım oranının yüzde 84 olarak kayıtlara geçtiği seçimde koalisyon partilerinin tamamı ciddi oy kayıpları yaşadı. Merkez sağdaki CDU birinci parti olurken, 2021'de ipi önde göğüsleyen SPD yaklaşık 10 puan kaybederek üçüncülüğe geriledi. Faşist AfD ise yüzde 20'yi geçerek ikinci parti haline geldi. Seçimlerde beklenen performasın üzerine çıkan bir başka parti ise oylarını ikiye katlayan Die Linke (Sol Parti) oldu.

Almanya halkı dün yeni iktidarı belirlemek üzere sandık başına gitti. Anketlerin genel eğilimi bu kez yanılmadı ve Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri, beklenenin yaklaşık 1.5 puan altında, yüzde 28,6 ile genel seçimi birinci sırada tamamladı.

Faşist parti AfD ise yüzde 20'yi geçerek hem kendi oy rekorunu kırdı hem de ikinci parti oldu. 2021'deki seçime göre oylarını neredeyse ikiye katlayan AfD, Almanya'nın doğusunda yüzde 30'u geçerek açık ara birinci parti oldu.

2021'deki seçimlerden birinci parti olarak çıkan Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise 9.5 puan kaybederek ikinci dünya savaşından sonraki en düşük oy oranına geriledi. SPD yüzde 16,4 oyla üçüncü sırada yer aldı.

Almanya'da seçim sonuçları şu şekilde oluştu:

CDU/CSU - % 28,6

AfD - % 20,8

SPD - % 16,4

Yeşiller - % 11,6

Sol Parti - % 8,8

BSW - % 4.97

FDP - % 4,3

Alınan oy oranlarına göre Meclis'teki sandalye dağılımı ise şöyle:

CDU/CSU 208

AfD 152

SPD 120

Yeşiller 85

Sol Parti 62

Seçim sonuçlarından sonra en çok konuşulan konular ise AfD'nin yükselişi ve SPD'nin düşüşü oldu.

Seçimlerin 'asıl galibi' olarak nitelendirilen AfD Eş Başkanı Alice Weidel, koalisyon teklifinde bulunarak “CDU ile işbirliği yapma teklifimizi sunuyoruz. Aksi takdirde, Almanya’da değişim mümkün olmayacak” dedi.

Bir önceki seçimin galibi olan SPD Genel Sekreteri Matthias Miersch, dün yaşanan hezimet için "Çok acı bir akşam" dedi. 9.5 puan kaybeden SPD'nin oylarının bir kısmını Sol Parti'ye, özellikle ülkenin doğusundaki oylarının büyük kısmını ise AfD'ye kaybettiği düşünülüyor.

Almanya seçimlerine katılım oranı yüzde 84 olarak ölçüldü. Bu, 1990’dan bu yana en yüksek oran olarak kayıtlara geçti. Almanya'da 59 milyon 200 bin seçmen var

Seçimlerde beklenen performasın üzerine çıkan bir başka parti ise Sol Parti oldu. 3 sene önceki seçimde aldığı oyu neredeyse ikiye katladı ve yüzde 8.8'lik oyla 62 milletvekilliği kazandı.

Alman birinci televizyonu ARD'nin analizine göre Die Linke (Sol Parti) ilk kez oy kullanan seçmenler arasında en çok tercih edilen parti oldu. ARD'nin seçim akşamı anketlerine dayandırdığı verilerine göre, seçmenlerin yüzde 27'si Sol Parti'ye oy verdi. Onu yüzde 19 ile AfD takip etti. Sol Parti Berlin'deki federal seçimlerde de en yüksek oy oranına ulaşan parti oldu.

Almanya'da yapılan genel seçimlerin geçici resmi sonuçlarına göre 19 Türkiye kökenli milletvekili 21. dönem Federal Meclis'te görev yapacak.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) 7, Sol Parti (Die Linke) 7, Hristiyan Demokrat Parti (CDU) 2, Yeşiller (Grüne) 2, Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) 1 Türkiye kökenli milletvekili çıkaran partiler oldu. 

***

Almanya'da barajı kılpayı geçemeyen Wagenknecht, seçim sonuçlarına itiraz etmeye hazırlanıyor

Erken genel seçimde Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) isimli yeni solcu partinin federal meclise girmek için yüzde 5 barajını kılpayı farkla kaçırması, azınlık hükümeti kurulması ihtimalini azaltarak CDU-SPD büyük koalisyonunun önünü açtı. Wagenknecht, sonuçlara itiraz edebileceklerini söyledi.

Seçim Sonuçlarına İtiraz

Almanya 'da Sol partinin önde gelen ismiyken kendi partisini kurup Ukrayna'nın silahsızlandırılması suretiyle savaşın körüklenmesine karşı çıkan, Rusya yaptırımlarının ABD'nin Avrupa ve Almanya'yı ekonomik açıdan zayıf düşürme komplosu olduğunu savunan BSW Eşbaşkanı Sahra Wagenknecht, dünkü erken genel seçimin geçerliliğini sorguladı. Solcu kadın lider, BSW'yi "Putin'in partisi" diye yaftalayan ana akım medyayı da seçim sonuçlarından sorumlu tuttu.

Kendi kurduğu partiyle ilk kez genel seçime katılan, ancak yüzde 5 barajına takılan Wagenknecht, Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, yurtdışında yaşayan Almanların oy kullanmada yaşadığı sorunlar nedeniyle Seçim Sonuçlarına İtiraz edebileceklerini söyledi. Solcu lider, BSW'nin oyların yaklaşık yüzde 4.97'sini alarak federal meclise (Bundestag) girmeyi kılpayı kaçırmasına atıfla "Bir parti 13 bin 400 oy eksik kaldığı için Bundestag dışı kalırsa, seçim sonucunun hukuki geçerliliği sorunu ortaya çıkar" dedi.

Bu yüzden BSW'nin seçim sonuçlarının geçerliliğine itiraz etmeyi değerlendirdiğini söyleyen solcu lider, "olumsuz medya kampanyasından" şikayet etti. Partisinin aldığı sonuçların sebepleri arasında bürokratik engeller, seçim kampanyasında yaşanan göç tartışmaları ve BSW'nin Doğu Almanya eyaletlerindeki koalisyon hükümetlerine katılımından bazı seçmenlerin duyduğu hayal kırıklığını sayan Wagenknecht, yanısıra partisine karşı daha önce hiç görmediği "olumsuz medya kampanyası" yürütüldüğünü vurguladı.

'ANKET KURULUŞLARI MANİPÜLASYON YAPTI'

Medyada BSW'nin "sistematik olarak karalanmasının, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yanlısı olduğuna dair çarpıtılmış imaj yarattığından" yakınan Wagenknecht, Forsa gibi anket kuruluşlarına "hedef gözeterek manipülasyon" suçlaması yöneltti. Bu bağlamda, sandıkların kapanmasından birkaç saat önce X'te dolaşan ve BSW'nin oy oranını yüzde 3'ün altında gösteren sahte tahmine de atıf yapan solcu lider, bununla ilgili ceza davası açabileceklerini söyledi.

PARTİ LİDERLİĞİNİ BIRAKACAK MI?

BSW'nin en geç 2029'da Bundestag'a girmeyi hedeflediğini belirterek Bundestag'a girememesine rağmen Almanya'da yeni bir siyasi güç olarak kendini kurmak istediğini ortaya koyan Wagenknecht, partideki kişisel geleceğini açık bıraktı. Çekilip çekilmeyeceği sorulduğunda, "Şu anda bunu gerçekten duymak istediğini biliyorum, bu yüzden sana şimdi bu iyiliği yapmayacağım" yanıtını verdi.

Konunun parti komisyonlarında görüşüleceği, bir karar alınırsa açıklanacağı bildirildi. Kadın lider, seçim öncesinde siyasi geleceğinin BSW'nin başarısına bağlı olduğunu söyleyip "Almanya siyasetinde artık Bundestag'da olmayan hiç kimse önemli bir unsur değil" demişti.

(Die Zeit, Dış Haberler)