Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Tokat’ta sivil toplum kuruluşları üyeleri ve kanaat önderleri buluşmasının ardından, kentte ve bazı ilçelerinde vatandaşlarla bir araya geldi. Cuma namazını kent merkezindeki Ali Paşa Camii’nde kılan İmamoğlu, CHP TBMM Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat ile birlikte Tokat’ın simge mekanlarından Taşhan’da esnaf ziyaretleri gerçekleştirmek istedi. Ziyaret, vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle mini mitinge dönüştü. Tokatlılara kısa bir konuşma yapan İmamoğlu, Taşhan ziyaretini, vatandaşların zaman zaman izdihama varan ilgisi nedeniyle, zorlukla da olsa tamamladı.
ATATÜRK'E DERDİNİ ANLATAN DEDENİN BELEDİYE BAŞKANI TORUNU İLE TURHAL’DA BİR ARAYA GELDİ
Tokat’tan Turhal’a geçen İmamoğlu ve beraberindeki heyeti, ilçede coşkulu bir kalabalık karşıladı. Turhal Belediye Başkanı Mehmet Erdem Ural’ı makamında ziyaret eden İmamoğlu, meydanda kendisini bekleyen vatandaşlara hitap etti. Turhal Belediye Başkanı Ural’ın, kendi makam odasında bulunan ve 2019 seçimlerinin sembollerinden biri olan tabloda, Mustafa Kemal Atatürk’ün can kulağıyla dinlediği yurttaşın torunu olduğunu aktaran İmamoğlu, “Bu Cumhuriyet, bize çok güzel şeyler sundu. Çok borçluyuz. Ama bugün bu ayrımcılık, her şeyi ben bilirim diyen anlayış, her şeyi ben yaparım diyen anlayış öyle uç noktalara gidiyorlar ki; sevgili hemşehrilerim, kalkıyorlar oturdukları koltukların, makamın kendilerine ait olduklarını düşünüyorlar. Bizim şu anda elde ettiğimiz makamın sahibi millet, Erdem Başkan’ın oturduğu o koltuk, makam sizin koltuğunuz. Temsilci olarak atadınız. Buradaki, bu ilçedeki mal, mülk, yaşam, fırsat, bütün imkanlar size sunulmak üzere geliştiriliyor ve onun için çalışılıyor. O bakımdan bu anlayışı değiştireceğiz” dedi.
ZİLE MEYDANI’NDA BÜYÜK COŞKU
İmamoğlu’nun Tokat’taki son durağı Zile ilçesi oldu. Zile Belediye Başkanı Şükrü Sargın tarafından karşılanan İmamoğlu, İBB’nin katkılarıyla inşa edilen Zile Belediyesi Sosyal Tesisi ve Hacı Bektaş-ı Veli Rekreasyon Alanı açılış törenine katıldı. Vatandaşların ilçe meydanını hınca hınç doldurarak katıldığı törende, sırasıyla KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, Sargın, CHP Tokat milletvekili Kadim Durmaz, İmamoğlu ve TBMM CHP Grup Başkanvekili Günaydın birer konuşma yaptı. Zile’nin bereketli bir yer olduğunu belirten İmamoğlu, “Bereket nasıl başlar biliyor musunuz? Nimetin değerini bilmekle başlar. Memleketin insanları, nimetin kıymetini bilir. Ekmeğin parçacığı yere düşse, öper başına koyar. Nimeti çoğaltmayı, paylaşmayı ister; öyle değil mi? Tabii nimetin değerini bilmezseniz, Allah korusun. Zile’nin, Tokat'ın, Türkiye'nin nimetlerini, israf ederlerse; çokça üretmeyi, hakça paylaşmayı bilmezlerse ve bu işi yönetenler, bu kuralı yerine getirmezlerse, işte bugün olduğu gibi ne yazık ki ekonomide sıkıntı, insanların morali düşük, gençlerimiz umutsuz, insanlarımız bir çare arar hale gelir” dedi.
“KENDİLERİNİ NİMETTEN SAYANLAR…”
“Kendilerini nimetten sayanlar ama insanımızı ayıranlar, insanımızı bölenler, bugün 20 yıldan fazla süre içerisinde ortaya koydukları iyi performansları bile heba ettiler” diyen İmamoğlu, “Yaptıkları iyi işleri bile heba ettiler. Yapamadıklarını zaten perperişan ettiler. Ama bunun farklı sebepleri var. Bakın söyleyeyim. Partisi, fikri, inancı hiç fark etmez; hangi yönetici hangi seçimi kazanmış, hangi beldenin ilçesinin belediye başkanı fark etmez; bilin ki eğer insanı ayırt ediyorsa, insanları bölüyorsa, yani Başkanımızın dediği gibi, köyün yolu yapılmıyorsa, köye farklı kavramlar üzerinden hizmet verilmiyorsa, onlar ne yapıyor biliyor musunuz? Memleketin bereketini kaçırıyorlar, bereketini. Çünkü, memleketin nimetinin, insanlarının farkında değiller” şeklinde konuştu.
“BİRİSİ ÇIKAR DERSE, ‘HER ŞEYİ BEN BİLİRİM’; AMAN ONDAN UZAK DURUN”
“Sevgili hemşehrilerim, güzel insanlar; toplumumuzun en büyük tehdidi ne biliyor musunuz?” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Birisi çıkar derse, ‘her şeyi ben bilirim’; aman ondan uzak durun. Aman ondan uzak durun. Milletin evlatlarının çocuklarının fikrine eğer itimat etmiyor, onları göreve çağırmıyorsa; ondan uzak durun. Bakın söyleyeyim; eğer birisi kalkar, bu milletin evlatlarını birbirinden ayırır, insanlarımıza liyakati unutturursa, ondan uzak durun. Kısa vadede eş, dost, akrabayı mutlu eder, insanların gözü boyanır, aldanır ama uzun vadede bedeli ağır olur. O bakımdan biz, milletimize hizmet enerjisini sizlerin o yüzümüze bakan o güler yüzünden, inancından alıyoruz. Ben size söyleyeyim; bereket, bu memlekette var. Nimet var, onun için bereket de var. Bereketin kıymetini bilen insanlarımız da var. Biz, yaptığımız bu işlerle be yapıyoruz biliyor musunuz? Nimeti biliyoruz. Nimetin kıymetini bilen milleti biliyoruz. Ve insanlarımızla birlikte hep beraber bereketi arttırmaya yemin ediyoruz. Bunu yapacağız. Bereket nasıl artar hemşehrilerim, biliyor musunuz? Gayretle ve adaletle artar. Gayret göstereceğiz. Adaletten şaşmayacağız. Bu memleketin gayretli ve adaletli yöneticilere ihtiyacı var. Eğer bunlar olursa; Tokat'ta da Zile'de de ormancılıktan hayvancılığa, sanayiden turizme, hizmet sektöründen kalkınacağımız her alanda en güçlü adımları atacak başarıya sahip olacağız. Sizler buna inanın ve emin olun.”
“MİLLETİMİZ BİZE YETKİ VERİRKEN NE DEDİ?”
“31 Mart'ta milletimiz bize yetki verdi. Milletimiz bize yetki verirken ne dedi? ‘İyi çalışın. Ben, sizin 5 yıllık emeğinizi gördüm, beğendim. Şimdi eğer bu yolda iyi çalışırsanız, sizi bu ülkeyi, milletle beraber yönetmek için iktidar yapacağım’ dedi. ‘Milletin malını millete, milletin parasını millete, milletin hakkını millete verirseniz, sizi iktidar yapacağım’ dedi. Milletimiz 31 Mart'ta dedi ki, ‘Hakkını koruyacaksın insanların.’ Bakın bunu, seçtiği 400’ün üzerindeki belediye başkanımıza söyledi. Burada belediye başkanlarımız var. ‘Kimseyi ayırmayacaksın. Eş, dost, akrabanın değil, milletin hakkı, hukuku için çalışacaksın’ dedi. ‘Sakın ha ey yönetici’ dedi bize, ‘Sakın ha milletine haddini bildiren değil, millete karşı haddini bilen yöneticiler olacaksınız’ dedi. İşte Şükrü Başkanımız da 5 yıl böyle yönetti. Siz, ona bir 5 yıl daha verdiniz. Ama şimdi milletimiz bize bakacak, hizmetlerimizi görecek, ‘Bunlar hizmet ediyor, bunlar hiçbir yetimin hakkını yemiyor, hiçbir insanın hakkını yemiyor, bunlar yoksulu düşünüyor, çocukların geleceğini düşünüyor, kızlarımızı düşünüyor, oğullarımızı düşünüyor. İşi olmasa bile, gençlerimizin bursunu düşünüyor, yurdunu düşünüyor. Emeklimizin gururla gideceği sosyal tesisler yapmayı düşünüyor. Kent Lokantası açıyor, kütüphane açıyor, Ders Atölyesi açıyor. Yetinmiyor; ‘Gücünden ayırabiliyorsa, israfı bir kenara itip, yaptığı tasarrufla insanlarının kökünün geldiği, memleketinin her yerine de hizmet taşıdığını görür isem, ben sana oy veririm’ diyor.”
“BÜYÜK BİR SEFERBERLİKLE, NEFER GİBİ ÇALIŞACAĞIZ”
“İşte biz, hep beraber büyük bir seferberlikle, nefer gibi çalışacağız. Milletimizin, Cumhuriyetimizin bu ikinci yüzyılda güçlü bir dönemle buluşmasını sağlayacak yöneticiler olacağız. Sizlere layık olmak için, gece-gündüz çalışacağız. Oy veren, vermeyen her yurttaşımızın gözünün içine, Turhal'daki Erdem Başkan’ın dedesine baktığı gibi, Mustafa Kemal Atatürk'ün bir çift mavi gözü gibi bakacağız. Bu, Mustafa Kemal Atatürk’e bizim sorumluluğumuzdur. (Kalabalıktan ‘Mustafa Kemal'in askerleriyiz’ sloganı gelince.) Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri demek, Cumhuriyetin askeri demektir. Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri demek, milletinin askeri demektir. Yani silahlı kuvvetlerimiz. Şimdi ben, ‘Mustafa Kemal Atatürk'ün askeriyim’ diye düşündüğüm zaman, kendimi şöyle tanıtıyorum: Ben, Cumhuriyetin değerlerine, ilkelerine, bu milletin değerlerine, ilkelerine, örfüne, adetine sahip çıkacağım. Cumhuriyete yakışan bir belediye başkanı olacağım. Dolayısıyla herkes, kendi mesleğini iyi yapacak ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetine layık olacak, milletine layık olacak. Cumhuriyete, demokrasiye layık olacak. İşte o zaman, hep birlikte bu cennet vatanın güzel insanları olacağız. O bakımdan, evet, ‘Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz’ demek, teğmenlerimize yakışır. Demeye devam etsinler kardeşim.”
“HACI BEKTAŞ-I VELİ'NİN İSMİNİ DUYUNCA BENİM İÇİN ÜRPERİYOR”
“Zile'de yaptığımız bu tesis ve sosyal tesisi, eminim ki içini ve çevresindeki aktiviteleriyle, çok güzel etkinlikleriyle Şükrü başkanımız burayı sizlerle birlikte cıvıl cıvıl yapacak. Ve ismi de çok güzel. Hacı Bektaş-ı Veli'nin ismini taşıyor. Bu toprakların vicdanı olan, milletini, ruhunu hissettiren Hacı Bektaş-ı Veli'nin ismini duyunca, benim için ürperiyor. Diyorum ki, Yaradan'ıma sığınıyorum, ‘Beni bu toprakların erenlerine, aydın insanlarına, düşünürlerine mahcup etme. Beni Hacı Bektaş-ı Veli'ye, Mevlana'ya, Yunus Emre'ye, son yüzyılın en büyük aydınlatan insanı Mustafa Kemal Atatürk'e mahcup etme’ diyorum. İşte rehberlerimizin ışığında, bu yolda yürüyeceğiz. Ama çok çalışacağız. Siyaset üstü bakacağız. Siyasetin dışında, bu memleketin çocuğunu, gencini geleceğe hazırlayacağız. Benim bu şehrimin evlatlarının, bu şehrin bebelerinin, çocuklarının, gençlerinin dünyanın hiçbir yerindeki insanlardan aşağı kalır yanı var mı? Benim gencime fırsat verilince, dünyanın en başarılı bilim insanı olabilir mi? En başarılı teknik insanı olabilir mi? Doktoru, mühendisi olabilir mi? Sporcusu, sanatçısı olabilir mi? İşte biz, onlara hakkını vereceğiz. Çocukların hakkını çocuklara vereceğiz. Gençlerin hakkını gençlere vereceğiz. Bir avuç insanı değil, bu memleketin evlatlarını mutlu etmek için, hep birlikte milletin iktidarına yürüyeceğiz.”
GÜNAYDIN: “İMAMOĞLU'NUN YOLUNU KUMPASLARLA KESMEYE ÇALIŞANLAR, GELSİNLER BİR ZİLE'Yİ GÖRSÜNLER”
Kendisi de Zileli olan TBMM CHP Grup Başkanvekili Günaydın ise, kurdele kesimi öncesinde yaptığı konuşmada, şu ifadeleri kullandı:
“Çok sevgili Zileli hemşerilerim; keşke buradan kendinizi görebilseniz. O kadar güzel görünüyorsunuz ki. Hepinizi saygıyla, dostlukla selamlıyorum. Bugün gerçekten Tokat'ımız ve Zile’miz tarihi günlerinden birini yaşıyor. Çok sayıda misafirimiz var İstanbul'dan, Ordu'dan, Samsun'dan, Kırşehir'den, Amasya'dan, Türkiye'nin dört bir tarafından gelen arkadaşlarımız var. Herkese burada ev sahipliği yapmaktan onur duyuyorum. Ama özellikle söylemek istediğim bir şey var. Bu memlekette öfkeyi büyütmek kolay, asıl olan sevgiyi büyütmek. Mazeret üretmek kolay, asıl olan iş üretmek. İşte bu çerçevede sevgili Ekrem Başkanımızı, onun bütün çalışma arkadaşlarını, KİPTAŞ ekibini, bu güzel tesisi Zile'ye kazandırdığı için gönülden kutluyorum. Bu tesisten yararlanacak bütün hemşehrilerime hayırlı olsun diyorum. Bir de şunu söylüyorum: Ekrem İmamoğlu'nun yolunu kumpaslarla kesmeye çalışanlar, gelsinler bir Zile'yi görsünler.”
World Media Group (WMG) Haber Servisi