Verimlilik ve İş-Yaşam Dengesi İçin Küresel Örnekler
Verimlilik ve iş-yaşam dengesi, modern iş dünyasında giderek daha fazla önem kazanırken bu kapsamda, çalışma saatlerinin azaltılması ve esnek çalışma modellerinin uygulanması, global ölçekte birçok ülkede başarıyla hayata geçirilmiş durumda. Özellikle Avrupa ve Kuzey Avrupa ülkeleri, bu konuda dikkat çeken örnekler sunuyor. Fransa’da haftalık çalışma süresi 35 saat olarak belirlenmişken, Almanya, Hollanda, Norveç gibi ülkelerde bu süre genellikle 35-40 saat arasında değişiyor. Bu ülkelerde çalışanlar, daha kısa çalışma süreleri sayesinde daha yüksek verimlilik elde edebiliyor ve iş-yaşam dengesini daha iyi koruyabiliyorlar. İsveç’te ise altı saatlik iş günü uygulamaları yaygınlaşırken, bu modelin çalışan motivasyonunu artırdığı ve iş performansına olumlu yansıdığı gözlemleniyor. Türkiye’de yapılması planlanan bu düzenlemeler, küresel trendler doğrultusunda ülkemizin çalışma koşullarını iyileştirme yolunda atılmış önemli bir adım olabilir.
Jilda Bal: "Uzun Mesailer Verimlilik Getirmez"
Gilda&Partners İK Danışmanlık firmasının kurucusu Jilda Bal, Türkiye’deki çalışma kültürüne değinerek, "İş-yaşam dengesi kaçtığı için bu yollara gidiliyor. Ülkemizde mesaiye meyilli bir çalışma kültürü var, ancak bu her zaman verimlilik anlamına gelmiyor" dedi. Bal, çalışanlara doğru hedefler verildiğinde, haftalık 40 saatin pek çok iş kolu için yeterli olacağını vurguladı. "Uzun saatler boyunca çalışmak, genellikle verimsizliğe yol açıyor. Bunun yerine, çalışanlara net ve ölçülebilir hedefler koyarak, daha kısa çalışma saatleriyle daha verimli sonuçlar elde etmek mümkün. Bu değişiklikler, iş dünyasında verimlilik ve memnuniyet açısından büyük bir dönüşüm sağlayabilir" ifadelerini kullanan Bal, çalışma saatlerinde yapılacak düzenlemelerin hem çalışanların hem de işverenlerin faydasına olacağını belirtti.
World Media Group (WMG) Haber Servisi