
KPMG tarafından yayımlanan "Yapay Zekânın İkili Vaadi" raporu, yapay zekânın artan enerji tüketimi endişelerine karşın iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir fırsat sunduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre yapay zekâ, 2030 yılına kadar Japonya'nın tükettiğinden daha fazla elektriğe ihtiyaç duyacak olsa da küresel karbon emisyonlarını 5 milyar tona kadar azaltma potansiyeli de taşıyor.
Yapay zekâ, tarihteki tüm teknolojilerden daha hızlı bir şekilde ilerliyor. Sadece birkaç yıl gibi kısa bir sürede, deneme aşamasından çıkarak küresel verimlilik ve inovasyonun itici gücüne dönüştü. Ancak bu hızlı gelişim, yeni bir tartışmayı da gündeme getirdi: Yapay zekâ, ilerlemeyi hızlandırırken aynı zamanda temiz enerji dönüşümünü de destekleyebilir mi, yoksa iklim hedeflerine ulaşmayı zorlaştırabilir mi? KPMG tarafından gerçekleştirilen ve küresel çapta 1.200'den fazla enerji ve teknoloji liderinin görüşlerini içeren kapsamlı araştırma da yapay zekânın (AI) artan enerji tüketimine dair endişelere yeni bir bakış açısı getiriyor. "Yapay Zekânın İkili Vaadi" raporu, yapay zekânın yalnızca temiz enerji dönüşümünü hızlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda iklim konusunda da somut ilerlemelere katkı sunduğunu da ortaya koyuyor.
Raporda yer alan bilgilere göre 2030 yılına gelindiğinde, yapay zekânın elektrik tüketimi Japonya'nınkini[1] aşacak olsa da 3 ila 5 milyar ton arasında[2] karbon salınımını ortadan kaldıracak. Bu durum, yapay zekânın aslında insanlık için iklim alanında büyük fırsatlar sunduğunu gösteriyor. Nitekim araştırmada yapay zekânın enerji sektöründeki etkisinin giderek arttığını gösteren rakamlara da yer veriliyor. Verilere göre enerji üreticilerinin yüzde 92'si, önümüzdeki üç yıl içinde yüzde 10'dan fazla büyüme beklerken yüzde 97'si, yapay zekâyı net sıfır hedeflerine yönelik ilerlemeyi hızlandıran net bir pozitif unsur olarak tanımlıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 87'si de yapay zekânın net sıfır hedeflerine ulaşma konusunda merkezi bir role sahip olduğunu söylüyor.
Yöneticilere göre temiz enerji, yapay zekânın enerji taleplerini karşılayabilir
Raporda veri merkezlerinin, yapay zekâya bağlı enerji kullanımının yüzde 8'den yüzde 36'ya çıkacağı öngörülürken şirketlerin sadece yüzde 30'unun, kısa vadede yapay zekânın kendi enerji verimliliğini artırmaya öncelik verdiğine dikkat çekiliyor. Yöneticilerin yüzde 96'sı ise temiz enerjinin yapay zekânın enerji taleplerini karşılayabileceğine inanıyor. Ancak katılımcıların yüzde 33'ü, şebeke altyapısındaki sınırlamaları en büyük engellerden biri olarak görüyor. Katılımcıların yüzde 45'i, enerji ihtiyaçlarını ağırlıklı olarak yerinde üretim yoluyla karşılamayı planlıyor.
Yenilenebilir enerji kullanımı daha da artacak
Kuruluşlar, önümüzdeki üç yıl içinde yüksek yenilenebilir enerji kullanımının (yüzde 75–100 arası) yüzde 8'den yüzde 30'a, yani 4 katına çıkacağını öngörüyor. Buna karşın kurumların sadece yüzde 29'u net sıfır taahhütlerini tüm değer zincirlerine genişletiyor. Ayrıca enerji tüketicilerinin yalnızca yüzde 13'ü, projeleri geciktirse bile temiz enerjinin pazarlık konusu olmaması gerektiğine inanıyor.
Yapay zekâ ile iklim dostu dönüşüm dört başlıkta ele alınıyor
Raporda, yapay zekânın hem iklim dostu dönüşümü mümkün kılan hem de enerji dönüşümünü hızlandıran bir araç olarak; emisyonların azaltılmasını, enerji verimliliği ve dayanıklılığın artırılmasını ve temiz enerjiye olan talebin teşvik edilmesini nasıl sağladığı da ele alınıyor. Raporda şu dört ana başlık öne çıkıyor:
“Yapay zekânın enerji tüketimini fazlasıyla telafi edebilecek potansiyeli var”
Araştırmayla ilgili açıklama yapan KPMG Türkiye Enerji Sektörü Lideri Hakan Demirelli, “Yapay zekâ, iş süreçlerinde devrim yaratıyor; enerji sektörü yöneticilerinin operasyonları daha önce mümkün olmayan seviyede optimize etmelerine olanak tanıyor; teknoloji liderlerini iş modellerini yeniden kurgulamaya itiyor ve bilim insanlarının araştırmalarını benzeri görülmemiş bir hızda ilerletmelerini sağlıyor. Bu değişimin en etkileyici yanı, yapay zekânın iklim ve enerji sektörünün tamamında derin bir etki yaratması diyebilirim. Elbette, yapay zekâ önemli ölçüde enerjiye ihtiyaç duyuyor ancak bu teknolojinin; sistemleri optimize etme, verimlilik artışı sağlama ve inovasyon yapma yeteneği, enerji tüketimini fazlasıyla telafi edecek potansiyeller barındırıyor. Hızlı ve kararlı hareket eden kurumlar için çok büyük fırsatlar söz konusu. Stratejik enerji ortaklıkları kuran, altyapıya yatırım yapan ve geleceğe yönelik iddialı taahhütlerde bulunan şirketler, önümüzdeki on yıllara damga vuracak liderler arasına katılacaklar. Bu raporumuz da fırsatlar sunana bu dönemi, sürdürülebilir bir rekabet avantajına dönüştürmeleri için sektör liderlerine yol haritası sunuyor.” dedi.
World Media Group (WMG) Haber Servisi
Teknoloji
Teknoloji
Teknoloji