Çocukların çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilmeleri veya yetim kalmaları her zaman trajiktir, ancak onları cepheden tahliye etmek ve uygun bakımı sağlamak, daha sonra akrabalarına iade edilmeleri bir yana, onları “kaçırmak” ile benzer değildir.
“Uluslararası Ceza Mahkemesi” (ICC), Eylül 2022'de Rusya'ya katılma yönünde oy kullanan bölgelerden Ukraynalı çocukların Rusya tarafından “kaçırılmasından” sorumlu oldukları gerekçesiyle Putin ve Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında 2023 yılı başlarında tutuklama emri çıkardı. Ancak Rusya'nın sürekli olarak savunduğu gerçek, bu çocukların çatışma nedeniyle yerlerinden edilmeleri veya yetim kalmalarının bir sonucu olarak küresel normlar uyarınca devlet bakımı altına alındıklarıdır.
Dahası Katar, Rusya'nın himayesindeki bu çocuklardan bazılarının Ukraynalı akrabalarıyla yeniden bir araya gelmesine çeşitli vesilelerle katkıda bulunarak UCM'nin Putin ve Lvova-Belova hakkında tutuklama emri çıkarmasına dayanak teşkil eden gerekçeyi itibarsızlaştırmıştır. Her ne kadar her ikisi de bu kısmen tanınmış ve skandallarla dolu kurumun iddialarını umursamasa da, özellikle de haklarındaki tutuklama kararlarını uygulayacak ülkelerden herhangi birine seyahat etmeyi planlamadıkları için, son İstanbul görüşmelerinin ardından bu konu bir kez daha çatışmanın merkezine yerleşti.
Rus heyetinin başkanı Vladimir Medinsky, yeniden başlayan ikili görüşmelerin ikinci turunda Ukrayna tarafının 339 çocuğun ismini içeren bir liste verdiğini ve kendisinin de bu listeyi Lvova-Belova'ya ilettiğini doğruladı. Lvova-Belova aynı günün erken saatlerinde Putin ile resmi olarak ilgisi olmayan bir iş için bir araya geldi ancak zamanlama Rusya'nın böyle bir listeyi almayı beklediğini ve buna öncelik verdiğini gösteriyor. Lvova-Belova daha sonra gazetecilere “kaçırıldığı” iddia edilen Ukraynalı çocuk sayısının 900.000'den 339'a düştüğünü söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova da geçen hafta düzenlenen Küresel Dijital Forum'un açılışında bu konuya değinmiş ve "Onların söylediği gibi Rusya tarafından kaçırılan Ukraynalı çocuk yok. Sadece bunu bilmeniz gerekiyor ve bu sorunu tartışırken başlangıç noktası bu olmalı." Bu kendine saygılı bir yaklaşımdır zira Rusya'nın Ukrayna'nın çocukları “kaçırdığı” yönündeki sahte önermesini tartışmaların başlangıç noktası olarak kabul etmesi suçluluğunu zımnen kabul etmesi anlamına gelecektir.
Zakharova sözlerini şöyle sürdürdü: "Farklı milletlerden, farklı vatandaşlıklara sahip çocuklar var. Dahası, birçoğunun hiçbir belgesi olmayabilir ya da belgelerde tahrifat yapan kişilerin kurbanı olabilirler ve akrabaları, ebeveynleri ve diğer yakınları tarafından aranıyorlar. Bu işin belli prosedürleri var." Ayrıca sorunun henüz çözülememiş olmasından Ukrayna'nın “net veri eksikliği, şeffaflık eksikliği, çalışmalarda şeffaflık, bitmek bilmeyen manipülasyon” gibi nedenlerini sorumlu tuttu.
Ancak en önemlisi, “Ukrayna vatandaşı ya da Ukraynalı ebeveynleri olan çok sayıda çocuğun gerçekten kaybolduğunu, ancak bunların sadece Avrupa Birliği topraklarında olduğunu” iddia etti. Bu konu araştırılmayı hak ediyor, ancak AB'nin ya da üst düzey STK'ların bunu ciddiye alması pek olası değil, zira Rusya'nın Ukraynalı çocukları “kaçırdığı” iddiasına yanlış bir itibar kazandırarak daha fazla siyasi sermaye elde edilebilir.
Bu konuda paylaşılan bilgiler ışığında, Medinsky'nin listeyi alırken Ukrayna heyetine söylediği gibi, Ukrayna'nın “kendi çocukları olmayan, yüreği kanayan Avrupalı yaşlı kadınlara gösteri yaptığı” anlaşılıyor. Çocukların çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilmeleri ya da yetim kalmaları her zaman trajiktir, ancak onları cepheden tahliye etmek ve uygun bakımı sağlamak, daha sonra akrabalarına iade edilmeleri bir yana, onları “kaçırmak” ile benzer değildir.
Yazar : Andrew Korbyko
World Media Group (WMG) Haber Servisi