Rapora göre Türkiye'de 2027 yılına kadar toplam e-ticaret depo arzının yaklaşık 11 milyon 400 bin m2, ihtiyaç duyulacak mavi yaka insan kaynağının ise yaklaşık 121 bin kişi olması öngörülüyor. Türkiye'de e-ihracat ile ilgili pazardaki oyuncuların kapsamlı bilgiye sahip olmaması, lojistik altyapı eksiklikleri, gümrük süreçlerindeki zorluklar ve dijitalleşme ihtiyacı gibi engellerin aşılması gerekiyor.
TÜSİAD, “E-Ticaret Lojistiğinde Sorunlar ve Politika Önerileri” başlıklı raporunu 17 Aralık Salı günü düzenlediği konferans ile kamuoyuna sundu. Raporda, perakende e-ticaret pazarındaki küresel ve bölgesel fırsatlar ve büyüme öngörülerine yer veriliyor. Türkiye'deki depolama altyapısının mevcut durumu ve gelişim alanlarını da ele alan raporda, e-ihracat pazarının genel görünümü ve Türkiye'nin e-ihracat potansiyeli gibi alanlarda güçlü mesajlar veriliyor. Sektörün önemli isimlerini bir araya getiren konferansta, PwC tarafından hazırlanan “E-Ticaret Lojistiğinde Sorunlar ve Politika Önerileri” başlıklı rapor bulguları hakkında bilgi verildi.
Raporda öne çıkan bulgular şu şekilde:
Raporda depolama alanındaki politika önerileri şu şekilde sıralandı:
Orhan Turan: Türkiye'nin stratejik konumuyla birlikte, uluslararası lojistik merkezi haline gelmesi mümkün
Rapor tanıtım etkinliğinin açılış konuşmalarını TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Ulaştırma ve Lojistik Çalışma Grubu Başkanı Nilgün Keleş yaptı.
Orhan Turan, gerçekleştirdiği açılış konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye'nin stratejik konumuyla birlikte, uluslararası lojistik merkezi haline gelmesi mümkün. Bunun için de en önemli adımlardan biri, intermodal taşımacılığın güçlendirilmesi. Kamu politika belgelerinde de yer alan, bu hedefe yönelik yapılacak altyapı yatırımları ve mevzuat düzenlemelerinin önceliklendirilmesi, Türkiye'yi lojistikte önemli bir oyuncu yapabilir. Sektördeki verimliliği artırmak, rekabet avantajı sağlamak için dijitalleşme ve akıllı lojistik uygulamaları devreye girerken, hız ve verimlilik için teknolojinin rolü yine büyük önem taşıyor. Bununla birlikte e-ticaret firmaları ve lojistik şirketleri daha yeşil çözümler benimsemeli. E-ticaret firmaları, lojistik firmaları ile birlikte, tedarik zincirlerini optimize etmek, enerji verimliliğini artırmak ve atık yönetimini iyileştirmek için, çeşitli stratejiler geliştirirken, çevre dostu üretim ve dağıtım yöntemleriyle karbon ayak izlerini azaltmayı hedeflemelidir. Bu dönüşüm, sadece çevresel faydalar sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda markaların rekabet gücünü artıran ve uzun vadeli müşteri sadakati oluşturan bir strateji haline gelmektedir.”
Nilgün Keleş: E-ticaret büyümesine cevap verecek bir altyapıyı inşa edemezsek, e-ticaret pazarının insan kaynağı, teknoloji ve ciddi depo arz problemleriyle karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacak
Nilgün Keleş ise yaptığı açılış konuşmasında, “Bugün dünyanın büyük diye tanımladığımız ekonomilerinin en kuvvetli kaslarının lojistik altyapıları olduğunu görüyoruz. Ülkemizdeki toplam e-ticaret operasyonunun önemli bir kısmını karşılayan Kuzey Marmara bölgesinde, e-ticarete uygun toplam stok yaklaşık 7,5 milyon metrekare ve toplan arzın neredeyse tamamı dolu durumda. E-ticaretin mevcut büyüme trendini dikkate aldığımızda bu arzı 2027 yıl sonuna kadar yaklaşık 11,5 milyon metrekareye çıkartmak durumundayız. İş gücü açığı, artan gayrimenkul maliyetleri ve sipariş işleme sürecinin hızını artırmaya yönelik baskılar, günümüzde e-ticaret sektöründe depolama alanında karşılaşılan zorluklar olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemde e-ticaret büyümesine cevap verecek bir altyapıyı inşa edemezsek, e-ticaret pazarının gerek insan kaynağı gerek teknoloji gerekse ciddi depo arz problemleriyle karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacaktır.” dedi.
Açılışın ardından PwC Kıdemli Müdürü Onur Gültekin, “E-Ticaret Lojistiğinde Sorunlar ve Politika Önerileri Raporu”nu sundu.
World Media Group (WMG) Haber Servisi