Trump'ın Rusya Konusundaki “Büyük Açıklaması”

Trump'ın tehdit ettiği ikincil yaptırımlar, ABD'nin kendi çıkarlarına zarar vererek büyük ölçüde geri tepebilir.

Trump'ın daha önce abarttığı Rusya'ya yönelik “büyük açıklama”, ABD'nin Ukrayna Çatışmasına müdahalesini radikal bir şekilde tırmandırmak ile bu çatışmadan çekilmek arasında beceriksiz bir girişim olarak ortaya çıktı. Trump'ın yeni üç uçlu yaklaşımı şunları içeriyor 1) Ukrayna'ya 17 Patriot füze sisteminin hızla gönderilmesi; 2) NATO ülkelerine daha fazla silah satışı yapılması ve bunların da Ukrayna'ya aktarılması; ve 3) 50 gün içinde bir barış anlaşmasına varılmaması halinde Rusya'nın ticari ortaklarına %100'e varan ikincil yaptırımlar uygulanması.

Bahsedildikleri sıraya göre, ilgili her bir hamle şu amaçlara yöneliktir: 1) Rusya'nın sahadaki sürekli kazanımlarının hızını kesmek için Ukrayna'nın hava savunmasını güçlendirmek; 2) Ukrayna'nın kaybettiği toprakların bir kısmını yeniden ele geçirmesine yardımcı olmak; ve 3) Çin ve Hindistan'ı Rusya'ya ateşkes için baskı yapmaya zorlamak. İlk iki hedef kendi kendini açıklıyor, ikincisi Ukrayna'nın 2023 yazındaki çok daha ağır silahlı karşı saldırısının başarısızlığı göz önüne alındığında gerçekçi değil, üçüncüsü ise biraz detay gerektiriyor.

Çin ve Hindistan'ın büyük ölçekli indirimli Rus petrolü ithalatı, rubleyi ve dolayısıyla genel olarak Rusya ekonomisini istikrara kavuşturmaya yardımcı olarak Batı'nın yaptırım baskısına karşı önemli bir sübap görevi gördü. Bu ithalat kendi ekonomilerine de yardımcı olsa da, Trump %100 ikincil yaptırım tehdidinden kaçınmak için en azından bu ithalatı azaltacaklarına dair bahse giriyor. Ukrayna'yı silahlandırdıkları bahanesiyle Rus kaynaklarını satın alan Avrupalılar ve Türkler için de bir istisna yapabilir.

Trump, Rusya'nın en büyük iki enerji ithalatçısına odaklanarak Kremlin'in bu satışlardan elde ettiği bütçe gelirini büyük ölçüde azaltmaya çalışırken, BRICS ve ŞİÖ'nün RIC çekirdeği içinde daha fazla bölünme tohumları ekmeye çalışıyor ve en azından Çin veya Hindistan'ın en azından kısmen uyacağını umuyor. Son teslim tarihinden önce, Putin'le yıllardır yakın dost olan bu ülkelerin liderlerinin, Batı'nın istediği ateşkes için ona baskı yapmaya çalışacaklarını öngörüyor, ancak başarılı olup olmayacakları bilinmiyor.

Her halükarda, bu iki ülkeden birinin Rusya ile ticareti durdurma talebine uymaması ya da birinin veya her ikisinin de bunu kısmen yapması halinde Trump kendisini tamamen kendi yarattığı bir ikilemde bulacaktır. Ya tüm ithalatlarına %100 ikincil yaptırım uygulama tehdidini ertelemek, seviyesini düşürmek ya da ölçeği sadece Rusya ile ticaret yapmaya devam eden şirketlerine uygulanacak şekilde azaltmak zorunda kalacak, aksi takdirde ciddi bir geri tepme yaşanabilir, özellikle de tam olarak uymayan taraf Çin olursa.

Mayıs ayı başında Çin ile yaptığı ve ilişkilerin “tamamen sıfırlanması” olarak tanımladığı ön ticaret anlaşması çökebilir ve dolayısıyla Amerikalılar için fiyatlar genel olarak artabilir. Hindistan'a gelince, devam etmekte olan ticaret görüşmeleri de çökebilir ve bu da Pazartesi günü en üst düzey diplomatı tarafından varlığı ihtiyatlı bir şekilde teyit edilen Çin-Hindistan yakınlaşmasının ilerletilmesi için bir fırsat yaratabilir. Bırakın ikisinin birden aynı anda gerçekleşmesini, her bir geri tepme vakası Amerikan çıkarları için çok zararlı olabilir.

Dolayısıyla Trump'ın iğneyle kuyu kazma girişimi sadece beceriksizce değil, aynı zamanda büyük ölçüde geri tepebilir ve bu da neden bunu yapmayı kabul ettiği sorusunu gündeme getirebilir. Görünüşe göre Putin'in kaynak merkezli bir stratejik ortaklık karşılığında çatışmanın güvenlikle ilgili temel nedenlerini çözmeyen bir ateşkesi kabul edeceğini düşünerek yanıltıldı. Putin reddedince Trump bunu kişisel algıladı ve Putin'in kendisiyle oynadığını düşündü, bu da Trump'ın danışmanlarını manipüle etmesine yol açtı.

Yazan : Andrew Korybko

Gazeteci / Politik Analist

Ücretli sürüme yükseltin    Arkadaşlarını davet et