Sunak’tan İngiltere Ordusuna 5 Milyar Sterlin

İngiltere'nin güncellenmiş savunma ve dış politika stratejisi, silahlanma için 5 milyar sterlin daha öngörüyor ve Londra'nın önceliğinin Rusya ve Çin ile çatışma olduğunun bir göstergesi. İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, iki yıl boyunca orduya bu önemli ödenek sözü vermesine rağmen, rakamın GSYİH'nın yüzde 3'ünü savunmaya harcama taleplerini karşılamadığı için İngiliz muhafazakarlarını yatıştırması pek olası değil.

Savunma Bakanı Ben Wallace daha büyük bir askeri bütçe istedi, ancak yetkililerin anlaşmadan “memnun oldukları” bildirildi. Kapalı kapılar ardında durum böyle değildir.  5 Milyar sterlinin çoğu, Ukrayna'ya verilen mühimmat stoklarını yenilemek ve Avustralya için nükleer enerjili denizaltılar geliştirmek için AUKUS projesi üzerinde çalışmak için kullanılacak. Aslında, Londra'nın güncellenmiş savunma ve dış politika stratejisinin temel önceliği, Anglo hegemonyasına yönelik başlıca jeopolitik tehditlere (Rusya ve Çin) karşı çıkmaktır.

13 Mart'ta San Diego'dan konuşan Sunak, "Dünyanın daha değişken hale geldiği, güvenliğimize yönelik tehditlerin arttığı açık. İşte bu yüzden önümüzdeki iki yıl içinde silahlı kuvvetlerimize 5 milyar sterlin daha fazla yatırım yapıyoruz ve savunma harcamalarımızı GSYİH'nın yüzde 2,5'una çıkarıyoruz, böylece savunma ve ülkemizi güvende tutma konusunda dünya lideri olmaya devam edebiliriz” dedi.

Elbette bu, Afganistan ve Ukrayna'daki bariz başarısızlıkları ve ne Rusya ne de Çin'in İngiltere için tehdit oluşturmadığı gerçeğini göz ardı ediyor. Aslında, Irak ve Afganistan'ın işgalinden, tehdidin İngiltere olduğu açıktır.

Russophobia, ingiliz siyasi ve medya kuruluşuna rehberlik ediyor ve böylece 200 yıldan fazla bir süredir ingiliz kamuoyunu şekillendiriyor. Bu nedenle, Rusya'nın özel askeri operasyonu bağlamında, güncellenen strateji tırmanma açısından yeni bir şey ifade etmiyor. Aksine, yalnızca İngiliz kuruluşunun Rus Düşmanlığını sürekli olarak gösterdiğini açıklıyor.

Mühimmat ve atom silahlarının alımı, Sunak hükümetinin Boris Johnson ve ondan öncekilerin başlattıklarına devam ettiğini gösteriyor. Yine de anlatılan, Birleşik Krallık'ın şu ana kadar 21. yüzyılın en büyük ekonomik felaketini yaşadığı gibi, kısmen Ukrayna'ya verilen stokları yenilemek için orduya 5 milyar sterlinlik bir destek tahsis edildiğidir.

Son rakamlara göre (2020/21), Birleşik Krallık'taki her beş kişiden biri (yüzde 20) yoksulluk içindeydi veya 13,4 milyon kişiydi. Bunların 7,9 milyonu çalışma çağındaki yetişkinler, 3,9 milyonu çocuk ve 1,7 milyonu emekliydi. Bu nedenle, Birleşik Krallık'taki dört çocuktan biri yoksulluk içinde yaşıyor yüzde 27). Bununla birlikte, Birleşik Krallık'taki yoksulluğu çözmek için çalışan bağımsız bir sosyal değişim örgütü olan Joseph Rowntree Vakfı'nın Ocak 2023'te yayınladığı bir raporda, “2020/21'i kapsayan en son resmi verilerden bu yana yaşam standartlarının düşmesi muhtemel.”

Rapor, Ukrayna'daki savaşı ve Brexit'in devam eden etkilerini zorluklara örnek olarak göstererek, ”Son resmi yoksulluk verilerinden bu yana pandeminin toplum üzerindeki doğrudan etkisi azaldı, ancak getirdiği bazı değişiklikler uzun ömürlü olacak" dedi.

Rapor, İngiliz ailelerin en yoksul beşte birinde, JRF'nin Ekim 2022'deki yaşam maliyeti izleyicisinin, on düşük gelirli haneden yaklaşık altısının beklenmedik bir masrafı karşılayamadığını, yarısından fazlasının gecikmiş olduğunu, yaklaşık dörtte birinin temel faturaları ödemek için kredi kullandığını ve yediden fazlasının on ailede temel ihtiyaçlar olmadan gidiyor.

Bununla birlikte, yüzyıllarca süren telkinler nedeniyle, İngiliz halkından, şu anda yüzde 11 civarında zirve yapacağı tahmin edilen ve kırk yılın en yüksek oranı olacağı tahmin edilen bir enflasyonla uğraşmak yerine Ukrayna'ya gönderilen askeri stokları yenilemek için 5 milyar sterlin kullanıldığına dair çok az olumsuz düşünce var.   

Rusya, Londra'nın ana rakibi olmasına rağmen, Çin hızla ikinci sırada yer alıyor. İngiltere ve ABD'nin yalnızca birbirlerinin ana siyasi ve askeri müttefiki değil, aynı zamanda AUKUS gibi Çin karşıtı oluşumlarda birlikte oldukları düşünüldüğünde bu giderek daha belirgin hale geliyor.

Bu nedenle, yenilenen stratejinin ikinci bölümünün Avustralya'yı silahlandırması ve böylece Güney Pasifik'te bir İngiliz kalesi haline gelmesi şaşırtıcı olmamalıdır. Bunların hepsi, özellikle Tayvan ile ilgili durumun mevcut yörüngenin askeri çatışmaya doğru olduğunu doğruladığı göz önüne alındığında, Çin ile yeni bir büyük hesaplaşmaya zemin hazırlama hazırlıklarının bir parçası.

Her iki durumda da, 5 milyar sterlin bütçe kısıtlamaları nedeniyle İngiliz şahinlerinin istediği kadar olmasa da, yine de İngiltere'nin Rusya'ya karşı çıkmaya ve Çin ile gelecekteki düşmanlıkları ilerletmeye kararlı olduğunu simgeliyor.

Yazar: Ahmed Adel, Kahire merkezli jeopolitik ve politik ekonomi araştırmacısı