Türkiye, dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinde yer alıyor. 17 Ağustos ve 6 Şubat gibi tarihte birçok büyük depreme şahitlik etmiş ülkemizde bu gerçeği değiştirmek mümkün olmasa da depremle yaşamayı öğrenmek ve buna uygun güvenli kentler inşa etmek gerekiyor. Güvenli kentlerin yolu sağlam binalardan, sağlam binaların yolu ise sadece sağlam temellerden değil, dayanıklı yalıtım sistemlerinden geçiyor.
1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla, depremlere karşı dayanıklı olmak için gerekli olan su yalıtımı uygulamalarının önemine dikkat çekecek açıklamalarda bulunan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, “Türkiye bir deprem ülkesi. Bu zamana kadar yaşadığımız depremlerden sonra şahit olduğumuz acı manzaralar bize gösterdi ki binalarda uygulanan taşıyıcı sistemler, yüksek beton dayanımı gibi teknik çözümler kadar yalıtım ürünlerinin de sağlamlığı ve doğru uygulanması çok kritik bir konu. Bina sağlamlığı ve su yalıtımı arasında doğrudan bir ilişki bulunuyor.
Eğer bir binada su yalıtımı yoksa ya da standartlara uygun bir şekilde yapılmadıysa binanın demir donatılarının taşıma kapasitesi 10 yılda yüzde 66 oranında azalıyorken deniz kenarlarında yüzde 70'e kadar çıkıyor. Bu çok ciddi bir oran ve maalesef örneklerini yıkılan binalarda görüyoruz. Kolon içinde demir kalmaması da sadece bina hasarına değil, can kayıplarına yol açıyor. Dolayısıyla su yalıtımı alanındaki bilinci mutlaka artırmalıyız. ODE Yalıtım olarak, su yalıtım alanında pazarın değişen ihtiyaçları ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda AR-GE ekibimizin çalışmalarıyla yeni nesil ürünler üretmeye ve sektörün liderliğini yapmaya devam ediyoruz”
“Binanın depreme karşı dayanıklılığında su yalıtımının önemini bilmiyoruz”
Deprem ve su yalıtımı arasındaki ilişkinin en önemli gündem maddeleri olduğunu ve bu konudaki bilinci ölçümlemek ve farkındalığı artırmak için 2023 yılında “Su Yalıtımı ve Binaların Deprem Güvenliği Algı Araştırması”nı yaptıklarını belirten ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, “Araştırmamıza 26 ilden toplam bin 67 kişi katıldı. Aldığımız yanıtlar maalesef bu konuda bilinç düzeyinin çok düşük olduğunu gösterdi. Katılımcılara su yalıtımı, ev seçimindeki kriterler ve deprem başlıklarında sorular yönelttik. Katılımcıların sadece yüzde 2,2'sinin binanın depreme karşı dayanıklılığında su yalıtımının öneminin farkında olduğunu gördük. 100 katılımcıdan 45'i oturduğu binada su yalıtımı olup olmadığını bilmiyor. Katılımcıların yüzde 34,2'si binasında su yalıtımı olmadığını belirtirken, yalnızca yüzde 20,4'ü su yalıtımı bulunduğunu söylüyor. Araştırmamızdaki diğer dikkat çekici sonuçlardan biri de su yalıtımı maliyetinin yüksek olduğuna yönelik algı. Katılımcıların yüzde 63,8'i su yalıtımı maliyetinin yüksek veya çok yüksek olduğunu düşünüyor. Oysa su yalıtımı toplam bina maliyeti içinde yalnızca yüzde 1'lik bir paya sahip. Bunun yanı sıra katılımcıların ev seçerken önemsedikleri kriterler arasında ilk sırada yüzde 61,9 ile fiyat gelirken, bunu yüzde 57,9 ile deprem güvenliği, yüzde 49,1 ile dairenin bulunduğu kat, yüzde 48,4 ile binanın kat sayısı, yüzde 47,8 ile ısıtma yöntemi ve yüzde 45 ile yalıtım izliyor” dedi.
Su yalıtımı konusunda bilinç artırıcı çalışmalar yapmak zorunda olduklarını belirten Turan, “2023 yılında yayınladığımız araştırmadan çıkan sonuçların ardından bu konuda çalışmalara başladık ve konuyu öncelikle akademik boyutta el aldık. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Nil Türkeri'nin rehberliğinde, Y. Mimar Canan Baş ve Y. Mimar Sühan Artuğ'un katkılarıyla akademik referans kitabımız ‘Binalarda Su Yalıtımı'nı hazırlayarak sektörümüzle, akademilerimizle ve ülkemizdeki ilgili tüm paydaşlarla paylaştık” ifadelerini kullandı.
World Media Group (WMG) Haber Servisi