Herkesin merakla beklediği “video dizisi” 6 Haziran 2021 Pazar günü, saat 07:30’da da herkesi internetin başına kilitledi ve -Sedat Peker- videolarının dokuzuncusunu yayınlandı. Sedat Peker son videosunda; vites yükseltmiş ve Recep Tayyip Erdoğan’ın etrafındaki çemberde daha yakın olanlara kadar iddialarını genişletmişti ve Recep Tayyip Erdoğan ile “Helalleşeceğiz” söylemi ise 9. videoda daha sarsıcı iddiaların ortaya döküleceğinin işaretlerini vermişti. Ancak 14 Haziran 2021’de ABD Başkanı Joe Biden ile görüşecek olan Recep Tayyip Erdoğan’ı bu görüşme öncesinde uluslararası anlamda zor durumda bırakmamak için, Erdoğan ile ‘helalleşmeyi’ sonraki videolara bıraktığını hafta içi attığı tweetlerde söylemişti. Bu videonun başlığı ise; “Yaşadıkça ve yaşlandıkça değil, direndikçe büyürüz” idi. Peker; direneceğinin işaretlerini de tekrar vermiş oldu.
Yine aynı şekilde mekan değiştirilmişti; Zülfikar kolyesi, “Aile” adlı kitap, beyaz sayfalar, tesbih masanın üzerindeydi. Bunlara daha önce vurgu yapmıştık. Farklı olarak, bir tripodun üzerinde aşağıya doğru bakan “dürbün” ile –konuşmalarda adı geçen ve geçecek olan kişilere - sizi yukarıdan gözlüyorum ‘mesajı’ veriliyordu.
Sedat Peker; hafta içi attığı tweeterde, kendisinden 10 bin dolar maaş alan AKP’li siyasetçiyi açıklayacağını söylemiş ve Habertürk programcısı Veyis Ateş hakkında da önemli açıklamalar yapacağının işaretlerini vermişti. Sedat Peker; Yıldırım Demirören ile ilgili de önemli iddialarda bulundu.
Akit / Aydınlık ile ilgili de açıklamalar yapacağını belirten Peker; Akit’in ve Aydınlık’ın kendisi hakkına yaptığı “ajan” suçlamalarını reddetti. Kendisinin bu videoları yayınlama sebebi olarak; ailesine düşkünlük ve vatan sevgisi olduğunu söyledi. “bana tüm suçlamaları yapabilirsiniz ancak ‘ajan’ diyemezsiniz” diyen Peker. Akit ve Aydınlık çevrelerinin aynı çizgide buluştuğunu söyledi. Söylediklerini daha önce kendisini “ajan” olarak suçlayan Recep Tayyip Erdoğan için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
İddialar Her Zamanki Gibi Deprem Etkisinde
Onbin dolar alan vekil olmadığını; ancak daha fazla meblağlar döndüğünü de belirten Peker bu güne kadar tahmin ettiğimiz isimlerden birisi olan AKP’li siyasetçi Metin Külünk’ün burada adını geçiriyordu. Metin Külünk bana geldi. “Benim yeğenim Ömer Külünk’ün elinden tefeciler bir tapuyu almışlar – o gün 300 bin TL dolar kuru üzerinden bu gün için 1.5 milyon Türk lirası tutarında bir para- sen bir konuş” dedi. Metin abi ben kendimi unutturmaya çalışıyorum. Adımı tahsilatçıya çıkarma ben vereyim bu parayı dedim. Sonra 300 bin lirayı verdim tapuyu aldık. Onun Almanya’da dernekleri var. İstediği zaman oraya da para gönderdim. Başka milletvekillerine de 100 – 150 bin araçlarına çanta koyduk”
Sedat Peker; konuşması içerisinde Filistin meselesinde de, A Haber ve diğer yandaş tv’lerin Recep Tayyip Erdoğan’ı “ümmet lideri” gibi gösterdiği haberlerin asılsız olduğunu söylüyor. “Sağcı iktidarlar ne zaman; “vatan millet din” yaygarası yapıyorsa bilin arkada başka film dönüyordur” diyor. Peker; arapların, balkanlardaki ve uzak doğudaki müslümanların da bu gün ülkeyi yönetenlere kırgın olduğunu belirtiyor. Sedat Peker: “bir tek Azerbaycan kaldı. Oradaki ihaleler ‘beşli çete’ elinde, piyango işini de Demirören aldı. Azerbaycanlılar biz sizi kardeş biliyorduk. Siz geldiniz bizi eziyorsunuz diyorlar.”
Demirören’e Pamukören diyerek hitap eden Sedat Peker; kendi baskınları sonrası Aydın Doğan’ın korktuğunu ve Doğan Medya (CNN, Kanal D, Hürriyet) gibi yayınların 750 milyon dolara el değiştirdiğini belirtiyor.
"Aslında bir tanesi o kadar para ederdi" diyen Peker : "Pamukören’e geldik, bu önemli. Hukuken bir yere oturtulabilir. Süleyman’la ilgili bölüme odaklanın. Güvendiğiniz tarafsız yazarlara, muhalefet partisinde güvenilir insanlara baskı kurun. Bizim Pamukören var ya, şimdi biz gazeteyi bastık, Aydın Doğan kargaşalardan korktu, verdi yerleri. 750 milyon dolara. Aslında bir tanesi o kadar para ederdi. Bu 750 milyon doları Ziraat Bankası verdi. Ziraat Bankası devletin, devletin kimin sizin." ifadesini kullandı.
Peker şunları kaydetti: "Siz patronsunuz, vergi veriyorsunuz ya. 750 milyon dolar aldı, hiçbirini ödemedi. Ana parayı bırak faizlerini bile ödemedi. bu sahtekâr. Siz şimdi teknik olarak gitseniz aç lan kapıyı deseniz, çıkın buradan deseniz, bizim paramız. O sene 10 milyon tane bu ülkede çiftçi var, bütün hepsine verdikleri kredi ancak o kadar. Çiftçiyi kredisini ödemeyince traktörünü haczediyorlar. Bizim Kanal D’yi haczeden duydunuz mu? Parasız mal olur mu? Faizini ödemediler. Gayrimeşru suç örgütlerinden de daha namussuzlar. Yaptıkları her iş haram hem de hile var. Bu tartışmacılar var ya bunların TV’lerine çıkan. Namussuzlar var ya, bunlara fedailik yapıyorlar. Bir iki tane sessiz muhalefet çağırıyorlar. Bir İsmail Saymaz biraz atarlı, bir iki tane daha var. Bunların hepsi, sahtekârlara prim veriyorlar, ya da akrabalarına devlette kadro veriyorlar. Sistemin içinden beslenen asalaklar. Bunların hepsi blok. Sizin kuracağınız ülkede bunların hiçbiri olmamalı." Tabii şimdi bu 750 milyon doların ödenmesi için, ülkede para yok, nasıl olsun. Bunu ödetmek için hemen baskı kurun diyorlar." Kemerburgaz’da Göktürk denen yerde Kemer Country diye bir yer var. Orada bir arsa belirlediler, bu yavrunun üzerine yapacaklar. TV filan onların değil, emanetçi. Serhat’la Berat yönetiyor. Sabah grubu da aynı. Kişiliksiz zenginlerin üzerine yapıyorlar sadece. Kemer Country’deki yeri imara açacaklar. O arsa kimin yine halkın. İmara açınca tarla olarak verecekler Süleyman’ın var ya Ankara’daki akrabası o işleri yapıyor. Hop bir imar artışı 10 milyonluk yer 1 milyarlık oluyor. Üzerine kulübe koyamadığın yere 100 katlı binalar dikiyorsun. Artık siz de alıştınız, dinliyorsunuz ya, benim anlattıklarım masal değil. Demirören aldığı parayı vermiş mi Ziraat’e sorun. Kanal D’nin, CNN Türk’ün, Hürriyet’in, Milliyet’in sahibi sizsiniz."
Hafta içi attığı tweetlerde Süleyman Soylu’ya ironik bir üslupla ‘iğne deliğinden’ Hindistan’ı göstereceğini söyleyen, Peker sözlerine yine Süleyman Soylu ile başladı: “Senin şirketin 57 kat büyümüş. Bütün devlet sigorta işleri Engin Sigortaya dönmüş. ” dedi.
Peker, yayınladığı videoda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Veyis Ateş'e ilişkin çarpıcı bir iddiayı ortaya attı. Peker, Sezgin Baran Korkmaz'ın oteline ve 45 milyon dolarına İçişleri Bakanlığı üzerinden "çöküldüğünü" söylerken, Süleyman Soylu'nun Korkmaz'a "'Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurt dışına çık. Yukarının haberi var, bu parayı da sil, sorun çıkacak" dediğini iddia etti. Peker, öte yandan Habertürk TV'den Veyis Ateş hakkında da çarpıcı bir iddiada bulundu.
Peker'in açıklamaları şu şekilde:
"5 Aralık Resul Holoğlu, Organize Suçlardan Sorumlu Emniyet Müdür yardımcısı telefon açıyor Korkmaz'a. Bu adamı arıyor, İçişleri Bakanlığı'na çağırıyor. Saat 10.30 - 12.30 çıkış. Sezgin Baran Korkmaz 45 milyon dolar bir iş adamından alacağı var. Süleyman buna 'Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurtdışına çık. Yukarının haberi var, bu parayı da sil, sorun çıkacak' diyor.
Yukarısı da Tayyip abi. Amerika'dan da büyük para gelmiş diye herkes biliyor ya. Bütün kayıtlar çıkacak. Sezgin Baran Korkmaz, 6 Aralık'ta yurtdışına gidiyor. İçişleri Bakanı, Organize Suçlar Daire Başkanı'nı telefonla arayıp, hakkında 6 aydır dosya hazırlanan adamı İçişleri Bakanlığı'na çağırıyor ve görüşüyor ve yurtdışına çıkmasını söylüyor. Bu 45 milyonu kabul etti ya Sezgin Baran, ne yapsın devlet var karşısında. Oteli de istediler. Böyle bir namussuzluk olur mu? Siz muhaliflere baskıyı kuracaksınız, 5 Aralık'ta Sezgin Baran Korkmaz İçişleri Bakanlığı'na geldi mi kamera kayıtlarını çıkarın. 6 Aralık'ta yurtdışına çıkmış mı? Sezgin Baran Korkmaz bakıyor her şey elden gidecek, dönmüyor. 28 Aralık'ta operasyon yapıyorlar. 29 Aralık da 45 milyon doların ödenme günü, haciz olacak o gün. Karısını gözaltına alıyorlar. Bu Veyis. Ben olayı toparlayayım diye arayan da bu Veyis, aranan adamın oteline gidip kalıyorsun, onbinlerce, yüzbinlerce euro hesap hiçbiriniz ödemiyorsunuz sonra adamı gasp ediyorsunuz. Mehmet Ağar'dan öğrenmiş bu taktiği.”
Sedat Peker, bahsi geçen Sezgin Baran Korkmaz’a ait otelde kalan isimleri açıkladı.
Peker, otelde Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Esat Toplu, Koruma Daire Başkanı Ekrem Güler, Veyis Ateş ve Muğla Emniyet Müdürü’nün kaldığını iddia etti. Peker, ek olarak Rasim Ozan Kütahyalı'nın ve Resul Hor'un da ismini verdi. Ateş’in, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katıldığı programda görevinin gazeteci İsmail Saymaz’ı baskılamak olduğunu kaydeden Peker, Ateş’in kendisinin sağ olduğu iddia edilen Erdal Aras’la program arasında görüştüğünü söyledi.
Peker şöyle konuştu: “Kardeşlerim ben ilk önce sizin tanıdığınız Veysi’nin tipini anlatayım. Veysi, hani böyle Kırkpınar güreşlerinde cazgırlar olur ya, bu da Süslü Süleyman’ın cazgırı. Süleyman çıkıp konuşma yapmadan önce bu Veysi çıkıp Süleyman’ı şöyle yakışıklı böyle yakışıklı diye tanıtıyor. Çok enteresan değil mi? Nereden nereye ama öyle bir yere geleceğiz ki aklınız çıkacak. Delilli, belgeli, kayıtlı ve görüntülü anlatacağım kardeşlerim.”
“O gün tartışma olurken, Erdal Aras arıyor. Erdal Aras benim eski sağ kolum. Veysi’nin kendi cep telefonundan, Erdal Aras’ın cep telefonu eşleşiyor. Orada arıyor ve ‘O da tanıyor Reisi ben de tanıyorum, lan sen de tanıyorsun neden söylemiyorsun?’ diyor. Onun çünkü işi var, onun işi İsmail Saymaz’ı durdurmak. Gazeteci ya. Bu Veysi, aynı zamanda Erdal’ın da yardımcısı. Erdal gençlikten sorumlu il ikinci başkanı bu da onun yardımcısı. Biz bu Veysi ile 6-7 saat oturduk yemek yedik. Bana dedi ki ‘Siz hiç anlatıldığı gibi değilmişsiniz, çok farklı, entelektüel ve bilgili bir insanmışsınız’ o gece geç saate kadar da oturduk.”
“Bakın bu Veysi’ye hiç gıcıklığım yoktu, normalde sarmayacaktım ama yayında gazetecileri engelledi ya, ona yürüme fırsatı verdi ya… Bitti artık şansı yok. Bugün onun işi bitti. Kayıt var Veysi. O Sağlık Bakanlığı’ndaki hikayeni anlatmayacağım şimdi. O para konusunda biriyle ters düştün ya. Onun ailesi benim sevdiğim bir aile. Şimdi seni patlatınca onu da patlatmak istemiyorum. Ulan siz ne pislik insanlarsınız lan, aşağılıksınız. Ulan bir de televizyonlara gidip, şu hırsıza operasyon yapıldı, şu gasp edildi diye konuşuyorsunuz, ulan siz ne aşağılıksınız. Allah sizin belanızı versin lan sizin. Ulan insanlar size inanıyor ve güveniyor ama siz bir ulusu manipüle ediyorsunuz. Hırsız seni. Patlatacağım şimdi.”
Sedat Peker’in bu iddialarının hukuki olarak araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkması hepimiz için önemli. Peker kendisine pislik diyenlerin bu işleri çevirdiğini ve eğer “pislik” varsa kendisinin bu pisliğin en alt kısmında olduğunu ve bu işleri çevirenlerin daha büyük pislik olduğunu da sözlerine ekliyor.
Önümüzdeki Günlerde Neler Olur?
* Bu videoda bizim sezdiğimiz en önemli olgu ise şu oldu: “Önceki videolarda AKP içindeki klik ile ilgili dolaylı olarakta Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Peker; artık “belediye taşeron” sisteminden başlayarak, rüşvet ve kirli illişkilerin “kurumsal bir sistem” içerisinde yapıldığını anlatıyordu. Bu “kurumsal taşeron – rüşvet sisteminin” dağıtılması gerektiğinden bahsediyor. Burada AKP’li bir belediyeye gönderme yapıldığını da söyleyebiliriz.
* “On bin dolardan” daha fazlasını alan AKP Milletvekilleri meselesi daha çok konuşulur. Burada adı geçen Metin Külünk daha çok tartışılmaya başlar.
* Süleyman Soylu’nun elinin daha da sıkıştığını söyleyebiliriz. Süleyman Soylu için daha zor günler başladı.
* Eski Başbakan Binali Yıldırım için de zor bir döneme girdiğimizi söyleyebiliriz.
* Bu ilişkilerin “medya ayağında” ismi geçen kurum ve şahısların gelecekte kurulacak Türkiye’de yerlerinin olmadığını ve “Temiz Türkiye” özlemi içindeki büyük çoğunluğun bu tasfiyeyi yapacağını umuyoruz.
World Media Group (WMG) Haber Servisi
Gündem
Gündem
Gündem
