Rusya'nın İzolasyonuna İlişkin Batı Anlatısı Başarısız Oldu

Batılı medya ve liderler, ülkenin 24 Şubat'ta Ukrayna'ya karşı askeri operasyonunu başlatmasından bu yana “tecrit edilmiş” bir Rusya fikrini teşvik etti. Ancak, savaşın başlamasından bu yana beş aydan fazla bir süre geçmesine rağmen, Batı'nın bazı kesimleri nihayet Rusya'nın durumunu kabul ediyor.

Çarpık bir görüş olarak “izole” bir Rusya anlatısı.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, 25 Temmuz'da bir gazeteciye verdiği demeçte; Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Afrika'yı gezmesinden bu yana Moskova'nın tam olarak izole olmadığını vurguladığında, Rusya'nın “parya” bir devlet olduğunu gerçekdışı şekilde iddia ediyordu. Aynı gazeteci, Türkiye ve İran ile son diyalogların, Rusya'nın izolasyonunu kırmak için "umutsuzluğunun" bir göstergesi olarak "gerçekten ABD tarafından hesaplanmadığını" söyleyerek karşılık verdi.

Haziran ayı sonlarında ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İran ziyaretinin “Sayın Putin ve Rusya'nın giderek artan bir şekilde tecrit edildiğini gösterdiğini” iddia ediyordu.  BD’nin şimdi yardım için İran'a dönmeleri gerekiyor.”

Bu iddiaya cevaben ABD'deki Rusya Büyükelçiliği, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, "Ülkemizi tecrit edilmiş olarak sunma girişimleri, giderek gerçeklikten kopan ABD'li yetkililerin 'kıvılcımlı hayal gücünün' sonucudur ve Amerikan medyası arasında da kafa karışıklığına neden oluyor”  denmişti.

Dünya ekonomistleri, Rusya'nın tamamen ekonomik izolasyonunun imkansız olduğu konusunda hemfikir. Rusya ekonomisi, Ukrayna'daki askeri operasyon nedeniyle yaptırımların güçlenmesinden ve daha önceki tedbirlerin etkilerinden açıkça etkileniyor. Bununla birlikte, teoride bile ülke ekonomisinin tam bir ablukası imkansız olmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik olarak agresif devletler artık enflasyon ve enerji sorunları nedeniyle kendi finansal ve endüstriyel krizleriyle karşı karşıyadır.

İtalyan gazetesi il Fatto Quotidiano'ya göre, satın alma gücü paritesi ve kur yanılsaması bir yana, yıllık üretimin en yüksek olduğu ülke Çin olurken, onu ABD, Hindistan, Japonya, Almanya, Rusya ve Endonezya izliyor. Gerçek anlamda, Rus ekonomisi büyüklük olarak Almanya ile karşılaştırılabilir; GSYİH İngiltere, Fransa ve İtalya'dan daha yüksektir.

İspanyol gazetesi Público, Rusya'nın tecrit edildiği yönündeki asılsız iddiaların altını çizdi: “AB, Rusya'nın tecrit edildiğinde ısrar ediyor, Joe Biden Yönetimi'nin Atlantik'in diğer yakasında tekrarladığı aynı nakarat. Ancak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran ve Türkiye'den muadilleri ile Tahran'da az önce yapılan zirve başka bir yöne işaret ediyor gibi görünüyor."

Buna karşılık Almanya'dan Die Welt, Batı'nın Rusya'yı ve Devlet Başkanı Vladimir Putin'i tecrit etme stratejisinin işe yaramadığını yazıyor ve Rus liderin dünya çapında Batı'nın beklediğinden daha fazla desteğe sahip olduğu sonucuna varıyor:

“Özgür dünya için üzücü bir deneyim. Gerçekte kimi Avrupalılar ve Amerika Birleşik Devletleri'nin yanında sağlam duruyor? Rus ekonomisine etkileri tahmin edilenden çok daha zayıf olan yaptırımları kim destekliyor? Kanada, Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda ve Avustralya. Bu kadar. Moskova, Rusya ile birlikte dünya üretiminin üçte birini oluşturan dört ülke olan Çin, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika'nın desteğine sahip.”

Avrupa'nın baş diplomatı Josep Borrell, 10 Temmuz Avrupa Dış Eylem Servisi (EEAS) makalesinde Rusya'nın dünya toplumundan izole edilemeyeceğini zaten kabul etti. “G7 ve benzer düşünen ülkeler, Rusya'yı kınama ve yaptırım uygulama ve rejimi sorumlu tutmaya çalışma konusunda birleşiyor. Ancak diğer ülkeler ve burada 'Küresel Güney'in çoğunluğundan bahsedebiliriz. Anlatıların küresel savaşı tüm hızıyla devam ediyor ve şimdilik kazanamıyoruz.”

National Interest köşe yazarı Mark Episkopos konuyla ilgili şunları yazdı: “Rusya, Batı'dan ve Batı liderliğindeki bazı kurumlardan giderek daha fazla izole edilmiş olsa da, Putin'in Tahran'daki toplantıları farklı ve tamamen daha rahatsız edici bir fenomene işaret ediyor: Avrupalı ve ABD'li politika yapıcıların devam eden girişimlerine rağmen. Batılı olmayan dünyanın önemli bir kısmı, Kremlin'e karşı birleşik küresel cephede tarafsızlığını korudu veya Çin ve İran örneğinde olduğu gibi, Rusya'nın çatışma çerçevesini açıkça onayladı.”

Rusya'nın uluslararası düzeyde siyasi izolasyonunun bir imajını yaratmaya yönelik Batı propaganda kampanyası başarısız oldu. Batılı liderlerin çoğu, Rusya'nın tecrit edildiğine dair yanlış bir anlatıya devam edecek olsa da, Moskova'yı insanlığın çoğunluğuyla ilişki kurmaktan caydırması pek mümkün değil.

Ahmed Adel (Kahire Merkezli Jeopolitik Ve Politik Ekonomi Araştırmacısı)

World Media Group (WMG)  Haber Servisi