1960'ların Amerika'sında, otomobil önemli bir kavramdı. Amerikalı üreticiler, büyük hacimli otomobillerden vazgeçmezken halk kararını değiştirmeye başlamıştı. 1960'ların başında otomobil kullanıcıları, büyük hacimli araçların yerine biraz daha küçük boyutlu ama güçlü olanlarını tercih etmeye başladılar. Yani 8 silindirli bir Lincoln veya Cadillac yerine, Porsche, Lotus veya Jaguar daha çok tercih ediliyordu. Ford'un pazarlama dahisi Lee Lacocca, markanın model yelpazesine biraz daha küçük bir otomobil eklemeye karar verdi. Bu modelin; iki kapılı, 4 kişilik, kullanımı kolay ve herkesin satın alabileceği bir araç olmasını hedefl eyen Lee Lacocca, 1961 yılında bu araç için çalışmalara başladı. Tarihler 9 Nisan 1964'ü gösterdiğinde Ford, Michigan Dearborn'daki tesislerinde Mustang'in üretimine başladı.
17 Nisan 1964'de ise ABD'deki tüm televizyonlar, radyolar ve gazetelerde "Evet beklediğiniz otomobil karşınızda, artık sevgili otomobilinize kavuşabilirsiniz" sloganıyla Mustang'in satışına başladığı müjdeleniyordu. Coupe ve cabrio'da 210 HP gücündeki V8 ya da 101 HP'lik sıra tipi 2.7 lt'lik motorlar görev yaparken bu araç, ilk gün 25 binde adetlik satışa ulaştı. Mustang, Ford Falcon ve Mercury Comets ile platform kardeşiydi ve bunların motorunu kullanıyordu. Bu araç, yılsonuna kadar inanılması güç satış rakamlarına yani 260.000'e ulaştı. Bu rakamlarda; Haziran ve Ekim 1964'de üretime başlayan Mustang V8 ve Mustang Fastback de dahildi. Mustang V8'in, üstten çift eksantrikli 4.6 lt'lik motoru 271 HP gücündeydi, bu araç sporkoltukları, spor direksiyonu ve overdrive'lı şanzımanıyla öne çıkıyordu. 1965'de Mustang'de yapılan birkaç küçük değişiklikle 1964 ve 1965 ayrıldı. Bu nedenle 1964 modeller 1964 ½ olarak anılmaya başlandı.
1965'te Caroll Shelby, daha güçlü Mustang'ler üretmek için Ford'la birlikte çalışmalara başladı. 1967 yılındaysa Mustang, tamamen yenilenmişti ancak şasisi değişmedi. Boyutları ciddi oranda büyüyen Mustang'in V8 motoru 6.2 lt'ydi ve 320 HP güç üretiyordu. Bu dev hız makinesinin GT seçeneği spor ekipmanlarla, yan çıtaları ve sis farlarıyla öne çıkarken Mustang ailesi özellikle Mach 1 ve 302 Boss ile 1969'da adeta kanatsız bir uçak gibiydi. 1971'de Mach 1 biterken üretime devam eden 302 Boss ise 5.8 saniyede 0'dan 100 km/s'ye hızlanıyordu. Ancak 1974 yılında yaşanan petrol krizi çılgın Amerikalı üreticilere adeta bir tokat attı. Mustang de, Camaro, Fire-bird, GTO gibi bu ekonomik sıkıntıdan nasibini almıştı ve 1974 yılında Mustang II üretilmeye başlandı. Artık Mustang'in duraklama dönemi başlamıştı. Bu arada Amerikan halkı, performans ve ekonomi ile öne çıkan Japon otomobillerine yönelmişti ve uzun süre Mustang'in varlığı bile unutulacaktı. 1979 yılında Mustang III tanıtıldı. Bu araç zamanla; SHO, Turbo ve Cobra ile güç seçenekleriyle efsaneyi yaşatmaya çalışsa da sadece 1987'de üretilen Mustang GT 5.0 bu amacı biraz olsun yerine getirebildi. 1993 yılında üretilmeye başlayan Mustang GT ile Ford Amerikan halkının yeniden favorileri arasına girmeyi hedefl iyordu ancak o yıllardaki birçok araç zaten hem güçlü hem de performanslıydı.
Ford, 2005 yılında üretilmeye başlayan 5'inci nesil 1964'ün hatlarını taşıyor. Hau Th ai-Tang tarafından tasarlanan güncel Mustang'de Mart 2009'un son gününde tanıtılan Ford GT 500 ise 5.4 lt'lik 540 HP gücündeki motoruyla geçmiş başarına biraz daha yaklaşacak gibi görünüyor. Bugün, 55'inci yaşını kutlayan Ford Mustang, 1964'ten günümüze kadar aralıksız üretilse de hep ilk bir kaç yılıyla anılan bir model oldu. Mustang'in tarihi boyunca ön panjurunun değişmezi olan yabani atı, aslında İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılan P-51 süper avcı uçağından alınmıştı.
Altıncı jenerasyon 2014’de geldi
Ford’un yeni tasarımı Yeni Mustang’de kullanılan gelişmiş güvenlik teknolojileri otomobilin Premium hissini artırırken, ilk defa bağımsız arka süspansiyonun kullanılması gözlerden kaçmıyor.
Otomobilde 4, 6 ve 8 silindirli güç ünitelerine yer veriliyor: 2.3 lt Ecoboost, turbo 4 silindirli, 3.8 lt Cyclone V6 ve 5.0 lt’lik V8. Böylece Mustang bir kez daha değişen dünyaya ayak uydurabilen bir otomobil olduğunu kanıtladı ve tarihinde ilk kez Avrupa’da satılmaya başladığında, pazarın popüler özelliği olan turbo motora geçiş yapmış oldu. 3.8 lt’lik V6 sadece Amerika’da satılacakken Avrupa pazarına sunulmayacak aynı şekilde Ecoboost da ABD’de yok.
Geçmişin en popüler ünlülerinin mutlaka garajlarında olan bir araba haline gelmiş. Ve halen bu şekilde devam etmektedir. Zaten sevilmeyen bir araba olsa, 6 nesildir üretilmezdi.
World Media Group (WMG) Haber Servisi