Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi araştırdı

Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi araştırdı: Türkiye'de mühendislerin payına düşenler: İşsizlik, yoksulluk, gelecek kaygısı ...

10:45:00 | 2025-05-24

 

 

 

Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından 2021 yılından bu yana “Mühendisin Gücü Geleceğin Gücü” vizyonuyla mevcut durumu analiz etmek için yapılan “İstanbul’da Yaşayan Mühendisler Araştırması” 2025 yılında Türkiye’de yaşayan mühendisleri kapsayacak şekilde genişletildi ve Türkiye genelinde 9561 kişinin katılımıyla bugüne kadarki en kapsamlı veri setine ulaşıldı. Türkiye'de yaşayan mühendis, mühendislik öğrencisi, emekli ve iş arayan mühendislerin iş, yaşam ve eğitim koşullarını yeniden ortaya koymak amaçlandı. Araştırmanın raporu 23 Mayıs 2025 tarihinde MMO İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaşıldı.

Araştırmanın gerçekleştirmesinde katkı sunan MMO İstanbul Şubesi Öğrenci Üye Komisyonu Üyesi Rahman Filar’ın açılışının ardından Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener konuşmasını gerçekleştirdi. Yener’in, konuşmasında öne çıkan ifadeler şu şekilde:

“Bu veri ve bulgular, genel olarak ülkemizin içinde bulunduğu olumsuz durumu; özel olarak da kadını erkeği, öğrencisi ve meslek yaşamına girmiş olanı ile iş arayanı, emeklisi ve emekli olduğu halde çalışanı ile mühendisler ve mühendisliğin içinde bulunduğu güç koşulları açıklıkla yansıtmaktadır.

Mühendisler geçinemiyor, hak ettikleri ücretleri alamıyor, iş güvenceleri yok, meslekleri değersizleştiriliyor.

Kamuda çalışan mühendisler liyakat dışı atama ve özlük haklarının gaspı ile karşı karşıya. Özel sektörde çalışanlar uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve örgütsüzlük içinde emek sömürüsüne maruz kalıyor.

Teknik eğitimin niteliksizleştirilmesi, sınav sitemlerinin adaletsizliği, plansızca açılan mühendislik bölümleriyle işsiz mühendis orduları yaratılması, mühendislik emeğinin sömürüsü, ücret ve gelir adaletsizliği, teknik kadroların etkisizleştirilmesi, meslek odalarının Anayasal görev ve yetkileri ile kamusal denetim fonksiyonlarına müdahale gibi nice sorun var.

Bu gerçeklik ülke, kamu-halk yararına mühendisliği şiar edinmiş mühendisler olarak, eğitimden üretim ve hizmet alanlarına dek geçmişte mühendisliğe verilen değer ve itibarı yeniden kazandırma mücadelemizin ne denli haklı olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu araştırma, esasen ülkenin teknik aklı olan mühendislerin bugünkü gerçekliğini, yarına dair kaygı ve taleplerini açığa çıkarıyor ve bize bir kez daha gösteriyor ki, bu ülkede mühendislik yapmak her geçen gün daha fazla çaba, daha fazla direnç ve mesleki örgütlülük gerektiriyor.

Özellikle belirtmek istiyorum, mühendislerin sorunları ile tüm halkın sorunları iç içedir, bağlantılıdır. Gelir adaleti, iş yaşamında adalet, toplumsal cinsiyet eşitliği, nitelikli eğitime erişimde adalet, liyakat, güvenceli çalışma ve insanca yaşam, ortak sorunlarımızdır.

Halk yoksulluğa, gençlik umutsuzluğa mahkûm değildir. Bilimin, mühendisliğin, emeğin ve dayanışmanın gücüyle bu düzen değişebilir.

Bu araştırma bize bir yol haritası sunuyor. Görevimiz mevcut duruma karşı ortak mücadele zeminleri oluşturmak, meslektaşlarımızın taleplerini büyütmek, kamusal politikaları yeniden ve daha üst bir düzeyde inşa etmektir.

Makina Mühendisleri Odası olarak mühendisliğin onurunu, emeğin değerini, bu ülkenin geleceğini savunma sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz.

Boşuna okumadık, burada ülkemizdeyiz, halkımızın refahına yönelik yaşam koşullarının tesisi için mücadele etmeye devam edeceğiz diyoruz.

Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”


Yunus Yener’in konuşmasının ardından raporun sunumunu yapmak üzere konuşmasını yapan Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ezgi Kılıç şunları ifade etti:

“Hepinizi Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi adına saygıyla, dostlukla selamlıyorum. Tekrar hoşgeldiniz diyorum.

Bugün burada, yalnızca bir raporun sonuçlarını paylaşmak için değil, ülkenin teknik aklını temsil eden mühendislerin yaşadığı gerçeklikleri kamuoyuna duyurmak, bu gerçekliğe karşı çözüm yollarını birlikte konuşmak için bir aradayız.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak, 2021 yılından bu yana İstanbul'da yaşayan mühendislerin sorunlarını, beklentilerini ve taleplerini ortaya koymak için sürdürdüğümüz araştırma çalışmalarını, bu yıl Oda Merkezimizin katkısıyla Türkiye geneline taşıdık. Böylece ilk kez, ülkenin dört bir yanından 9561 mühendis ve mühendislik öğrencisinin katılımıyla, Türkiye’de Yaşayan Mühendisler Araştırması’nı gerçekleştirdik.

Ancak bu çalışmayı sıklıkla vurguladığımız gibi yalnızca bir veri analizi olarak görmüyoruz. Bu çalışma aslında Türkiye’de mühendislik emeğine yönelen sistematik saldırının, bilim ve tekniğin kamudan koparılmasının, emek gücünün değersizleştirilmesinin belgelenmiş halidir. Dolayısıyla meslektaşlarımız aslında ankete verdikleri yanıtlarla birlikte bir nedensellik ve mücadele haritasını da sunmuş oluyor.

Bu çalışmanın hazırlanmasına katkı sunan, emeğiyle güç veren tüm meslektaşlarımıza ve süreci özveriyle yürüten bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Sevgili dostlar,

Az önce belirttiğimiz üzere mühendislik, yalnızca hesap yapma işi değil; bilimle, teknikle topluma hizmet etme sorumluluğudur. Ve bir mühendislere verilen değer, o ülkenin geleceğine verilen değerin aynasıdır.

Ancak bugün bu aynaya baktığımızda gördüğümüz tablo ne yazık ki çok iç açıcı değil. 2025 yılı araştırmamız, toplamda 13 konu başlığı altında toplanmış olup,  5.314'ü faal, 1858'i emekli, 1350'si emekli iş arayan mühendis, 768'i iş arayan mühendis ve 271'i ise mühendislik öğrencisi tarafından gerçekleştirildi. Yıllardır söylediklerimizi sayısal verilerle bir kez daha önümüze serdi.

Ülkenin en önemli sorunlarından eğitim alanındaki sorunların da mühendislik alanına doğrudan etkileri gözle görünür bir gerçek. Özellikle üniversitelerdeki niteliksiz eğitim ve özelleştirme politikaları da bu sorunların daha fazla büyümesine yol açmıştır.

Mühendislik alanlarında da pek çok bölümdeki öğretim görevlisi, laboratuvar eksikliği yani üniversite koşullarının sağlanamaması ülkemiz için acı tabloyu ortaya seriyor. Bu durum yaptığımız anket verilerinde de yansımasını bulmakta, önemli noktalardan bir tanesi de eğitim politikalarının olumsuz yansımaları olarak ortaya çıkmaktadır.

Öte yandan ülkede günden güne derinleşen ekonomik krizin etkileri de araştırmanın her safhasına damgasını vurdu.

Eğitimdeki fırsat eşitsizliğinden iş hayatına kadar artan yoksulluk, yüksek işsizlik oranları, meslektaşlarımız gelecek kaygısı, emekli mühendislerin çalışmak durumunda olması gibi birçok faktör ekonomik krizin mühendislik üzerindeki etkilerini de bir kez daha açığa çıkarttı.”

 

Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ezgi Kılıç’ın rapor sunumunda öne çıkan veriler şöyle:

Kriz Normalleşti, Yoksulluk Yaygınlaştı: 10 Mühendisten 9’u Ekonomi Kötü Diyor

Araştırmanın ilk bölümü, mühendislerin ülkenin gidişatına dair algısını ölçüyor. Ancak ortada sadece bir "algı" yok; doğrudan deneyim var.

Mühendislerin %91’i ülke ekonomisini kötü ya da çok kötü olarak tanımlıyor. Bu, bir sektörel sorun değil, ülkenin üretim kapasitesinden kopmuş bir ekonomisinin mühendis emeğine biçtiği değer.

Bu tablo, uzun zamandır piyasacı politikaların mühendisliği bir maliyet kalemi olarak gören anlayışının sonucudur.

Araştırma sonuçlarına göre meslektaşlarımızın %75,97’si barınma, beslenme, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, %87,14’ü ise aktiviteler, hobiler gibi kişisel harcamalarını yapamıyor. Burada yoksulluk bir istisna değil; mesleğin normuna dönüşmüş durumda. Ülkenin mevcut koşullarının; derinleşen ekonomik kriz ile birlikte emek süreçlerinde yaşanan değişimlerin mesleğin itibarsızlaştırılmasına, değersizleştirilmesine yol açtığı da görüldü. Rapora da yansıyan verilere göre işsizlik ve güvencesizlik sorunlarının ciddi boyutlara ulaştığı gözlemlendi.

Mühendislerin %91,54’ü mevcut ülke ekonomisini kötü/çok kötü bulduğu ifade ediyor, burada İstanbul biraz daha farklılaşıyor ve İstanbul'da yaşayan mühendislerin %92,73’ü mevcut ülke ekonomisini kötü/çok kötü bulduğunu söylüyor.

Gelecek Kaygısı Alarm Veriyor

Mühendislerin %89'a yakını ülkenin ekonomik koşullarının, çalıştığı sektörü ve işini doğrudan etkilediğini düşünüyor ve aynı zamanda önümüzdeki 12 ay içerisinde bu durumun iyiye doğru gideceğine dair inanç da oldukça düşük.

Gelecekten kaygılı olduğunu söyleyen mühendislerin oranı ise %94,7 olurken bu oran İstanbul'da yaşayanlarda %95'e 18-30 yaş aralığında genç mühendislerde ise %96'ya yükseliyor.

Ekonomik Durum Genç Mühendisleri Ülkeden Uzaklaştırıyor

Yaşadığı şehirden farklı bir şehre taşınmak isteyenlerin oranı %30,69, 18-30 yaş arası katılımcılarda ise bu oran %45,92. Araştırmaya katılanların %32,95’i yakın gelecekte başka bir ülkeye gitmek istiyor. Gençlerde bu oran %50’nin üstünde. Ve şehir değiştirme motivasyonu %70 oranla ekonomik koşullar olarak öne çıkıyor.

Burada ortaya çıkan bir çarpıcı sonuç da aslında şu: aynı soruyu 2021 yılında yönelttiğimizde yakın gelecekte farklı bir ülkede yaşamak isteyen meslektaşlarımızın oranı %17,24 olarak karşımıza çıkmışken, bu oran 2025 yılı Türkiye’de Yaşayan Mühendisler Araştırması’nda aynı sorunun sonucu %33’e dayanmış.

Bu durumun en büyük nedeni ise ekonomik durumlar olarak öne çıktı.

Adalet ve Hukuk Başat Sorun

‘Adalet ve hukuk’ alanı ise yine sorunların en başında kendine yer buldu. Son 3 yıldır yapılan tüm anketlerde birinci çıkan adalet ve hukuk sorunu hazırlanan rapora da yansıdı.

Yargının siyasallaştırıldığı, ülkede art arda hukuk skandallarının yaşandığı, muhalefete yönelik operasyonların artırıldığı koşullarda adalet meslektaşlarımızın da can alıcı sorunu olarak ortaya çıktı.

Araştırmaya göre mühendislerin %92,49'u ülkenin en önemli sorununun adalet ve hukuk olduğunu ifade etti.

Meslek İtibarı Niteliksiz-Piyasacı Eğitimle Birlikte Eriyor

Mühendislerin %78,86'sı üniversitelerde eğitim alan öğrenci sayısının ihtiyaç fazlası olduğunu belirtirken, %90,65’i ise üniversitelerde verilen eğitim kalitesinin düşük olduğunu belirtti. %79’u üniversitelerinin mesleki gelişimlerine katkı sunmadığını söylüyor.

Aslında bu durum eğitimin piyasaya devredilmesiyle, kamu yararına bilim üretiminin ikinci plana atılıp yalnızca “diploma dağıtılan” kurumlar haline dönüştürülmesiyle, kontrolsüzce açılan fakültelerle, laboratuvarı olmayan mühendislik bölümleriyle doğrudan ilişkili.

Meslektaşlarımız, mühendisliği okurken değil; mezun olduktan sonra kendi olanaklarıyla öğrenmek zorunda kalıyor. Bu da tabi ki bir maddi külfeti de yanı başında getiriyor.

Mühendislerin %77,49’u mesleki itibarlarının azaldığını söylüyor. Bu siyasi iktidarın mühendisliği itibarsızlaştırmasıyla, kentin kamusal alanlarının ranta açılmasına karşı çıkan şehir plancılarının, mimarların, mühendislerin hapse atıldığı düzenin sonucu.

Bir ülkenin teknik aklı sistem dışına itiliyorsa, bu yalnızca mühendislerin sorunu değil; o ülkenin geleceğiyle ilgili büyük bir tehdittir.

Kamu kurumlarının tasfiyesi, teknik kadroların etkisizleştirilmesi mühendisliği değersizleştiren başlıca unsurlardır.

SGK ile Asgari Ücret Protokolü İmzalanmalı

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı arasında, mühendis, mimar ve şehir plancılarının ücretli çalıştıkları sektörlerde kayıt dışı istihdamı önleme amacıyla 31 Temmuz 2012 tarihinde imzalanan ‘SGK ile TMMOB Arasında İşbirliği Protokolü`, SGK tarafından 9 Haziran 2017 tarihinde tek taraflı olarak feshedildi. Bu protokolün özel sektörde çalışan genç meslektaşlarımızın gelir düzeyini güvence altına aldığı kadar, kayıt dışı istihdamın ve vergi kaybının engellenmesinde de önemli bir işlevi vardı.

Meslektaşlarımızın %80’den fazlası SGK bünyesinde çalışmakta; çalışma yaşamları ve ücretleri bu protokolden birebir etkilenmektedir.

Araştırma sonuçlarına göre mühendislerin %85,93’ü TMMOB ile SGK arasında mühendislik asgari ücreti protokolünün yapılmasını istemektedir.

Mühendis Maaşları Enflasyon Karşısında Eridi

Mühendislerin yaklaşık olarak %69,63'ü yoksulluk sınırı olan 78.292 TL’den daha düşük ücret almaktadır.

Yaş gruplarına göre son 1 yılda gelir değişimi incelendiğinde 31-50 yaş arası grupta katılımcıların %75,44'ünün gelirlerinde resmi enflasyona karşı azalma olduğunu belirtilirken bu oranın 50 yaş üstü katılımcılarda %87,53 olduğu görülmektedir.

Mühendislerin %56,09'unun son 1 yılda gelirindeki artış oranının asgari ücrete gelen %30'luk artışın altında kaldığı da belirlenmiştir.

Ayrıca mühendislerin %76,27'si gelirlerinde resmi enflasyona karşı azalma olduğunu belirtti.

Mesai yapan mühendislerin sadece %25,51'i tam hak edişlerini alabildiklerini belirtirken %58,61'i hiçbir hak ediş alamadıklarını ifade etti.

Öte yandan 23-30 yaş aralığındaki mühendislerin %49,81'i iş yerinde mobbinge maruz kaldığını belirtirken 31-50 yaş aralığı için bu oran %48,70 oldu.

Kadınların ise mobbinge daha fazla uğradığı araştırmaya yansıdı. Rapora göre kadınların %66,51'i mobbinge uğruyor.

Okuması Ayrı Geçinmesi Ayrı Dert

Ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerden biri gençler. Burada da öğrencilerin %72,3’ü eğitim süreçlerinde ekonomik olarak zorlandığını belirtiyorlar. Üniversitelerinde bu anlamda yeterli teknik desteği de bulmakta zorluk çeken öğrencilerin yalnızca %7’si üniversitelerinde tüm derslerinde yeterli desteği aldıklarını düşünüyorlar.

Emekli Olmak Lüks

Ülkenin tüm meslek gruplarının emeklilerinde olduğu gibi tabi ki emekli mühendislerin de durumu tüm bu tablodan bağımsız değil. Emekli mühendislerin %90’ı maaşıyla geçinemiyor.

%81,75’i ise emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmiş. Bu, emeklilik değil; yoksulluğa mahkum bırakılmaktır.

Emekli mühendislerin %75,1’i tecrübe ve yetkinliklerini yeni mühendis ve adaylarına aktarmak istediğini söylüyor, yine bu kişilerin %66,25’i bunun için uygun koşul/ortamları bulmakta zorlandığını ifade ediyor. Mühendislik mesleği birikimle, tecrübeyle değer kazanır. Ama emekli mühendislerimizin bilgisi, deneyimi değerlendirilmek yerine adeta yok sayılıyor.

Oysa ki toplumsal hafızayı taşıyan bu kesim, genç mühendislerle buluşturulmalı, deneyim aktarımı sistematik hale getirilmelidir.

Her İki Mühendisten Biri 6 Aydan Daha Fazla Süre İş Arıyor

Mühendislerin iş arama sürelindeki uzunlukta rapora yansıdı. Buna göre 6 aydan daha uzun süre iş arayan mühendislerin oranı %50,75 oldu.

İş arama süresi cinsiyete göre incelendiğinde erkeklerin %37,17'si kadınların ise %34,88'i 12 aydan daha uzun süredir iş aramaktadır.

Ayrıca iş arayan mühendislerin %83,72'si son yıllarda iş arama süreçlerinin daha da kötüleştiğini belirtti.

İş aramak, bir sürece dönüşmüş durumda. İşsiz mühendis sayısı yalnızca istihdam eksikliğini değil, planlama eksikliğini ve sanayisizleşmenin boyutlarını da gösteriyor.

Kadınlar Aile ve Patron Kurumu Arasında

İş hayatında da varlığını sürdüren ataerkil düzen, kadınların üretime katkısını ve emeklerini göz ardı ederek, kadınların bu alanlarda belirli rollerin içine sıkışmalarına sebep olabiliyor. Özellikle de mühendislik gibi geleneksel tabirle “erkek işi” olarak görülen mesleklerde kadınlar, yalnızca işlerini en iyi şekilde yapmak için değil, aynı zamanda cinsiyet bariyerlerini aşmak için de mücadele etmek zorunda kalabiliyor. Burada kadın meslektaşlarımızdan aldığımız yanıtlar da bize bunu bir kez daha doğruluyor.

Kadın mühendislerin %78,72’si iş yaşamı ve aile yaşamını birlikte yürütmekte zorlandığını, %81’i cinsiyet temelli sorunlar yaşadığını,

%88’i iş yerinde yükselme fırsatları ve terfi süreçlerinde eşitsizlikle karşılaştığını belirtiyor.

 

Mühendislerin mevcut durumlarının iyileştirilmesi ve mesleğin güçlenmesi adına 7 ana kategoride öne çıkan çözüm önerilerimiz ve faaliyetlerimiz:

1)     Gelir

Problem:

• Enflasyona karşı eriyen ücretler

Oda önerisi ve çalışmalarımız:
• TMMOB tarafından belirlenen mühendis asgari ücretinin uygulanması için SGK ile yeniden protokol anlaşmasının yapılması ve denetiminin sağlanması

• TMMOB Mühendis Mimar Şehir Plancıları Çalıştayı

2)     Eğitim

Problem:

• Mesleki gelişimin yetersiz olması

• İhtiyaç fazlası mühendislik kontenjanları

• Yetersiz ve kalitesiz mühendislik eğitimi

Oda önerisi ve çalışmalarımız:

• Mesleki eğitimler, sertifika programları, çevrimiçi eğitimler

• Oda mesleki yayınlarının nitelikli hale getirilmesi

• Uluslararası meslek örgütleri ile etkileşimlerin arttırılması

• Kontenjanların Odaların görüşleri alınarak ve planlama yapılarak belirlenmesi

• Mühendislik bölümlerinde teori ile pratiği buluşturan uygulamalı eğitim modellerinin önceliklendirilmesi

3)     Yetkinlik

Problem:

• Pratik becerileri geliştirememe

• Tecrübe ve yetkinlikleri aktarmada uygun ortamı bulamama

Oda önerisi ve çalışmalarımız:

• Makina Danışma, Makina Hangar | Mühendislik ve Teknoloji Merkezi, staj projeleri, teknik geziler, mühendislik öğrencilerine yönelik sektör tanıtım etkinlikleri

4)     İstihdam

Problem:

• Uzun süreli işsizlik

• İş dünyası ve ekonomideki olumsuzluklar

Oda önerisi ve çalışmalarımız:

• İş & Mühendis Birimi

• Sanayi yatırımlarının artırılması

• Makina Hangar, Dijital iş ağı geliştirme etkinlikleri

5)     İtibar

Problem:

• Azalan mühendislik mesleği değeri

Oda önerisi ve çalışmalarımız:

• Meslek Odalarına üye olma

• Odalarda mesleki çalışmalara katılma

• Üniversitelerde Mühendislik Etiği derslerinin yaygınlaştırılması ve zorunlu hale getirilmesi

6)     Motivasyon

Problem:

• Ülke ve şehir değiştirme isteği

Oda önerisi ve çalışmalarımız:

• Ülkemizdeki ekonomik, siyasi ve sosyal yaşam şartlarının iyileştirilmesi

7)     Dayanışma

Problem:

• Sivil toplum yapısı ve örgütlenmenin yetersizliği

Oda önerisi ve çalışmalarımız:

• Üye dayanışması ve birlikteliğin güçlendirilmesi

• Kadın üyelerimizin yaşamış olduğu problemlere yönelik daha fazla hukuki ve psikolojik destek sağlanması

• Emekli mühendislerin deneyimlerini aktarabileceği organizasyonlar düzenlenmesi

 

 

 

World Media Group (WMG) Haber Servisi




ETİKET :   mmo-muhendis-arastirma

Tümü