Bodrum'un her yıl olduğu gibi bu sezonda da yine göz alıcı olduğunu belirten POYD Bodrum Temsilcisi ve Bodrium Hotel & Spa Genel Müdürü Yiğit Girgin, “Ama bu güzelliğin arkasında, sektörün sessizce mücadele ettiği çok katmanlı bir kriz yatıyor. Bugünlerde Bodrum’da işler “eskisi gibi” değil; çünkü dünyada, turizm de değişti. Fakat sorunları sadece şikâyetle karşılamak yerine, çözümün bir parçası olmayı tercih etmeliyiz” dedi.
Son dönemde Ortadoğu’daki savaş atmosferi, küresel petrol krizleri, Avrupa’daki durgunluk ve Türkiye özelinde yaşanan kur-faiz baskısının, doğal olarak turizm sektörünü de doğrudan etkilediğine dikkat çeken Girgin, “Örneğin; artan havayolu maliyetleriyle ulaşım pahalılaştı ve güvenlik algısı kırılganlaştı. Kur düşük, maliyetler yüksek; fiyatlar yabancıya pahalı, yerliye ulaşılmaz hâle geldi. Tüm bunların sonucunda rakip destinasyonlardan Tayland, Mısır ve Yunan adaları daha erişilebilir, daha hesaplı alternatifler olarak öne çıkıyor” diye konuştu.
Bodrum bu kadar güzelse, tuirstlerin neden başka yerlere gittiği sorusunu sektör olarak sormamız gerektiğini kaydeden Yiğit Girgin sözlerini şöyle sürdürdü: “Cevap, tek bir yerde değil. Fakat çözüm, çok yerde var. Bugün gelinen noktada Bodrum’un kaderi, yalnızca döviz kuru ya da otel doluluklarına indirgenemez. Bu bir kültür, vizyon ve dönüşüm meselesidir. Bu dönüşüm için tüm paydaşların birlikte hareket etmesi ve aynı amaca doğru yönelmesi gerekli”
Turizm Sadece Yaz Mevsiminden İbaret Değildir
Bodrum’un artık 12 ay yaşayan bir şehir olması gerektiğine dikkat çeken Girgin, “Kış aylarında wellness, dijital göçebe, sağlık turizmi, spor kampları gibi alternatifleri etkin biçimde değerlendirmeliyiz. Dolu sezonlarda kazandığımız güveni, sezon dışında sürdürebilecek çözümler üretmeliyiz. 360 derece bakış açısı ve erişilebilirlik burada çok önemli” ifadesini kullandı.
Yeni Nesil Turist “Deneyim” Satın Alıyor
Turizm sektöründe artık sadece yatak satmadıklarını hatırlatan Yiğit Girgin, “Konuklarımızı yerel üreticilerle tanıştırmak, gastronomi atölyeleri düzenlemek, doğa ve tarih temalı rotalarla turistin ruhuna dokunmak zorundayız. Kimi zaman bir tandır başında pişen somun ekmek, beş yıldızlı bir menüden daha kalıcı iz bırakabilir” dedi.
Fiyat – Kalite Dengesini Tekrar Kurmalı;
Bodrum Markasını Birlikte Sahiplenmeliyiz
Bodrum'da hizmet kalitesinin yüksek olduğunu ama bunun doğru anlatılamadığını savunan Girgin, şunları söyledi: “Değer iletişimi eksik. Otel fiyatlarının neden böyle olduğunu, bu fiyatın içeriğinde ne olduğunu açıkça ve şeffaf biçimde anlatmalıyız. Turizmde “pahalı” değil, “anlamlı” olmalıyız. Tüm sektör paydaşları olarak aynı dili konuşmalıyız. Her kurum ayrı ayrı tanıtım yapmamalı; kolektif bir bölgesel marka stratejisiyle dijital dünyada görünürlüğümüzü artırmalıyız.
Yerli turistin bu yıl da önemli olacağını dile getiren Yiğit Girgin, “Özellikle gençleri, öğrencileri, memurları hedefleyen daha ekonomik, erişilebilir paketler geliştirilmeli. Çünkü her genç Bodrum’da tatil yapamayacaksa, gelecekte Bodrum’a yatırım yapacak yerli kalmayacaktır” ifadesini kullandı.
Sürdürülebilirlik kavramının artık moda değil, şart olduğunu hatırlatan Girgin, “Yeşil Anahtar gibi uluslararası sertifikalar yaygınlaşmalı, sektörde yeni bir dil yaratmalı. Bodrum’un geleceği, yalnızca betonla değil; çevreye saygı duyan yatırımlarla büyümelidir” dedi.
Herkesin kendi Bodrum’u olduğunu ve bu durumun gerçekten ilginç olsa da konuya özgürlükçü bir bakış açısı ve çeşitlilik kattığını düşündüğünü anlatan Yiğit Girgin sözlerini şöyle sürdürdü: “Evet, zorluklar var. Ama fırsatlar da bir o kadar fazla. Bu nedenle Bodrum’daki her turizmci, her yatırımcı, her genç bu hikâyenin bir parçası olmalı. Bugün, krizi konuştuğumuz kadar çözümü de konuşmalıyız. Global markalara baktığınızda bunu bir parça olsun görebiliyoruz. Global vizyonlarıyla hareket edip, yerel unsurların parçası olmaya çalışıyorlar. Çünkü Bodrum, sadece deniziyle değil, insanıyla, vizyonuyla, ortak aklıyla ayakta kalacak. Biz de turizmciler olarak, bu dönüşümün öncüsü olmaya mecburuz”
World Media Group (WMG) Haber Servisi