
Baksı Kültür Sanat Vakfı tarafından, Doğan Holding ana sponsorluğunda ve Kurukahveci Mehmet Efendi desteğiyle bu yıl altıncısı düzenlenen Anadolu Ödülleri, "Kıyının Ötesi" temasıyla, sanatın toplumsal ve kültürel boyutunu merkeze alan etkileyici bir buluşma zemini sundu.
Bu yıl sinema, müzik, edebiyat, görsel sanatlar ve mimarlık dallarında bireylere verilen ödüllerde; Tuncel Kurtiz (anısına), Erkan Oğur, Murathan Mungan, Ali Kazma ve Selva Gürdoğan’ın sanat yolculukları öne çıktı. Ayrıca, Baksı Onur Ödülü Osman Dinç'e, Doğan Değer Ödülü ise Murat Morova’ya verildi.
Sanatçıların törende yaptıkları konuşmalar, ödüllerin ardındaki anlam derinliğini ve sanatın düşünsel boyutunu da gözler önüne serdi.
Oniki yıl önce aramızdan ayrılan ve sinemada dalında ödüle layık görülen Tuncel Kurtiz’in ödülünü alan eşi Menend Kurtiz, Tuncel Kurtiz ile Hüsamettin Koçan'ın Baksı hayalinin ilk yıllarından bir anı paylaşarak bu hayale hayat vermenin değerine dikkat çekti. "Bu ödülü alırken Tuncel Kurtiz de aramızda olsaydı çok mutlu olurdu. Çünkü çocukluğu ve gençliği Anadolu'nun birçok yerinde geçmiş bir kişi olarak, kendisi hayatı boyunca yaşadığı her yerde Anadolu'ya çok bağlı bir sanatçı olmaya devam etti. Bu nedenle ismi 'Anadolu' olan bu ödülü almaktan ve Baksı Müzesi ile anılmaktan dolayı büyük mutluluk yaşardı."



Müzik dalında ödül alan ve Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinden biri olarak anılan Erkan Oğur; "İşimiz ses ve sessizlikledir. Giderek de sessizliğe doğruyuz, benim tercihim bu. Sesler arası ilişkiler biraz soyut, o yüzden biraz zor anlaşılmaktayız" diyerek, sanatının anlam derinliğini vurguladı.
Edebiyat alanında ödül alan Murathan Mungan, avukat olan babasının, kendisinin de avukat olmasını istediğini ancak kendisini ve ömrünü adamak üzere kararlılıkla çıktığı sanat yolculuğunda ödüller almaya başladığında, babasının düşüncesinin değiştiğini ifade etti ve "Ödüller, emek tarihi ve adanmışlığın ödüllendirilmesidir." dedi. Anadolu Ödülleri’nin bu seneki temasına da atıfta bulunarak, onunla örtüşen kendi sanat yolculuğunda önemli yeri olan üç temaya değindi: Hafıza, Gelecek Tasavvuru ve Ütopya. Mungan, ülkemizin yakın geçmişini bu temalar çerçevesinde değerlendirerek, yok olan değerler, toplumsal ve siyasi değişimlerle ilgili duygu, düşünce ve tespitlerini paylaştı. Ayrıca; sadece umut değil, "inat" kavramına da inandığını sözlerine ekledi.
Görsel sanatlarda ödüle layık görülen Ali Kazma, sanatını tarif ederken “Benim işim insanın materyal dünyasını, düşünsel dünyasını, duygusal dünyasını, sanatsal dünyasını inşa etmesi, bunların işaretlerini oluşturmak ve takip etmekle ilgili diyerek sanat anlayışını ifade etti.” “Baksı da bu anlamda yolculuğumun başından beri takip ettiğim, yardım etmeye çalıştığım bir kurum.” diyerek Hüsamettin Koçan ve Oya Koçan’a teşekkür etti.
Mimarlık dalında ödülün sahibi olan Selva Gürdoğan, mimarlığın bir 'iş birliği işi' olduğuna dikkat çekti. Anadolu irfanını, coşkusunu, cesaretini ve felsefesini babası Nazif Gürdoğan ve onun gibi Anadolu sevdalısı isimlerden öğrendiğini belirterek, onlara layık olmaya çalıştığını vurguladı.
Doğan Değer Ödülü’nün sahibi Murat Morova da "Ödüller bana verilen bir emanettir. Bu yolda bu sesleri çoğaltan insanlar şu anda beni izliyor ve bu ödül onlara ait" diyerek sanatın kolektif yapısına vurgu yaptı.
Baksı Onur Ödülü’nü alan ve aynı zamanda Anadolu Ödülleri'nin ödül heykellerini tasarlayan sanatçı Osman Dinç ise "tekerleğin icat edildiği yer bu topraklardır. Evrende her şey kendi etrafında döner. Biz de bu hareketin içindeyiz. Tekerlek bu hikâyeyi anlatan çok özel bir formdur" diyerek ödül tasarımının ardındaki metaforu paylaştı.
Anadolu Ödülleri, her yıl sanatın farklı alanlarından isimleri ve kurumları bir araya getirerek, “Kıyının Ötesi”ne birlikte bakmaya davet ediyor.
World Media Group (WMG) Haber Servisi
Kültür Sanat
Kültür Sanat
Kültür Sanat