Karadeniz’de Sular Isındı

Ukrayna’nın beş yıl sonra yine NATO aşkının depreştiği ve göz kırpmaya başladığı bir dönemde ortaya çıkan gerilim ile Rusya, Ukrayna ve bizim açımızdan bir dizi soru gündeme geliyor. Örneğin; Ukrayna’nın NATO aşkı gittikçe küçülen toprak egemenliğini devam ettirir mi? Rusya 2014’de olduğu gibi (güneyde Kırım, doğuda Doneks’te olduğu gibi) hegemonya alanlarını genişletir mi? Kırımve Donetsk'ten sonra hedef, Dnyeper Irmağının Doğusu ve Karadeniz’in kuzey batısı mı? Karadeniz’de suların ısınması ile “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” tekrar gündeme geldi.

21:59:21 | 2021-04-17

Ukrayna'ya bağlı Donetsk Oblastı'ndaki iktidar boşluğu, ekonomik sorunlar ve Kiev'deki geçici hükümetin zafiyetleri, bölgedeki Ruslar arasında ayrılıkçı duyguları besliyor.  Aynı zamanda Ukrayna Merkezi İktidarı tarafından desteklenen “Nazi Özentisi Grupların” varlığı bu ayrılık arzusunu Rus etkisindeki nüfus açısından tetikliyor.  Bir de bunun üzerine Ukrayna'nın “doğu bölgelerindeki” ekonomik sorunlar –ekonomik ayrımcılık- Rus nüfus arasında ayrılıkçı politikalarını körüklüyor. 

Kırım Ukrayna'dan ayrılıp Rusya'ya bağlanmaya hazır görünürken, biraz daha kuzeye doğru çıktığımızda, Ukrayna'nın doğusundaki maden zengini Donetsk bölgesinde karışıklığın arttığına tanık oluyoruz. Ayrılıkçılığın bölgede geleneksel olarak pek bir tesiri bulunmuyor. Yine de ekonomik durgunluk, Kiev'deki hükümetin zafiyetleri ve güvenilir yerel yöneticilerin olmayışı, burasını Rusya'ya yakınlaştırıp, Avrupa Birliği’nden (AB)  uzaklaştırıyor. Ancak ortaya çıkan gerginlikler, basit bir doğu-batı veya Rusya-Ukrayna anlaşmazlığından daha karmaşık ve ayrıntılı.

Etnik Ruslar da dahil, halkın çoğunluğu 1991'deki bağımsızlık çabalarına destek verdi. Fakat siyasi bağımsızlık ekonomik refah getirmeyince, Donetsk de ağır biçimde Rus pazarına bağımlı kaldı. Dolayısıyla bölgenin geleceğine dair kamuoyunda yürütülen tartışmaların merkezinde, sadece etnik kimlik meselesi değil, ekonomik gerginlikler de var. Özellikle ülkenin doğusunda yoğunlaşan ağır sanayi ve ekonomik işleyiş  Rusya’nın etkisinde faaliyetlerini yürütüyor.  Ülkede 2001 yılında yapılan nüfus sayımına göre, Donetsk halkının yaklaşık yüzde 57'si kendilerini Ukraynalı olarak tanımlıyor. Yüzde 43’ü ise Rus olarak nitelendiriyor. Genel olarak Ukrayna Coğrafyasının yüzde 62’si kendini Ukraynalı olarak tanımlarken, yüzde 38’i Rus olarak tanımlıyor.

Ukrayna’da 2004 yılındaki “Turuncu Devrim” ile ülke yönetimi Rusya’dan batıya dönmeye başladı. Ukrayna’daki krizin başlangıcı ise 22 Kasım 2013’te Yanukoviç hükümetinin AB Ortaklık Anlaşması’nı imzalamayı reddetmesi üzerine ortaya çıktı. Bu karar sonrası Batı yanlısı muhalefet ve destekçileri sokaklarda ve meydanlarda gösteriler düzenlemeye başladı. Demokratik seçimlerle 2010’da iktidara gelen Yanukoviç, Rus yanlısı politikalar izleyeceğini hükümeti devralmadan önce belli etmişti.  Rusya Yanukoviç yönetimindeki Ukrayna ile 17 Aralık 2013’te bir anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşma gereği Rusya Ukrayna’nın 15 milyar dolar değerindeki devlet tahvillerini satın almayı kabul etti ve Ukrayna’ya satılan doğal gazın fiyatını da düşürdü. Bu batı yanlısı gösterilerin şiddet grafiğini artıran sebeplerden bir diğeri olmuştu.

2013 ve 2018 yılları arasında ülkenin doğusunda düşük yoğunluklu çatışmalara dönüşen gerilim sonucunda doğuda Rusya yanlısı  Donetsk Halk Cumhuriyeti Denis Pushilin önderliğinde ilan edildi.

2014 yılında ise;  Sivastopol’da Rus yanlısı gösteriler başladı, Rus bayraklarını göndere çeken, Rusya destekli olduğu iddia edilen silahlı milis güçler bir çok bölgeyi ele geçirdi. 6 Mart’ta Kırım Yüksek Konseyi 16 Mart tarihinde Kırım’ın Rusya’ya katılıp katılmayacağını belirleyen referandum yapacaklarını açıkladı. 16 Mart 2014’de yapılan referandumda Kırım’da %96.77, Sivastopol’de ise %95.6 oranında Rusya’ya bağlanma yönünde oy çıktı. 17 Nisan 2014 tarihinde  Putin  Kırım’ın  Rusya’ya katılmasını onaylayan imza ile Kırım resmen Rusya topraklarına dahil oldu.

Konunun Bizi İlgilendiren Kısmı: “Montrö Boğazlar Sözleşmesi”

Karadeniz’de yaşanacak herhangi bir gerilimde ilk akla gelen Montrö Boğazlar Sözleşmesidir.  Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1936'da imzalanan ve Türkiye'ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren uluslararası sözleşme. Sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verir ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garanti eder.

Nitekim;  ABD Karadeniz’de yaşanan son gerilimde iki adet savaş gemisini; Karadeniz’e  göndereceğini önceden yetkililere bildirdi. Uluslararası Hukuk açısından bu gerekliydi. Yıllarını bu işe vermiş Büyükelçiler ve Amiraller konu ile ilgili açıklamalar yaptı. Sonrasında yaşananları hepimiz biliyoruz. Konu ile ilgili hiçbir yetkinliği olmayan magazin figürlerinin “montrö tartıştığı” ülkemde konunun uzmanı Amiraller  gözaltı ile cezalandırıldı. 

Tam bu sırada Rusya Devlet Başkanı Putin; Önce ABD Başkanı ardından da AKP Genel Başkanını aradı. Ukrayna sınırına  askeri yığınak yaptı. ABD, Putin’in telefonu sonrası; gönderdiği askeri gemileri Girit’teki NATO Üssü’ne demirledi.  

Karadeniz’deki yeni krizde bu şekilde bir sonraki “krize” kadar  sönümlendi.   

 

Kaynakça

https://tr.wikipedia.org/wiki/2014_K%C4%B1r%C4%B1m_krizi

http://www.bbc.com/turkce/haberler/2014/01/140123_ukrayna_soru_cevap

http://ydemokrat.blogspot.com.tr/2015/05/ukrayna-krizi-ve-rusyann-bat-ile-satranc.html

https://tr.sputniknews.com/avrupa/20150913/1017707445.html

 

Haber Analiz

World Media Group (WMG) Haber Servisi

World Media Group (WMG) Haber Servisi




ETİKET :   karadeniz-rusya-abd-ukrayna-tr-montro

Tümü