İzmir'in İşgali ve Hasan Tahsin

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Meşalesini yakmasını hızlandıran bir gelişme olarak İzmir'in Yunanlılarca İşgali ve Kahraman Hasan Tahsin olayı...

14:58:27 | 2025-05-16

HASAN TAHSİN (OSMAN NEVRES’E) SAYGIYLA...
Tarih 14 - 15 Mayıs 1919
Yunan İşgal gemilerinin Ege sularında ilerlediğini ve İzmir Körfezi’ne doğru yol aldığı haberinin aldıklarında İzmir Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi üyeleri Varyant’taki Maşatlık Meydan’ında toplandılar. 14 Mayıs'ı 15 Mayıs'a bağlayan gece binlerce İzmir'linin toplandığı meydanda; dönemin Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa ve Hukuk-u Beşer gazetesinin başyazarı Hasan Tahsin’in kendisi halkı direnmeye çağıran konuşmalar yapmışlardı.
Konuşmasında Paris Barış Konferansı kararlarını sert bir dille eleştirdi ve Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları) gazetesinde yazdığı gibi "Burayı Yunan'a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var" diyordu. Bu geceye yakın akşam üzeri Moralızade Halit Bey, Mustafa Necati ve Ragıp Nurettin'in bir grup vatansever ile birlikte hazırladığı, "Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi" tarafından dağıtılan bildiride.
“…Ey bedbaht Türk!.. Yunan hakimiyetini kabule taraftar mısın? Artık kendini göster. Tekmil kardeşlerin Maşatlık Meydanındadır. Oraya yüzbinlerle toplan.. Orada zengin, yoksul, bilgin, cahil yok. Fakat Yunan egemenliğini istemeyen bir mutlak çoğunluk var. Geri kalma!.. Binlerle - yüzbinlerle Maşatlık'a koş. Ve Millî Kurul'un buyruğuna uy.” deniyordu.
Toplantı sonunda direniş kararı çıkmasına karşın İlk kurşunu atma kararı alınmamıştı. Bu durum onu tatmin etmedi. Kendisi Yunan askerlerine karşı bir plan dahilinde karşı koymayı düşünüyordu. Gece yarısı evine geldi ve planını gözden geçirdi. Uyudu.
Birinci Kordon’daki Sporting Kulüp’ün birkaç sokak arkasındaki kiraladığı Rum evinden ayrılırken şafak sökmek üzereydi, kız kardeşi Melek (Gökmen) ile vedalaştı. Evden çıktıktan sonra Hukuk-i Beşer gazetesini bastığı matbaada çalışan çırağıyla kız kardeşine bir not gönderdi. Bu notta evden asla çıkmamasını, kendisi gelinceye kadar beklemesini, şayet kendisi gelmez ise; “Hatıra Nakliyat İthalat Ve İhracat Şirketi” aracılığıyla tanıştığı ve iş yaptığı, Henrick Deniz Nakliye Şirketi Sahibi ve İsveç Fahri Konsolosu Mr. Van Der Zee isimli şahsın gelerek kendisini alacağını iletti. (Hasan Tahsin/Osman Nevres’e ait olan Hatıra Şirketi ile Van Der Zee’ye ait Henrick Şirketi arasında normal nakliye / ticari ilişkileri dışında, İsveç’ten gelen silah ve mühimmatın Anadolu içlerine ulaştırıldığı ve Kuvva-i Milliyeye sevkedildiği gayr-ı resmi ilişkilerin de olduğunu biliyoruz.) İlk kurşunu sıktığında kardeşine yönelecek Yunan işgal kuvvetlerinin şiddetinden kardeşini korumak için gerekli bağlantıları kurmuştu. Aslına gerçekleştirilen “İLK KURŞUN” operasyonunda, ölümü göze almıştı. Ancak küçükte olsa hayatta kalma ihtimali olduğunu düşünmekteydi. Öyle olmadı.
Gözleri kadar koyu takım elbiseli, 31 yaşında bir delikanlı köşe başında bekliyordu. İzmir Kordonboyu olabildiğince kalabalıktı. 1888 Yılında Selanik’te başlayan yaşamı, bu gün İzmir Saat Kulesi’nin altında sonlanacaktı.
15 Mayıs 1919 saat 8:55 sularında Patris ve Antronidos adlı Yunan gemisi Kordon'daki Klonarid Gazinosu'nun karşısındaki rıhtıma yanaştı ve Albay Saphiropolis komutasındaki Yunan tümeni ilk olarak karaya ayak bastı. Önce bir alay rıhtıma çıkarak düzene girdi. İlk tabur öncü olarak Kokaryalı yönüne yürüyüşe geçti. En önde Yunan sancaktarı teğmen, arkasında Yarbay Istavriyanopulos atı üzerinde ve hemen arkasında zafer marşları çalan bando ilerliyordu.Öncü tabur da onları izliyordu. O sırada; koyu takım elbiseli kahraman, askeri otelin karşısındaki çınarın dibinde bekliyordu. Yunan alayının başı Kokaryalı tramvay durağı yakınlarına geldiğinde o birden yola fırladı ve "Olamaz, olamaz, böyle ellerini sallaya sallaya giremezler" diye bağırdı. Revolverini çıkardı. İlk kurşunu sıktı ve Yunan bayraktarı teğmeni alnından vurarak öldürdü. Kurşunu bitene kadar da direndi. Panikleyen Efzun Alayı toplu bir saldırı olduğunu zannederek ilk başta dağıldıysa da, ardından ağır silahlarla ve savaş gemisinden karşı ateş açtı. Açılan karşı ateşle 31 yaşında şehit oldu. Cenazesi efzun askerlerince defalarca süngülendi ve naaşı şehit edildiği İzmir Saat Kulesi'nin altında üç gün kaldı. Sonrasında Harmandalı’daki aile arazisine gömüldü.
  

HASAN TAHSİN (OSMAN NEVRES’E) SAYGIYLA...
Recep Oğlu Osman Nevres / Hasan Tahsin Kronolojik Bilgiler ve Arşivler
(1888 Selanik - 15 Mayıs 1919 İzmir)
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile aynı sokakta ikamet eden ve yedi yaş küçük olan Osman Nevres; Mustafa Kemal'in de okuduğu Şemsi Efendi Okuluna gitti. Sonra Selanik Feyziye Mektebi'ni bitirdi. Ardından burslu olarak Paris Sorbonne Üniversitesi'nde siyasal bilimler öğrenimi gördü. İttihat Terakki Fırkası'na girdi ve Teşkilat-ı Mahsusa'da görev aldı. İstanbul'a döndükten sonra, Osmanlı Devleti aleyhine Balkanları karıştıran İngiliz istihbarat teşkilatı adına çalışan Buxton kardeşlerin bu faaliyetlerini önlemekle görevlendirildi. Buxton kardeşlere Bükreş'te bir tünelde suikast düzenleyen Osman Nevres, 10 yıla mahkum edildi. Almanya’nın Romanya’ya girmesi sonucu, 1916'da Romanya'dan serbest kaldı. Adını Hasan Tahsin olarak değiştirip 1918'de İzmir'e yerleşti ve Hatıra Nakliyat İthalat Ve İhracat Şirketi adlı şirketi kurdu. Sosyalist fikirleri savunan Hukuk-ı Beşer(İnsan Hakları) gazetesini yayımladı. Bu gazetede; kadın hakları, ulusal haklar, işçi hakları üzerine dönemine göre oldukça ileri fikirleri savundu.
* Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde, 9 Ağustos 1919 tarihli “İzmir Fecayii” adlı dosyada, İzmir Jandarma Alay Kumandanı Kaymakam Ziya Bey’in, Dersaadet Umum Jandarma Kumandanlığı’na 20 Mayıs 1919’da gönderdiği telgrafta, şehit edilenler şöyle açıklanıyor: ”...Kışlada 14 kişi şehit edildi. İzmir Askerlik Şubesi Reisi Miralay Fethi Bey, Ahmet Bey ve Kolordu Levazım Müdürü Fahrettin Efendi vardı. Sanayi Mektebi talebesi İhsan Efendi, Ziraat Bankası önünde şehit edildi. Manisalı muhallebici Ahmet Ağa parçalanmıştır. Fahri ve Refik Hüseyin Avni, Giritli Hüseyin Efendiler, vazifeleri başında şehit edilmişlerdi. Hukuk-u Beşer Gazetesi sahibi ve ser muharriri (Başyazar) Hasan Tahsin Recep Bey, ikametgahında şehit edilmiştir.”
(Buradaki bilgi ışığında; Hasan Tahsin’in silahındaki mermiler bittiğinde; Birinci Kordon’daki Sporting Kulüp’ün birkaç sokak arkasındaki evine doğru çekildiği ve çatışmaya devam ettiği sonucu çıkabilir. Yunan askerleri tarafından şehit edildikten sonra naaşının İzmir Saat Kulesi önüne getirildiği ve üç gün boyunca burada bırakıldığı da kayıtlarda mevcut.)
* Yunan İşgal Komutanlığı tarafından Matbuat ve Sansür Müdürlüğü’ne getirilen Mihail Rodas’ın anıları, 1925’te, İzmir’de yayınlanan Anadolu Gazetesi’nde yayınlanmıştır. Mihail Rodas; Hasan Tahsin’le ilgili şu bilgileri aktarmaktadır.
“...Ayakta olan bu Türk kitlesi arasında Hukuk-u Beşer Gazetesi’nin genç Çerkes muharriri Hasan Tahsin’e tesadüf ettim. Gazetesinde Bolşevik tarzında müteaddit sosyalist makalat neşretmiş idi. Hasan Tahsin’i müteheyyiç halk arasında gördüğüm vakit, kendisinden vaziyeti sordum. Hiç tereddüt etmeden bana; ahval icap ederse, ertesi günü Türk ahalinin müdafaası için o safta bulunacağı cevabını verdi. Gerçekten de genç Çerkes muharririn cesedi, 15 Mayıs’ta öğleden sonra Kışla önünde bi-ruh olarak bulundu.”
(Buradaki bilgi ışığında; Hasan Tahsin’in iyi eğitim almış entelektüel yurtsever bir sosyalist olduğu ve çerkez olduğu anlaşılıyor. Aynı zamanda; karamandan göç eden bir göçer – yörük sülalesinden olduğu yönünde de iddialar var. Tüm bunların yanı sıra; bazı istiklal savaşı ve cumhuriyet düşmanı çevrelerce; Sebateyist / Yahudi olduğu yönünde hiçbir belgeye dayanmayan söylemlerde mevcuttur. Ayrıca olabilir de… Ancak tüm bu söylemler ve iddialar onun gözü kara bir Kurtuluş Savaşı kahramanı, yurtsever bir devrimci olduğu gerçeğini değiştirmez.)
İlker Kaplan

World Media Group (WMG) Haber Servisi




ETİKET :   hasan-tahsin-

Tümü