Yapay zekadan geçmeyen markalar biraz eksiktir
2025'te yapay zekâ (AI), çevrimiçi iletişimde kişiselleştirmenin temel taşı olacak. Bu noktada markalar, tüketici davranışlarını ve tercihlerini derinlemesine analiz ederek her bir kullanıcının ihtiyaçlarına özel, bireyselleştirilmiş deneyimler sunma yolunda daha etkili adımlar atacak. Her geçen gün hızla gelişen yapay zekâ sayesinde e-posta kampanyalarından web sitesi içeriklerine, reklam hedeflemelerinden müşteri hizmetlerine kadar birçok alanda çok daha yoğun bir şekilde kişiye özel çözümler üretilecek. Dolayısıyla tüketicilerin markalarla olan etkileşimleri artarken sadakat oranları da yükselecek. Tam da bu aşamada Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) teknolojilerinden bahsetmemek olmaz. AR ve VR teknolojileri, 2025'te çevrimiçi dünyayı tamamen dönüştürecek. Bu teknolojiler, özellikle e-ticaret, eğitim ve eğlence sektörlerinde kullanıcı deneyimini zenginleştirerek alışveriş sürecinden öğrenme deneyimlerine kadar birçok alanda devrim yaratacak. Markaların tüketicilerle daha derin bağlar kurmasını sağlayan bu teknolojiler, zihinlerde unutulmaz izler bırakılmasına imkan tanıyacak.
Kısa video ve hikâye formatlarının dominasyonuna hazır mısınız?
Her şeyin hızlı yaşandığı sosyal medyada uzun uzun izlemiyor, okumuyoruz! Dolayısıyla yeni dönemde, kısa video formatları ve hikâye anlatımı çevrimiçi içerik stratejilerinde merkezde olacak. TikTok, Instagram Reels ve YouTube Shorts gibi platformların öncülüğünde kısa ve öz video içerikleri, tüketici dikkatini çekmede en etkili araçlardan biri haline gelecek. Markalar, yaratıcı ve etkileyici kısa videolarla ürünlerini, hizmetlerini veya hikayelerini geniş kitlelere hızlı bir şekilde ulaştırabilecek. Hikâye formatları ise kullanıcıları anlık olarak etkilemenin yanı sıra markaların daha samimi ve şeffaf bir iletişim kurmasına olanak tanımaya devam edecek.
Arama alışkanlıklarımız değişiyor
Sesli aramalar ve dijital asistanlar, çevrimiçi arama alışkanlıklarında giderek daha fazla önem kazanıyor. 2025 yılı itibariyle Google Asistan, Alexa ve Siri gibi sesli asistanlar üzerinden yapılan aramalar, geleneksel yazılı aramaların önüne geçecek gibi görünüyor. Bu nedenle markaların SEO stratejileri sesli aramalar için optimize edilme yolunda önemli aşamalar kaydedecek. Ayrıca sesli asistanlar ile uyumlu içerikler üretmek, markaların dijital görünürlüğünü artıracak ve kullanıcılarla daha doğal bir etkileşim kurmasını sağlayacak.
Biz etkinliğin hibrit olanını severiz
Pandemi sonrasında yaygınlaşan hibrit etkinlik ve toplantılar, 2025'te iletişim dünyasında kalıcı bir yer edinecek. Bu etkinlikler, fiziksel ve dijital katılım seçeneklerini bir araya getirerek geniş bir kitleye ulaşmayı mümkün kılmaya devam edecek. Hibrit etkinlikler hem organizasyonel esneklik sağladığı hem de sürdürülebilirlik açısından avantajlı olduğu için karbon ayak izini azaltarak çevreye duyarlı bir seçenek sunacak. Ayrıca etkinliklere katılımı artırmak ve katılımcılar arasında etkileşimi güçlendirmek için sanal ağ oluşturma fırsatları da daha yoğun olarak sunulacak.
Tasarım odaklı deneyimsel pazarlama ile cesur işler geliyor
2025 yılında, fiziksel mağazalar ve etkinliklerde deneyimsel pazarlama başrolü alacak. Bu bağlamda mağaza içi etkinlikler, interaktif sergiler, VR/AR destekli deneyim alanları gibi uygulamalar, tüketicilerin ilgisini çekmek için daha yoğun olarak kullanılacak. Tasarım odaklı bu deneyimsel pazarlama çalışmaları, sadece ürünleri tanıtmakla kalmayacak, aynı zamanda markanın hikayesini anlatma ve tüketiciyle duygusal bağ kurma noktasında önemli bir rol oynayacak. Ayrıca bu tür etkinlikler, sosyal medyada paylaşılabilir içerikler üreterek çevrimiçi varlığı da destekleyecek.
Sürdürülebilirlik uzun vadeli başarının temeli olacak
Gittikçe daha sık konuşulan sürdürülebilirlik, 2025 yılında markaların iletişim stratejilerinde de en öncelikli konulardan biri haline gelecek. Tüketiciler, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir markaları tercih etmeye daha yatkın hale gelecek. Bu nedenle artık çok daha fazla marka, çevre dostu materyaller kullanarak ambalaj tasarımlarını yenileyecek, geri dönüştürülebilir ürünler sunacak ve çevresel etkilerini azaltmaya yönelik girişimlerini artıracak. Ve elbette sürdürülebilirlik, artık çevre ile sınırlı kalmadan çok daha geniş çerçevede benimsenen ve şirket politikalarına entegre edilen bir yaklaşım olma yolunda çok daha büyük adımlarla yol alacak. Sürdürülebilirlik odaklı çalışmalar, toplumsal sorumluluklarını yerine getiren markaların tüketici nezdinde güven ve saygınlık kazanmasına katkıda bulunacak ve uzun vadeli başarıları destekleyen güçlü bir araç olacak.
World Media Group (WMG) Haber Servisi