2019 yılı Aralık ayında Çin’in Wuhan şehrinde görülen ve kısa sürede tüm dünyaya dalga dalga yayılan Covid-19 virüsü, dünya ekonomisinde tüm dengeleri alt üst etti. Pandemi sürecinde perakende zincirleri mağazalarını kapattıkları için ihracatçılarımızın aldığı siparişler ötelenirken, yeni siparişlerin alınması azaldı.
2020 yılının Mart-Nisan-Mayıs aylarında Covid-19’un etkilerini ihracat rakamlarımızda da yoğun bir şekilde hissettik.
Hazırgiyim sektörümüz 2019 yılının Mart-Nisan-Mayıs aylarında 4 milyar 797 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırmışken, 2020 yılında pandeminin en yoğun hissedildiği üç aylık dönemde ihracatımız 2 milyar 630 milyon dolarda kaldı. İhracatımız bu dönemde yüzde 45 eridi.
Türkiye’nin hazırgiyim ihracatına yıllık 1,3 milyar dolar katkı sağlayan Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğimiz 2019 yılının Mart-Nisan-Mayıs döneminde 342 milyon dolar dövizi hanesine yazdırmışken, 2020 yılının aynı döneminde 191 milyon dolarda kaldı. Pandemi döneminde ihracattaki kaybımız yüzde 44 oldu.
Covid-19 salgını 2.Dünya Savaşından bu yana, dünya ekonomisini en çok sarsan gelişme oldu. Bu sarsıntıdan en çok etkilenen sektörlerden biri de ana ihraç pazarı pandemiden en fazla etkilenen ülkelerin bulunduğu Avrupa (özellikle İtalya, İspanya, İngiltere) olan hazır giyim sektörümüzdü
Bu dönemde Hükümetimiz tarafından sağlanan Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) sayesinde sayısı 2 milyon kişiyi aşan nitelikli iş gücümüzü korumayı başardık.
Haziran ayıyla birlikte ihracatımızda toparlanma başladı. 2019 yılı Haziran ayında 1 milyar 85 milyon dolar olan Hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatımız 2020 yılı Haziran ayında yüzde 25’lik artışla 1 milyar 357 milyon dolara tırmandı.
Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği olarak, 2019 yılı Haziran ayında 80 milyon dolar olan ihracatımızı 2020 yılı Haziran ayında yüzde 29’luk yükselişle 104 milyon dolara taşıdık.
Türk Hazırgiyim sektörü esnek yapısı ile pandemi döneminde maske, koruyucu önlük ve tulum üretimine yoğunlaştı ve yakaladığımız ihracat artışında bu ürünlerin payı büyük oldu.
2020 yılının ikinci yarısında sonbaharda pandemide ikinci bir dalga gibi olumsuzluk yaşamadığımız takdirde pandeminin etkilerinin azalmasını ve ihracattaki artış trendimizin devam etmesini bekliyoruz.
Pandemi sonrası sürdürülebilir bir yapıya sahip olmayı hedefliyoruz. İşte bu noktada modada sürdürülebilir üretim daha da elzem bir şekilde gündeme geliyor.
Tekstil ve hazırgiyim sektörünün bilinen algısı petrolden sonra dünyamızı en çok kirleten sanayii olduğu yönünde.
Bu olumsuz algıyı değiştirmek için pandemi öncesinde çalışmalarımıza başlamış ve 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan etmiştik.
Bu dönemde sürdürülebilirlikle ilgili URGE projesi, Moda Devrimi Sergisi gibi birçok organizasyon ve proje yaptık.
Birleşmiş Milletler destekli dünyanın en büyük sürdürülebilirlik platformu olan Global Compact’a üye olan ilk İhracatçı Birliğiyiz.
Bu sene 15.sini düzenlemeyi planladığımız ancak pandemi nedeniyle ileri bir tarihe ertelemek zorunda kaldığımız EİB Moda Tasarım Yarışmamızın temasını da sürdürülebilirlik çerçevesinde oluşturduk.
Bu kapsamda sürdürülebilirlik denince akla ilk gelen ülkelerden olan İsveç’in konuyu ele alış biçimi ve moda markalarının yaklaşımlarını öğrenmek için webinar toplantısı gerçekleştirdik.
İsveç Türkiye Ticaret ve Yatırım Ataşesi Edin Erkocevic, İsveç Tekstil ve Konfeksiyon Sanayicileri Birliği Genel Sekreteri Cecilia Tall ve H&M Avrupa Sürdürülebilirlik Müdürü Hülya Sevindik Özyiğit sürdürülebilirlik ile ilgili deneyimlerini üyelerimizle paylaştı.
Pandemi döneminde alışık olduğumuz pazarlama yöntemleri devredışı kaldığı için online pazarlama konusuna ağırlık verdik.
World Media Group (WMG Haber Servisi
World Media Group (WMG) Haber Servisi