Fintek Yatırımlarında Güven Öne Çıkıyor

Fintek sektörü, son birkaç yıldır yaşanan “hiper büyüme” döneminden “akıllı ve sürdürülebilir büyüme” anlayışına doğru evriliyor. Artık yatırımcılar sadece kullanıcı sayısına veya indirme oranlarına değil; gelir modeli netliği, regülasyon uyumu ve operasyonel ölçeklenebilirlik gibi sağlam temellere odaklanıyor. MARO Kurucusu Lale Maro, bugünün yatırımcısının yalnızca büyüme değil, sürdürülebilirlik ve güven de görmek istediğini belirtiyor.

Finansal teknolojiler dünyası, hızla değişen yatırım trendleriyle birlikte artık daha sürdürülebilir ve sağlam temeller üzerine odaklanıyor. Sektörde yaşanan bu dönüşüm, büyümeden çok veri odaklılık ve istikrarlı iş modellerinin ön plana çıkmasına neden oluyor.

2024'ün ikinci yarısında global fintek yatırımları yeniden ivme kazanırken, yatırımın yönü de değişti. Yapay zeka destekli fintek çözümleri, RegTech ve InsurTech alt segmentleri ile API-first mimariyle çalışan platformlar, yatırımcıların en fazla ilgi gösterdiği alanlar arasında yer alıyor.

Türkiye'de ise yatırımcıların seçiciliği artıyor. Erken aşama yatırımlarda ürün-pazar uyumu, gerçek kullanıcı geri bildirimi, hukuki ve mali altyapı netliği, finansal tabloların şeffaflığı ve çapraz API entegrasyon kabiliyeti gibi kriterler daha fazla önem kazanıyor.
Türkiye özelinde yatırımcıların artık daha seçici olduğunu vurgulayan MARO Kurucusu Lale Maro, “Erken aşama yatırımlarda ürün-pazar uyumu, gerçek kullanıcı geri bildirimi, hukuki ve mali altyapı netliği, finansal tabloların şeffaflığı ve çapraz API entegrasyon kabiliyeti gibi kriterler daha fazla önem kazanıyor. Yerli girişimler, özellikle ödeme çözümleri ve mikrofinans alanlarında bölgesel ölçekte büyüme potansiyeli gösteriyor. Körfez ve Orta Asya pazarları, Türkiye merkezli fintek'ler için yeni odak alanları haline geldi” diyor.

Durum tespiti (due diligence) ve kurumsallaşma önem kazanıyor
Dünya genelinde risk sermayesi firmaları artık daha fazla durum tespiti (due diligence) süreçleri uyguluyor.  Kurumsallaşma sinyali veren, KPI bazlı raporlama yapabilen ve yetkin ekipleri olan girişimler yatırımcıların radarında üst sıralarda yer alıyor. Ayrıca çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) uyumu da yatırım kriterlerine entegre ediliyor. Bu yaklaşım sadece etik bir tercih değil; aynı zamanda risk yönetimi ve uzun vadeli değer yaratımı açısından da stratejik önem taşıyor.

Türkiye'nin bilişim ve fintek sektöründeki büyüme rakamları
TÜBİSAD Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 2024 Pazar Verileri' raporuna göre Türkiye'nin bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü TL bazında yüzde 53 büyüyerek 1 trilyon 203,5 milyar TL hacme ulaştı. Dolar bazında ise sektör yüzde 11 artışla 36,7 milyar dolara çıktı. Dijital ödeme sistemleri yüzde 32 büyüme oranıyla dikkat çekiyor. Sektör oyuncularının büyük bir yüzdesi, önümüzdeki iki yıl içinde yapay zeka tabanlı ürün ve hizmet yatırımlarına öncelik vermeyi planlıyor. Raporda ayrıca API ekonomisinin fintek girişimlerinin değerlemesinde güçlü bir kaldıraç etkisi yarattığı vurgulanıyor.

Uluslararası kıyaslamalar da Türkiye fintek ekosisteminin yüksek büyüme potansiyelini ortaya koyuyor. Türkiye'nin BT harcamalarının GSYH'ye oranı yüzde 1,5 seviyesindeyken, AB'de bu oran yüzde 2,7, OECD'de ise yüzde 3,2 civarında bulunuyor. Kişi başına BT hizmet harcaması Türkiye'de yaklaşık 300 dolar iken, AB ortalaması 1.200 dolar seviyesinde. Bu durum, yerel pazarın henüz doygunlaşmadığını ve ölçeklenme için önemli fırsatlar sunduğunu gösteriyor.

2025 ve sonrası veri ve performans dönemi
MARO Kurucusu Lale Maro, bu gelişmelere ilişkin şunları söylüyor: “Bugünün yatırımcısı, sadece hızlı büyüme görmek istemiyor; sürdürülebilirlik ve güven temelinde sağlam, veri odaklı iş modellerini önceliklendiriyor. Finansal teknoloji girişimleri için artık başarı, sadece fikir değil; ölçülebilir sonuçlar, güçlü ekip ve regülasyon uyumuyla kanıtlanmalı.”

Finansal teknoloji alanında 2025 ve sonrası dönemin, yatırımcıları veri ve performans göstergeleriyle ikna etme dönemi olacağına dikkat çeken Maro, başarılı girişimlerin sürdürülebilir büyüme için güçlü altyapı ve kurumsal disiplinle yol alması gerektiğini vurguluyor.