Uzmanlık Alanları ve Yetkinlik Sertifikasyonla Kazanılamaz
Yönetmelikte yapılan bu değişiklikten önce; uzmanlık eğitim müfredatlarında bahsi geçen estetik işlemlerin yer aldığı Dermatoloji ve Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanları ile 2008 yılına kadar bakanlığımızca sertifikalandırılmış Medikal Estetik Hekimleri yapmaya yetkiliyken, bu düzenlemenin hayata geçirilmesiyle tüm tıp hekimlerinin estetik uygulamaları yapma hakkı gündeme gelebilecektir. Yani bu hak, uzmanlık eğitimi müfredatında estetik işlemler yetkinliği olan branşların yanı sıra, bakanlıkça onaylanacak bir sertifikasyon programını tamamlamış olan hekimler için söz konusu olabilecektir.
Dernek olarak, tıbbi estetik uygulamaların ancak uzmanlık eğitimi sırasında kazanılan yetkinliklerle gerçekleştirilmesi gerektiğini her zaman vurguladık. Ancak, bu yeni düzenleme hem uzmanlık alanlarının sınırlarını hem de halk sağlığını ciddi şekilde riske atacaktır.
Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanlığı 6 yıl tıp fakültesi eğitiminden sonra tıpta uzmanlık sınavı kazanılarak girilen ve 4 yılda tamamlanan bir eğitimdir. Eğitim süresince deri sağlığının korunması, deri hastalıklarının önlenmesi ve tedavisi, medikal ve girişimsel tedaviler, takipler, tedavilerin komplikasyonlarının önlenmesi ve yönetimi derinlemesine öğretilir. Tıbbi estetik işlemler de tıpta uzmanlık eğitiminin ayrılmaz bir parçasıdır ve “sadece cilt altı enjeksiyon” söylemi ve basit sertifikasyon programıyla bu konuda “yetkinlik” kazanılması mümkün değildir.
Estetik tıbbi müdahalelere yalnızca “bir cilt altı enjeksiyonu” olarak bakmak doğru değildir ve bu yaklaşım uzmanlık alanımızı basitleştirmektedir. “Her hekim enjeksiyon yapmayı bilir” düşüncesi, yetkinlik ve uzmanlık sınırlarının ihlaline yol açmaktadır. Bu durum, tıpta uzmanlık sınavının anlamını yitirmesine sebep olmaktadır. Oysa gerçekte, tıbbi estetik işlemler ciddi komplikasyon potansiyeli taşıyan müdahalelerdir. Dört yıllık dermatoloji uzmanlık eğitimi sırasında, deriyi ve hastalıklarını en iyi şekilde anlamak, hangi hastaya hangi işlemin yapılabileceğini, hangi durumlarda yapılmaması gerektiğini, komplikasyonların nasıl önlenip yönetileceğini ve gerektiğinde nasıl tedavi edileceğini öğrenmek, dermatoloji uzmanlarına bu yetkinliği kazandıran temel unsurlardır.
“Sertifikasyon”, temel bir eğitimden sonra söz konusu bu temel alanın daha özel bir alanı için yetkinlik kazandıran bir programdır. Estetik tıbbi işlemlerde yetkinlik sertifikasyonla elde edilemez. Bu işlemlerin yetkinliği uzmanlık eğitimi içinde gerçekleştirilir. Bu nedenle yeni düzenleme doğrultusunda yönetmelik maddesinde yer alan “sertifikasyon sahibi” ibaresi haklı tartışmalara yol açmıştır. Söz konusu ifadeler, tüm tabiplerin “sertifikasyon” ile medikal estetik uygulamalar yapabilmesinin kapısını aralamakla birlikte, uzmanlık ve yetkinlik ihlali sonuçlarını doğurabilecek niteliktedir. Bakanlığın tarafımızın da görüşlerine başvurarak, sonuçlarından doğacak zararı önlemek için, bu konuda açık bir genelge yayınlayarak durumu netleştirmesi ve sınırları çizmesi temennimizdir.
Halk Sağlığı ve Sağlık Turizmi Tehlikede!
Sertifikasyonla kazanılamayan bir yetkinlik temelinde gerçekleştirilecek tıbbi müdahaleler, komplikasyonlara ve tıbbi hatalı uygulamalara yol açarak, nihayetinde önlenmesi ve kontrol altına alınması mümkün olmayan bir halk sağlığı sorununa dönüşecektir.
Tüm hekimlere estetik uygulama yapma yetkisi tanınması sonucunda, estetik uygulamalara yönelecek cerrahlar ve dahili branş hekimleri nedeniyle alanında çalışacak uzman doktor sayısı azalacak; bu durum, hayati tehlike yaşayan vatandaşlara müdahale edebilecek branş hekimi bulunamaması gibi ciddi bir soruna yol açabilecektir.
Sertifikasyon programı ile bu yetkinliğin verilmesi, ciddi bir halk sağlığı sorununa yol açarak malpraktis (tıbbi hatalı uygulamalar) ve komplikasyonların önemli ölçüde artmasına neden olacaktır. Zaten sağlık turizmi alanında komplikasyonlar ve malpraktisler nedeniyle birçok ülkede aleyhimize yürütülen karalama kampanyalarının olduğu bir dönemde, bu yeni düzenleme, ülkemizin sağlık turizmi alanında ciddi bir itibar kaybı yaşaması riskini beraberinde getirecektir.
Kamu ve Özel Sektör Dengesizliği Derinleşecek
Kamu hastanelerinde görev yapan sadece dermatoloji ve plastik cerrahi hekimlerinin değil tüm hekimlerin sayısında zaten yetersizlik varken yeni düzenleme tüm hekimlerin estetik uygulamalara yönelmesine sebep olarak bu dengesizliği daha da derinleştirecektir. Uzmanlık alanlarından uzaklaşan hekimler nedeniyle ameliyat yapacak veya acil müdahalede bulunacak doktor bulmak giderek zorlaşacaktır. Özellikle kamu sektöründen özel sektöre geçişlerin artması, halkın kamu sağlık hizmetlerine erişimini daha da zorlaştıracak ve çözümü çok daha karmaşık bir hale getirecektir.
Bakanlığımıza Çağrımız
Öncelikle endişemiz şudur ki, hekimlerin uzmanlık alanlarına girmeyen tıbbi estetik müdahalelerde bulunabilmelerinin önünün açılması, halk sağlığına ve uzmanlık kavramına büyük zarar verecektir. Bu nedenle, halkın bu konuda ciddi bir sağlık tehdidiyle karşı karşıya kalmasını önlemek adına, Bakanlığımıza bu çağrıyı yapmak derneğimizin ve biz uzmanların sorumluluğudur.
Bu kapsamda Sağlık Bakanlığımızdan beklentimiz; bu düzenlemenin halk sağlığına, uzmanlık alanlarına ve sağlık turizmine vereceği zararı önlemek adına acilen iptal edilmesi ve ilgili uzmanların görüşleri doğrultusunda yeniden düzenlenmesidir.
World Media Group (WMG) Haber Servisi