Cumhurbaşkanlığı kararıyla bazı kamu binaları için belirlenen enerji tasarruf hedefinin 2030 yılına kadar yüzde 15’ten yüzde 30’a çıkarılması Resmi Gazete’de yayımlandı. Alınan kararın son derece sevindirici olduğunu belirten İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, kamu binalarının enerji tasarrufunda istenilen hedeflere ulaşılmasının doğru uygulanacak yalıtımla mümkün olacağına dikkat çekti.
Kamu binalarında enerji tasarrufu konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, Resmi Gazete’de yayımlandı. Kamu kaynaklarının verimli kullanılması ve enerji maliyetlerinin azaltılması amacıyla yayımlanan genelgede, 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu’na göre enerji yöneticisi görevlendirmekle yükümlü olan kamu binaları için 2019/18 sayılı genelge ile belirlenen yüzde 15 enerji tasarrufu hedefinin, 2030 yılına kadar asgari yüzde 30 olacak şekilde güncellendiği belirtildi.
Kamu binalarında enerji tasarrufu hedefinin yükseltilmesinin son derece sevindirici bir adım olduğunu dile getiren İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi; “İZODER olarak kurulduğumuz günden bu yana Türkiye genelinde güvenli, enerji verimli ve konforlu binalara sahip olmanın en önemli yollarından birinin tüm binalara doğru yalıtım uygulaması yapılması olduğunun altını çiziyoruz. Bu konuda her fırsatta kamu yetkilileri ile bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunuyoruz. Sürdürülebilir yarınlar için binalarımıza yalıtım yaptırmak hem çevreye hem de ülke ekonomisine yatırım anlamında büyük önem taşıyor. Türkiye, enerjisinin yüzde 71’ini, doğalgazının ise yüzde 99’unu ithal ediyor. Geçtiğimiz yıl enerji ithalatı için yaklaşık 100 milyar dolar harcandı. Bu enerjinin yüzde 31 gibi önemli bir kısmı binalarda tüketiliyor. Oysa ısı yalıtımlı binalar enerji giderlerini yüzde 50 düşürerek bütçeye ve çevrenin korunmasına önemli bir katkı sağlıyor. Sürdürülebilir bir yaklaşımı benimseyerek havaya savrulan enerjimizi geleceğimiz için yatırıma dönüştürebiliriz. Türkiye’de enerji verimliliği ile ilgili olarak mevcut bina stokunun iyileştirilmesi kritik öneme sahip… Bu noktada Kamunun öncü olması ve mevcutta kullanılan verimsiz binalarını enerji verimli hale getirmesini çok kıymetli buluyoruz. Tüm binaların çatı, duvar, döşemelerinde yapılacak ısı yalıtımı ve pencerelerde kaplamalı yalıtım camı üniteleri kullanarak ülkemizin toplam enerji faturası yaklaşık yüzde 15 azaltılabilir. Türkiye’de tüm binaların enerji verimli hale getirilmesiyle (En az C sınıfı binalar) enerji fiyatlarına bağlı olarak her yıl 12-15 milyar dolar tasarruf elde edilebilir.”
Binalarda enerji verimliliği için Isı Yalıtımı Kuralları Standardı TS 825 revizyonu acil bir ihtiyaç…
Sadece kamu binaları için değil tüm binaları kapsayacak çözümlere ihtiyaç olduğunu ifade eden İZODER Başkanı Emrullah Eruslu; “Gelişmiş ülkelerde binalarda enerji verimliliğine yönelik birçok adım atılarak enerji limitleri düşürülürken, ülkemizde 2008 yılında tanımlanmış enerji limitleri kullanılmaktadır. AB’de 2019 yılından bu yana yeni kamu binalarının tümü neredeyse sıfır enerjili olarak üretiliyor. 2020 yılının başından itibaren ise tüm yeni binalar neredeyse sıfır enerjili olarak yapılıyor. Birçok gelişmiş ülkede binalar ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık enerji tüketimi 30-50 kW olacak şekilde yalıtımlı olarak tasarlanıyor ve inşa ediliyor. Ülkemizde ise halen bina enerji tüketimi 100-120 kW/m2yıl (birim metrekare/yıl) seviyesinde. Enerji israfımız gelişmiş ülkeler ile mukayese edildiğinde 3 ila 5 kat daha fazla. Bir an önce Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de tanımlandığı üzere enerji limitlerimizi ve U değerlerimizi gelişmiş ülkeler seviyesine getirilmeliyiz. Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı TS 825 revizyonu bu noktada büyük önem taşıyor. Yakında revize standart ile ilgili de güzel haberler almayı bekliyoruz” diye konuştu.
Daha Kalın Yalıtımla Daha Çok Enerji Tasarrufu
Daha kalın yalıtımla daha çok enerji tasarrufu elde edildiğini vurgulayan Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle bitirdi; “Yalıtım kalınlığı arttıkça sağlanacak enerji verimliliği aynı oranda artar. Buna karşılık kalınlık artışının inşaat maliyetine etkisi oldukça azdır. Yalıtım kalınlığını iki katına çıkardığımızda toplam maliyet ikiye katlanmaz ama bu sayede ısıtma ve soğutmada tasarruf potansiyeli iki kat olur. Isı yalıtımı uygulamaları hem ilk yatırım hem işletme maliyetlerini düşürerek kendini kısa sürede geri öder; bina ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam eder. Genel olarak uygulamalarda yalıtım malzemesinin maliyetinin dışında, yalıtım kalınlığından bağımsız olarak; iskele kurulumu, elektrik, su gibi alt yapı maliyetleri, yapıştırıcı, sıva, dübel, file vb. yardımcı malzeme maliyetleri, boya, dış cephe kaplaması gibi tamamlayıcı malzeme maliyetleri ve işçilik maliyetleri oluşur. Tüm bu maliyetlerin içerisinde yalıtım malzemesinin kalınlığının arttırılmasından oluşacak ilave maliyeti, uygulamadan uygulamaya değişmekle birlikte oldukça düşüktür. Yani iskeleyi kurdurmuş, işçiyi iskeleye çıkarmış, yapıştırıcı, sıva, boya gibi malzemeleri almışken enerji verimliliğini sağlayacak yalıtım levhasını mümkün olduğunca kalın kullanmalıyız. Artık bizim de Antalya ve İzmir gibi sıcak iklim bölgelerinde 6-8 cm, İstanbul gibi ılıman iklime sahip bölgelerde 9-10 cm, Ankara gibi soğuk olan yerlerde 10-12 cm ve Erzurum gibi çok soğuk olan yerlerde 14-15 cm kalınlıklarda yalıtım yapmamız gerekiyor. Yakın gelecekte bu konuda da mevzuatta iyileştirme olacağına inanıyoruz ama o zamana kadar yalıtım yaptıracak herkese mevzuat limitlerinin ötesine geçmelerini ve daha kalın yalıtım yaptırmalarını tavsiye ediyoruz. Benzer durum pencereler için de geçerli. Pencerelerde kaplamasız klasik camlar yerine ısı ve/veya güneş kontrol kaplamalı yalıtım camlarını kullanmalı, üçlü camlama çözümlerine yönelmeliyiz.”
World Media Group (WMG) Haber Servisi