Sürdürülebilirliğin geleceğin rekabet avantajı olduğu yeni dünyada, dijitalleşme yalnızca bir verimlilik aracı değil; çevresel ve toplumsal bir sorumluluğun aracı haline geliyor. Turizm sektörüne yazılım çözümleri sunan Elektraweb, bu dönüşümün ön saflarında yer alıyor. Elektraweb Yönetici Ortağı Nilüfer Durukal Kaya’ya göre, sürdürülebilirlik artık yalnızca "doğayı korumak" değil, aynı zamanda "veriyi doğru kullanmak" anlamına geliyor.
Turizm sektörünün dijitalleşmesine yön veren Elektraweb, çevresel sürdürülebilirliği iş modelinin merkezine alarak sektöre ilham veriyor. “Sürdürülebilirliği sadece bir çevresel sorumluluk değil, aynı zamanda iş dünyasının geleceği için gerekli bir strateji olarak görüyoruz,” diyen Elektraweb Yönetici Ortağı Nilüfer Durukal Kaya, otellerin enerji ve kaynak kullanımını optimize eden yazılım çözümleriyle hem çevresel hem de ekonomik fayda sağladıklarını vurguladı. Elektraweb’in geliştirdiği sistemler sayesinde oteller, karbon ayak izlerini azaltma yönünde somut adımlar atabiliyor.
“Doğal kaynakları verimli kullanmak, çevresel etkileri azaltmak ve aynı zamanda işletmenin uzun vadeli kârlılığını güvence altına almak birbiriyle çelişen hedefler değil. Doğru yazılım altyapısıyla hepsine aynı anda ulaşmak mümkün.” İfadelerini kullanan Elektraweb Yönetici Ortağı Nilüfer Durukal Kaya, “Bu yaklaşım Elektraweb’in sürdürülebilirlik stratejisine de yön veriyor. Sunduğumuz dijital çözümler, otellerin enerji, su ve kaynak tüketimlerini anlık olarak izleyip optimize etmelerine olanak tanıyor. Yapay zeka destekli sistemlerle, sadece geçmiş veriler analiz edilmiyor; geleceğe dair öngörüler de oluşturuluyor. Örneğin, yapay zeka algoritmalarımız enerji tüketiminde anormallikleri tespit ediyor ve otel yöneticilerine çözüm önerileri sunuyor. Büyük veri ve IoT ile desteklenen bu altyapı sayesinde, otellerin karbon ayak izini düşürmelerini sağlıyoruz.” şeklinde konuştu.
Elektraweb’in yazılımları aynı zamanda otellerin operasyonel maliyetlerini düşürmesine yardımcı olurken, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını da kolaylaştırıyor. Kaya, bu noktada teknolojinin yalnızca bir araç değil, bütünsel bir strateji olduğunu vurgulayarak, “Dijital araçlar sadece operasyonu değil, kurum kültürünü de dönüştürüyor. Entegrasyonun başarısını enerji tasarrufu ya da atık azaltımı kadar, çalışanların bu sürece katılımı ve bilinç düzeyiyle de ölçmek gerekiyor.” dedi.
Avrupa Birliği’nin dijital sürdürülebilirlik regülasyonları da bu dönüşümde pusula görevi görüyor. Kaya, Türk teknoloji firmalarının bu süreci sadece bir yük değil, stratejik bir büyüme fırsatı olarak görmesi gerektiğini söylüyor:
“Bu alanda hâlâ boşluklar ve fırsatlar var. Yerli firmalar olarak çevresel etkileri ölçebilen, şeffaf raporlama sunan ve yerel ekonomiyi destekleyen yazılımlar geliştirerek öne çıkabiliriz.”
Türkiye’nin sürdürülebilir dijitalleşme yolculuğunda tüm sektörleri kapsayan iş birliklerinin önemine de dikkat çeken Kaya, çözümün kolektif bir bilinçle mümkün olacağını söyleyerek,
“Kamu teşvikleri, özel sektör inovasyonu ve STK’ların toplumsal farkındalık çalışmaları bir araya gelirse, sürdürülebilir dijital dönüşüm sadece bir hedef değil, ortak bir gerçeklik haline gelir. Veriyle beslenen bu yeni yeşil vizyon, yalnızca doğayı korumakla kalmıyor; işletmeleri daha dirençli, toplumları daha bilinçli ve geleceği daha yaşanabilir kılıyor. Elektraweb, işte tam da bu noktada teknoloji ile sürdürülebilirliği birleştiren köprü olmayı sürdürüyor.” şeklinde konuştu.
World Media Group (WMG) Haber Servisi