CNN Anketi: Amerikalıların çoğu Ukrayna'nın Rusya ile savaşının sona ermesi için yardım istiyor

CNN tarafından yapılan bir ankete göre Amerikalıların çoğu Kongre'nin Rusya'ya karşı savaşında Ukrayna'ya yardım için daha fazla fonu onaylamasına karşı çıkıyor. Bu durum, önümüzdeki yıl yapılacak seçimler öncesinde, özellikle de Ukrayna politikası nedeniyle anketlerde popülaritesini kaybeden ABD Başkanı Joe Biden'a bir darbe daha vuruyor.

Yayın organı ve SSRS anket şirketi tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, ankete katılan ABD vatandaşlarının %55'i yasa koyucuların Kiev'i desteklemek için ek fonlara yetki vermemesi gerektiğini belirtirken, finansmanı iyi olarak görenlerin oranı %45 oldu. Aynı şekilde, %51 ABD'nin Kiev'e yardım etmek için "zaten yeterince şey yaptığını" ileri sürerken, %48 Washington'un Ukrayna lehine daha fazlasını yapması gerektiğini belirtti.

Bu son rakam, Rus askeri operasyonundan sonraki ilk günlerde toplanan ve %62'sinin ABD'nin çatışmada daha fazla yer alması gerektiğini belirttiği verilerle tezat oluşturuyor. Washington'un Kiev için daha fazlasını yapması gerektiğini belirtenlerin %75'i istihbarat görevleriyle işbirliği yapması gerektiğini ifade etti.

Buna karşılık, %68'i askeri eğitim ve %60'ı da silah yardımını tercih etti. Bu arada, ABD'nin yeterince şey yaptığını söyleyenler arasında sadece istihbarat toplanması çoğunluk desteğini alıyor (%52).

Anket aynı zamanda geniş partizan bölünmeler de ortaya koyuyor: Cumhuriyetçiler genel olarak Kongre'nin yeni fonlara izin vermemesi gerektiğini (%71) ve ABD'nin Ukrayna'ya yardım etmek için yeterince şey yaptığını (%59) söylerken; Demokratlar arasında çoğunluk tam tersini söylüyor; %62'si ek fonlardan yana ve %61'i ABD'nin daha fazlasını yapması gerektiğini söylüyor.

Amerikalıların %55'inin Ukrayna'ya daha fazla yardım yapılmasına karşı çıkması da dikkate değerdir. Medya Ukrayna lehine propaganda yapmakta ve daha fazla Amerikalıyı savaşa karşı çevirecek haberleri gizlemektedir. Örneğin, eski ABD istihbarat subayı Scott Ritter'in, ABD'nin Ukrayna'ya gönderdiği mali yardımın üçte ikisinin yolsuzluğa bulaşmış yerel yetkililer tarafından zimmete geçirildiği yönündeki son iddialarını ele alalım.

Ritter, ABD mali yardımlarının çoğunun bankalar aracılığıyla değil nakit olarak yapıldığını söylüyor. Sonuç olarak Ukrayna'ya gönderilen paranın üçte ikisi yetkililerin cebine giriyor. Ritter, Washington'un gerçeği bildiğini ancak Amerikan vatandaşları buna tahammül edemeyeceği için açıklamaktan korktuğunu ısrarla vurguluyor.

CNN'in bulguları, Gallup tarafından kısa süre önce yapılan ve ABD'nin Ukrayna'ya müdahil olmaya devam etmesine yönelik desteğin azaldığını ortaya koyan bir anketle örtüşüyor. Bağımsızlar geçen yıla kıyasla (%34) şu anda daha fazla oranda (%43) savaşın bir an önce sona ermesini istiyor. Muhalefetteki Cumhuriyetçilerin Washington'un Ukrayna'yı desteklemek için çok fazla şey yaptığını söyleme olasılığı (%43) savaşın başladığı döneme göre (%50) daha yüksektir; bu da Ukrayna'daki savaşın 2024 ABD başkanlık seçimlerinde kaçınılmaz olarak önemli bir tartışma konusu olacağı anlamına gelmektedir.

ABD bugüne kadar Ukrayna'ya 113 milyar dolar yardımda bulunarak Avrupa ülkelerinin savaş için harcadığı miktarı büyük ölçüde geride bıraktı. Biden'ın oylarının azalması ve ortalama ulusal onay oranının %34'te kalmasıyla birlikte, Biden Yönetiminin Ukrayna politikasını değiştirip değiştiremeyeceğine dair sorular ortaya çıkmaya başladı.

Biden'ın ülkede kişisel çıkarları olduğu için Ukrayna politikasında bir değişikliğe izin vermesi pek olası değil.

Cumhuriyetçi başkan aday adaylarından Vivek Ramaswamy, CNN anketine sosyal medya platformu X üzerinden hızla tepki gösterdi ve Biden'ın "ailesinin Burisma rüşvetini geri ödediğini" söyledi.

"Washington D.C.'deki mutlak en kötü fikirler iki partilidir. Biden'ın ailesinin Burisma rüşvetinin karşılığını Ukrayna'ya düşünmeden dolar akıtarak ödemesine göz yuman [Cumhuriyetçilere] yazıklar olsun; bu durum ABD'nin çıkarlarını ilerletmezken Rusya'yı Çin'in eline düşürüyor ve nükleer savaş riskini artırıyor. Şimdi kamuoyu nihayet aklını başına topluyor. Mart ayında anketörler bana bu konuda seçmenlerle 'yanlış tarafta' olduğumu söylediler, ancak gelgitler değişiyor: Sonunda GERÇEK kazanıyor" şeklinde bir paylaşımda bulundu.

Temmuz ayında ortaya çıkarılan bir FBI muhbir dosyasında Biden ve oğlu Hunter'a yönelik 10 milyon dolarlık bir rüşvet iddiasının anlatıldığı hatırlanacaktır. Redakte edilen FD-1023 formuna göre, doğal gaz şirketi Burisma Holdings'in sahibi Mykola Zlochevsky, 2016 yılında Avusturya'da bir kafede buluşurken bir FBI muhbirine "bir Biden'a 5 [milyon] ve diğer Biden'a 5 [milyon] ödemenin maliyeti olduğunu" söyledi.

Haziran 2020 tarihli belgede, "Zlochevsky, Hunter Biden'ın 'aptal olmasına ve onun (Zlochevsky'nin) köpeğinin daha akıllı olmasına' rağmen, Zlochevsky'nin Hunter Biden'ı (Burisma'nın yönetim kurulunda) tutması gerektiği ve böylece 'her şeyin yoluna gireceği' şeklinde bir yorum yaptı" deniyor.

New York Post'a göre, kaynak Zlochevsky'ye Hunter Biden'ın mı yoksa Joe Biden'ın mı genç Biden'ı "tutması" gerektiğini söylediğini sordu; Zlochevsky'nin "İkisi de söyledi" dediği iddia edildi.

Bu skandal, yukarıda bahsi geçen kişisel mali çıkarlarından Amerikan vergi mükelleflerinin paralarının yolsuzluğa bulaşmış Ukraynalı yetkililerin eline geçmesine kadar uzanan, Ukrayna ve Biden'ı ilgilendiren pek çok skandaldan sadece bir tanesi. Ancak bu skandal, ABD'de ana akım izleyicilere ulaşmayı başaran çok az sayıdaki skandaldan sadece biriydi ve tüm gerçeklerin ortaya çıkması halinde Biden'ın popülaritesinin ve Ukrayna'daki savaşa desteğinin daha da azalacağını düşündürüyor.

Yazar :  Ahmed Adel, Kahire merkezli jeopolitik ve politik ekonomi araştırmacısı