Akciğer kanserinde erken tanı

Akciğer kanserinde erken tanı ve multidisipliner yaklaşımlar yaygınlaşmalı

14:21:13 | 2025-01-31

Solunum Derneği TÜSAD Dünya Kanser Günü kapsamında bir açıklama yaparak, dünyada ve ülkemizde dolaşım sistemi hastalıklarından sonra ikinci ölüm sebebinin kanser olduğunu belirtti. TÜSAD Akciğer Kanseri Çalışma Grubu adına Doç. Dr. Pınar Akın Kabalak, “Akciğer kanseri kanser nedeniyle ölümlerin en sık nedeni. Hedefe yönelik tedaviler ve immunoterapilerin sağkalım üzerine etkisi umut verici. Ülkemizde resmi tarama programları hayata geçirilmeli” uyarısını yaptı.
 
Kanser hastalığı hakkında insanların bilinç düzeyini arttırmak ve kansere ilişkin farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 4 Şubat günü Dünya Kanser Günü olarak ilan edildi. Kanser konusundaki eğitim düzeyini ve farkındalığı arttırarak her yıl milyonlarca önlenebilir ölümün önüne geçilmesinin amaçladığı Dünya Kanser Günü kapsamında bir açıklama yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), Türkiye’de resmileşmiş bir akciğer kanseri tarama programı olmadığına dikkat çekerek, bu hastalıkla mücadele için erken tanıya öncelik verilmesi ve multidisipliner uygulamaların yaygınlaştırılması çağrısı yaptı.
TÜSAD Akciğer Kanseri Çalışma Grubu adına Doç. Dr. Pınar Akın Kabalak tarafından yapılan açıklamada, dünyada ve ülkemizde dolaşım sistemi hastalıklarından sonra ikinci ölüm sebebinin kanser olduğu belirtilerek, GLOBOCAN’ın 2022 yılı verilerine göre Türkiye’de 240 bin kişinin kanser tanısı aldığı, 129 bin 672 kişinin hayatını kaybettiği aktarıldı. Akın açıklamasında şu bilgilere yer verdi: “2025 yılı Kanser İstatistikleri ’ne göre bu yıl Amerika’da 2 milyon 041 bin 910 yeni kanser vakası ve 618 bin 120 kanser ilişkili ölüm öngörülüyor. Yapılan çalışmalar genel kanser insidansının erkeklerde azalırken kadınlarda arttığını gösteriyor. 50-64 yaş arası kadınlardaki kanser oranları şimdiden erkekleri geçmiş durumda. 2021 yılında 65 yaşından genç kişiler arasında kadınlarda akciğer kanseri insidansı erkekleri geçti. Kanser ölümleri azalmaya devam ediyor ama ancak ırksal eşitsizlikler ve özellikle kadınlar olmak üzere orta yaşlı ve genç yetişkinlerde artan hastalık yükü bu başarıyı gölgeliyor. Erken tanı ve önleme kanserle mücadelede çok önemli.”
TÜRKİYE TARAMA PROGRAMINI HAYATA GEÇİRMELİ
Türkiye’de resmileşmiş bir akciğer kanseri tarama programı bulunmadığına da dikkat çeken Kabalak, “Tarama programı uygulayan ülkeler arasında Kanada, Japonya, Güney Kore ve Amerika bulunuyor. Avustralya, İngiltere, Almanya ise tarama programını resmileştirme yolunda. İsviçre, Fransa ise henüz tarama programı onaylamadı. Romanya, hedefli LDCT taramasının geniş ölçekli uygulamasını taahhüt eden tek Avrupa ülkesi. Amerikan Kanser Derneği’ne göre 50-80 yaş arası, aktif sigara içen ya da yılda 20 ve daha üstü paket sigara içen olan bireyler tarama programlarına dahil ediliyor ve ölüm oranlarında yüzde 13 azalma öngörülüyor” açıklamasını yaptı.
HEDEFE YÖNELİK TEDAVİLER UMUT VADEDİYOR
Kabalak, akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanserde hızla gelişen bir bilgi birikiminin umut vadettiğini belirterek, tedavi süreci konusunda şu bilgileri verdi: “Hedefe yönelik tedaviler ve immunoterapilerin sağkalım üzerine etkisi artık her evrede kanıtlanmış durumda. Kanserin sadece bir tanıdan daha fazlası olup hasta merkezli bir yaklaşımla yönetilmesi gerektiği unutulmamalı. Tüm bireylerin etkin sağlık hizmetine eşit ulaşımı sağlanmalı. Biz hekimler de bu süreçte hasta ve yakınları ile sürekli iş birliği içinde olmalıyız. Kanserde erken tanıya öncelik verilmesi ve bu yönde multidisipliner yaklaşım içeren uygulamaların yaygınlaşması öncelikli görevimiz.”
İNSAN MERKEZLİ KANSER BAKIMI İYİLEŞMEYE KATKI SAĞLIYOR
Kabalak, açıklamasına şöyle devam etti; “Bir bireyin kanser tanısı alması sadece tedavi edilmesi gereken zor bir hastalık olmasının ötesinde. Hasta ve beklentileri bu yolculuğun merkezinde olmalı. Her teşhisin ardında keder, acı, iyileşme, dayanıklılık, sevgi gibi duyguları içeren benzersiz insan hikayeleri var. Bu nedenle her bireyin kendine özgü ihtiyaçlarını şefkat ve empatiyle bütünleştiren insan merkezli bir kanser bakımı yaklaşımı sonuçların iyi olmasına katkı sağlıyor.”
AKCİĞER KANSERİNİN BAŞ SEBEPLERİ: TÜTÜN VE ASBEST MARUZİYETİ
Ülkemizde 2020 yılında 3,5 milyon, 2021 yılında ise 4,5 milyon kanser taraması yapıldığını, bu taramaların sonucunda akciğer kanserinin kanser nedeniyle ölümlerin en sık nedeni olarak belirlendiğini kaydeden Kabalak, risk faktörlerini şöyle sıraladı; “Tütün ve tütün ürünleri kullanımı, kanser gelişiminde çok önemli bir etken. Bunun yanında obezite, meyve ve sebzeden fakir diyet, fiziksel aktivite eksikliği, alkol kullanımı, Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu, Hepatit veya diğer kanserojen enfeksiyonlara maruziyet, ultraviyole radyasyon maruziyeti, kentsel hava kirliliği ve katı yakıt kullanımından kaynaklanan iç mekân dumanı da hastalığın nedenleri arasında. Çevresel ve mesleki asbest maruziyeti de akciğer kanseri için bağımsız bir risk faktörü, bu nedenle asbest ile mücadele programı geliştirilmesi de şart.”
ERKEN TANIYLA ÖLÜM ORANLARI DÜŞTÜ
 
Kabalak açıklamasını şöyle tamamladı; “Akciğer kanserinden korunmanın yolu sigara ile etkin mücadele ve tarama programlarının yaygınlaşmasından geçiyor” derken, bu programların kazanımlarını şöyle özetledi; “Amerika’da gerçekleşen çok merkezli randomize “National Lung Screening Project” (NLST) çalışmasında 55-74 yaş arasında yılda 30 paket ya da daha fazla sigara kullananlar ve 15 yıl önce sigarayı bırakanlar belirlendi. Bu tarama sayesinde daha fazla hasta erken evrede tanı aldı ve en önemlisi akciğer kanserine bağlı ölüm yüzde 20 düştü. Yine Hollanda-Belçika çalışması olan NELSON ve çok merkezli İtalyan çalışması sayesinde akciğer kanseri ilişkili ölümlerde yüzde 25, erkeklerde yüzde 24 ve kadınlarda yüzde 33 göreceli azalma elde edildi.”

World Media Group (WMG) Haber Servisi




ETİKET :   tusad-akciger

Tümü