Aylardır hemen her açıklamasında Nobel Barış Ödülü'nü almak istediğini söyleyen ABD Başkanı Donald Trump bu arzusuyla çelişkili görünen bir adım attı. Trump, Savunma Bakanlığı'nın adını Savaş Bakanlığı olarak değiştirdi.
İsim değişikliğine dair kararnameyi Cuma günü imzalayan Trump, bunun, ABD'nin dikkate alınması gereken bir güç olduğunu dünyaya göstereceğini ifade ederek "savunma" adını "woke" bulduğunu vurguladı.
Kongre onayı beklenmeden Savunma Bakanı Pete Hegseth'in ofisinin girişindeki tabela "Savaş Bakanı" olarak değiştirildi.
Başkan Trump'ın ilgili talimatı Beyaz Saray ile Başkanlık makamının X hesaplarından duyuruldu:
Yeni Savaş Bakanı, eski Savunma Bakanı Pete Hegseth de kararın ardından, "Saldırıya geçiyoruz, sadece savunma yapmayacağız" dedi.
Kongre onayı beklenmeden tabelalar değişti
ABD'de Savunma Bakanlığı, 1789'dan 1947'ye kadar "Savaş Bakanlığı" olarak adlandırılmış, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından bakanlığın adı bugünkü şeklini almıştı. Hegseth, ülkesinin isim değişikliğinden bu yana hiç savaş kazanamadığını dile getirirken Başkan Trump, ABD'nin uzun zamandır "kazanmak için savaşmadığından" şikayet etti.
Yeni ismin resmen yürürlüğe girebilmesi için Kongre'nin onayı gerekiyor. Ancak henüz bu olmadan Savunma Bakanlığı binasında "savunma" ibareleri yerine "savaş" (war) tabela ve yazıları asıldı. Pentagon'un "defense.gov" şeklindeki internet adresi de "war.gov." olarak değiştirildi. Bakanlık personeli için "war" ifadesinin yer aldığı yeni kırtasiye malzemelerinin de hazırlandığı bildiriliyor.
İsim değişikliğinin yalnızca Pentagon'da değil, dünya çapındaki üslerde tabela ve resmi belgelerde güncelleme gerektireceğini belirten uzmanlar, bunun maliyetli bir süreç olacağını ifade ediyor.
Pentagon'da duvardaki "Savunma Bakanlığı" yazısını spatula ile kazıyan personelPentagon'da duvardaki "Savunma Bakanlığı" yazısını spatula ile kazıyan personel
Pentagon personeli "Savunma Bakanlığı" yazısını duvardan spatula ile kazıdıFotoğraf: Mike Pesoli/AP Photo/picture alliance
Trump'ın selefi Joe Biden, kendi döneminde Amerikan İç Savaşı sırasında, köleliğin devamı yanlısı güney eyaletlerinin kurduğu Konfederasyon ordusunun generallerinden Braxton Bragg'ın adını taşıyan "Fort Bragg" üssünün ismini "Fort Liberty" olarak değiştirmişti.
"Bragg" ismini yeniden bir askeri üsse vermek isteyen Trump yönetimi, "General Braxton Bragg" yerine aynı soyada sahip 2'nci Dünya Savaşı paraşütçüsü Er Roland Bragg'ı onurlandırdıklarını öne sürerek "Fort Bragg" ismini yeniden kullanmaya başladı ve bu sayede Kongre'den onay alma zorunluluğunu aşmış oldu.
Trump bakanlığın ve askeri üslerin isimlerini değiştirmenin yanı sıra, orduyu şekillendirme çabası kapsamında daha önce; trans bireylerin orduya alınmasını yasaklamış ve kadınlar ile azınlıkların katkılarını anlatan paylaşımları askeri sitelerden kaldırtmıştı.
Trump, değişikliğin gerekçesini, “ABD ordusunun savaşları en hızlı ve kesin biçimde kazanması gerektiğini göstermek” olarak açıkladı.
ABD Başkanı, sözlerine şöyle devam etti:
I. Dünya Savaşı’nı kazandık, II. Dünya Savaşı’nı kazandık, her şeyi kazandık. Sonra ‘woke’ olduk ve ismi Savunma Bakanlığı yaptık.
Türkçeye 'uyanık' olarak çevirebileceğimiz ve bugün sosyal medyada daha çok 'duyarcılık/duyar kasma' şeklinde eleştirilen 'Woke' kavramı, literatüre göre, toplumsal eşitsizlik, ırkçılık ve şiddete karşı duyarlılığı ifade ediyor. Ancak ABD’de muhafazakâr çevreler, bu yaklaşımın aşırıya kaçtığını, suiistimal edildiğini ve ordu dahil devlet kurumlarını 'politik doğruculuk' baskısıyla zayıflattığını, kültürü dejenere ettiğini savunuyor. Trump da bu nedenle woke kültürün, ABD’yi, asıl ihtiyacı olan savunmadan çok hassasiyetlere odaklayan, gücünü törpüleyen bir anlayış olduğunu savunarak şiddetle eleştiriyor.
Bu eleştirilere fazlasıyla katıldığı gözlemlenen ve imza töreninde Trump’ın yanında hazır bulunan Savaş Bakanı Hegseth, “Savunmada kalmayacağız, hücuma geçeceğiz: azami yıkıcılık, asgarî yasallık; politik doğruculuk değil, şiddetli etki” diyerek yeni anlayışı kamuoyuna deklare etti.
1947 öncesinde ABD’de bir 'Savaş Bakanlığı' bulunuyordu. Bu bakanlık sadece orduyu yönetirken, donanma ayrı bir bakanlığa bağlıydı. Başkan Harry Truman, Pearl Harbor saldırısının ardından 1949'da, bu ayrışmanın koordinasyona zarar verdiğini düşünerek, ordu ve donanmayı tek çatı altında topladı ve 'Savunma Bakanlığı' adını benimsedi.
Tarihçi Melvyn Leffler’e göre, bugünkü adım, “ABD’nin daha saldırgan politikaları benimseme isteğini” yansıtıyor ve bunun gerçek çatışma riskini artırabileceğini söylüyor.
Öte yandan Başkan Harry Truman, Savaş Bakanlığı’nı Savunma Bakanlığı’na dönüştürdüğünde dünya nükleer gerilimin eşiğindeydi. Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin 29 Ağustos 1949’da Kazakistan’daki Semipalatinsk Test Sahası'nda Sovyetler’in ilk atom bombası denemesini yapmış, Çin lideri Mao Zedong ise Çin Halk Cumhuriyeti’ni ilan etmişti. Bu nedenle yeni ismin, süper güçler arasında çıkacak bir savaşın gezegeni yok edebileceği bir dönemde 'savunma ağırlıklı bir caydırıcılığı' simgelemesi hedeflenmişti.
Bugün ise Trump’ın attığı adım, “ABD’nin yeniden hücuma yöneldiği” mesajı olarak değerlendiriliyor. ABD'nin eski NATO Büyükelçisi Douglas Lute, “Bu yalnızca bir ismin değil, II. Dünya Savaşı sonrası kurulan kurum ve normların da aşındırılmasıdır” diyerek, ABD’nin müttefikleriyle güven ilişkisini kaybetme riskine dikkat çekti.
Lute'nin sözleri, küresel düzenin fazlasıyla aşındığı, uluslararası kurumların etkisini yitirdiğine yönelik eleştirilerin yapıldığı bir dönemde geldi.
World Media Group (WMG) Haber Servisi