Yükseköğretim Alanının Yeniden Yapılandırılması Çalıştayı”nın Sonuç Raporu Açıklandı
“Türkiye Yükseköğretim Alanının Yeniden Yapılandırılması Çalıştayı”nın Sonuç Raporu açıklandı.
“Türkiye Yükseköğretim Alanının Yeniden Yapılandırılması Çalıştayı”nın Sonuç Raporu’nda akademik özgürlük ve kurumsal özerkliğin şart olduğu, yükseköğretim sistemindeki krizi aşmak için yeni bir çerçeve yasaya ihtiyaç duyulduğu ve katılımcı akademik yönetim, kalite güvencesi, akademik etik ve ortak değerlerin korunmasının gerekli olduğu vurgulandı.
On üç üniversiteden elliye yakın öğretim elemanının katılımı ile temmuz ayı başında gerçekleştirilen “Türkiye Yükseköğretim Alanının Yeniden Yapılandırılması Çalıştayı”nın Sonuç Raporu açıklandı.
Raporda üniversitenin ve mensuplarının akademik özgürlüklerinin teminatı özerk üniversite olarak belirleniyor. Özerkliğin üç temel boyutu idari, mali ve akademik özerklik olarak sıralanırken, özerk üniversitenin şeffaf ve hesap verebilir olması için, katılımcı akademik yönetim, kalite güvencesi, akademik etik ve ortak değerlerin korunmasının gerekliliği vurgulanıyor. En değerli ortak akademik değer liyakat olarak belirleniyor. Her başlık altında yasa yapıcılara yol göstermesi amacı ile somut öneriler yer alıyor.
Raporda ayrıca, önerilen çerçeve yasanın yükseköğretimde hangi konuları düzenleyip hangilerini düzenlememesi konusunda net öneriler yapılıyor. Özerk üniversitelerin kendi akademik, idari ve mali yapılanmalarını kamu yönetimi ilkelerini gözeterek kendi yönetmelikleri ile belirleyebilecekleri bir düzen öneriliyor.
Akademik özgürlük ve kurumsal özerklik şart
9 Aralık 2022’de yapılan tanıtım toplantısında söz alan Prof. Dr. Üstün Ergüder, 2547 sayılı yükseköğretim kanunu ve YÖK’ün merkeziyetçi yapısına dikkat çekerken bu konudaki gelişmelerin ve YÖK’e getirilen eleştirilerin kısa bir tarihini anlattı. Yükseköğretim sistemimizin önemli bir yol kavşağına geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Ergüder, bir üniversitenin gerçek anlamda üniversite olabilmesi için akademik özgürlük ve kurumsal özerkliğin şart olduğunu vurguladı. Bugüne kadar bu konuda çok sayıda çalışma yapıldığını ancak bu raporun önemli bir kıymetinin değişik üniversitelerden bir araya gelen öğretim üyelerinin ortak aklını yansıtması olduğunu vurguladı.
Raporun tanıtımını yapan Prof. Dr. Taner Bilgiç, Türkiye’nin yükseköğretim sisteminde bir kriz olduğunu, üniversite mezunlarının iş bulmakta zorlandığını, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfus avantajını kaybetmeye başladığı bu yıllarda daha fazla vakit kaybetmeden genç nesillerini heyecanlandıracak nitelikli yükseköğretim ve araştırma ortamını güçlendirmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Bilgiç hazırlanan raporun Türkiye yükseköğretim alanının akademik özgürlük ve üniversite özerkliği temelinde yeniden yapılandırılması için yeni bir çerçeve yasaya ihtiyacı olduğu sonucuna vardığını belirtti.
Raporda öne çıkan başlıklar
Önerilen yeni çerçeve yasanın genel ilke ve hedefleri: (i) laik, demokratik, eşitlikçi ve her türlü ayrımcılıktan uzak bir yapılanma; (ii) özerk, tüzel kişiliğe sahip üniversite ve fakülte; (iii) meslektaşlar arası yatay karar alma süreçleri; ve (iv) hesap verebilirlik, saydam bütçe olarak özetleniyor.
Üniversite, toplum ve devlet tarafından, insanlığa yararlı bilginin üretimi ve yayılmasına katkıda bulunmak üzere kurulan ve amacı araştırma, nitelikli eğitim-öğretim ve topluma hizmet işlevleri ile yüksek nitelikte kamu yararı üreten bir kurum olarak tanımlanıyor. Rapor, devlet üniversiteleri ile kâr amacı gütmeyen vakıf üniversitelerini, gerektiği yerde ayırarak birlikte düşünürken, meslek yüksek okulları ve kâr amaçlı yükseköğretim kurumlarını kapsamı dışında bırakıyor.
Özellikle son aylarda kamuoyunu meşgul eden rektör belirleme ve atama konusunda geniş bir perspektif öneren rapor, rektör ve dekan belirlemenin aralarında seçim de bulunan farklı süreçlerle yapılabileceğini vurguluyor. Bu konuda özerk üniversitelerin kendi çıkaracakları yönetmelikler ile hareket edebileceği, önerilen katılımcı akademik yönetim ile rektörün yetki ve sorumluluklarının denge ve denetiminin mümkün olacağını öne sürüyor.
YÖK’ün kaldırılarak yerine icra yetkisi olmayan özerk bir koordinasyon kurulu, misyon çeşitliliği çerçevesinde yeniden yapılandırılmış yeni bir üniversiteler arası kurul ve özerk kalite güvence ve akreditasyon kurulu öneren rapor bu üçlü yapının eşgüdüm içinde Türkiye’nin özerk üniversitelerin önünü açarak yerel ve küresel rekabet edecek nesiller yetiştirmesinin mümkün olduğunu vurguluyor.
Çalıştay sonuç raporu, 1 Aralık 2022’de TBMM’de grubu olan ve seçimlere girme hakkı elde etmiş siyasi partilere yollandı. Gelen davet üzerine 5 Aralık’ta altı siyasi partinin ortak yükseköğretim komisyonuna sunuldu ve görüş alındı. Bugün kamuoyu ile paylaşılan bu rapor önümüzdeki haftadan itibaren bir web sitesi üzerinden öğretim elemanları ve ilgili sivil toplum kuruluşlarından görüş almak üzere paylaşılacak. Çalıştay katılımcıları, bu konudaki çalışmalarını üniversitelerin katılımını artırarak sürdüreceklerini söylediler.