“Yanan alanlarda fidan dikiminde acele edilmemeli”
Yanan orman alanlarının bir an önce ağaçlandırılması için herkes seferber olmak istiyor ancak uzmanlar, ağaçlandırma çalışmalarının aceleye getirilmeden, bilimsel temellere uygun yapılması konusunda uyarıyor.
Son orman yangınları, can kayıplarının yanı sıra Türkiye’nin orman varlığında da büyük hasara yol açtı. 70 bin hektar civarında orman kaybı yaşandı. Yanan alanları yeniden ağaçlandırmak isteyenler için Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) önemli önerilerde bulundu. Yanan orman alanlarında öncelikle hasar tespiti yapılması gerektiğini belirten yetkililer, doğaseverleri acele etmemeleri konusunda uyardı.
7 Ağaç Ormanları programıyla 1992 yılından bu yana ağaçlandırma faaliyetleri yürüten ÇEKÜL Vakfı’nın Genel Sekreteri Ilgın Sözen, “Ormanların yandığını gören doğaseverler doğal olarak hemen yanan alanları eski haline getirmek istiyor ve bizden de bu konuda destek talep ediyor. Biz de bu alanları yeniden yeşertme konusunda kararlıyız. Ancak, yangından hemen sonra fidan dikimi yapılamayacağı için ilk atılacak adım alanların korumaya alınması olmalı” uyarısında bulunuyor.
Ağaçlandırma bilimsel olmalı
Çalışmalarını bilimin rehberliğinde, Orman Genel Müdürlüğü’yle birlikte yürüttüklerini belirten Ilgın Sözen, “Her alanın kendine özgü bir ekosistemi, toprak yapısı ve yeniden yeşerme süreci var. Hangi türlerin ne zaman dikileceği, toprağın neye ihtiyaç duyduğu gibi konular ancak uzman görüşleriyle netleşebilir. Acele atılan her adım, iyi niyetle yola çıkılsa da doğaya zarar verebilir. Bu nedenle, yeniden ağaçlandırma sürecinde acele edilmemeli. Sabırlı olmak ve uzmanlara danışmak büyük önem taşıyor. Halihazırda İstanbul, Balıkesir, Çanakkale ve Sivas’ta ağaçlandırma çalışmalarımız sürüyor, bir an önce fidan dikimine katkıda bulunmak isteyenleri o sahalarımıza davet ediyoruz” diyor.
Fidan dikimi uzun soluklu bir çaba
ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik, yanan alanlarda ormanlaştırma çalışmalarına başlamadan önce ormanlardaki doğal döngünün yeniden oluşması için adım atılması gerektiğine dikkat çekiyor. Alanda ilk önce yanan ağaçların çıkarılması için hızlı bir çalışma yapılması gerektiğini söyleyen Akkemik, “Alanda yangın öncesi tohum verme yaşında kızılçam ağaçları varsa bu alanlarda doğal yolla tohumdan gençleştirme uygulanmalıdır. Böylece hem ekolojik olarak en güçlü bitkilerin gelmesi sağlanacak hem de maliyet düşecektir” diyor.
“Yeterli tohumun omadığı ve doğal gençleştirme ile başarı sağlanamadığı durumlarda aynı bölgeden temin edilen fidanlarla ağaçlandırma yapılması gerektiğini belirten Akkemik, “Doğal ekosistemin devamlılığı açısından önemli olan ve toprağı koruyarak su tutma kapasitesini yükselten maki vejetasyonu alanda korunmalıdır. Bu vejetasyonu oluşturan dikenli pırnal, akçakesme, sandal, zeytin, defne gibi ağaçlar yangından sonra diplerinden yeni sürgün vererek yeniden büyümeye başlar” açıklamasını yapıyor. Yanan orman alanlarına doğal ekosistemi bozacak yabancı türler kesinlikle dikilmemeli uyarısını yapan Prof. Dr. Ünal Akkemik, “Bu yüzden fidan dikimi sanıldığının aksine tek günlük bir iş değil uzun soluklu bir çabadır” diyor.