Ürün Yaşam Döngüsü Boyunca Seri Numarası ile İzlenebilirlik Yaklaşımları

Envercan YÜKSEL,1, 3, Prof. Dr. Semih ÖTLEŞ1, 2 1 Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Anabilim Dalı 2 Ege Üniversitesi Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Mükemmeliyet Araştırma Merkezi 3 Lider Konfigürasyon Yöneticisi, ASELSAN A.Ş.

ÖZET

Bir ürünün ömür devri yolculuğu, daha ilk adımlarında alınan kararlarla şekillenir. Bu yolculukta kritik dönemeçlerden biri de şu sorudur; “Bu ürün seri numarasıyla mı takip edilecek, yoksa edilmeyecek mi?” Basit gibi görünen bu karar, aslında ürünün ilerleyen tüm aşamalarını ciddi anlamda etkiler.

Seri numarasıyla takip edilen bir ürün; üretimden bakıma, garanti süreçlerinden geri çağırmalara kadar her adımda kolayca tanınır ve izlenebilirlik sağlar. Bu makalede, seri numarası takibinin maliyetli bir süreç olmasına rağmen ürün yaşam döngüsüne kattığı değerleri, seri numarası kullanılmadığında ortaya çıkabilecek riskleri ve şirketlerin karar aşamasında göz önünde bulundurması gereken kritik noktaları ele alacağız.

İÇİNDEKİLER

ÖZET. i

İÇİNDEKİLER.. i

1.    GİRİŞ. 1

2.    SERİ NUMARASI –LOT/PARTİ NUMARASI KAVRAMI 1

3.    ÜRÜNLER NEDEN  SERİ NUMARASI İLE  TAKİP EDİLMELİ?. 2

4.    SERİ NUMARASI TAKİBİNİN ZORLUKLARI VE MALİYETLERİ 3

5.    SERİ NUMARASI İLE TAKİP KARARI ALINIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR.. 3

6.    SONUÇ: LÜKS MÜ, ZORUNLULUK MU?. 4

7.    KAYNAKÇA.. 4

1.            GİRİŞ

Günümüzde ürünlerin yalnızca üretilmesi değil, tüm yaşam döngüsü boyunca yönetilmesi giderek daha kritik bir hale gelmiştir. Tasarım masasından başlayıp müşterinin eline ulaşan, oradan da bakım ve geri dönüşüm aşamalarına kadar uzanan bu süreçte alınan her karar, ürünün başarısını ve şirketin rekabet gücünü ise doğrudan etkiler. Bu kararların başında ise izlenebilirlik gelir.

Ürünlerin seri numarasıyla takip edilmesi, kimi zaman ek maliyet ve operasyonel yük gibi görünse de aslında stratejik bir tercihtir.
Bu tercih, sadece üretim hattında değil; satış sonrası hizmetlerde, garanti yönetiminde, güvenlik geri çağırmalarında ve hatta yasal uyumluluk süreçlerinde büyük fark yaratır. Buna karşılık, seri numarası kullanılmayan senaryolarda ürünler toplu olarak izlenir ve bu da özellikle hata, arıza ya da kalite sorunları ortaya çıktığında ciddi riskler doğurur.

Dolayısıyla şirketler için asıl mesele, bu kararın getirdiği yük ile sağladığı fayda arasındaki dengeyi doğru kurabilmektir. Bu yazıda, seri numarası takibinin ürün yaşam döngüsündeki rolünü, getirdiği değerleri ve izlenebilirlikten vazgeçmenin doğurabileceği riskleri ele alacağız. Ayrıca, bu kritik karar aşamasında gözden kaçırılmaması gereken noktaları tartışacağız.

2.            SERİ NUMARASI –LOT/PARTİ NUMARASI KAVRAMI

Ürün yaşam döngüsünde izlenebilirliğin sağlanabilmesi için kullanılan en temel iki kimliklendirme yöntemi seri numarası ve lot/parti numarasıdır.

Çoğu zaman birbirine karıştırılsa da bu iki kavram ürünlerin farklı seviyelerde izlenebilirliğini sağlar.

Seri numarası, her ürüne özgü olarak verilen benzersiz bir kimlik numarasıdır.
Tıpkı insanların T.C. kimlik numarası gibi, tekil bir ürünü tanımlar. Bu sayede ürün; üretimden test süreçlerine, dağıtımdan bakım faaliyetlerine ve olası geri çağırmalara kadar, yaşam döngüsünün her aşamasında bireysel olarak izlenebilir.

 

Aynı üretim koşullarında, aynı malzeme ve proseslerle üretilmiş ürün grubunun tamamını ifade eder. Bir anlamda “üretim serisi” kimliğidir. Lot numarası, özellikle kalite kontrol ve geri çağırma süreçlerinde kritik öneme sahiptir çünkü belirli bir lottaki tüm ürünler aynı riskleri taşır.

Lot/Parti No, daha makro izlenebilirlik sağlarken; seri numarası ile takip daha mikro, izlenebilirlik sağlar.

Bir ürün aynı anda hem seri numarasına hem de Lot/Parti numarasına sahip olabilir.

Seri numarasına sahip olmayan ürünler sadece Lot/Parti numarasına sahip olabilir.

Örnek: 1000 adet ürün aynı lottan (2025.08-LOT-A) çıkabilir ve bunu yanı sıra her bir ürün ayrı bir seri numarası
(TC0001, TC0002 … TC1000) taşıyabilir ya da izlenebilirlik seviyesinin sadece Lot/Parti seviyesinde sağlanmasına karar verilmesi durumunda ise ürün bazlı seri numarası içermeyebilir.

 

3.            ÜRÜNLER NEDEN
SERİ NUMARASI İLE
TAKİP EDİLMELİ?

Ürünlerin seri numarası ile takip edilmesi, yalnızca üretim hattında değil, ürünün yaşam döngüsünün tüm aşamalarında değer katan bir yaklaşımdır. İlk bakışta ek maliyet ve operasyonel yük gibi görünen bu tercih, uzun vadede şirketlere hem mali hem de stratejik avantajlar sağlar.

Peki Seri numarası takibinin sağladığı temel faydalar:

Her ürün tekil kimlik kazanır. Bu sayede üretimden dağıtıma, bakımdan geri çağırmalara kadar bir ürünün tüm geçmişi şeffaf biçimde takip edilebilir.

Ürünlerin seri numarası üzerinden test sonuç raporları kayıt altına alınabilir.

Ürünün hangi müşteriye, ne zaman satıldığı ve varsa hangi servis işlemlerinden geçtiği seri bazlı olarak kayıt altında tutulur. Böylece hem müşteri memnuniyeti artar hem de doğru serili ürünün garantisi teminat altına alınmış olur.

Hatalı ürünler seri bazlı olarak kolayca tespit edilir. Lot/Parti bazlı geri çağırmalarda yüzlerce sağlam ürün de sistemden çıkarılırken, seri numarası takibi sayesinde yalnızca sorunlu ürünler geri çağrılır. Bu da ciddi maliyet ve zaman avantajı yaratır.

Özellikle savunma, medikal cihaz ve havacılık sektörlerindeki sözleşmelerde seri numarası ile izlenebilirlik çoğu zaman bir zorunluluktur.

Seri numarası olmayan ürünler yasal denetimlerden geçemez. Denetimden geçen ürünler ise seri bazlı olarak kayıt altına alınır ve sürecin devamında aynı serili ürün ile sürecin devam etmesi beklenir.

Karmaşık sistemlerde bir bileşenin geçmişi net olarak bilindiğinde bakım, modernizasyon ve entegrasyon süreçleri sorunsuz yürütülür.

Tekil ürün verileri sayesinde arıza oranları, kullanım koşulları ve müşteri davranışları analiz edilerek daha dayanıklı ürünler geliştirilebilir. Belirtilen serilerden elde edilecek veriler ışığında gerekli düzeltici ve önleyici faaliyetler kolaylıkla tespit edilebilir.

Seri numarası, özellikle karmaşık projelerde ürünlerin tedarik, stok ve dağıtım süreçlerinde şeffaflık sağlar. Ürünün hangi serisinin hangi projelere ait olduğu bilgisi kritik bir detaydır.

4.            SERİ NUMARASI TAKİBİNİN ZORLUKLARI VE MALİYETLERİ

Her ürünün seri numarasıyla izlenmesi büyük avantajlar sağlasa da, bu yaklaşım şirketler için çeşitli zorlukları ve ek maliyetleri beraberinde getirir. Özellikle yüksek hacimli üretim yapan sektörlerde, bu karar operasyonel süreçleri doğrudan etkiler.

Her ürüne benzersiz bir seri numarası verilmesi, üretim hattına ek bir adım daha ekler. Markalama, etiketleme veya gövde üzerine lazer kazıma gibi işlemler hem zaman hem de ekipman maliyeti doğurur.

Seri numarası takibi, sadece fiziksel işaretleme ile bitmez. Her numaranın bir veri tabanında kayıt altına alınması ve ürünün yaşam döngüsü boyunca güncel tutulması gerekir. Bu da güçlü bir IT altyapısı, entegrasyon ve sürekli veri yönetimi maliyeti anlamına gelir.

Lot bazlı takipte depoda ürünler topluca yönetilirken, seri numarasıyla her ürün tek tek kayıt altına alınır. Bu, özellikle binlerce ürünün yönetildiği depolarda operasyonel hızın yavaşlamasına sebep olabilir.

Çalışanların doğru etiketleme, kayıt ve raporlama konusunda eğitilmesi gerekir. Küçük bir hata bile izlenebilirliği sekteye uğratabilir.

Kritik ve pahalı ürünler için seri numarası takibi anlamlıdır. Ancak yüksek adetli, düşük maliyetli parçalarda (örneğin bağlantı elemanları, standart kablolar) seri numarası takibi yapmak, maliyet-fayda dengesini bozabilir.

5.            SERİ NUMARASI İLE TAKİP KARARI ALINIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Seri numarası takibi konusunda doğru karar, her şirket ve her ürün için farklıdır. Burada önemli olan, “her ürüne seri numarası vermek zorundayız” anlayışı yerine, stratejik değerlendirme yaparak karar vermektir.

Şirketlerin bu kararı verirken göz önünde bulundurması gereken temel noktalar:

Savunma, havacılık, medikal cihaz gibi insan hayatı veya milli güvenlik açısından kritik ürünlerde seri numarası takibi neredeyse vazgeçilmezdir. Buna karşılık düşük maliyetli, tüketim odaklı ürünlerde lot bazlı takip daha uygun olabilir.

Seri numarası takibi maliyetli bir süreçtir. Şirketler, bu maliyetin getirdiği avantajları (garanti yönetimi, geri çağırma kolaylığı, müşteri güveni) ile kıyaslamalıdır. Eğer fayda, maliyeti açıkça aşıyorsa karar nettir.

Ulusal ve uluslararası standartlar, bazı sektörlerde seri numarası takibini zorunlu kılar. Şirketler, sözleşmelere bağlı olarak yasal ve standartlara yönelik uyum yükümlülüklerini dikkate alması gerekir.

Kısa ömürlü ürünlerde lot takibi yeterli olabilir. Ancak onlarca yıl hizmet verecek savunma sistemleri gibi uzun yaşam döngüsüne sahip ürünlerde seri numarası takibi büyük avantaj sağlar.

Şirketin satış sonrası hizmet ağı güçlü ise seri numarası takibi bu ağı daha etkin hale getirir. Tersine, servis altyapısı zayıf olan bir firmada ek bir yük haline gelebilir.

Bazı müşteriler (özellikle devlet kurumları veya büyük savunma projeleri) ürünlerin seri numarası ile takip edilmesini şart koşar. Müşteri şartnameleri kararı doğrudan etkiler.

6.            SONUÇ: LÜKS MÜ, ZORUNLULUK MU?

Seri numarası takibi, ilk bakışta ek maliyet, operasyonel yük ve karmaşıklık olarak görülebilir. Ancak ürünlerin yaşam döngüsü boyunca sunduğu avantajlar göz önüne alındığında, bu karar çoğu zaman “lüks” olmaktan çıkar ve “zorunluluk” haline gelir.

Elbette her ürün, her müşteri ve her sektör için tek bir doğru yoktur. Bazı alt komponent ve mekanik parça ürünlerinde ihtiyaca dayalı olarak alınacak olan Lot/Parti bazlı takip kararı, maliyet-fayda açısından daha uygun olabilir. Ancak kritik ürünlerde, uzun yaşam döngüsüne sahip olan sistemlerin kendisi ile test edilebilir yapıların seri numarası ile takip edilmesi, şirketlerin sürdürülebilirliği ve güvenilirliği için vazgeçilmezdir.

Sonuç olarak, seri numarası takibi bir tercih değil; doğru zamanda, doğru ürün ve doğru stratejiyle uygulandığında şirketlere değer katan bir yatırımdır. Seri numarası ile takip kararı verirken maliyet ve zorluklara takılıp kalmak yerine, uzun vadeli ürün yaşam döngüsünün tamamını görmek gerekir.

Çünkü savunma sanayiinde olduğu gibi bazı alanlarda, tek bir ürünün kimliğini kaybetmek, yalnızca bir ürünü değil, bir projenin bütün güvenilirliğini riske atabilir.

7.            KAYNAKÇA

Institute for Process Excellence (IpX). (2020). CM2 Methodology. Denver, CO: IpX.

ISO. (2015). ISO 9001:2015 Quality management systems — Requirements. Geneva: International Organization for Standardization.

ISO. (2016). ISO 13485:2016 Medical devices — Quality management systems — Requirements for regulatory purposes. Geneva: International Organization for Standardization.

ISO. (2017). ISO 10007:2017 Quality management — Guidelines for configuration management. Geneva: International Organization for Standardization.

Mader, D. P. (2007). Configuration management principles and practice. John Wiley & Sons.

NATO. (2010). ACMP-2100 NATO Configuration Management Policy. Brussels: NATO Standardization Office.

Stark, J. (2023). Product lifecycle management (Volumes 1–3). Springer, Cham.

Terzi, S., Bouras, A., Dutta, D., Garetti, M., & Kiritsis, D. (2010). Product lifecycle management – From its history to its new role. International Journal of Product Lifecycle Management, 4(4), 360–389.