TİP Sözcüsü Kadıgil'den Polonez İşçilerine Destek

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil, İstanbul’un Çatalca ilçesinde bulunan Polonez Gıda fabrikasında, sendikalaştıkları gerekçesiyle işten çıkarılan işçilerin direnişini ziyaret etti. Ziyaretin ardından bir açıklama yapan Kadıgil, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya seslenerek “Buradaki işçileri ziyaret edeceğin yerde, polisleri yığıp bu insanlara eziyet ettiremezsin” ifadelerini kullandı.

İstanbul’un Çatalca ilçesinde bulunan, Ürdün şirketi Siniora Food’a ait Polenez Gıda’da, Tek Gıda-İş Sendikasına üye oldukları gerekçe gösterilen işçiler tazminatsız olarak işten atılmıştı.

İşe iade talebiyle fabrika önünde bir araya gelen işçilerin direnişini, daha önce 17. gününde ziyaret eden TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, işçilerle dayanışma amacıyla bugün bir kez daha direniş alanını ziyaret etti.

‘Koruyucu elbise vermedikleri bu insanlara asgari ücreti bile çok görüyorlardı’

Ziyaretin ardından bir basın açıklaması yapan Kadıgil, işçilerin “İşçilere değil patronlara barikat” sloganına da eşlik ettiği konuşmasında şunları kaydetti:

“Sevgili işçi kardeşlerim, 71. günündeyiz bugün. Siz 71. günündesiniz, ‘biz’ dersek ayıp olur. Evet, Türkiye İşçi Partisi ilk gününden beri burada, emek veren yoldaşlarımın emeklerine sağlık. Son geldiğimde 17. günündeymişiz, aradan 54 gün geçmiş. Bu 54 gün bizim için çeşitli çalışmalarda geçti, maaşımız da yatmaya devam etti, Türkiye’nin birçok yerinde de bu böyle oldu. Ama bu 54 günde, arkamda gördüğünüz, birçoğu kadın 146 işçi 5 kuruş para alamadı. Niye? Anlatalım. 3 kuruş maaşa çalıştırdılar bu insanları yıllarca. Daha önce geldiğimizde anlattık: Arkamda bir Aynur Abla vardı, 20 yıldır burada çalışıyor, 16 bin lira maaş alıyordu, asgari ücret bile vermiyorlardı. Birbirinden tehlikeli kimyasallarla her gün temizlik yapıyorlardı, bir tane koruyucu elbiseyi çok görüyorlardı bu insanlara. İzin hakkını çok görüyorlardı, yeri geliyordu 48 saat üst üste çalıştırıyorlardı bu insanları, bunlara rağmen asgari ücreti bile çok görüyorlardı.

"Direnişleri sayesinde işsizlik maaşına kavuştular"

Ne yaptılar? ‘Tekgıda-İş’e üye olalım, hukukun bize verdiği hak var; sendikalı olalım, bir araya gelelim, hakkımızı savunalım’ dediler. Ne oldu? Bu insanların emeğiyle kendi çocuklarını özel okulda okutan o patronlar, 146 işçiyi ‘ahlaksız’ diye, o kodla bu işten attılar. İşsizlik maaşı alamıyorlar, dile kolay 71 gün… Alamıyorlardı, tenezzül ettiler de nihayet işsizlik maaşına kavuştular. Bu direniş sayesinde… Patronların lütfu değil, devletin de zerre katkısı yok, burada 71 gündür direnen kız kardeşlerim sayesinde nihayet işsizlik maaşına kavuştular. Ne kadar sordunuz mu? Kimisi 12 bin liraya, kimisi 14 bin liraya, kimisi 15 bin liraya çocuk okutmaya çalışıyorlar şu anda, okullar açıldı. Ve hala bu direniş sürüyor.

"Fabrikanın önünde seslerini duyurmak istedikleri için işkenceyle gözaltına alındılar"

O patronlar taşeron işçilerle bu işe devam ediyorlar. Onların cebinden eksilen bir şey olmadı, arkamdaki işçi kardeşlerimin hayatı çalınıyor. Buraya ne şartlarda geldiğimizi bütün Türkiye’nin duymasını istiyorum. Biz buraya yürürken 2 milletvekili olarak, 350 metre polis barikatıyla yürüyoruz. Çatalca’dayız şu an, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerindeyiz İstanbul’un. Normalde şurada bir kadın yürüse, tecavüze uğrayıp öldürülse polisin gelmesi bir hafta sürer; ama bir işçi hakkını arayınca ne hikmetse coplarla, ters kelepçeyle gözaltına aldılar bu insanları. Suçları ne bu insanların? Rüşvet mi vermişler Amerika’daki siyasetçilere? Bu ülkenin parasını mı çalmışlar? Yok, haklarını aramışlar! Fabrikanın önünde seslerini duyurmak istedikleri için ters kelepçeyle, işkenceyle gözaltına alındı bu insanlar. Ayıp değil mi? Suç değil mi? Bu nasıl siyaset?

"Sosyal Medya Bakanı Ali Yerlikaya, bizde size yedirilecek hak yok, işçiler yalnız değil!"

Sosyal Medya Bakanı demek lazım, sayın Ali Yerlikaya, buradaki işçileri gelip ziyaret edip ‘Ne oluyor burada?’ diyeceğin yerde, polisleri yığıp bu insanlara eziyet ettiremezsin! Sanıyorlar ki bu böyle geçer, 50 gün direnirler 60 gün direnirler, hele bir kış gelsin de onların boyunun ölçüsünü görürüz. Ama onlara, arkamda direnen cesur yürekli bütün kadınlar adına söylüyorum ki çok beklersiniz! Bizde size yedirilecek hak yok, bu işçiler yalnız değil!”