İran ve Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Tartışmalı Körfez Adaları Konusunda Anlaşmazlığa Düştü

Genel olarak küresel sistemin çok kutupluluğa geçişini hızlandırmak ve özel olarak da Orta Avrasya'da Kuzey-Güney Ulaşım Koridoruna öncülük etmek konusundaki ortak çıkarları, bu anlaşmazlığın ilişkiler üzerindeki etkisini azaltmaya hizmet etmektedir.

İslam Cumhuriyeti Haber Ajansı hafta sonu Dışişleri Bakanlığı'nın Rus maslahatgüzarını büyükelçinin yokluğunda çağırarak kendisine birkaç gün önce Fas'ta düzenlenen altıncı Rus-Arap İşbirliği Forumu'nun ortak bildirisini protesto eden bir nota verdiğini bildirdi. Bildirinin 45. paragrafında, BAE'nin İran'ın kontrolündeki bazı Körfez adaları üzerindeki hak iddiasını kabul eden ve bu anlaşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesini destekleyen Temmuz ayındaki Rusya-KİK ortak açıklamasına atıfta bulunulması Tahran'ı kızdırdı.

O dönemde Rus Büyükelçisi de çağrılmış ancak "Bazı Körfez Adaları Üzerindeki Rus-İran Anlaşmazlığının Yönetilebilir Olduğu" değerlendirilmişti ki bu hafta İran ile Rusya liderliğindeki Avrasya Ekonomik Birliği arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması da bunu kanıtlıyor. Tehran Times ayrıca Rusya'nın İran'a 6,5 milyar ruble (~70 milyon dolar) kredi verdiğini de bildirdi. Açıkça görüldüğü üzere, bu iki stratejik ortak bu konuda aynı fikirde olmama konusunda anlaşmışlardır.

Genel olarak küresel sistemde çok kutupluluğa geçişi hızlandırma ve özel olarak da Orta Avrasya'da Kuzey-Güney Ulaşım Koridoru'na öncülük etme konusundaki ortak çıkarları, bu anlaşmazlığın ilişkiler üzerindeki etkisini azaltmaya hizmet ediyor. Nesnel olarak konuşmak gerekirse, İran'ın BAE'nin bu adalar üzerindeki iddialarını tartışan herkese kızmaya hakkı olsa da, Rusya'nın şimdiye kadar yaptığı tek şey bu anlaşmazlığa barışçıl bir çözüm bulunmasını desteklemekti ve hiçbir zaman bu adaların Emirlik'e ait olduğunu iddia etmedi.

Öyle olsa bile, Abu Dabi'nin iddialarını ilk etapta kabul etmek Tahran tarafından her zaman sahadaki kontrolünün meşruiyetinin sorgulanması olarak yorumlanır, ancak Abu Dabi'nin politika yapıcıları, ortaklarının dengeli konumu nedeniyle Moskova ile ilişkileri bozmaya değmeyeceğini anlayacak kadar akıllıdır. Rusya bugünlerde Batı'nın mali ve teknolojik yaptırım baskısına karşı en önemli Arap supabı olarak BAE'ye büyük ölçüde güveniyor ve bu da Kremlin'i bu anlaşmazlığın varlığını kabul etmeye zorluyor.

İran'ı destekleyen tarafgir bir tutum takınması BAE'nin Arap kardeşlerine baskı yaparak geçen yaz KİK'te ve bu ayki Arap etkinliğinde olduğu gibi Rusya ile çok taraflı angajmanlarını, Kremlin yumuşayana kadar ortak etnik gruplarıyla dayanışma adına ertelemelerine yol açabilir. Nesnel olarak konuşmak gerekirse, böyle bir tutum Rusya'nın ulusal çıkarlarına ters düşerdi, bu nedenle Moskova'da hiç kimse buna yanaşmadı. Bu doğrultuda Rusya, Suriye'deki etnik grupların varlığını kabul etmiştir.

Yazan : Andrew Korybko

Gazeteci / Politik Analist