IK Alanında 2024’ün İzleri, 2025’in Hedefleri

IK Alanında 2024’ün İzleri, 2025’in Hedefleri. 2024: Çalışan Refahı ve Dijitalleşme Öne Çıktı.

2024 yılı, Türkiye’de İnsan Kaynakları (İK) sektörü için büyük dönüşümlerin yaşandığı ve geleceğe yönelik yeniliklerin temellerinin atıldığı bir yıl oldu. Eşitlilik, çeşitlilik ve kapsayıcılık ön plana çıkarken, esnek çalışma modellerinin çalışan bağlılığı üzerindeki olumlu etkileri dikkat çekti. McKinsey’in 2024 Employee Sentiment Survey raporu, bu modelleri benimseyen şirketlerde çalışan memnuniyetinin %70’e kadar arttığını belirtiyor. Deloitte’un 2024 Global Human Capital Trends raporuna göre de, 2024’te öne çıkan konulardan biri olan çalışan yan haklarını genişleten şirketler, iş gücü kaybını %40 oranında azaltıyor.

Bunun yanı sıra dijital dönüşüm ve teknolojik entegrasyon, iş süreçlerini dönüştürdü. Gartner’ın 2024 HR Technology Insights raporuna göre, yapay zeka destekli işe alım araçları doğru aday seçimini %35 artırırken, işe alım sürelerini de %50 oranında kısaltıyor. Bu tür teknolojiler, yalnızca operasyonel verimliliği artırmakla kalmayıp, aynı zamanda çalışan bağlılığını güçlendirme konusunda da iş dünyasına önemli katkılar sağladı.

2025: Yapay Zeka, Eşitlik ve Yeni Çalışma Modelleri

2025’e girerken iş dünyasını daha da güçlü değişimler bekliyor. Boston Consulting Group’un 2024 Diversity & Inclusion Report raporu, kapsayıcı kültür politikalarına yatırım yapan şirketlerin inovasyon oranlarının %20 daha yüksek olduğunu ve bu şirketlerin %30 daha fazla karlılık sağladığını vurguluyor. Bu sonuçlar, eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık politikalarının daha kurumsal bir kimlik kazanarak iş yerlerinin temel değerlerinden biri haline geleceğini gösteriyor.

Pandemi sonrası popüler hale gelen hibrit çalışma modellerinin, giderek artan bir şekilde yerini ofise dönüş trendine bırakacağı öngörülüyor. McKinsey'nin hibrit çalışma modellerine ilişkin araştırmasının da gösterdiği gibi, ofiste çalışmak çalışanların verimliliğini artırdığı için birçok şirketin 2025 politikalarında öncelikli tercihleri arasında yer alıyor.

PwC’nin Global Workforce Hopes and Fears Survey 2024 raporu ise, toplu işe alım süreçlerinde yapay zekanın kullanımının işe alım sürelerini %60 oranında hızlandırırken, iş gücü maliyetlerini %25 oranında düşürdüğünü ortaya koyuyor. Bu dönüşüm, iş dünyasının daha dinamik ve verimli bir yapıya kavuşmasına olanak tanırken, 2025 itibarıyla yapay zeka kullanımının tüm alanlarda artacağını da gösteriyor.  Bu politikalar ve uygulamalarla 2025 yılında şirketler verimlilik ve maliyet yönetiminde önemli kazanımlar elde etmeyi hedefliyor.

Jilda Bal: “Türkiye’de Dönüşüm Hızlanacak”

Gilda&Partners İK Danışmanlık Kurucusu Jilda Bal, bu değişimlerin Türkiye iş dünyasına etkilerini şöyle değerlendiriyor:
“2025, Türkiye için dönüşümün hız kazandığı bir yıl olacak. Özellikle eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık politikaları, kurumların yalnızca sosyal sorumluluk çerçevesinde değil, aynı zamanda rekabet avantajı sağlamak adına benimsediği bir strateji haline gelecek. Ayrıca yapay zekanın işe alım ve yetenek yönetimindeki rolü, daha hızlı ve etkili kararlar alınmasını sağlayacak. Ofise dönüş ise organizasyon kültürünü güçlendirme ve ekip uyumunu artırma noktasında önemli bir fırsat sunacak. 2024 yılı, Türkiye’deki şirketlerin yetenek yönetimi ve çalışan bağlılığına yaptıkları yatırımlar açısından bir dönüm noktası oldu. Özellikle kurumsal firmaların dijitalleşme sürecine hızla adapte olması ve çalışan refahına yönelik politikaları genişletmesi, yerel iş gücü piyasasında olumlu bir hava yarattı. 2025 yılında bu gelişmelerin daha güçlü bir altyapıyla devam edeceğini düşünüyoruz. Türkiye’deki iş dünyası, bu değişimlere uyum sağladıkça global rekabette daha güçlü bir konuma gelecek.”